Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
5. sayfa BirinciBirinci ... 345

Servise bırakılan motorun kazaya karışması ! Yardım

    REKLAM ALANI
  1. #81

    Üyelik
    26 Kasım 2017
    Şehir
    Sin City
    Motosikleti
    Yoqhtır...
    Hey maşallah


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #82
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Artık aradan bir yıl geçmişti ve ben çok mutluydum

    Nede olsa bir arabam vardı ve artık bir problem yaşamıyordum.

    Günlerden bir gün ...

    Çatalca taraflarında alt taraf bir şeye çarptı. Tak diye bir ses geldi aşağıdan...
    Bir şeyler koptu alttan.

    Eğilip bakınca artık salıncak mı nedir bilmiyorum bir demir sarkık duruyordu...

    Servisi aradım Ferhat usta sağolsun kalktı geldi.
    Adam arabadan krikoyu çıkardı o demirden kaldırdı. Sonra urganla bağladı diğer demire.

    "Geç direksiyona, yavaş yavaş beni takip et" dedi...

    Ben öyle gittim Sefaköye kadar. Hiçbir problemde çıkmadı.

    Altta bir şeyleri kaynattılar, değiştirdiler bir saat sonra verdiler arabayı.
    2 ay sorunsuz kullandım.

    Günün birinde tak diye bir ses geldi. Baktımki aynı yerden ve aynı sorun.
    Gittim bir yerlerden urgan buldum. Krikoyla demiri kaldırdım.

    Aynı Ferhat ustanın yaptığı gibi demirleri bağlayıp urganın fazlasınıda keserek tın tın servisin yolunu tuttum.
    Neyseki servise çok uzak değildim ama günlerden pazardı.

    Ertesi gün Ferhat usta baktı...
    "İyi öğrenmişsin. Ben bile böyle bağlayamazdım" demezmi

    O günden sonra arabada hep urgan ve çakı taşıdım
    Ama nedense bir daha o demir kopmadı

    Yolda kaldım mı, kaldım. Ama teknik arızadan değil,
    Parasızlıktan benzin koyamadığımdan...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:09 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:58 ----------

    Asıl bombayı unutmuşum

    Şu Fenerlilerin cam kırma olayından iki hafta kadar sonra ...

    Arabayı aldığım arkadaşımın nişanlısı üniversite sınavına girecek.
    Veya üniversitede bir sınavı var.
    Benden Basic çalıştırmamı istedi.

    Bakırköyde şimdiki Carussel o zaman Vita fabrikası viranesi arkasına parkedeceğim arabayı.
    Kahya geldi. "anahtar vermen gerek" dedi. Baktımki arkadaşın hanındaki birisi anahtarı veriyor.
    Verdim bende Kahya Yaşara anahtarı...
    Neticede kelli felli şapkalı, kolluklu, kolunun altında çantalı bir kahya

    Gittim arkadaşımın nişanlısına basic bilgisayar dili çalıştırdım.
    O arada benim fotoğrafımı çekmişler.

    Ben dünyanın en mutlu adamı. Sıdıkam artık benimle, her yere gidiyorum onunla

    Bir saat kadar ders çalıştırma ardından çıkıyorum.

    Bir bakıyorum benim araba yok. kahya Yaşar'da yok...

    Köşede bir pilavcı abi var. Diyorki...

    "Yaşar yarım saat önce kırmızı bir arabayı Geliğin karşısındaki benzinciye yıkamaya bırakmıştı.
    Senin arabayla ona bakmaya gitti.
    Bu Yaşar araba kullanmayı bilmez çok kişinin arabasını çarptı.
    Git bul arabanı... Büyük ihtimal benzincidedir..."

    Ben koşa koşa benzinciye gidiyorum...

    Evet kırmızı bir araba yıkama bölümünde...

    Ve beyaz bir Skoda 120 orada duruyor

    Tabi kazın ayağı öyle değil ...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:10 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:09 ----------

    Ben beyaz Sıdıkamı orada görünce sevinçten havalara uçuyorum...

    Hemen koltuğa geçiyorum. Anahtarda üzerinde...

    Daha anahtarı çevirmeye fırsat kalmadan beni yaka paça çekip çıkarıyorlar arabadan...

    "Hırsız varrrr" diye bağırıyor birileri.

    Ben bir kaç yumruk ve tekme yiyorum.

    Linç edecekler beni...
    Angrypower ve mustafa_325 bunu beğendiler.

  3. #83
    mustafa_325 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    28 Temmuz 2010
    Şehir
    istanbul-kocaeli
    Motosikleti
    Pulsar RS 200 - Thriumph TİGER 800
    Alıntı ufoz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Artık aradan bir yıl geçmişti ve ben çok mutluydum

    Nede olsa bir arabam vardı ve artık bir problem yaşamıyordum.

    Günlerden bir gün ...

    Çatalca taraflarında alt taraf bir şeye çarptı. Tak diye bir ses geldi aşağıdan...
    Bir şeyler koptu alttan.

    Eğilip bakınca artık salıncak mı nedir bilmiyorum bir demir sarkık duruyordu...

    Servisi aradım Ferhat usta sağolsun kalktı geldi.
    Adam arabadan krikoyu çıkardı o demirden kaldırdı. Sonra urganla bağladı diğer demire.

    "Geç direksiyona, yavaş yavaş beni takip et" dedi...

    Ben öyle gittim Sefaköye kadar. Hiçbir problemde çıkmadı.

    Altta bir şeyleri kaynattılar, değiştirdiler bir saat sonra verdiler arabayı.
    2 ay sorunsuz kullandım.

    Günün birinde tak diye bir ses geldi. Baktımki aynı yerden ve aynı sorun.
    Gittim bir yerlerden urgan buldum. Krikoyla demiri kaldırdım.

    Aynı Ferhat ustanın yaptığı gibi demirleri bağlayıp urganın fazlasınıda keserek tın tın servisin yolunu tuttum.
    Neyseki servise çok uzak değildim ama günlerden pazardı.

    Ertesi gün Ferhat usta baktı...
    "İyi öğrenmişsin. Ben bile böyle bağlayamazdım" demezmi

    O günden sonra arabada hep urgan ve çakı taşıdım
    Ama nedense bir daha o demir kopmadı

    Yolda kaldım mı, kaldım. Ama teknik arızadan değil,
    Parasızlıktan benzin koyamadığımdan...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:09 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:58 ----------

    Asıl bombayı unutmuşum

    Şu Fenerlilerin cam kırma olayından iki hafta kadar sonra ...

    Arabayı aldığım arkadaşımın nişanlısı üniversite sınavına girecek.
    Veya üniversitede bir sınavı var.
    Benden Basic çalıştırmamı istedi.

    Bakırköyde şimdiki Carussel o zaman Vita fabrikası viranesi arkasına parkedeceğim arabayı.
    Kahya geldi. "anahtar vermen gerek" dedi. Baktımki arkadaşın hanındaki birisi anahtarı veriyor.
    Verdim bende Kahya Yaşara anahtarı...
    Neticede kelli felli şapkalı, kolluklu, kolunun altında çantalı bir kahya

    Gittim arkadaşımın nişanlısına basic bilgisayar dili çalıştırdım.
    O arada benim fotoğrafımı çekmişler.

    Ben dünyanın en mutlu adamı. Sıdıkam artık benimle, her yere gidiyorum onunla

    Bir saat kadar ders çalıştırma ardından çıkıyorum.

    Bir bakıyorum benim araba yok. kahya Yaşar'da yok...

    Köşede bir pilavcı abi var. Diyorki...

    "Yaşar yarım saat önce kırmızı bir arabayı Geliğin karşısındaki benzinciye yıkamaya bırakmıştı.
    Senin arabayla ona bakmaya gitti.
    Bu Yaşar araba kullanmayı bilmez çok kişinin arabasını çarptı.
    Git bul arabanı... Büyük ihtimal benzincidedir..."

    Ben koşa koşa benzinciye gidiyorum...

    Evet kırmızı bir araba yıkama bölümünde...

    Ve beyaz bir Skoda 120 orada duruyor

    Tabi kazın ayağı öyle değil ...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:10 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:09 ----------

    Ben beyaz Sıdıkamı orada görünce sevinçten havalara uçuyorum...

    Hemen koltuğa geçiyorum. Anahtarda üzerinde...

    Daha anahtarı çevirmeye fırsat kalmadan beni yaka paça çekip çıkarıyorlar arabadan...

    "Hırsız varrrr" diye bağırıyor birileri.

    Ben bir kaç yumruk ve tekme yiyorum.

    Linç edecekler beni...
    İyi kitap olur bu hikayeden. Araba sevdası 2.

  4. #84
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Yerde tekme yerken, bir yandanda...

    "Bu benim arabam. Yaşar, kahya Yaşar almış benim arabayı buraya gelmiş" diyorum.

    Vurmayı bırakıyorlar.

    Bu arada benim Sıdıkanın plakasını bilmiyorum

    Ama bindiğim beyaz Skodanın 120GLS değil sadece 120L olduğunu farkediyorum.

    Beni tutanlardan birisi : "Sen İnançın Skodasınımı satın almıştın" diye soruyor.
    "Evet. Falan handa birinci katta çay ocağının yanındaki odada işyeri olan İnançtan aldım arabayı" diyorum.

    Adam : "Yaşaramı verdin anahtarı" diyor.
    "Evet" diyorum.

    "Tamam kardeşim git arabanı bul. Çok arabayı haşat etti bu Yaşar. Bende yan handa gelinlikçiyim İnançıda tanıyorum" diyor.

    Beni bırakıyorlar.

    Ben haşat vaziyette koşa koşa gerisin geri, arkadaşımın handaki işyerine gidiyorum.
    Elimi yüzümü yıkamadan önce benim bir fotoğrafımı daha çekmişler.

    Hayatımda 2 saat arayla aynı yerde çekilmiş en enterasan iki fotoğrafır.

    Ben çökmüş. Ben bitmiş. Saç baş darmadağın. Yüzüm mor....

    Ama gözlük sağlam
    Ona para vermeyeceğiz en azından

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:24 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:20 ----------

    Elimi yüzümü yıkayıp üstümü başımı düzelttikten sonra ben çıkıyorum gidiyorum kahya Yaşarın durduğu yere.

    Bekliyorum Yaşar gelecek beni arabayı getirecek.

    Birden,

    Köşeden beyaz bir Skoda dönüyor sokağa.

    Sıdıkam, Sıdıkam diye fısıldıyorum gülümseyerek

    Ne yazıkki gelen, az önce benzincide yanlışlıkla bindiğim Skoda 120L.

    Sahibi parkediyor. "Geçmiş olsun. Hakkını helal et. İnşallah Yaşar kazasız belasız getirir" diyor.

    Epey bir süre bekliyorum Yaşarın Sıdıkamla birlikte gelmesini...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:32 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:24 ----------

    Derken sokağın başında kafasında şapka, kırmızı kolluklu kahya Yaşar görünüyor.
    Yanındada bir adam.

    Ama Sıdıkam yok...

    Yaşar : "Abi ben senin arabayla bu abinin taksisine çarptım" diyor...

    Ben : "O kadarcık mı" diyorum
    Neden böyle bir soru sordum hala anlayabilmiş değilim

    Ben, Yaşar ve taksici kazanın olduğu yere gidiyoruz.

    Kaza Bakırköyde şimdiki caruselden sahil yoluna giderken Balçıkçıları geçer geçmez oluyor.

    O zamanlar o yol gidiş geliş.

    Taksici diyorki : "Abi bir baktım aşağıdan bir araba geliyor ama şoför yok"
    "Sonra bir kafa çıktı tekrar kayboldu"
    "O kadar kornayada bastım ama bu geldi bana çarptı"

    Yaşar saf, Yaşar temiz, Yaşar yalan söylemez

    Yaşar : "Evet abi teybe kaset takmaya çalışıyordum bir türlü sokamadım şu meret kasedi yerine"

    Yaşar sahil yönünden Carusele, taksici carusel tarafından sahile giderken Sıdıkayı sol önden taksiye çarpıyor.

    Takside bir şey yok gibi görünsede Sıdıka topal kalmış. Sol teker kopmuş ve yandaki binanın bahçesine uçmuş...

    Hemen yandaki bir dükkana gidiyorum. Oradan duvarda Yenimahalle karakolu telefonunu bulup arıyorum çağırıyorum polisleri.
    NOT: O dönem cep telefonu yok. Rica minnetle telefonla arıyoruz sabit telefonlardan biryerleri...

    Yenimahalle karakolundan bir ekip geliyor...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:37 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:32 ----------

    Yenimahalle kaarakol ekibi bakıyor ve

    "Kardeşim bu olay bizim bölgemize ait değil. Siz Ataköy karakolunu arayacaktınız" diyorlar.
    Meğer yolun ortasındaki şeridin sağına Yenimahalle soluna Ataköy karakolu bakarmış

    Yenimahalle ekibi anons yapıyor ve Ataköy karakolundan bir ekip otosu geliyor.
    Ama onlarda diyorki

    "Yok kaza Yenimahalle tarafında olmuş. O yüzden biz bakmayız. Yenimahalle siz bakın"

    Bunlar başlıyor atışmaya.
    Yok geçen sefer biz baktık, şimdi sen bak diye

    Bu arada telsizden bir anons geçiyor ...

    "Yenimahalle bilmemne sokakta falan falan plakalı beyaz bir Skoda bir çocuğa çarpıp kaçmıştır. Acilen yakalanması" gibisinden bir anons.

    Polisler aralarında sen bakarsın ben bakarım derken anaonsu duymuyorlar.

    Çaktırmadan Sıdıkamın plakasına bakıyorum ....

    Aynı...

    Plaka Sıdıkanın plakası...

    Ben bir kez daha şok. Ben iptal...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:39 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:37 ----------

    Bu arada, bu hikayedeki tüm olaylar gerçek olup tarafımdan bizzatihi yaşanmıştır.
    Sadece kişi isimleri değiştirilmiştir


    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:42 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:39 ----------

    Ben Yaşarı çaktırmadan kenara çekiyorum.

    "Yaşar bak böyle bir anons geçildi. Sen kime çarptın" diyorum.

    "Yok abi ben kimseye çarpmadım" diyor.

    Dönüp durumu polislere söylüyorum. Hemen karakola anons yapılıyor.
    Plaka Sıdıkanın plakası. Beyaz bir Skoda Yenimahallede bir çocuğa çarpıp kaçmış.

    "Adam ben çarpmadım diyor" diye belirtiyor polisler.

    İnanılmaz bir tesadüf olarak o saatlerde beyaz bir Skodanın bir çocuğa çarptığı
    aynı anda benim karakolu aradığım, bu esnada anons yapılırken plakaların karıştığı ortaya çıkıyor.

    Anonsu düzeltiyorlar.

    Ama hala bizim kazaya hangi karakolun bakacağına karar verilmiş değil

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:45 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:42 ----------

    Polislere dönüyorum,
    "Taksinin tamamı yolun Ataköy tarafında,
    Benim arabanın bir kısmı Ataköy tarafında, bir kısmı Yenimahalle tarafında,
    üstelik benim tekerleğim kopmuş Ataköy tarafındaki apartmanın bahçesine düşmüş.
    Bun durumda Ataköy karakolunun karakolunun bakması gerekmez mi" diyorum.

    Etrafımıza birikmiş olan esnaf ve seyircilerde
    "Evet adam doğru söylüyor Ataköy karakolu bakar" deyince sorun çözülüyor ve ihale Ataköy karakolunda kalıyor

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:48 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:45 ----------

    Taksicinin araba yürüyor. O çekiyor arabayı.
    Benim Sıdıka zaten tüy gibi

    Millet el atıyor.
    İteleye kakalaya atıyoruz yolun kenarına Sıdıkayı.

    Hep beraber gidiyoruz Ataköy karakolunaaaaaaa...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:55 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:48 ----------

    Ataköy Karakolu...

    Kapıdan girince sağdaki oda...
    Komiserin yanındayız...

    Komiser Yaşar'ı görür görmez "Yinemi sen Yaşar" diyor...

    Yaşar : "Teybe kaset takmaya çalışıyodum komserim. İsteyerek çarpmadım bu taksici abiye diyor"

    O zaman alkolmetre yok. Dosdoğru hastaneye alkol muayenesine gidiliyor.

    Komiser : "Bunları hastaneye alkol muayenesine götürün" diyor.

    O "Bunların" içerisinde bende varım

    Ben : "Komiserim bende alkol muayenesine gidecekmiyim" diyorum
    Komiser : "Sen kimdin?" diye soruyor.

    Ben : "Arabanın sahibiyim"
    Komiser : "O zaman üçünüzde gideceksiniz"

    Ben : "Ama ben arabanın içinde bile değildim"
    Komiser : "O zaman sen gitme"

    Ben : "ben ne yapayım"
    Komiser : "Git şu yandaki odada bekle"

    Taksici ve Yaşar alkol muayenesine giderken bende beklemek amacıyla yandaki odaya giderim...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 00:01 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:55 ----------

    Odaya girmemle birlikte bir bekçi "şılak" diye demir parmaklıklı kapıyı kapatır.
    Kilid vurur kapıya.

    Ben : "Abi dur bir dakika. Niye kitliyorsun?"
    Bekçi : "Burası ön nezaret"

    Ben : "Komiserim yan odada bekle dedi bende bu oda sandım girdim"
    Bekçi : "Komiserim dediyse doğrudur vardır bir kabahatin. Bu oda nezaret. Yan oda bekleme odası."

    Ben : "Yahu dalgınlık oldu bırakta çıkayım"
    Bekçi : "Komiserime sormam lazım ama şimdi meşgul. Tuvalete çıktığı zaman görürsen söylersin"



    Neyseki Komiserin çişi 20 dk sonra geldide ben nezaretten çıkabildim

    Bu arada arabanın ruhsat hala arkadaşımın üzerine.
    Evi Ataköy karakolunun hemen karşısında.
    Niye bu adam gelip bana yardım etmiyor deyip dururken Nişanlısı çıkageldi durumu anlattı.

    Meğer asker kaçağıymış.

    Neyse, Sıdıkam doğru Sefaköydeki tamirhaneye :(

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 00:09 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:01 ----------

    .......

    O arabayı toplamda 2 yıl kullandım.

    Urgan hep bagajdaydı

    Ama ne yalan söyleyeyim severdim çarpık bacaklı Sıdıkamı

    Askere giderken aileme yük olmamak, birazda yedek akçe bırakmak için sattım Sıdıkayı.

    Alan kişi tüm sorunlarını bilerek aldı.

    Sattığım kişi şehir dışına çıkarmıştı arabayı...

    Sonradan duyduğum, hız merakından mütevellit kaza yaptığından Sıdıkayı hurdaya çıkardığı yönünde...

    Hiç hıza gelmezdi...

    Fıtı fıtı gitmeyi severdi Sıdıka




    Sağlıcakla kalın...
    ufoz



    .....


    Not : Hikayenin tümü gerçek ve başıma gelmiş olaylar...

    Eksiği vardır. Fazlası yoktur.

    Tümünü okuduysanız muhtemelen yüreğiniz daralmıştır.

    Şimdi camı açıp biraz temiz hava alma zamanı
    mustafa_325, mavellen, serif abi ve 3 diğerleri bunu beğendiler..

  5. #85

    Üyelik
    05 Mart 2019
    Şehir
    İzmir
    Motosikleti
    VFR1200F
    Alıntı ufoz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Tümünü okuduysanız muhtemelen yüreğiniz daralmıştır.

    Şimdi camı açıp biraz temiz hava alma zamanı
    [/B]
    Yahu ne sabır varmış sizde de Bu başlı başına bir konu olur ne yalan söyleyeyim halinize güldüm güzel bir anı kalmış diyelim

  6. #86

    Üyelik
    20 Mart 2017
    Ufoz süper hikaye

  7. #87
    umtsrtgl - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    09 Mayıs 2018
    Şehir
    İSTANBUL
    Motosikleti
    NK400
    Beterin beteri var derken bu kadar olacağını tahmin etmezdi kimse heralde :D Geçmiş olsun Ufoz

  8. #88

    Üyelik
    19 Kasım 2018
    Şehir
    Bursa
    Motosikleti
    NC750x - 2019
    sıdıkanın resminide koy tam olsun.

  9. #89
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Dün akşam neredeyse Sıdıka'nın tüm hikayesini anlatmışım

    Bu arada Skoda 120 GLS yi bilmeyenler için kısa bilgi...

    Çekovaslavak malı.
    1174cc, 4 silindirli, OHC motora haiz
    GLS 58 bg, L tipi ise yanılmıyorsam 48 beygir. Türkiye'ye gelen modeller su soğutmalı.

    Tipik özelliği motor arkada olmakla birlikte su soğutmalı bir motor ve 5 vites şanzımana sahip olması.

    Araç 1300 kg civarı bir ağırlığa sahip olsada ön çok hafif olduğundan özellikle yağmurlu havalarda dikkatli kullanmak gerekir. Önde disk frende olsa hafif olduğundan kafayı savuruverir.

    Bagajı 400 lt olup oldukça büyüktür.

    Çoğu kullanıcı ön ağırlığı artırmak için bagajda 80-100 kg lık kum çuvalı taşırdı sürekli olarak.

    O yıllar için spor denilebilecek görünümde klasik doğu bloğu arabalarından bir tık daha konforlu denilebilecek bir arabaydı.

    Üretimleri 1990 yılında tamamen sonlanarak yerini Favorit modele bıraktı.

    Motorunun tatlı bir çalışma sesi vardı.



    Çsrpışma testleride aşağıdaki şekildemi yapılıyordu ne



    Şuraya birde drift yapan 120GLS iliştiriverelim



5. sayfa BirinciBirinci ... 345

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)