Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
35. sayfa BirinciBirinci ... 25333435363745 ... SonuncuSonuncu

[MT] Sinema Kulübü

    REKLAM ALANI
  1. #681
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax


    Türkçe çevirisi olarak “kötülük” İngilizce çevirisi olarak evil (şeytan), şeytan olarak alabiliriz. Şeytan olarak kullanmak daha uygun, filmdeki şeytan ise erik ponti karakteridir.



    Vahşice bir kavgadan sonra, aslında tam olarak kavga da değil erik’in okulda bir yaşıtının suratının şeklini değiştirmesi sonucu okuldan atılır. Evde de işlerin iyi gitmediğini gördükten sonra erik’in şiddet yatkınlığını biraz “olağan” görebiliyoruz. Üvey babası tarafından sistemli olarak şiddete uğrarken gördüğü resim ise annesinin durumunu tam olarak anlatıyor.

    Bu ahval ve şerait içinden yatılı bir okula gönderilerek kurtulan erik tam anlamı ile yağmurdan kaçarken doluya tutulur.
    Üst sınıfların öğrenci asayişini sağladığı geleneksel bir sistem ile yürütülen okulda erik karakterinin olduğu ile olmak istediği arasındaki savaşa tanık oluyoruz.

    Nazi sever öğretmenler, kast sistemi ile sınıflandırılmış öğrenciler, totaliter öğrenci konseyinin sadist ve faşist yöneticileri derken okulun nazı kampına yakın olduğunu en azından benzer ideoloji ile yönetildiğini söyleyebiliriz.



    Erik, demir tavında dövülür misali feleğin çemberinde epey yanarak aldığı şekil ile oda arkadaşı entelektüel Pierre işe aynı tavrı sergilemesi olanaksızdır. Bu olanaksızlık ise başına oldukça iş açacaktır, zira kurulu ve iyi işleyen sistem için tam anlamı ile bir şeytandır.

    Filmin kalanında erik’in destansı direnişini, başkaldırdığı sistemin kendisini zayıflatmak için kullandığı yöntemleri seyrediyoruz. Erik kadar yakışıklı, kuvvetli ve irade sahibi olmak yani erik’in yerinde olmak istiyoruz (bütün bunlar bende mevcut olduğundan sadece yaş kısmına biraz öykündüm). Pierre'in önerisi ile bir süre gandhi yaklaşımını benimsemesine rağmen erik her ne ise odur.

    Pierre ile yaptığı bir konuşmada zihnine ve bedenine ne kadar hâkim olduğunu anlatıyor, filmdeki işkence sahneleri bedeni üzerindeki hâkimiyetini kanıtlıyor. Yine de tek başına sistemi yenecek kadar kuvvetli değildir, mutlak galibiyetine Pierre’in katkısı yadsınamaz.
    Son olarak evine dönen erik, evindeki sistemi de bozmakta beis görmez.

    Erik Ponte karakterinin semavi dinlerin mitolojik karakteri şeytana benzetilmesi boşuna değildir. Zira semavi dinlerin dışındaki inançlarda şeytan karakteri ile semavi dinlerdeki şeytan karakteri tam olarak birbirlerine benzememektedirler. Semavi dinlerin bireyi kurtuluşa erdirmek için şeytana Tanrının şeytana olan ihtiyacından daha fazla ihtiyaçları vardır. Öncelikle bireyin neyden kurtulacağını bilmesi gerekiyor.

    Sıradan bir gençlik filmi gibi görünmesine, esas oğlanın mutlak zaferi ile bitmesine rağmen Ondskan övgüleri fazlasıyla hak eden bir film. (James Dean'e gönderilen selama bizimkini de ekleyin.)
    BIYIKLI ve yigozya bunu beğendiler.
    can't be worried about that shit. life goes on man.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #682
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax

    the old man and the gun



    imdb linki

    beklentilerimin oldukça altında çıkan bir film oldu,
    üzerinde yoğunlaşılması gereken sahneler üstün körü geçilmiş,
    karakterlerin ne olduklarını kavrayamıyoruz,
    tamamen redford'un ismi üzerinden prim yapma amacı ile yapılmış bir film.

    Danny glover ve tom waits ise tadımlık olarak yer alıyorlar filmde.

    ince spoiler
    "falanca yaşında filanca cezaevinden kaçan" diye yazmasına rağmen kaçış ile ilgili bir kaç sahne var ,
    hiç olmazsa ana karakteri biraz daha derinleştirseydiniz.

  3. #683
    Motosiklet Eğitmeni COQ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2008
    Şehir
    France
    Motosikleti
    Honda
    Taksi şoförünü burda tavsiye edildiği için mi seyrettim yoksa spontane mi gelişmişti hatırlamıyorum ama Kore filmlerine bakışımı değiştiren bir film olmuştu.
    Bu akşam ekşide gördüğüm bir entry üzerine "7 Beonbangui Seonmul" filmini seyrettim.
    Kim görse komedi filmi ama içime içime ağlamaktan içim şişti.
    Güldüm de tabi ama bence harika bir dram filmi.
    Filmin hikayesi oldukça basit aslında.
    Olayı muhteşem kılan oyuncular.
    Hele baba rolündeki Seung-yong Ryoo ve ufaklığı oynayan matmazel oskarlık.
    Seyretmediyseniz kesinlikle vakit kaybı olmadığını söyleyebilirim.

    Tabi ben ilk yarım saati 2 kere seyretmeden kimin kim olduğunu ayırt edemiyorum.
    Aslında birbirlerine benzemiyorlar ama ilk etapta kişileri oturtamıyorum bir türlü.
    Çin,Japon aynı işte diyenlerden değilim aslında. Burda bol miktarda çekik gözlü var ve çoğunu ayırt edebiliyorum.
    Ama gerçek hayatla ekran farklı oluyor.
    SuleymanE ve The Dude bunu beğendiler.
    Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
    Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)

  4. #684
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    Uzakdoğu sinemasını Amerikan sinemasından yakın görüyorum kendime,
    henüz Hintlilere alışamadım.

    avrupada ise bağımsız sinema güzel işler çıkarıyor.
    sinema ya da film sektöründe Amerikan etkisi yıkıldıkça daha entelektüel filmleri seyretme imkanına sahip oluyoruz,
    snowpiercer filmi ile los lunas al sol filminin sistem eleştirisi arasında dünya kadar fark var,
    çoğunluk snowpiercer filminin sistem eleştirisi olabileceğine dahi kanaat getiremeyebilir.

    bir nevi matrix sendromu,
    bir kesim güzel bir aksiyon filmi izlerken altyapısı daha sağlam olanlar filmin içerisindeki öykü ve isimlerin kaynağı hakkında daha farklı yorumlara gidebiliyorlar,

    en basiti matrix filminde kahinin kapısın yazılan "kendini bil" yazısının anlamını ve nereden geldiğini bilmeyen,
    Nebukadnezar ya da morpheus isminin grek düş tanrısı olduğunu bilmeyen için güzel ve eğlenceli bir filmdir.

    en kesif örneklerden olduğundan dolayı bunları verdim.

    Uzakdoğu sineması ise nispeten bu anlamı taşıyor,
    zira kültürleri hakkında bilgilerimiz "seni seçtim sen japonsun" dan ileriye gitmiyor.
    bu durum abartılacak ya da yerilecek bir durum değil.
    bu sebepten izlediğim filmleri tekrar izlemeye başladım,
    filmler değişmemiş olabilir ama ben epey değiştim.

    güzel bir viski açıp ;
    Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom - İngilizce adı ile "spring summer fall winter... and spring" seyredilebilir,
    kim ki duk isimli yönetmenin seyrettiklerim içerisinde en beğendiğim filmlerden bir tanesidir.



    bu sahne film hakkında bilgi verebilir.

    (taxi driver filmini yazmıştım, oradan aklında kalmış olabilir)

    dekalog serisine başladım, araya bir şey katmadan gitmeye çalışacağım.

    zaferceyi bulup buraya çekmek lazım.
    yigozya bunu beğendi.
    can't be worried about that shit. life goes on man.

  5. #685
    Motosiklet Eğitmeni COQ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2008
    Şehir
    France
    Motosikleti
    Honda
    Bir filmi (her filmi değil) anlamak için anlatılan konu hakkında bilgi sahibi olmak filmi daha iyi değerlendirmeyi sağlıyor. Dude'un dediği gibi herkes başka türlü anlayabiliyor.
    Ülke kültürü hakkında bilgili olmakta öyle.
    Amerikalının kahkaha attığı bir espiriye biz salak salak bakabiliyoruz.
    Ben eğlenceli bir frensız filmi tavsiye edeyim.
    Film Fransa'da ki ırk,din ve kültür karmaşasını gayet komik bir biçimde ele alıyor.
    Filmimizin adı "qu est ce qu on a fait au bon dieu"
    Allah'ım biz ne yaptık? şeklinde çevrilir ama ben olsam Allahım bizim günahımız ne? diye çevirirdim.
    Türkçe'ye çevrildiyse nasıl çevrildi bilmiyorum.
    Başrolde Ziyaretçilerden tanıdığımız Christian Clavier var.
    Fransız burjuvasına dahil ve katolik bir ailenin 4 kızının bir yahudi,bir arap,bir çinli ve bir zenci ile evlenmeleri ve tabi ailenin bunu yutkuna yutkuna kabullenmesi işlenmiş.
    İşin ilginci damatlarda bir hayli kendi aidiyetlerine düşkünler.
    Kahkaha attıran sahneler var ama bazılarına gülebilmek için bu tür farklı kimliklere sahip tanıdıklarınız ve iyi gözlem yapmak gerekiyor.
    Yine de film oldukça basit ve herkesin anlayabileceği türden espirilere sahip bir film.
    Sıkılacağınızı sanmıyorum.
    The Dude bunu beğendi.
    Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
    Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)

  6. #686
    kefkes - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Temmuz 2015
    Beyler daha önceden izlediğim bir filmin ismini hatırlayamadım , kafaya taktım. Bundan sonra isimlerini not almayı düşünüyorum. Sizlere güveniyorum bulup izleyebilmem için.Umarım izlemeyenler için de spoiler olmaz..

    Dexter dizisinin benzeri bir sinema filmi ( onu da çok izlemedim ya), eşi ve kizi oldurulmuş bir seri katilin hikayesini anlatıyor film.Amerikan yapımı olmalı ve çok eski bir film değil bi kaç yillik belki beş yillik olsun, ucuncu sinif bir film değil bu arada fakat uctu gitti kafamdan..Tek sozcuk ya da o kisinin ad soyadindan oluşan kisa bir adi vardi yanilmiyorsam.Aksilik oyuncu isimlerini de hatırlamıyorum. .

    Filmin ana karakteri otuzbeslerinde kırk yaşlarında falandı, olmayan adaleti sağlamak ve intikam almak amacıyla kötülerin tacizcilerin v.s. işini bitiriyor ve son işinde bunu canlı yayında maskesini çikartip yaparak kendini yakalattiriyor bile isteye..Film bu seri katilin dava süreciyle beraber işlemekte zaten ,ayni zamanda bu sureçte bir kısım kamuoyunun sempatisini de kazanıyor ve peşinden kitleleri sürüklüyor. Finali de oldukça iyiydi ! Bi zahmet el atarsanız çok memnun olurum.

  7. #687
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    kefkes,
    maalesef bende bir ışık yanmadı.

    At Eternity's Gate filmi bekliyor,
    loving Vincent ile beraber iki film birden havası yaratma peşindeyim.

  8. #688
    Motosiklet Eğitmeni COQ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2008
    Şehir
    France
    Motosikleti
    Honda
    Kefkes sinemada intikam filminden bol bir şey yok. Çoğunun içi boş olduğundan akılda kalıcı olmuyor.
    Ben en son Law Abiding Citizen isimli filmi seyretmiştim. Fena değildi.

    Evet oskar sonrası Green book yorumları alalım.
    Ben filmi beğendim doğrusu.
    Özellikle diyaloglar harika.
    Konu çok yumuşak işlenmiş ama zaten aslolan iki ayrı kafada insanın geliştirdiği ilişki.
    Seyrettiniz mi?

  9. #689
    SuleymanE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    21 Mart 2015
    Şehir
    Bursa
    Motosikleti
    Yamaha Tracer 900 / Xpulse 200 4v
    Alıntı kefkes adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Beyler daha önceden izlediğim bir filmin ismini hatırlayamadım , kafaya taktım. Bundan sonra isimlerini not almayı düşünüyorum. Sizlere güveniyorum bulup izleyebilmem için.Umarım izlemeyenler için de spoiler olmaz..

    Dexter dizisinin benzeri bir sinema filmi ( onu da çok izlemedim ya), eşi ve kizi oldurulmuş bir seri katilin hikayesini anlatıyor film.Amerikan yapımı olmalı ve çok eski bir film değil bi kaç yillik belki beş yillik olsun, ucuncu sinif bir film değil bu arada fakat uctu gitti kafamdan..Tek sozcuk ya da o kisinin ad soyadindan oluşan kisa bir adi vardi yanilmiyorsam. Aksilik oyuncu isimlerini de hatırlamıyorum. .

    Filmin ana karakteri otuzbeslerinde kırk yaşlarında falandı, olmayan adaleti sağlamak ve intikam almak amacıyla kötülerin tacizcilerin v.s. işini bitiriyor ve son işinde bunu canlı yayında maskesini çikartip yaparak kendini yakalattiriyor bile isteye..Film bu seri katilin dava süreciyle beraber işlemekte zaten ,ayni zamanda bu sureçte bir kısım kamuoyunun sempatisini de kazanıyor ve peşinden kitleleri sürüklüyor. Finali de oldukça iyiydi ! Bi zahmet el atarsanız çok memnun olurum.
    İyi bir film izleyicisi olduğumu düşünürdüm ancak bahsedilen filme dair izlediğim hiçbir filme şablon oturtamadım

    En yakın ihtimal Law abiding citizen, ama onda da bahsettiğin canlı yayında maske çıkarma vs yok.
    Uzakdoğu filmi desem hollywood yapımı demişsin, eski bir film desem yeni sayılacak demişsin, kafam iyice karıştı
    Acaba bahsetmediğin yada yanlış hatırladığın bir şeyler olabilir mi?
    Örneğin ailesi öldürüldükten sonra mı seri katil oluyor? Yoksa seri katilken mi ailesi öldürülüyor? Maskesi nasıl bir şey?

    imdb en iyi 50 seri katil filmi veya en iyi 50 intikam filmi listesine bak bakalım aralarında mı? Belki öyle bulabilirsin filmi.


    Alıntı COQ adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Kefkes sinemada intikam filminden bol bir şey yok. Çoğunun içi boş olduğundan akılda kalıcı olmuyor.
    Ben en son Law Abiding Citizen isimli filmi seyretmiştim. Fena değildi.

    Evet oskar sonrası Green book yorumları alalım.
    Ben filmi beğendim doğrusu.
    Özellikle diyaloglar harika.
    Konu çok yumuşak işlenmiş ama zaten aslolan iki ayrı kafada insanın geliştirdiği ilişki.
    Seyrettiniz mi?
    Green book fena değildi, ancak beklediğim kadar da iyi çıkmadı. Yönetmen bazı şeyleri pek etliye sütlüye dokunmadan anlatmak istemiş hissine kapıldım nedense. Konusuna hiç değinmeyeyim ki izlemek isteyenlere spoiler olmasın
    Yine de oyunculuklar iyi olduğu için izlemesi zevkliydi.

  10. #690
    Motosiklet Eğitmeni COQ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2008
    Şehir
    France
    Motosikleti
    Honda
    Akşam çocuklarla beraber Kaptan Marvel'e gittik. Filmi 3 boyutlu izledik ve fena değildi doğrusu.
    Fakat benim yüreğimi hoplatan sonu oldu.
    Film bitip isimler akmaya başladı ve ben yavaşça yerimden doğrulmaya başladım ki perdede bir yazı dikkatimi çekti.

    Music
    Pınar Toprak


    Arabaya nasıl vardığımı, torpido gözünden Türk bayrağını çıkarıp nasıl kornalar eşliğinde gazladığımı hatırlamıyorum.
    Şaka maka gurur duydum.
    İnsanımıza olan inancım tazelendi.
    Tabi kim bu Pınar Toprak bilmiyordum ve bu benim ayıbımdı.
    Eve gelir gelmez araştırdım.
    Bir kez daha gurur duydum.
    Filme gidin.
    Seyretmeseniz de müziği dinleyin.
    Koltuklarınız kabarsın.
    Sanki bizim bir katkımız olmuşta beraber başarmışız gibi hissedin.
    Tabi buradan da paylaşacağım..
    Helal sana Pınar Toprak.
    Thracian bunu beğendi.
    Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
    Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)

  11. #691
    Thracian - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Haziran 2012
    Şehir
    Lüleburgaz-Bursa
    Alıntı COQ adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Akşam çocuklarla beraber Kaptan Marvel'e gittik. Filmi 3 boyutlu izledik ve fena değildi doğrusu.
    Fakat benim yüreğimi hoplatan sonu oldu.
    Film bitip isimler akmaya başladı ve ben yavaşça yerimden doğrulmaya başladım ki perdede bir yazı dikkatimi çekti.

    Music
    Pınar Toprak


    Arabaya nasıl vardığımı, torpido gözünden Türk bayrağını çıkarıp nasıl kornalar eşliğinde gazladığımı hatırlamıyorum.
    Şaka maka gurur duydum.
    İnsanımıza olan inancım tazelendi.
    Tabi kim bu Pınar Toprak bilmiyordum ve bu benim ayıbımdı.
    Eve gelir gelmez araştırdım.
    Bir kez daha gurur duydum.
    Filme gidin.
    Seyretmeseniz de müziği dinleyin.
    Koltuklarınız kabarsın.
    Sanki bizim bir katkımız olmuşta beraber başarmışız gibi hissedin.
    Tabi buradan da paylaşacağım..
    Helal sana Pınar Toprak.
    https://www.youtube.com/watch?v=KNxOirM9ZFI
    Pınar Toprak 2000 lerin başından beri film müziği işinde.Hans Zimmer'in öğrencisi.Yanlış bilmiyorsam Captain Marvel tek başına gerçekleştirdiği ilk büyük proje.Yani çıraklık döneminin bitip ustalık dönemine giriş yaptığı proje sayılır.

    https://www.imdb.com/name/nm1316040/
    Özgürlüğün en büyük düşmanı halinden memnun kölelerdir.

  12. #692
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    insanlarımızın başarılı olduğunu görmek her zaman mutluluk verir.

    dekalog serisinde 7. filme kadar geldim,
    bazılarını 2 kez seyretmem gerekti, açıkçası doyamadım.



    esas kadın. (Krótki film o miłości - a short film about love)

    on emir içerisinde "Thou shalt not commit adultery (sübyancılık yapmayacaksın)" emrine denk gelmiş olsa da şahsen çok ilgisini göremedim,
    aşkın tornadan geçmiş hali ile saf hali arasındaki ilişkiyi konu ediyor,
    bir anlamda da sevmek zamanı'nı hatırlattı,
    hepimizin büyük çaresizliği olan suret üzerinden sevmek fikrine daha çok dokunuyor.
    can't be worried about that shit. life goes on man.

  13. #693
    Mersin İl Temsilcisi yürekçe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    02 Ağustos 2006
    Şehir
    Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam
    Motosikleti
    Cân ile hem cahan, dehr ile hem zaman
    Sayfaları okudukça, küçüklüğümden beri yapmak isteyip de yapamadığım film izleyememe yeteneğimi bir kez daha ele aldım..
    Belki ukala diyeceksiniz ama kendimi bikdim bileli tazıp-çizme konusunda çok fazla zaman geçirdiğim ve buna paralel olarak cüsseleşen hayal gücüm yüzünden, çoğu filmde ya bakış açım senaryoyla ters düşüyor ya da her karakter ortata çıkınca 30 saniye sonra filmdeki final sahnesi gözümde canlanıyor. Arasaki aksiyon bölümleri filmin bütçesiyle orantılı olunca onlar da "her ne olursa, başarıya ulaş" mantığıyla örüldüğünden yüzde 95-98 oranında, ilk 15 dakika sonunda bu film böyle biter dediğim şekilde bitiyor ve yanımdakilerden, - izleyip anlatıyorsum - tepkileri geliyor. Yok babam, izleyemiyorum, ancak belgesel ve biyografik filmler hariç.
    Esaretin Bedeli
    Yeşil yol, Doktor Zhivago gibi filmler, nadiren izleyebildiklerim. Yıllardır da film izleyemiyorum.
    Yani, sırf görselleri ve efektleri için izlediğim Yüzüklerin Efendisi için bile, yahu uçan kaçan onca yaratık ve sihir vaeken niye 2 hobbite bu görevi vermişler diye de düşünüp onca emeği heba görmüş biriyim..
    Yazık bana yaa, bir dizi yahut film müptelası olamadan gidecem şu dünyadan..

  14. #694
    Motosiklet Eğitmeni COQ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2008
    Şehir
    France
    Motosikleti
    Honda
    Yürekçe;
    mesele filmin sonunu bilmek ya da tahmin etmek değil.
    Bazı filmleri tekrar tekrar seyretmemizi nasıl açıklayacaksın?
    Olay biraz farklı ve sen pek içine girememişsin.
    Zaman ayırırsan sanırım zevk alacağın bir aktivite olacaktır.
    yürekçe bunu beğendi.
    Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
    Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)

  15. #695
    Mersin İl Temsilcisi yürekçe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    02 Ağustos 2006
    Şehir
    Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam
    Motosikleti
    Cân ile hem cahan, dehr ile hem zaman
    Alıntı COQ adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Yürekçe;
    mesele filmin sonunu bilmek ya da tahmin etmek değil.
    Bazı filmleri tekrar tekrar seyretmemizi nasıl açıklayacaksın?
    Olay biraz farklı ve sen pek içine girememişsin.
    Zaman ayırırsan sanırım zevk alacağın bir aktivite olacaktır.
    Çok zorladım abi olmuyoo )
    KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
    BEDDUALARI DENEDİM, HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR!!!
    KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....

  16. #696
    The Dude - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ocak 2008
    Şehir
    Khalkedon
    Motosikleti
    sym joymax
    Alıntı yürekçe adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Sayfaları okudukça, küçüklüğümden beri yapmak isteyip de yapamadığım film izleyememe yeteneğimi bir kez daha ele aldım..
    Belki ukala diyeceksiniz ama kendimi bikdim bileli tazıp-çizme konusunda çok fazla zaman geçirdiğim ve buna paralel olarak cüsseleşen hayal gücüm yüzünden, çoğu filmde ya bakış açım senaryoyla ters düşüyor ya da her karakter ortata çıkınca 30 saniye sonra filmdeki final sahnesi gözümde canlanıyor. Arasaki aksiyon bölümleri filmin bütçesiyle orantılı olunca onlar da "her ne olursa, başarıya ulaş" mantığıyla örüldüğünden yüzde 95-98 oranında, ilk 15 dakika sonunda bu film böyle biter dediğim şekilde bitiyor ve yanımdakilerden, - izleyip anlatıyorsum - tepkileri geliyor. Yok babam, izleyemiyorum, ancak belgesel ve biyografik filmler hariç.
    Esaretin Bedeli
    Yeşil yol, Doktor Zhivago gibi filmler, nadiren izleyebildiklerim. Yıllardır da film izleyemiyorum.
    Yani, sırf görselleri ve efektleri için izlediğim Yüzüklerin Efendisi için bile, yahu uçan kaçan onca yaratık ve sihir vaeken niye 2 hobbite bu görevi vermişler diye de düşünüp onca emeği heba görmüş biriyim..
    Yazık bana yaa, bir dizi yahut film müptelası olamadan gidecem şu dünyadan..
    seni buralarda görmek ne büyük zevktir.

    olur ise olur,
    olmaz ise olmaz,
    olanla da olunmaz.

    farklı konularda bekliyorum seni

    "
    günbatımı saçlarında
    sövgü gibi geçtin,
    okyanus dalgalarının yanında kokusu da var mı saçlarında ?
    her seferinde sen geçtikten sonra çıkıyorum sokağa,

    sabah gözlerini açtıktan sonra pencereye koşan çocuk ,
    nasıl beklediyse kar yağmasını,
    saçının bir telini arıyorum zamanında durduğu bu sokakta.

    "

    yine olmadı sanırım.
    ne'se zaten biz bizeyiz.
    yürekçe bunu beğendi.
    can't be worried about that shit. life goes on man.

  17. #697
    MrMud - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Ekim 2016
    Şehir
    İSTANBUL
    Motosikleti
    Husqvarna TE250


    Ojinal ismi:SPLIT

    Türkçe ismi: Parçalanmış


    KONU

    Güvenilir psikiyatr Dr. Fletcher (Betty Buckley), Kevin (James McAvoy) adlı hastasının en az 23 farklı kişiliği bünyesinde barındırdığını kanıtlamıştır. Ancak henüz tamamen ortaya çıkmamış son bir kişilik vardır ki, meydana çıktığında diğer kişilikleri süpürecek çok vahşi bir karakterin habercisidir. Bu dizginlemesi zor gücün etkisiyle Kevin, 3 genç kızı kaçırıp yaşadığı yerde alıkoyar. Hırslı ve kararlı Casey'nin (Anya Taylor-Joy) önderliğinde gençler hayatta kalabilmek için, Kevin içindeki şeytani güce tamamen boyun eğmeden önce oradan kaçmak zorundadırlar.

    Şahsi yorumum:

    Film her ne kadar "aman aman!" muhteşem olmasa da, "Allah kahretsin dakikalarim ziyan oldu" dedirtmeyen, hatta "Vay be, değişik" dedirten bir film.
    İzlenilesi.

    Film de özellikle belirtmek istediğim nokta, James McAvoy'ın ayakta alkışlayacağım oyunculuğu, bu filmi izlediğim andan itibaren, "Oyuncu" kelimesini duyduğum an aklıma McAvoy gelecektir net.
    Gerçekten genç yaşında ustalık seviyesinde oyunculuk sergilemiş.
    Hatta çoğu oscar ödüllü oyuncuya, bi çekil bakalım diyecek şekilde oyunculuğu ile "Bakın böyle ufak çaplı, düşük bütçeli bir filmle de oyunculuk konuşturulur" dercesine yargı dağıtmış.
    Anna Taylor'da her ne kadar ekstra takdir edilecek bir oyunculuk görmesem de, güzelliği ve çekiciliği yeter be..
    Canımsın Anna, bu filmde vuruldum sana, o kadar...

    Filme gelecek olursak, toplamda 4-5 oda da geçen bir film bir insanı ne kadar tutabilirse o kadar tutuyor, ve bunun en büyük, hatta bana göre tek sebebi başrolün oyunculuğu.

    Çocukluğu, Annesinden gördüğü Psikolojik ve fiziksel şiddetle geçen Kevin çoklu kişilik bozukluğuna ufak yaşlarda başlamış, yıllar geçtikçe kendine yeni "Kahramanlar" yaratmış, hayatında eksikliğini yaşadığı her duygu ve hisse, travmaya ait kişilikler meydana getirmeye başlıyor.

    23 farklı kişiliği, ve her kişiliğinin şahsına münhasır huy ve özellikleri olan Kevin, bazen 9 yaşında bir çocuk olup onun zeka ve davranışlarına sahipken, bazen 30'lu yaşlarda aşırı titiz bir adam, hatta anaç ve sevecen bir kadın bile olabiliyor.
    23 farklı kişiliğin her birinin farklı düşünceleri ve farklı hayatları var.
    Tek ortak noktaları hepsinin kendini farklı ve "Asıl olan" sanması.

    Çocukluğunda yaşadığı travmaların intikamını "Elbebek gülbebek büyüyen" 2 genç kızdan almak isteyen bu kişiliklerin bazıları, çok merhametliyken, bazıları çok zalim ve nefret dolu.
    Kişiliklerinden bazıları içinde olduğu psikolojik rahatsızlığın farkındayken ve kurtulmak için çabalarken, bazı kişilikleri bu durumun bir rahatsızlık değil "Özel olmak" olduğunu düşünüyor ve kendi gibi olan başka insanlara bunu kanıtlamak için uğraşıyorlar.
    Ve agresif kişiliklerin ortak amacı, 24'üncü kişilik olan, en tehlikeli ve gerçekten çok büyük bir vahsiliğe sahip olan, "Kurtarıcı" olarak gördükleri "Canavar" adını verdikleri kişiliği ortaya çıkarmak.

    Film de "Esas kızımız" Casey tesadüfi bir şekilde, asıl kaçırılacak olan 2 kız kardeşin yanında "Kurunun yanında yanan yaş" oluyor.
    Diğer 2 kızımızın aksine Casey, elbebek gülbebek değil, tam tersine katlanılması ve sindirilmesi çok ağır travmaya sahip olan, içine kapanık kendini bilinçli olarak asosyalleştiren fakat bir o kadar zeki bir kızımız ve çok tatlı canına yandığım, zekiliğin çekiciliğimi, ben sapyoseksüel miyim bilmiyorum ama, hele ki bazı sahnelerinde Casey için evin ortasında Alfa kurt gibi uluyup şerefine bi duble fondip yapasım geldi yer yer...
    Aah Casey, gözüm kapalı portreni çizerim...


    Neyse, film güzel hoş, izlenilesi.
    Sonunu her ne kadar fantastik bir şekilde bağlamalarını hoş bulmasam da, yine de filmin benim gözümse pert olmasına sebep olmadı.
    Filmden aldığım "Yaşadığın hayatım değeri bil, herkes senin kadar şanslı değil" mesajını beğendim.
    Kaldi ki aldığım mesaj sadece bu değil...
    İnce ve hoş bir mesaj var, cidden hoş...


    Aha bu da Casey



    Görünce kafamin içinde bir şarkı inledi...

    "Ben seniiin uğruna, ölürüüüm ölürüüm ölürüm..."




    (Şöyle, konunun kenarında benimde bi parmak izim olsun...)
    The Dude bunu beğendi.

  18. #698
    Mersin İl Temsilcisi yürekçe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    02 Ağustos 2006
    Şehir
    Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam
    Motosikleti
    Cân ile hem cahan, dehr ile hem zaman
    Alıntı The Dude adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    seni buralarda görmek ne büyük zevktir.

    olur ise olur,
    olmaz ise olmaz,
    olanla da olunmaz.

    farklı konularda bekliyorum seni

    "
    günbatımı saçlarında
    sövgü gibi geçtin,
    okyanus dalgalarının yanında kokusu da var mı saçlarında ?
    her seferinde sen geçtikten sonra çıkıyorum sokağa,

    sabah gözlerini açtıktan sonra pencereye koşan çocuk ,
    nasıl beklediyse kar yağmasını,
    saçının bir telini arıyorum zamanında durduğu bu sokakta.

    "

    yine olmadı sanırım.
    ne'se zaten biz bizeyiz.
    sen yazarsın da olmaz mı mir'im..
    Azcuk da gülelim.. Mart ayında gece uyutmayan kedilerin şerefine

    KEDİCİK

    Gülüşün cevher yağmuru
    Susuşun susuşuma örtü
    Üstü açık uyuyan mağduru
    Üşütmekle suçlamış g.tü

    Deliksiz uyuyabilmek sanat
    Resim boş, şiir yalınayaktır
    Huzur sanki yabani bir at
    İşi, yelden hızlı koşmaktır

    Eh Yürekçe'm uykun heder
    Yahu bu ne miyavlamaktır
    Nedir bu gam, dedim yeter
    Meğer martta kedi olmaktır

    Yürekçe
    COQ ve The Dude bunu beğendiler.
    KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
    BEDDUALARI DENEDİM, HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR!!!
    KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....

  19. #699
    bektanist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    20 Ekim 2006
    Şehir
    istanbul beşiktaş
    Motosikleti
    mz 301 2002- Mondial RX3i Evo 2015
    Türk sineması dram ve komediden oluşur Macera bilim kurgu korku ve gizem filmlerimizde ise boşuna tırmalamaktayız.
    Komedide iyi bir seviyedeyiz biraz ege filmleri ile haşır neşir olalım.
    Entel köy efe köye karşı ile başlayan komedi süper incir ve hedefim sensin ile devam etmekte.




    hedefim sensin izle





    Süper incirden bir sahnedeki anlatım.
    Hatçe abimin plütonik aşkı çocukluktan beri koşupduru peşinde neyini beğeni anlamam bi burun var yarım saat önden geliyor

    Buda reklam komedi reklamlarına bile sirayet etmiş

    körlerin arasında tek gözlü adam kendini kral sanır

  20. #700

    Üyelik
    29 Mayıs 2014
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    cıks


    ne zamandan beridir bu kadar gülmemiştim çok iyiydi


35. sayfa BirinciBirinci ... 25333435363745 ... SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler