siyahatmaca adlı üyeden alıntı
Havalar düzelince İstanbul'da bir buluşma yapalım diyerekten, yakında Elmalı Barajı'na keşfe gidiyorum. Resimleri koyarım.
İsabetlilik Üzerine
İsabetlilik kavramını havalı silahlarımıza ilişkin olarak düşündüğümüzde aklımıza genellikle yeterince uzak mesafelerden kağıt üzerinde çıkardığımız 5 ya da 10 atışlık ufak gruplar gelir. İsabetlilik bu değildir, ancak bu, isabetlilik dediğimiz şeyin, biz atıcıların ulaşmamıza olanak sağladığı sonuçtur. En basit anlamıyla isabetlilik, tutarlılıktan başka bir şey değildir.
Bunu en özlü şekilde açıklamak gerekirse, isabetlilik bir havalı silahın namludan, diyelim ki, 800 fps hızla attığı bir pelletin hızını hedefe vardığında, yine diyelim ki, 600 fps hızda tutabilme yeteneğidir. Şimdi, eğer yaptığımız her atış aynen böyle olur ve rüzgar ya da başkaca bir şeyden etkilenmezse, pellet artık üstüste yapılan her atışta hiç şaşmadan aynı delikten geçecektir. Pek çok atıcı zanneder ki pellet namludan her seferinde tam aynı hızda çıkarsa hedefe vardığında da her seferinde tam aynı hızda vuracaktır, ancak gerçekte bu hiç de böyle değildir. Öyle olsaydı zaten mutlak isabetliliğe ulaşmış olurduk.
Bazen 50 metreden her iki atışta da aynı delikten geçiririz, ama bu ne sıklıkta olur? Muhakkak ki uzun menzillerden çok ufak gruplar çıkarabiliyoruz, ancak bu nasıl oluyor ve buna neler sebep oluyor? Hatta buna da gelmeden önce, nasıl oluyor da görünüşte en iyi olan pellet hedefe vardığında gruptaki en kötüsü oluyor? Neden bütün hepsi birbirine çok yakın isabet etmişken biri gidiyor da bütün grubu berbat ediyor?
Hepimiz bu hikayeyi duymuşuzdur ya da bizzat kendimiz tecrübe etmişizdir. İki silahımız var ve her ikisi de aynı üretici tarafından imal edilmiş. İkisi de aynı model ve tamamen aynı şekilde üretilmiş, ancak içlerinden biri X pelletle çok ufak gruplar çıkarırken, diğeri aynı pelleti dört bir yana savuruyor.. Bunun nasıl ve niçin böyle olduğunu bulmak üzeresiniz...
İsabetlilik kavramını tamamen anlayabilmek için, öncelikle pelletin namludan çıkıp hedefe varana kadar başına nelerin geldiğini anlamamız gerekir. İsabetliliği anlamak için, tüm iç ve dış balistikleri kavramamız gerekir.
Ateşli tüfeklerin çok uzun menzillerde üstün hassasiyet gösterdiklerini biliyoruz, iyi olanları için 300 metre ve hatta çok daha üstü menzillerde ufak gruplar çıkarmak işten bile değil. Peki öyleyse neden bizim havalı silahımızın isabetliliği bu denli kısa mesafelerde hemencecik düşüş gösteriyor?
Field Target ve 10 metre hedef tüfeklerinde isabetlilik aynı değildir. Herşeyden önce 10 metre silahları göreceli olarak daha düşük hızlarda daha iyi atış yaparlar, düz başlı pelletlerle çok daha iyi isabet kaydederler. Bu silahlar kendi yaptıkları işte çok iyidirler ancak menzil arttıkça güç ihtiyacı da artar.
Bahsi geçen 10 metre maç silahları yeryüzünde üretilen muhtemelen en iyi pelletleri atarlar, ancak hiç bir zaman bunlarla FT müsabakası kazanan birini duyamazsınız. Bunun mantığı balistikte yatar, daha doğrusu pelletlerin balistik katsayısında (BC-ballistic coefficient ). Balistik katsayı bir pelletin atışın yapıldığı menzil içinde hızını mümkün olduğunca koruyabilmesi yeteneğidir. Kısaca, balistik katsayısı ne kadar büyükse, pellet o kadar uzak menzillerde isabetli atışlar yapabilecektir.
Her ne kadar ateşli silahların uzak mesafelerden isabetli atışlar yapmaları bir parça brüt güçleriyle ilgiliyse de, bu sadece işin bir kısmıdır. Eğer yüksek güçlü bir ateşli tüfeğin mermisiyle bizim havalı tüfeğimizin pelletini karşılaştırırsak aralarında yeterince büyük farklar olduğunu görürüz.
Ateşli tüfek mermisine kısaca bir bakış , onun ne kadar yüksek bir aerodinamik yapısı olduğu hakkında bir fikir verir, ancak biraz daha yakından bakalım. En can alıcı nokta şu ki, bu merminin arka kısmı, sivri ve ince burun kısmına göre çok daha ağırdır. Eğer bu mermiyi yivsiz bir namludan atarsanız, 12 numara bir shotgundan atılan bir taştan daha isabetsiz olur!
Burgu Oranı(twist rate)
Bu yüksek teknoloji ürünü tekne kuyruklu merminin bu kadar aerodinamik ve isabetli olmasını sağlayan şey, atıldığı namlunun yivleridir. Bu tüfeklerin çok çok yüksek burgu oranları vardır. Bu da merminin kendi ekseni üzerinde çok hızlı dönmesini sağlar(rotasyon). Bu yüksek rotasyon oranı olmasaydı, yüksek teknolojili bu mermimiz takla atıp savrulup giderdi ve isabetliliğin tartışıldığı platformda değerlendirilmesi söz konusu bile olamazdı.
Bizim havalı silah pelletlerimiz de yivli namlulardan atıldıkları için rotasyona girerler ve bu da onların stabil kalmasını sağlar. Burada sormamız gereken bir başka soru bizim havalı silah pelletlerimizin ne kadar rotasyon hızına sahip olması gerektiğidir. Havalı silah namlularının burgu oranları 20 inçte 1 tur gibi yavaş bir orandan 12 inçte bir tur oranına kadar değişir. Peki en iyisinin hangisi olduğuna nasıl karar vereceğiz? Ve bu ne kadar önemli acaba?
Hangi oranın en iyisi olduğu hakkında bir tomar teoriye saplanıp kalmadan, neyin işe yaradığına ve nasıl çalıştığına kısaca bir bakalım. Yivin amacı pellete rotasyon vermek, onu döndürmektir ve bizi ilgilendiren de aslında bu rotasyon oranıdır. Bu rotasyon oranını öğrenmek için biraz matematiğe ihtiyacımız olacak: Rotasyon oranı = (12/burgu oranı)* namlu hızı(fps cinsinden ).12 sayısı bir foottaki tur sayısından gelmektedir(1 foot = 12 inç). Bu da bize 150 grain ağırlığında .30 kalibre tüfek mermisinde rotasyon oranı olarak dakikada 174.000 devir verir, ya da saniyede 2900. İşte spin diye ben buna derim!
Havalı silah pelletimizi ne kadar hızlı atarsak o kadar fazla rotasyona sahip olacaktır, bunu anlamak için tüm bu hesaplamaları yapmamıza gerek yok. Ancak ben modern balistik teorisine aykırı gideceğimden, bu teorinin aynı pellet/mermiyi aynı namludan 500 fps ve 1000 fps hızlarla atmasıyla hiç bir bağlantısının olmayacağını söyleyeceğim. Bunu 1’e 20, 1’e 18, 1’e 16, 1’e 14, 1’e 12 arasında değişen havalı silah namlusu burgu oranlarıyla birleştirdiğinizde, birinin bir yerlerde hataya düşmüş olması gerekiyor!
Bununla beraber, gerçek rotasyon oranı aynı anda hem burgu oranı hem de hız tarafından belirlendiğinden, bu burgu oranları aslında o kadar da belirleyici değildir. Ancak her nasıl olursa olsun, havalı silah pelletlerinin kendi dizaynlarından kaynaklanan daha büyük problemleri vardır.
Yalpa Problemi
Bazı durumlarda, mermiler düzgün olarak üretilmediklerinde, statik veya dinamik dengesizlik olarak adlandırılan acı bir problemle karşı karşıya kalırlar. Buna genellikle merminin içindeki küçük çukurluklar ve diğer benekler sebebiyet verir. Buradaki anahtar kelime dengesizliktir. Bir mermi dengesiz olduğunda, hızlıca istikrar kaybeder ve isabetlilik yok olur gider. Bu genellikle modern ateşli silah mermilerinin başına çok çok az gelir.Mermi üreticileri mermilerinin üretiminde çok çaba sarfederler, kötü giden mermilerle pazarda uzun süre tutumazlar. Bu bilginin ilgi çekiciliğinin yanında, bizim asıl endişe ettiğimiz şey bir merminin mi yoksa bir havalı silah pelletinin mi dengesiz olabileceğidir.
Yukarıdaki resme baktığımızda, yüksek teknoloji mermi karşısında bizim pelletimizin içinde ve çevresinde çok daha fazla hava boşluğu bulunduğunu görebiliriz. Bu da bize kurşunumuzun ağırlığının yol hattına dik olmadığını ve yine kendi yol hattına merkezlenmediğini gösterir. Ve gerçek şu ki bu dizayn zaten başlı başına bahsi geçen statik ve dinamik dengesizliği beraberinde getirecektir! Tekrar ediyorum, buradaki anahtar kelime dengesizliktir; en ufak bir denge eksikliği pelletin yalpalamasına sebep olabilir, ve olacaktır. Diğer bir deyişle, öyle pek de aerodinamik bir tarzda gitmeyecektir.
Daha önce havalı silah kurşunlarının etrafındaki hava akışını gösteren resimlere baktıysanız, hava akımının kuyruğa dokunmadığını görmüşsünüzdür. Baş tarafındaki hava akımı çok aerodinamik tarzda, ama üzücü gerçek şu ki, gerçekte bu neredeyse hiç bir zaman böyle olmamaktadır!
Aşağıdaki resme bakarsak, bu kusursuz hava akımını görürüz; ancak, garip bir nedenden ötürü, bu kurşunun ÜZERİNDE YİV İZLERİ YOKTUR.
Görülüyor ki gayet sıkı bir başka problem daha keşfettik; rüzgar tüneli testleri ustaca, ancak bize gerçekte yivin ne gibi bir etki yaptığını ve yine baş üzerindeki yiv çizgilerinin nasıl bir etki doğurduğunu göstermemektedir. Bunun yanında, büyük test modellerinin üzerinde üretim aşamasında meydana gelen alet izleri de yoktur.
Aerodinamik Dengesizlik
Bir başka probleme gelelim, bu benim aerodinamik dengesizlik demeyi tercih ettiğim bir şey. Basitçe bir açıklamayla, aerodinamik dengesizlik havalı silah pelletimizin baş tarafında vuku bulan ufak çukurluklar, kalıp izleri ve şekil bozukluklarından kaynaklanır. Bunları ateşli silah mermilerinde pek göremezsiniz, ancak bizim havalı silah pelletlerimiz söz konusu olduğunda bunlar gayet olağandır.
Aerodinamik dengesizlik namludaki yivlerden de kaynaklanabilir; şöyle ki, kalitesiz bir namlu, ince kurşun parçaları sıyırarak, pelletimizin baş kısmına fan pervanesi gibi bir görüntü verebilir. Söylemeye gerek yok, bu pelletimizin aerodinamiği için hiç de iyi bir şey değil. Bu çeşit deformasyonlar her ne kadar sık rastlanır şeyler olmasa da, adi yivsete sahip namluların hepsi bunu bir dereceye kadar yapma eğilimindedirler. Tüm bunlara rağmen, yivden vazgeçerseniz, isabetlilikten de vazgeçmiş olursunuz.
Gerçekte havalı silah pelletimizin belli bir paya kadar yalpalaması her zaman olağandır; bu da kuyruk bölümündeki hava sürüklemesinde bir artış yaratır. Yaptığım onca test sonunda her şeyin yüzde birin yarısından bile az bir oranda olması gerektiği gibi meydana geldiğini gördüm. Çok iyi silahlarla ve en iyi pelletlerle istikrar ancak yüzde 75-85 oranında sağlanabiliyor. Başka bir deyişle pelletimiz yalpalamaya bağlı olarak kuyruk bölümünde meydana gelen ekstra hava sürüklemesi sebebiyle potansiyelinin yüzde 15-25 kadarını kaybetmektedir.
Bu pek çoğunuzu kokutabilir, ama endişe etmeyin, bu isabetliliği sadece çok az etkiliyor. Hatırlayınız, istikrar demek isabetlilik demektir, ve her atışta bu yalpalama ne kadar aynıysa, kurşunumuz da aynı noktaya gidecektir. O halde bu neden bir problem arzediyor? Bu bir sorun çünkü menzili kısaltıyor ve silahlarımızın isabetliliğini etkiliyor. Bunların dışında en kötü yanı ise, rüzgardan kaynaklanacak sapmanın ne kadar olduğunu önceden tahmin etmemizi de engelliyor olmasıdır. Atıştan atışa, rüzgar yönünde ve hızında bir değişme olmasa dahi, rüzgarın pelleti sürükleme oranı iki hatta üç katına çıkabilir!
İdeal şartlar altında her pellet hedefte hemen hemen aynı noktayı vuracaktır, gerçek yalpalama değeri atıştan atışa ufak ufak değişse bile. Buradaki nokta şu; son hız ya da hedefteki hız dediğimiz değerde, vurma noktasını etkilemeden ufak dalgalanmalar olabilir. Ancak rüzgarı eklersek yalpalamaları yüzünden düşük hızda kalan pelletler yanlara doğru daha çok kayacakken, yalpası az olup hedefe daha çabuk ulaşanlar daha az şaşacaklardır.
Atış yapan pek çok insan için, her bir pelletin namludan aynı hızda çıkıp hedefe vardıklarında çok fazla değişim göstermeleri anlaşılması zor bir olgudur. Hız ölçerde yaptığım testlere göre silahlar çoğu kez namluda 5fpslik hız farkları verirken bu oran pelletler hedefe vardığında 60 fps’ye kadar çıkabiliyor. Bu son hızda meydana gelen yayılım grupların boyutunu çok az büyütürken, rüzgarın çıkmasıyla her şey değişiyor.
Yeniden Burgu Oranı
Daha önceden de söylediğim gibi teori üzerine konuşmayacağım, sadece işlerin nasıl yürüdüğünü anlatacağım. Yıllar önce kenar ateşli .22 tüfekler tek bir mermi atıyordu; 29 gr .22 short. Daha sonraları uzun mermiler piyasa çıktı, ancak 1’e 20 olan burgu oranı 40grainlik .22 longlar için çok yavaş kalıyordu. Kısa kardeşleriyle karşılaştırıldıklarında o kadar da iyi gitmiyorlardı. Böylece yeni üretilecek kenar ateşli .22’liklerin burgu oranları 1’e 16 olacaktı. Bu da yeni tüfeklerin kısa ve uzun mermilerden her ikisini de yüksek hassasiyet oranlarıyla atmasına olanak verdi. Bu oran uzlaşma sonucu çıkmıştı, ama işe yaradı. Binlerce havalı tüfek pelleti test ettim, aynı pelletten binlercesini farklı farklı silahlarda denedim ve 1’e 16 oranın en iyi uzlaşma noktası olduğunu gördüm. 1000 fps’nin üzerinde atılan kısa yapılı pelletlerde bile hiç bir kötü etkisini görmedim ve en uzun pelletleri bile sabitleyebiliyordu. Gerçek isabetlilik hala bizden saklanmaya çalışıyor, ancak standart bir burgu oranında karar kılmak, bize yiv ve setler arasındaki derinliğin ne kadar olması gerektiğine karar verirken yardımcı olacak. Bu da belki bir uzlaşma olacak, ancak bizi mutlak isabetlilik hazinesine bir adım daha yaklaştıracak.
Açıkça konuşmak gerekirse, bence 1’e 18 oranı 10 metre hedef silahlarında en iyi oran, ancak menzil arttıkça bu oran en az 1’e 16 olmalı. Eğer 10 metrede tatlı delikler açmak niyetindeyseniz, sadece menzil arttıkça bu statik ve/vaya dinamik dengesizlik söz konusu olacağından sorun yok. Yüksek burgu oranları daha stabil giden pelletler demektir; bu da atıştan atışa istikrarı ve isabetliliği yükseltir. Görülüyor ki pek çok namlu üreticisi bizim sadece 10 metreye atış yaptığımız sanıyor, daha uzağa değil...Oldukça gariptir, dünyanın en iyi 10 metre maç silahı üreticilerinden bir tanesi, hiç bir yan etkisi olmadan 1’e 14lük burgu oranı kullanıyor. Gelin de hayalinizde canlandırın! Ben 1’e 14lük oranı 10.5grlik Crosman Premier ve H&N Barracuda gibi kurşunlarda tercih ediyorum.
Nasıl oluyor da X model pellet arkadaşımın silahında çok iyiyken benimkinde değil?
Bu farkın en muhtemel sebebi namlu şokları arasındaki farkdır. Bazı namlular nispeten daha dar şoklu olarak tasarlanmıştır. Şok aslında faydalıdır, fakat bazen namlularda bu faydalı şeyin oranı biraz fazla kaçmıştır. Yalnız namlu yapımcısına kabahat bulmadan önce şunu belirteyim, bu durum çoğu kez pellet namluya göre çok kalın olduğunda meydana gelen birşeydir. Başka bir deyişle sorun şu; namlumu çok dar yoksa pellet üreticisi pelleti mi çok kalın yapmış?
İstikrar probleminin en önemli faktörü yüksek ihtimalle budur. Pelletler namluya oturmadığı zaman istikrar ve isabetlilik kötüleşir. Burada şunu vurgulamak isterim, bizim pelletlere ödediğimiz para, yüksek güçlü bir ateşli tüfek mermisine ödenene oranla çok düşüktür. Buradan da anlaşılacağı üzere attığımız pelletler aslında dandik ucuz şeylerdir. Ateşli silah mermilerine ödenen onca paranın yanında, biz yüzlerce pellete karşılık sadece 7-8 dolar ödemeyi istemekteyiz. O halde pellet veya namlu üreticilerini suçlamadan önce, kendi içinde bulunduğumuz durumumdan kimi suçlayacağımızı da iyi bilmeliyiz. Havalı silah ve pellet üreticileri aslında sadece bizim satın almak istediğimiz şeyleri üretiyorlar, eğer burada birilerine bir şeyler isnat etmek istiyorsak bu insanlar bizler olmalıyız.
Tüm havalı silah namluları içten şoklanmamaktadı, bazıları arpacık monte edilirken zorlamayla kıvrımlaştırılmakta ya da mekanizmaya sabitlenme-preslenme işlemi sırasında bu şok oluşturulmaktadır. Bazı silahlar ise tamamen şoksuz olarak gelmektedirler.
ABD’de yapılan en yaygın ve en aptalca uygulamalardan biri de pistonlu bir silah alıp namlunun ucundan birkaç inç kadar kesmektir. Oysa ki böyle bir işlem sadece gerçekten çok iyi bir silah ustası tarafından uygulanmalıdır, çünkü namlunun yeniden şoklanması gerekebilir… Silah hala atış yapabiliyor olmakla iyi bir iş çıkarıldığı zannedilmemelidir.
Pelletin Namluya Oturması
Eğer daha önce hiç namludan kırma bir silaha yüklediğiniz pelletin namludan kayarak doğrudan aşağıya ayaklarınız dibine düştüğünü deneyimlediyseniz, mutlak isabetliliğin neden oldukça zor elde edilir gözüktüğünü anlamışsınızdır. Gözlerinizle göremeyeceğiniz diğer bir uç örnek ise pelletin namluya göre biraz geniş olması halinde yaşanır. Böyle bir durumda pelletin başı ezilip deforme olarak dengesizlik yaratarak zayıf aerodinamik özellik sergilemeye başlar. Öte taraftan pellet küçük geldiğinde, pellet başı namlu içinde sekme yaparak namlu doğrultusu karşısında garip açılar kazanarak her türlü garip uçuş özelliklerini sergiler.Pellet namlu uyumluluğu havalı silah atış hassasiyetinin en önemli kriteridir,nokta!
Bu sebepten ötürü, Crosman ürettiği bütün Premier pelletlerin aynı kalıptan çıkarmaktadır. Pellet üreticileri sizin silahınızın namlu çapı üzerinde kontrole sahip olmadığından en azından ürettiği pelletleri aynı kalıptan çıkararak çaplarını sabit tutmaya çalışır. Kalıp numaralarını değiştirmediğiniz sürece bu oldukça işe yarar. Kişisel deneyimime ve gerçekleştirdiğim onca teste dayanarak, kalıp numarası değiştirmenin nerdeyse pellet markası değiştirmekle aynı manaya geldiğini söyleyebilirim.
Çoğu pistonlu silahın şoku namlunun gerisine doğru olurken, pek çok silahta şok namlu ağzındadır. Şok tüm pelletleri namlu çapına indirgeyerek isabetliliğin artmasına yardımcı olur. Burasının aslında kurşun birikmesinin yaşandığı yer olmasına rağmen, arkadan namlu ağzına doğru bir bez parçası ittiğinizde bez tertemiz çıkabilir. Problemin kaynağı aslında birikmiş kurşunun itme veya çekme yoluyla şoka daha da fazla saplanmasındadır. Öteki yöne doğru bir deneme yapmak birikmiş kurşunun büyük çoğunluğunun temizlenmesine yardımcı olacaktır. Pirinçten mamul bir harbi aslında çok daha iyi iş görür, ve bazen kurşunu temizlemenin tek yolu budur.
Namlunuzun şoklu olup olmadığını ya da ne darlıkta bir şoka sahip olduğunu öğrenmek isterseniz favori pelletinizi harbi ve bir bez parçası vasıtasıyla namludan içeri itin. Eğer namlunuz dar bir şoka sahipse, nerede olduğunu bulursunuz.
Yiv-set derinliğinin önemi buradadır, namlu-pellet uyumluluğunun bir parçasıdır çünkü. Bu konuda karşımıza çıkan problem, tüm pelletlerin aynı kalibrede olmamasıdır. .177 kalibre bir namlunun içindeki yiv-setler, .22 kalibredekine oranla daha küçüktür. Bu konu üzerinde biraz düşününüz.
.22 kalibre pelletlerin hızlarını .177 kalibre pelletlere oranla daha iyi korumalarının ana sebebi daha az deforme olmuş yapılarıdır, alet ve kalıp izleri büyük kalibre pelletlerin denge ve aerodinamik özelliklerini daha az etkiler. Daha önce bunun sadece ağırlıkla ilgili olduğunu düşündüyseniz, bir kez daha düşünün!
Kalibre büyüdükçe karşılaştığımız problem ise, daha çok hava boşluğu meydana gelmesidir. Önce 7.9 grainlik Crosman Premier etrafındaki hava boşluğuna bakın, sonra da .25 kalibre Diana Magnum etrafındakine. Küçük crosmanı neredeyse diana’nın arkasındaki boşluğa yerleştirebilirsiniz. Peki bu neden bu kadar önemli? Daha bahsettiğim statik ve dinamik dengesizliği hatırlayın.
Hiçbir pellet üreticisi pelletlerini her silahta iyi çalışacak şekilde imal edemez. Ancak isteselerdi, .0005 oranında değerlerle artırarak farklı çaplarda piyasaya sürebilirlerdi. Bu oldukça maliyetli olurdu, ancak sanırım ki pek çok atıcı bu fiyat farkını göğüsleyebilirdi.
Silahınızda yeni bir pelleti denemeden önce, harbi yardımı ile namlu içine doğru biraz itmeyi deneyin. Nasıl oturuyor? Neredeyse hiç direnç göstermeden içeri doğru kayıyor mu? Ya da bir yerde öyle bir sıkışıyor ki, siz daha fazla sokmak için neredeyse etrafta çekiç aramaya mı başlıyorsunuz? Pellet üzerindeki yiv-set izleri nasıl görünüyor? Hatta bu izlerin derinliği boylu boyunca aynı mı? Baş kısmında deformasyon oluşmuş mu?
Bazı yeni silahlarda bu sonuncunun meydana gelmesi imkansız iken, bazılarında rastlanabiliyor. Hemen üstüne atlılmadan önce, yeni bir pelletin nasıl performans vereceği konusunda fikir sahibi olursunuz, özellikle de şu an attığınız pelletle karşılaştırırsanız.
İsabetliliğin Kritik Faktörleri
Balistik Katsayı
Düzbaş pelletlerden biri namluyu 1050 fps hızla terkeder, 50 yarda (45.76 metre) ulaştığında ise 506 fps hızı kalır, oysa ki bu sırada 7.9 gr’lik Crosman Premier pellet 780 fps ile namluyu terkederken 50 yarda ulaştığında üzerinde halen 600 fps sürat vardır.
Pellet İstikrarı
Pellet istikrarı olmadan isabetlilik yani hassas atışımız %75-85 oranında düşer. Yalpalama arttıkça (eğrilik ve rotadan çıkma) rüzgarsız hava koşullarında bile sapmalar görülebilir.
Atıştan Atışa Sabit İstikrar
Bu istikrar olmadan, en ufak bir rüzgar bile büyük sapma farklılıklarına sebep olur. Diyelim bir atıştan ötekine bu istikrar %75-95 arasında oynuyorsa, rüzgardan kaynaklanan sapma iki hatta üç katına çıkabilir. Böylece nereye nişan almamız gerektiğini kestiremeyiz. Rüzgarlı ve hatta sabit rüzgarlı şartlarda bile neden grup çıkaramadığınızı merak ettiyseniz, işte artık öğrendiniz.
Hızlı Burgu Oranları(Fast Twist Rates)
Rinker’in kitabında şöyle demektedir : ‘Matematiğin bize gösterdiğine göre, tüm statik ve dinamik dengesizlik yavaş burgu oranı sayesinde azaltılabilir, öte yandan istikrar faktörü ise hızlı burgu oranı ile artırılır.’Yavaş burgu oranı dengesizliği önler ancak pellet istikrarı hızlı burgu oranı ile sağlanır. İstikrar faktöründeki artış tutarlılıkta artış demektir, bu da isabetlilik anlamına gelir. Kısacası burgu oranları konusunda fazla fıttırmaya gerek yok, isabet yüksek burgu oranı ile artırılabilir. Daha açık konuşmak gerekirse, daha yüksek rotasyon oranıyla artırılabilir. Rotasyon oranını namlu hızını yükselterek artırabiliriz.
Yiv ve Setler
Yivset derinliğine bu kadar eğilmemizin nedeni, fazla olursa pellet deformasyonunu artıracak olmasıdır.Yeterli derinlik olmazsa pelleti kavramaz. :177 kalibre pellet için olağan olan yivset, .22 kalibre için uygun değildir. Tasarım değişikliğine yönelik bazı araştırmalar, pellet deformasyonunu azaltıp atış hassasiyetini artırabilir.
İstikrar, İstikrar, İstikrar ve İstikrar
İstikrar isabetlilik için en önemli faktördür,nokta! Bahsettiğim diğer tüm karakteristik ve faktörler, havadaki pelletin istikrarı olmadan hiç bir anlam ifade etmez.
Kronografladığım her bir silah-pellet bileşiminin ortak bir noktası vardı. İsabetli atış yaptıklarında yüksek pellet istikrarı vardı, kötü atışlarda ise bu pek yoktu. Bazı vakalarda pellet istikrarı o denli azdı ki, aynı namlu hızına rağmen, sadece 10 yarddaki hız farklılığı 100fps düzeylerindeydi.
Sabit pellet istikrarı namlu-pellet uyumluluğuyla sağlanır; bu da şu anlama gelir; pellet başı yivi kayrayacak ancak deforme de olmayacak genişlikte olmalıdır. Aynı şekilde kuyruk kısmı da fazla hava kaçmayacak kadar geniş ve esnek olmalıdır.FP-10, Lube 1 ve daha pek çok yağ, deformasyonu azaltmak, atıştan atışa pellet istikarını artırmak ve atılan pelletin balistik katsayısını yükselmek hususlarında gerçekten yardımcı olabilir. Bu da menzil içi hızı ve özellikle isabetliliği artırır. Tüm bunlardan sonra diyebiliriz ki istikrar konusu bizim en çok endişelendiğimiz konudur.
SON