Şiir - Deneme Yazıları Sevenler Başlığı
-
17 Eylül 2012, 17:48
#141
Mersin İl Temsilcisi
karanlıktır, yüzünü nereye çevirsen
jiletle doranmış ay ışığı dilimleri simsiyah senin tarafta
öte yanda kalmış tüm akis nuru güneşin;
artık ne nefes, ne ışık görmez leşin, sarılı bir taftta
söz oyunu
yahut
gölge..
oyun bu;
kimilerinde hep maske,
kimileri hep sahne!...
YÜREKÇE!!!
17/09/2012 - PAZARTESİ
16:49 - MERSİN / VİRANŞEHİR
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
BEDDUALARI DENEDİM, HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR!!!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
Reklamlar
-
17 Eylül 2012, 18:02
#142
benim de vardı 300-500 kadar canım sıkıldıkça yazardım sonra annem kışın yanlışlıkla sobada yaktı ya da ara yerde kayboldu gitti anlayacağınız.
Sadece Koruyacak Beyni Olanlar Kask Takar !
-
17 Eylül 2012, 18:05
#143
Mersin İl Temsilcisi
şiirleri yananlara...
de ki yanmış.
ee eskiler yandı diye yeniden yazmak çok mu zor?
şiir paylaşmak içindir, bence.
yazın! hem de yeniden, ve hiç yazmamış gibi ve bir daha size söz hakkı verilmeyecekmiş gibi....
yazın ve anlatın yüreğinizi...
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
BEDDUALARI DENEDİM, HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR!!!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
-
Mersin İl Temsilcisi
Şifa istemem
Şifa istemem balından
Bırak beni bu halımdan
Razıyım açan gülünden
Yeter dikenin batmasın
Gece gündüz bu hizmetin
Şefaatin kerametin
Senin olsun hoş sohbetin
Yeter huzurum gitmesin
Taşa değmesin ayağın
Lale sümbül açsın bağın
İstemem metheylediğin
Yeter arkamdan atmasın
Kolay mı gerçeğe ermek
Dost bağından güller dermek
Orda kalsın değer vermek
Yeter ucuza satmasın
Sonu yoktur bu virdimin
Dermanı yoktur derdimin
İstemem ilaç yardımın
Yeter yakamdan tutmasın
Nesimi'yem vay başıma
Kanlar karıştı yaşıma
Yağın gerekmez aşıma
Yeter zehirin katmasın
NESİMİ
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:53 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:28 ----------
Mende sığar iki cahan, men bu cahâna sığmazam,
Gövher-i lâmekan menem, kövn ü mekâna sığmazam.
(İki cihan (dünya ve ahiret) benim içime sığar, ancak ben bu dünyaya sığmam. Mekandışı olma cevheri benim, ancak yine de varlığa ve mekana sığmam.)
Erşle ferş ü kâf u nun mende bulundu cümle çün,
Kes sözünü vü ebsem ol, şerh ü beyâne sığmazam.
(Yeryüzü ile gökyüzü ve “kâf” ile “nun”*gibi bütün her şey bende bulunduğu için, ey bana akıl vermeye kalkışan kişi sesini kes. Çünkü ben, sözlere ve açıklamalara sığmam.
* “Kaf” ve “nun” harfleri Allah’ın “Kün” yani “Var ol” emrini ve bütün varlığı işaret etmektedir.)
Kövn ü mekandır âyetim zâti durur bidayetim,
Sen bu nişanla bil meni, bil ki, nîşâne sığmazam.
(Bütün varlıklar ve mekan benim delilimdir. Başlangıcım varlık sahibi olan Zat’la başlar. Sen beni bu işaretle tanı, ama ben bu işarete de sığmam.)
Kimse güman ü zenn ile olmadı Heqq ile biliş,
Heqqi bilen bilir ki, men zenn ü gümâne sığmazam.
(Hiç kimse zanla, kuşkuyla Hakk’ı bilenlerden olmadı. Hakk’ı bilen, benim zanna, kuşkuya sığmayacağımı da bilir.)
Surete bax u me’nini suret içinde tanı kim,
Cism ile can menem, velî cism ile câne sığmazam.
(Dış görünüşe bakıp bu dış görünüş içinde ger-çek manayı, iç görünüşü tanı. Çünkü beden de, ruh da benim. Ancak ben ruha da, bedene de sığmam.)
Hem sedefem, hem inciyem, Heşr ü Sîrat esenciyem,
Bunca qumaş u rext ile men bu dükkâne sığmazam.
(Hem inci, yani iç; hem de inci kabuğu, yani dışım. Haşir, yani öldükten sonra ruhların dirileceği meydanın ve Sırat’ın, yani Cennet veya Cehenneme gidecek yolun başına buyruk kişisi benim. Bunca kumaş ve binek takımıyla ben bu dükkâna sığmam.)
Genc-i nihan menem men uş, eyn-i eyan menem, men uş,
Gövher-i kan menem, men uş, behre ve kâne sığmazam.
(İşte gizli hazine benim. Görünenin aynısı işte benim. Bu hazine kaynağının incisi de işte benim. Ancak ben ne inci çıkan denize, ne de sustası çıkan kaynağa sığarım. )
Gerçi mühît-i e’zemem, adım âdemdir, âdemem,
Dar ile künfekan menem, men bu mekâne sığmazam.
(Gerçi her tarafı kaplayan ulu varlık benim, ancak bana insan adı verdikleri için görünüşte insanım. Yapı da, “ol” denilince olan da benim. Ancak ben bu mekana da sığmam.)
Cân ile hem cahan menem, dehr ile hem zaman menem,
Gör bu letîfeyi ki, men dehr ü zamane sığmazam.
(Ruhla aynı cihanı paylaşan, âlemle aynı zamanı yaşayan benim. Ancak şu komik duruma bak ki, ben ne bu âleme, ne de bu zamana sığarım.)
Encüm ile felek menem, vehy ile hem melek menem,
Çek dilinü ve ebsem ol, men bu lisâne sığmazam.
(Yıldızlarla felek benim. Vahiy de, onu getiren melek de benim. Ey benim hakkımda konuşan kişi! Dilini tut ve konuşma, çünkü ben senin diline de sığmam.)
Zerre menem, güneş menem, çar ile penc ü şeş menem.
Sureti gör beyân ile, çünki beyâne sığmazam.
(En küçük varlık da, güneş de benim. Dört (dört unsur: toprak, su, rüzgâr, ateş), beş (beş duyu) ile altı (altı yön: sağ, sol, ön, arka, üst, alt) da benim. Sözle anlatılan görünüşe bak, ancak ben anlatmaya da sığmam.)
Zat ileyem sifat ile, qedr ileyem berat ile,
Gülşekerem nebat ile beste dehâne sığmazam.
(Sıfat ve Zât ile birlikteyim. Kadir ve Berat gecesi ile beraberim. Şeker kamışıyla birlikte gül tatlısıyım. Bu yüzden kapalı ağızlara da sığmam.)
Nâr menem, şecer menem, erse çıxan hecer menem,
Gör bu odun zebânesin, men bu zebâne sığmazam.
(Ateş (Tur Dağı’nda Hz.Musa’nm gördüğü ateş) ile ağaç (Hz.Meryem’in hamileyken tutunduğu ağaç) benim. Göğün son katma çıkan taş da benim. Bu ateşin zebanisini, yani cehennem meleğini gör. Çünkü ben bu dile de sığmam.)
Şems menem, qemer menem, şehd menem, şeker menem,
Rûh-i revân bağışlaram, rûh-i revana sığmazam.
(Güneş benim, ay benim, bal benim, şeker benim. Herkese akıcı bir ruh bağışlarım, ancak kendim bu akıcı ruha sığmam.)
Gerçi bu gün Nesîmiyem, Hâşimîyem, Qureyşiyem,
Bundan uludur âyetim, âyet ü şâne sığmazam.
(Her ne kadar bugün Nesîmî diye anılmaktaysam da Haşimî sülalesinin Kureyşî boyundanım. Bunun için delilim uludur, fakat bu yüzden şana ve delile sığmam.)
Nesimi
* X gırtlak H’si, Q ya da q gırtlak G’si olarak okunur. Türkiye Türkçesinde/alfabesinde olmayan bu harfler Türkiye dışındaki birçok Türk dilinde gerekli olduğu için kullanılmaktadır.
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
BEDDUALARI DENEDİM, HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR!!!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
-
Mersin İl Temsilcisi
Ervah-ı ezelde levh-i kalemde
Bu benim bahtımı kara yazdılar
Bilirim güldürmez devri alemde
Bir günümü yüz bin zara yazdılar
Bulmadık şadlığın iradesini
Çekerim bu gamın ziyadesini
Herkes dosta verdi ifadesini
Bizimkini rüzigara yazdılar
Aşk benimle eyler daim kıl ü kal
Daha sabretmeye kalmadı mecal
Derdim taksimdara kıldım arzuhal
Dedi ki öz bahtın kara yazdılar
Gönül gülşenimde har oldu deyi
Hasretlik cismimde var oldu deyi
Sevdiğim sevdiğin pir oldu deyi
Erbabı garezler yare yazdılar
Dünyayı sevenler veli değildir
Canı terkedenler deli değildir
İnsanoğlu gamdan hali değildir
Her birini bir efkara yazdılar
Nedir bu sevdanın nihayetinde
Yadlar gezer yarin vilayetinde
Herkes diyarında muhabbetinde
Bilmem bizi ne civara yazdılar
Kadrimi bilmeze eyledim minnet
Derdimi artıran görmesin cennet
Sarraflar verdiler yari bin kıymet
Benim kıymetimi nere yazdılar
Döner mi kavlinden sıktı sadıklar
Dost ile dost olur bağrı yanıklar
Aşk kaydına geçti bunca aşıklar
Sümmani’yi derkenara yazdılar
aşık sümmani
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:23 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:17 ----------
Ey Zahit Şaraba Eyle İhtiram Sözleri
Ey zahit şaraba eyle ihtiram
İnsan ol cihanda bu dünya fani
Ehliye helâldır , naehle haram
Biz içeriz bize yoktur vebali.
Sevap almak için içeriz şarap
İçmezsek oluruz düçar-ı azap
Senin aklın ermez bu başka hesap
Meyhanede bulduk biz bu kemali.
Kandil geceleri kandil oluruz
Kandilin içinde fitil oluruz
Hakkı göstermeye delil oluruz
Fakat kör olanlar görmez bu hali.
Sen münkirsin sana haramdır bade
Bekle ki içesin öbür dünyada
Bahs açma Harab-i bundan ziyade
Çünkü bilmez haram ile helali.
Müzik : Anonim
Söz: Harabi
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
BEDDUALARI DENEDİM, HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR!!!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
-
23 Şubat 2013, 02:05
#146
Mersin İl Temsilcisi
Bu şiir, türkü tadında İlyas SALMAN'dan.. Bu yazılanlar O'nun ağzından..
Bense öylesine büyüyorum herşeye inat
Anamı kök gibi saldım torpağa..
Büyüyorum salya-sümük, pislikler, çişler içinde
Kâh sürünüp kâh ayakta..
Hee duyduğuma göre sizin şehirlerde,
çocuklar, pişip önlerine gelen yemegi yemezlermiş..
e ac degillerde ondan gurban..
Eger ac olsalardı önlerine zıkkımın kökü gelse yerlerdi..
Ben hayatımda üç güzel ses bilirim ;
Anamın sesi,
Sarı gagalı serçe yavrularının sesi,
Bir de tavanın dibinin sesi..
Ee biz de para yoğ da onun sesinin güzelliğini bilmiyik..
Siz hiç " Allah'ım sofradakiler yemek bitmeden doyup kalksınlar !" diye dua ettiniz mi ?
Vallaha ben ettim..
---------- Mesajlar birleştirildi - 00:03 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:56 ----------
SENİ SEVMEK
Seni sevmek, balığı Urfa'da avlamaktır.
Balıklı gölde, yasak olduğu için güzeldir.
Seni sevmek, Munzur dağlarında kınalı keklik avıdır
Hani keklikler yorulur da kara düşünce kalkamaz
İşte o zaman vurmak kolaydır...
Seni sevmek, yedisinde bir çocuğun, günlük gelirine konmaktır
Alaca şafakta çıkmıştır işe,
Simidinin yarısını satmıştır,
Yüreği küçülmüştür elleri büyüdükçe...
Seni sevmek, bir trencinin tren altında kalması gibidir,
Hani çığlığı düdük sesine ,
Hasreti raylara takılı kalır...
Seni sevmek, kaşarlanmış bir celladın, kendini asması gibidir.
Hani asılı cesedine bakıp hem güler hem ağlarlar ya
Oysa bir avuç gözyaşıdır astıkları bedeninden arta kalan...
Seni sevmek, zordur, çelişkidir, ölümle yaşamın kardeşçe birliğidir,
Ölünün mezarını görüp ölümden vazgeçmesi gibidir...
Buna rağmen seni seviyorum,
Ama anlarsan seviyorum,
Anlamazsan geberiyorum...
İlyas Salman
---------- Mesajlar birleştirildi - 00:05 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:03 ----------
nasılsınız?" sorusuna her zaman "türkiye gibiyim" cevabını veren, nasılsınız sorusu üstelendiğinde ise,
"ben iyiyim, ama halkımın %80'i iyi değilken ben iyiyim dersem namussuz bir adam olurum" diyen;
ve ayrıca
"el yaştan dolayı öpülmez; çalıştığı için öpülür",
"sevdiğimi yüreğime sokarım, sevmediğimin de yüreğine sokarım",
gibi sözleri söyleyen duygu adamı... bu değerlerimizi kaybetmeyelim...
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
BEDDUALARI DENEDİM, HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR!!!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
-
Minnet Eylemem
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi, Farisi bilmem; dile minnet eylemem
Sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem
Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum, bugün yerim; Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Huda'dır kula minnet eylemem
Oy Nesimi, can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaattarım Ahmed-i Muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem
Şiir: Seyyit Nesimi
Ahmet Aslan'dan dinlemek için:
https://www.youtube.com/watch?v=twuD9_DPCoU
Açıklama için şöyle bir link buldum:
http://serpilezer.blogcu.com/minnet-...nesimi/3777222
Özetle;
Rızkımı veren Huda'dır ... Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem.
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:20 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:48 ----------
Minnet Eylemem
Şiir: 7 Ulu Ozanlar'dan ilki, Seyyit Nesimi, 14.yy.
Müzik: Halk Ozanı Feyzullah Çınar, www.feyzullahcinar.com
Yorumlayan: Ahmet Aslan
https://www.youtube.com/watch?v=twuD9_DPCoU
-
29 Haziran 2016, 20:30
#148
zaman içinde karaladığım bişi bende kesin kaybolur.
Belki birinin işine yarar.
seninleyken sevgili güneş
göz yaşların damlıyor kumdan kristallere
gölgene mahkum ışık gardiyan
damıtılan medeniyetlerin bekçisi
seninleyken sevgili güneş
çatlaklarım artıyor.
zamanın doldurduklarından hani
sevgili güneş;
artık aramıza gece dolarken,
Kristaller kumları taşırıyor
Dökülen kumtaneleri mermerdeki
yazıları kapatır oldu.
Sensizken sevgili güneş,
Hayaletini görenler tanıyorum,
Kristalleri ıslak, tanıdık zerrecikler,
Denizkabuklarını dolduranlardan hani,
-
29 Haziran 2016, 21:32
#149
Debriyaj balatalarım yanmış gibi, her adımı zor atar oldum
Karbüratörüm tıkanmış gibi, herşeye zor yetiyorum
Hava filtrem tıkanmış gibi, çabuk bıkıyorum
Aküm bitmiş gibi, enerji yetiştiremiyorum
Konjektörüm arızalanmış gibi, gelen darbeleri küçültemiyorum
Ve en önemlisi...
Benzinim bitmiş gibi, hareket edemiyorum
-
08 Temmuz 2017, 04:12
#150
Mersin İl Temsilcisi
SESSİZ CİNAYET
Sen şarkı söyledikçe ışık dolardı ağlarım,
gün batımında karanlık sulara gömdüğüm
sen şarkı söyledikçe yeşeriyor dağlarım
gençliğimi kazarak çocukluklar gömdüğüm..
sen şarkı söyledikçe; şarkı sen olur, susma!
Susarsan acırım teninde, etinde söndüğüm
Şarkı seni söyledikçe gülümsüyor dudağım
Öpüşümü mahremine gizli saklı gömdüğüm
sen şarkı söyledikçe, şarkılar büyür sende
Söylemek, şarkı, çocuk hepsi senin sesinde
Bir yok iken varolmuş şimdi bu hikayede
Sessiz sedasız usulca susarak öldürdüğün
YÜREKÇE
08/07/2017
04:15
-
15 Temmuz 2017, 15:45
#151
siz ne ayaksınız ?
burayı tekkeye çevirmişsiniz ?
-
16 Temmuz 2017, 21:48
#152
istanbul
kamyonlar kavun taşır ve ben
boyuna onu düşünürdüm,
kamyonlar kavun taşır ve ben
boyuna onu düşünürdüm,
niksar'da evimizdeyken
küçük bir serçe kadar hürdüm...
sonra alem değişiverdi
ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak...
sonra alem değişiverdi
ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak...
mevsimler ne çabuk geçiverdi
unutmak, unutmak, unutmak...
anladım bu şehir başkadır
herkes beni aldattı gitti,
anladım bu şehir başkadır
herkes beni aldattı gitti,
yine kamyonlar kavun taşır
fakat içimde şarkı bitti...
sevgili cahit külebi
-
14 Ağustos 2017, 13:43
#153
Mende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
Âşık-i sâdık menem Mecnûn'un ancak adı var
Fuzuli
-
14 Ağustos 2017, 13:50
#154
The Dude adlı üyeden alıntı
istanbul
kamyonlar kavun taşır ve ben
boyuna onu düşünürdüm,
kamyonlar kavun taşır ve ben
boyuna onu düşünürdüm,
niksar'da evimizdeyken
küçük bir serçe kadar hürdüm...
sonra alem değişiverdi
ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak...
sonra alem değişiverdi
ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak...
mevsimler ne çabuk geçiverdi
unutmak, unutmak, unutmak...
anladım bu şehir başkadır
herkes beni aldattı gitti,
anladım bu şehir başkadır
herkes beni aldattı gitti,
yine kamyonlar kavun taşır
fakat içimde şarkı bitti...
sevgili cahit külebi
bunu çok severim. yaşar kurt söylüyordu parçasını...
-
14 Ağustos 2017, 14:12
#155
evet güzel de yorumlamıştır.
aslından bir kaç kelime farklılığı var şarkının .
-
24 Ağustos 2017, 02:56
#156
Mersin İl Temsilcisi
GÖREV
Gece yavaş
Yatak soğuk
Zaman çalışkan
Ölüm dakik
Aşk sabır...
Amenna!
Ey çalışkan zamanda
sabırli yavaş ve soğuk ölüm,
Bekle!
Bir saat kulesi gölgesinde sevgili bekler gibi
Bir fahişenin kasiklarinda pezevenk kokusu gibi bekle..
Salaş bir meyhanede
Bir kolleksiyoncunun peşinde olduğu gramafon gibi
Bir taş plaktaki billur sesle şarkı söylerken İstanbul daki sevgiliye
En nadide nağmelerle bir Beyoğlu beyefendisi gibi
Plağı çizen essogluna kufredis gibi
İçten ve sarap tadinda bekle..
Yalnız, bir kez ölüme sözüm yok
Ey her gün ölüm, uyandırma artık bizi
YÜREKÇE[COLOR="Silver"]
LUGAT
İfade özğürlüğümsün diye sevgilim
Seni anlatan her şeyi sevebilirim...
Adınının yazılışı mesela; ne kadar güzel,
Okunuşundaki her sessiz harf için
Dağlardaki yankı gibi kendine haykırıyor sesli harflerim...
Evrenin herhangi bir lugatında
dilim dönmese bile yüreğim dönerek
eğri büğrü ya da düz çizgiler çizerek sevmeyi yazmak
Sonsuz düşünceleri billur şellalelere akıtmak;
Evrenin sırrını bu çizgilerle isminde okuyup susmak...
yeşil bir bakışın, aklımdaki denize varması ritüelinde...
Sensizlik; eksik bir dolunay gibi sıkar karanlığımı,
Tümcelerim adınsız yarım
Fiillerim meçhul failli
Öznelerim gizli ya da uluorta sen
Ve yine sen varsan,
Belirtisiz nesne yok hayatımda;
Her şey aşk sende;
Bir çoban yıldızı esinliğinde
İki hecelik şiirimsin
Geri kalan galaksiler kafiyedir dizemde...
Kara delikler ömrümden siktirsin gitsin!!!
Ve sen bendeyken çocuklaşırım
Yüzüne karşı ilkokul arkadaşınım,
ama aynaların giz huzurunda
gıyabı aşkının ilan provasında cesaret biriktiririm;
Kokulu silgiler hep bahanemdir kalemkutunda;
aslında herşeye dokunuşunu içime çekerim...
Bir başkası sana el sürmesine diye
ebelenirim de bile bile, sobelenirim...
Her şeye aklım erer de, ermez sessizliğe
susayış denilince su gelir ya akla söylenmeden
Susuşum öylesine seni anlatır!
Gidişim sanadır ya, dönüşümde senindir
Kalışım bir garipsemedir gitmeyişlere;
Gitmeyiş, geleceğine inanmaktır; hiç gitmeyişinle...
Kalışın aşka zekattır;
Varlığın; yokluğuna sadaka;
Dilenmem!...
dilersen;
İki dünyan için paylaş benimle
YÜREKÇE!!!
-
07 Eylül 2017, 12:27
#157
Mersin İl Temsilcisi
Hep sevdadan gelir
Ne gelirse basima..
-
07 Eylül 2017, 12:40
#158
yürekçe adlı üyeden alıntı
Hep sevdadan gelir
Ne gelirse basima..
Kalbimi kırıp attın.
Acımasız süheyla..
-
09 Eylül 2017, 14:57
#159
Mersin İl Temsilcisi
KIRGIN KIRIK
Saclarin;
Kokusuyla özlemim
Kiriklariyla ic acimsin
Hayatim gibisin
Cocuk kokulu
Ve aşkli...
Mavi bir baliksin avuclarimda
Ayaklarim sularda
Aklimda bir kizkulesi
Ve ben uzum sepeti;
Ask ki yilan!
İstanbul gibisin
herkesin yaşadigi
Ve kimsede yaşlamayan!
YÜREKÇE
06:54
08-09-2017
---------- Mesajlar birleştirildi - 06:03 ---------- bir önceki mesaj zamanı 07:01 ----------
VAKİTSİZ LİMAN
Bir sen kalmistin her seyiyle gemi
Ve ben her seyiyle her liman
Aciklarda martilar
Sularda kipirtilar sabirlı
Ey hala akintilarda bekleyen;
Ne kadar da bekletsen
Gecikmen mumkun degil!
Çünki;
aşk dünki, hâlâ simdi ve yarinki..
YÜREKÇE
05:55
09-09-2017
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:57 ---------- bir önceki mesaj zamanı 06:03 ----------
LIMANKENT BULVARI
Ey kagittan yagmuralti gemi kaptanlari
Nerede simdi
kaldirim diplerinden akan sulardaki heyecan?
Ki ben her birini denize gomderirdim bir logardan
Ve bir gun bir adan olarak yuruyerek ciktim
Limankentli bir sehrin bulvarlarindan!
YÜREKÇE!!!
09-09-2017
14:40
-
11 Eylül 2017, 00:00
#160
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,
kalp,göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer…düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman
meydan savaşlarında korkular aşkı ağır yaralamasaydı eğer…
rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer…
uykusuzluklar yıkıp geçmezdi kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer…
gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden de onlar payını almasaydı eğer…
ıssızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer…sen gittikten sonra yalnız kalacağım
yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse? evet sevgili,
kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer…
Ne yaptıysam senin kafayı yakalayamadım abi.
O yüzden bende alıntı yaptım.
Çalışmalara devam.
Eğer..
Can yücel..
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)