aslında ben de kahveyi çok severim de içtikten sonrası biraz sıkıntılı. kahvenin herhangi bir çeşidini içince boşaltım sistemimi hızlandırıyor ve sık sık tuvalete gitmek zorunda kalıyorum ; eh pek te keyifli olmuyor.
var ise "kahveye şunu şunu katarsan veya şöyle yaparsan bunun önüne geçersin" gibi çözüm önerilerinizi bekliyorum..
alışkın olmayan bünyelerde 100 numara hassasiyetini artırıcıdır,
aklımda kalanlardan Google karıştırmadan şahsi deneyimlerimi paylaşayım,
ilkin canlandırıcı etkisi vardır, (bir nevi kar suyu gibi)
yağ yakma konusunda yardımcıdır,
metabolizmayı hızlandırır,
spor yapanlara genelde tavsiye edilir,
performansı artırıcı etkisi vardır,
kahve kültürü ortak dünya kültürüdür,
çay bu kadar başarılı olamamıştır (çaydan kastım kahvede önünüze konulan değil), (çay ikramının seremonisi ya da yapımı ayrı bir zevk)
kahve yanına demli bir kakaolu kek iyi gider, (aranızdan bağzı şanslı olanlar ne dediğimi bilirler),
yapımı zannedilenin aksine oldukça basittir,
çekilmiş kahve, french press, sıcak su yeterlidir.
sırf şu 100 numara muhabbeti aradan çıksın diye yazdım,
devam etmeyiniz.
ek1: en önemli olan görevini unutmuşum.
tanışmalardan ya da buluşmalardan sonra kahve içilmesi amacı ile davet edilmesi tarafları yakınlaştırır, güzelleştirir, sevgi aşılar.
Kenya AA kahveyi deneyeceğim. Şu an elimde az miktarda Strabucks Guatamala, Tchibo Guatamala, Brazil mild ve African blue var. Hafta sonu muhtemelen alırım. Bir de Zapatista kahvesi var. Çokça övülen onu da denemek istiyorum. Sömurülmeyen insanların yetiştirdiği organik kahve.hasmet adlı üyeden alıntı
Kahveyi alkolle karıştıranlara bir tavsiyede bulunayım. İçtiğimiz kahve 80-100 derece sıcaklıkta. Alkol ise 65-70 derecede kaynar, ve buharlaşır. O yüzden sicak kahvenin içine alkol karıştırmamak gerekir. Kahvenin yanında eğer içeceksem Rus vodkası tercih ederim. Favorim ise Beluga.
Ayrıca sütlü kahve seviyorsanız, sütün tadı 70 dereceyi geçtikten sonra bozulur. Kahveyi ve sütün sıcaklığını buna göre ayarlamakta fayda var.
aynen sıcak kahvede alkol konusu önemli,
süt olarak da genelde daha yağlı sütler kullanılır.
bir de thcibonun kahveleri genelde bayattır,
açık olanların tarihlerini bilme imkanınız yoktur ama kapalı olanları arada kontrol edin fark edeceksiniz.
3. parti ya da 3. dalga denilen daha amatör üreticiler ya da satıcılar her zaman tazelik konusunda önde görünüyorlar.
türk kahvesi konusuna gelince;
sağlam bir kahve içicisi şöyle tanımlamıştı;
"bir kahvenin alabileceği en kötü şekil"
bu lafı ettikten sonra ;
"father (papaz olur kendileri), bugüne kadar içtiğin hangi kahvenin ardından fal baktırabildin?"
tümcesini kurmuştum.
evet türk kahvesinin ağır, tok içiminin yanında sosyal olarak da artısı mevcuttur.
az kahve içmedik.
ne'se
jarmusch (umarım doğru yazmışımdır) üstadımızın coffee and cigarettes isimli kısa filmleri (akabinde toparlanıp tek film yapılması),
seyretmesi oldukça eğlencelidir.
(özellikle waits ile igy pop diyalogları muhteşemdir, benigni de güzel iş çıkartmıştır)
aklıma geldikçe ekleme yapmaya çalışırım.
Güzel olmuş, yerini bulmuş başlık... Kehveden keyif alanların olduğunu bilmek güzelmiş. Başlıktan bile buram buram kokusu geldi burnuma...
Kültür kısmı artık yeni nesil kahve zincirlerindeki balkabaklı, vanilya şuruplu asortik isimli kahvelerle baskılanmaya çalışıyor olsa da, kavurmayı, öğütmeyi, usulüne göre pişirmeyi severim ben de.
Afiyet olsun dileyeyim sık sık görmeyi, okumayı beklediğim herkese...
Hastasıyız
Su kaybına yol açar kahve. Bire bir oranda su içmelisiniz üstüne.
Bunun dışında, kronotrop, barista sepeti, coffee sapiens, kahve fabrikası adlı siteler taze kavrulmuş çekirdeklere ulaşılabilecek yerlerden bazıları.
Bir de 15 kuralı var. Kavurduktan sonra 15 gün, öğüttükten sonra 15 dakika içinde demleyin derler bayatlamaması için çekirdeklerin.
Haltetmiş söyleyen. Açıklayayım:
Kahve içeceği, su ve kavrulup öğütülmüş kahve çekirdeklerinin bir süre aşna fişne olması ile ortaya çıkar. Şimdii, bu etkileşimi arttırmanın 3 yolu vardır:
1. Sıcaklık. Ne kadar sıcak su, o kadar ateşli etkileşim
2. Süre. Sıcak su ne kadar uzun süre kahve ile etkileşimde kalırsa, o kadar koyu olacaktır.
3. Kavrulma. Kahvenin tadı, daha doğrusu içindeki aromatik bileşikler, kavrulunca ortaya çıkıyor. Ama eğer çok kavurursanız, elinizeki kahveyi digerlerinden ayıran aromatik bileşikleri yok edersiniz. O yüzden amele kahve çekirdekleri iyi kavrulur.
Bu noktada espresso ve Türk kahvesi, bu üç parametrenin iki uç spektrumunu temsil etmekte:
Espresso: Kaynar buhar, çok kısa sürede, iyi kavrulmuş ve orta öğütülmüş çekirdeklerin, basınçla arasından geçmeye zorlanır.
Türk kahvesi: Soğuk su, kaynatılıp tüketilene kadar, çok ince öğütülmüş ve az kavrulmuş kahve ile sürekli bir arada bulunur.
Problem nerede?
Problem kavrulmada. Türk kahvesi az kavrulur. Filtre veya espresso için kavrulmuş kahveyle Türk kahvesi çok acı olur. Malesef piyasadaki Türk kahvelerinin çoğu aşırı kavruluyor. Ana sebep te (bence) kahve çekirdeklerinin kalitesiz olması. Türk kahvesi için kavrulan kahve açık kahverengi olur, koyu değil.
Aslında kahvenin makbul hali de az kavrulmuş halidir. Çok kavrulan tüm kahveler birbirine benzer. Ancak filtre ve espresso yöntemiyle, az kavrulmuş kahvenin tadı çekirdekten yeterince çıkmaz. O yüzden Türk kahvesi pudra kıvamında öğütülür. Böylelikle kaliteli çekirdeklerin karakteristiğini oluşturan aromatik bileşikler, sudan kaçamazlar.
Orta kavrulmuş kahveyle Türk kahvesi zehir zemberek olur, ki zaten çoğumuz zehir zemberek içiyoruz Türk kahvesi diye... Bilakis az kavrulmuş kahveyle yapılan filtre kahvesi de asidik ve gövdesiz olur.
Bi daha biri öyle bilir bilmez ahkam keserse, Türk kahvesi hakkında ileri geri atıp tutarsa nazikçe anlatırsınız
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:43 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:28 ----------
Moka pot, hazırlanıp hazırlanmaz hemen, ve özellikle sütle birlikte içilirse güzel oluyor. Ancak biraz bekleyince hemen ekşiyor. Sebebi de Moka pot'un yapı olarak yeterince yüksek sıcaklık verememesi. Makineler buhari deli gibi ısıtıp verebiliyor. Kahve daha gövdeli oluyor ve uzun süre tadını koruyor. Moka pot daha çok çabucak bir içimlik hazırlamak için sanki. Zevkli, işlevsel, güzel de oluyor, ama kahveyi uzun sürede tükettiğim için kaliteli filtre makineye geri döndüm şahsen.
@hasmet
Türk kahvesini hem çok kavuruyorlar, hem de robusta çekirdeğinden yapıyorlar. Yani aslında en ucuz ve özelliksiz kahveyi, en kötü yöntemle içiriyorlar.
Papaz biraz haklı aslında.
(Zaten aynı şeyi söylemişsiniz ama olsun)
Ama pişirme yöntemi ve kültürü olarak en güzel kahvelerdendir.
@pea, dayımın kahvesi İzmir'in bazı kasabalarında meşhurdur. Kendisi vefat edeli çok oldu. Zengin bir kızla evlenmiş, kayın pederinden kahve kavurma makinası istemiş. O zamanlar kahve yokluğundan nohut vs. türü kuru bakliyatın çok kavrulup kahve niyetine içildiği zamanlarmış. Dayım o zamanlar kahve satmaya başlamış. Süper zengin oldu küçücük dükkandan. Sülalesi hâlâ mamurdur
Küçükken dükkanın önündeki yeşil kahve çuvallarının üzerindeki "Arabica" ibaresini hatırlarım. Açık renkli pudra şekeri kıvamında taze kavrulmuş kahve, dükkan ve çevresini mis gibi kokuturdu. Bozmadı kaliteyi hiç, fiyatı yüksek olmasına rağmen de çevre kasabalar dahil müşterisi hiç eksik olmadı.
İzmir içinde öyle Türk kahvesi bulamazdık... Ne Karşıyakanin Küçük Avcı'sı, ne de kemeraltının Hüseyin efendisi... Hatta onları görünce "Niye bu kadar koyu renk bunlar acaba?" derdim içimden. Zaten baskın kahve kokusunun altında ağır bir yanık kokusu olurdu hep...
Tahminim çoğumuz doğru düzgün bir Türk kahvesi içmemişizdir hayatımızda.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
