<img border="0" src="http://arabam.milliyet.com.tr/images/haber/ascooter_populerlersiyor_140.jpg" align="left" hspace="5" vspace="5"> Sıkışan yollar, uygun krediler ve düşük yakıt gideri motosikleti gözde ulaşım araçları arasına soktu. Başta büyük kentler olmak üzere, iki tekeri tercih edenlerin sayısında artış var.
Tekerlek üreticileri için bir iyi bir de kötü haberimiz var. Kötü haber, bazı dahiler şimdiden tekerleksiz, hovercraft misali yol alan (ya da uçan) motosiklet peşinde koşmaya başladılar. İyi haber ise, bu çabaların henüz hayal gücünün ötesine geçememiş olması ve Türkiye motosiklet piyasasının en canlı günlerini yaşaması. Satışlardaki artışın nedenlerinin başında ekonomideki genel iyileşme, motosiklet kredilerinin düşmesi, büyük kentlerdeki trafik problemi, yakıt maliyetinin düşük olması ve motosiklete olan bakış açısının değişmesi yer alıyor.
Türkiye'de motosiklet kültürü gelişmekte olsa da, özellikle Avrupa'yla kıyaslayınca gidecek daha çok yolumuz olduğu ortada. En azından bizde 4 yaşındaki çocuklara hala bisiklet alınıyor. Bir süredir Türkiye'de yaşayan Percy için ise durum biraz farklı. 4 yaşındayken Hollanda'da motokros şampiyonluğu kazanmış amcasının onun için yaptığı motosiklete binmeye başlayan Percy Borg, şu anda (en azından kar yağmadığı zamanlar) uzun zaman sahip olmak için peşinde koştuğu Harley-Davidson'ıyla İstanbul'da turluyor. Bisikletten önce motosiklet kullanmaya başlayan Percy, ilk ciddi sürüşlerini, çocukluğunda, Hollanda'da belediyenin sağladığı pistte yapmış. "Hava koşullarına baktığımda Türkiye'de motosiklet kullanmayı tercih ederim" diyor. O da en çok otomobil sürücülerinin motosiklet kullanıcılarına karşı olan davranışlarından yakınıyor ve bunu Türkiye'nin motosiklet tarihinin daha kısa, sayısının da daha az olmasına bağlıyor.
Motosikletlilere zulüm
Borg, Çin motosikletlerinin piyasaya girmesiyle Türkiye'de motosiklet sayısının artmasından memnun. Sürücüler trafikte motosikletlerin de olduğunu fark ederlerse, bir daha göğsünde sigara söndürülmeyeceğini umuyor. Evet, bir taksi şoförünün attığı sigara göğsüne gelince az kalsın yanıyormuş. Şoförü durdurup kendisini uyarmış. Özür dileyen şoför sigarasını dışarı atmasının hiç böyle bir soruna yol açacağını düşünmediğini itiraf etmiş. Avrupa ve Türkiye arasındaki farkları ve ne yapılması gerektiğini sorduğumuz Percy, sorumuzu şöyle yanıtlıyor: "Yollar Avrupa'ya oranla daha kötü. Işıklandırmadaki düzensizlik de büyük problem. Yoldaki çukurları görürseniz kendinizi hazırlayabilirsiniz. Avrupa'da bir aracın "sağlandığını" görmedim. Ayrıca ehliyet almak bu kadar kolay olmamalı. Pratik sınavının kalitesi bana "komik" geliyor. İyi bir eğitim süreci olmalı. Sadece otomobil kullanıcıları için değil, özellikle paket servislerinde çalışan motosiklet sürücüleri, bazen otomobil sürücülerinden bile daha tehlikeli olabiliyorlar".
Banka kredisinin etkisi
Son 5 yılda yüzde 50 artış gösteren motosiklet sayısı hem ithalatçıların hem de Türkiye'de üretim yapan firmaların yüzünü güldürüyor. Banka faizleri 1.25'lere kadar indi. Daha önceleri hırsızlık ve kaza riski yüzünden motosiklet kaskosu yapmaya yanaşmayan firmalar politika değişikliğine gidiyor. Motosikleti taşıttan saymayan, onları yol dışına itmeye çalışan
sürücülerin sayısı azalıyor. Petrol fiyatlarındaki artış, yakıt tüketiminde oldukça cimri olan motosikletlere yarıyor. Büyük kentlerdeki trafik sorunu da insanları başta scooter'lar olmak üzere, motosiklet kullanmaya itiyor. Motosiklet kullanımının yaygın olduğu birçok ülkeye oranla daha iyi olan hava koşulları da cabası.
Tüm bunlara rağmen sektörün ve motosiklet kullanıcılarının sorunları bitmiş değil. Çin'den ithal edilen motosiklet satışlarının, yerli imalatçıları ve yan sanayii nasıl etkileyeceği konusunda şüpheler var. Köprü geçişlerinde, tescil işlemlerinde motosikletler neredeyse diğer taşıtlarla aynı ücretlere tabii tutulurken, trafikte "ikinci sınıf" vatandaş görülme sorunu tamamen çözülmüş değil. Motosiklet kullanıcılarının hepsi iyi bir kullanıcı profiline uymuyor. Kasksız, ehliyetsiz araç kullananlar hala var. Özellikle taşrada, tescil maliyetlerinden kaçan kullanıcılar motorlarını kayıt altına aldırmıyor. Kanuni motosikletleri satış ve pazarlama müdürü Mehmet Sait Orhan, 2005 yılında yapılan satışların yaklaşık 3'te 1'inin tescilinin
olmadığına dikkat çekiyor. 30 civarında modelle üretim yaptıklarına değinen Orhan, bunların bazılarının lisansının Kanuni'ye ait "Made in Turkey" denilebilecek modeller olduğunu, diğer modellerin ise montajlarının burada yapıldığına dikkat çekiyor. Orhan, Türkiye'deki satışların büyük bir bölümünün küçük motosikletlerden oluştuğunu, performans motorları denilen,
yarış, cadde ve enduro tipi motorların ise daha az bir pazar payına sahip olduklarını söylüyor ve 2005 hedefleri olan 45 bin satışa ulaştıklarını belirtiyor.
'Hızlı yaşa' felsefesi
Konu performans motorları olunca akla ilk gelen markalardan biri olan Kawasaki'nin ithalatçısı Z-Moto Genel Müdürü Onur Dağdeviren, son yıllarda artan satışların kendilerine de olumlu yansıdığını söylüyor. 2004'te 450 civarında motosiklet satan Kawasaki, 2006 yılında bu rakamı 600'ün üzerine çıkarmış. Kurlarda bir değişiklik olmazsa tüm distribütörlerin satışlarında yüzde 25 ila 40 arasında artış beklediğini söyleyen Dağdeviren, yeni modellerle birlikte satışlarının 800'e çıkacağını tahmin ediyor. Pazardaki canlanmayı, ekonominin düzelmesi, banka faiz oranlarının düşmesi, müşterilerin bilinçlenmesi ve piyasaya çıkan ucuz Çin motosikletlerine bağlayan Dağdeviren, kendileri için en büyük dezavantajın scooter tipi modellerinin olmayışı olarak niteliyor ve ekliyor: "Motosiklet sektöründe herkes çok memnun. İstanbul'da trafiğin bu çilekeş hali de insanları motosiklete yönlendiriyor". Dağdeviren, tüketicilerin giderek sürat motosikletlerinden yol motosikletlerine kaydığını Japonların elinde bulunan büyük motosiklet pazarının da büyük Çin motosikletlerinin pazara girmesiyle değişebileceği sinyallerini veriyor.
Dondurmadan, motora
Dondurma makinaları yapan Uğur Grubu, motosiklet pazarında da Mondial markasıyla kendisine iyi bir yer edindi. Mondial motosikletleri Sevkiyat ve Pazarlama Şefi Esin Yılmaz, hedeflerinin 200 bin adet satış olduğunu söylüyor ve Çin malı motosikletlere karşı firmaların kendi üretim hatlarını kurmalarının gerekli olduğuna dikkat çekiyor. Yılmaz, "Tüketici, güvenebileceği, yedek parçası ve bayi gücü olan firmalara yöneliyor. Piyasada tutunabilmek için kendi montaj hattınızı kurmalısınız" diyor. Mondial, 2007 yılında fabrikalarını faaliyete geçirmek için hazırlıklara başlamış. İlk başta montajla işe başlanacak ama asıl hedef motor üretimi. 20 çeşit ürünü olan Mondial firmasının ekonomik ürünleri dikkat çekiyor. Bin 990'dan 3 bin YTL'ye kadar motosiklet üretiyorlar.
Ekonomik koşullarda büyük bir değişiklik olmadığı takdirde, motosiklet satışlarındaki artışın devam edeceğini söylemek yanlış olmaz. Otomobil sürücüleri motosikletli yollara, motosiklet sürücüleri de her taşıt gibi tüm kurallara uymaya kendilerini hazırlasalar iyi olacak. Daha işin başındayız, yetkililer çok geç olmadan iyi bir motosiklet kültürünün gelişmesi için gerekli altyapıyı hazırlamalı. Yoksa, bugünkü araç kullanıcılarımızın kullandığı gibi motosiklet kullanan sürücülerle dolu daha kötü bir trafiğimiz olabilir.
Trafiğin çözümü motosiklette
Enduro Motosiklet Derneği (EMOK) Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Şair Motosikletler trafik sorunu için bir çıkış noktası ama yöneticiler bunu görmek istemiyor. Motosikletlerin teşvik edilmesi gerekir. Motosikletlerin tescil, ruhsat işlemleri bir arabanın maliyeti kadar. Örneğin köprü geçişinde arabalarla aynı ücret ödeniyor. Bu daha önce ucuzdu. Karayollarının yaptığı bir zam sırasında ücretler eşitlendi. Bu durumu protesto etmek için ücretleri bozuk parayla ödeme eylemi bile yaptık. Motosiklet sürücüleri için ücret ödemek de çok zor. Gişede beklemeler yüzünden arkadan bizi ittirenler bile oluyor. Kasko yaptırmak bile sorun olabiliyor. Çok çalınmasından dolayı risk fazla olunca bazı sigorta şirketleri motosiklet kaskosu yapmak istemiyorlar. Şu anda İsviçre sigorta muafiyetsiz sigorta yapıyor ve asistan desteği veriyor.
Biz, bilinçli motosiklet kullanıcılarının yaygınlaşması için dernek olarak çalışmalar yürütüyoruz. Alman Motosiklet Federasyonu bize eğitmenlik bröveleri verdi. Bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz. İyi ve doğru bir motosiklet eğitim formatı oluşmasına çalışıyoruz. Motosiklet geçmişte çok kullanılan ama çabuk vazgeçilen bir şey olmuş. İyi bir kask takan, kıyafetiyle kendini koruyan sürücüler olsun istiyoruz. EMOK olarak 4-5 senedir "Motosikletleri fark edin" kampanyası yapıyoruz. El ilanları ve çıkartmalar hazırladık. Bu kampanya devam ediyor. Dört yıldır festivaller düzenliyoruz. Bu Haziran ayında beşincisi gerçekleşecek. Bu festivallerde sürücüler bilgi alışverişinde bulunuyor, firmalar test sürüşleri için motosikletlerini getiriyorlar. Kuzey Kıbrıs'tan bile katılımcılar geliyor.
Trafikte bizi araç olarak kabul etmiyorlar. Yolun dışına atmak istiyorlar. Kurye sektörünün de yardımıyla yollarda bizim de olduğumuzu diğer taşıtlara göstermeye başladık. Motosiklet sadece trafiğe çözüm değil aynı zamanda doğayla buluşmanın da bir aracı. Bisiklet gibi, arabayla gidemediğiniz yerlere gidebiliyorsunuz.
2005'in ilk 10 ayında trafiğe kayıt yaptıran motosikletlerin illere göre dağılımı
Antalya 25156
İstanbul 18078
İzmir 15486
Manisa 12881
Muğla 10891
Hatay 9953
Konya 3431
Ankara 3120
2005'in ilk 10 ayında trafiğe kayıt yaptıran motosikletlerin markalara göre dağılımı
Mondial 39535
Kanuni 23521
Honda 18197
Yamaha 17632
Asya 14507
Ramzey 10133
Mobylette 7096
Bisan 6531
Haojin 5508
Kaynak: TÜİK (DİE)
Özgür Gürbüz-Referans Gazetesi