@pea, dayımın kahvesi İzmir'in bazı kasabalarında meşhurdur. Kendisi vefat edeli çok oldu. Zengin bir kızla evlenmiş, kayın pederinden kahve kavurma makinası istemiş. O zamanlar kahve yokluğundan nohut vs. türü kuru bakliyatın çok kavrulup kahve niyetine içildiği zamanlarmış. Dayım o zamanlar kahve satmaya başlamış. Süper zengin oldu küçücük dükkandan. Sülalesi hâlâ mamurdur
Küçükken dükkanın önündeki yeşil kahve çuvallarının üzerindeki "Arabica" ibaresini hatırlarım. Açık renkli pudra şekeri kıvamında taze kavrulmuş kahve, dükkan ve çevresini mis gibi kokuturdu. Bozmadı kaliteyi hiç, fiyatı yüksek olmasına rağmen de çevre kasabalar dahil müşterisi hiç eksik olmadı.
İzmir içinde öyle Türk kahvesi bulamazdık... Ne Karşıyakanin Küçük Avcı'sı, ne de kemeraltının Hüseyin efendisi... Hatta onları görünce "Niye bu kadar koyu renk bunlar acaba?" derdim içimden. Zaten baskın kahve kokusunun altında ağır bir yanık kokusu olurdu hep...
Tahminim çoğumuz doğru düzgün bir Türk kahvesi içmemişizdir hayatımızda.