Moto Kurye'lerin ağzından İstanbul'da kurye olmanın zorlukları ve trafikte yaşadıklarını anlattılar.
Moto Kurye'lerin ağzından İstanbul'da kurye olmanın zorlukları ve trafikte yaşadıklarını anlattılar.
İşini düzgün yapanlara, motoru düzgün kullananlara lafım yok.
İzmir'de yaşıyorum, şimdiye kadar (dikkat ettiğim kadarı ile) düzgün bir kurye görmedim, hepsi "öküz gibi kullanayım da gel vur bana tazminat alayım" der gbi kullanıyor.
Kışın İstanbul ayazında, çamurlu yollarda, altlarında 10-15 beygir motorlarla oradan oraya kelle koltukta evrak yetiştirmeye , evlerine ekmek götürmeye çalışıyorlar. Çok zor iş. Kolaylıklar diliyorum.
Evvelki yıl kışın İstanbula az uğrayan kötü akşamlarından birinde, Bahçeşehir tarafına gitmeye çalışırken yol artık gidilmez olmuştu.. Sağolsunlar, zincir takmayan, karda sürmeyi bilmeyen sürücüler bağcılar tarafında yolu tıkadı. Anlık trafik uygulamalarında yolun gerisi de bordo-siyah renklere bürünmüştü.. Eve ulaşamayacağımı anlayınca, kendimi batışehir tarafında bir otele zor attım. Arabayı güvene aldıktan sonra bir şeyler atıştırmak için dışarı çıktım; fastfood'cuların olduğu bir alana yaklaşık 100 mt zar zor, düşe kalka yürüdüm.
Bizim kardan önümüzü göremediğimiz, yolda yürümeyi beceremediğimiz havada kurye arkadaşlar evlerinden sipariş verenlere yiyecek götürmeye çalışıyordu.. Fastfood'cuların dışındaki sigara içilen kısmın ısıtıcılarda ellerini oğuşturup bir sonraki siparişe çıkıyorlardı.. İşte o zaman bu insanların ekmek parası için ne zorluklarla mücadele etmek zorunda kaldıklarını anlamıştım. Keşke o gün herkes evinde iki yumurta kırsaydı da; sipariş vermeseydi demiştim.
O günden beri ne zaman eve veya iş yerine sipariş versem,hızlı teslimat falan istemediğimi, getiren arkadaşın sağ salim gelmesinin daha önemli olduğunu belirtirim. İşletmeler bunu ne derece dikkate alıyorlardır, bilmiyorum..
Belgeseldeki kurye arkadaşlar yiyecek teslimatı yapmıyorlar, ama konu benzer olduğu için yazmak istedim. Allah işlerinde kolaylık versin. Herkese kazasız, belasız sürüşler.
Motosikletli paket servis elemanları ile ilgili bir belgesel de 140journos'tan.
https://youtu.be/7AaHe_ov2Pw
Bende üniversitede iken kuryelik yapmıştım. Hele ilk başlarda hiçbir ekipmanım yoktu. Kamyonların egzozunda ısınmaya çalışıyor insan. Sonra yavaş yavaş üstümü dizmiştim. Hatta kazandığın 3kuruş para onuda çar çur ediyorsun die kızmışlardı bana. İzmir'den ayrılırken kaskımı ve montumu çok sevdiğim bir abime hediye etmiştim, pantolonum halen durur.
Hal böyle olunca hiçbir arkadaşı bahşişsiz yollamamaya, kötü havalarda sipariş vermemeye özen gösteririm. Şayet sipariş vermek zorunda kalmışsamda teslimat süresini önemsememesini özellikle belirtirim. Ne yağmurlarda, ne ayazlarda sürdük...
Gelelim madolyonun diğer kısmına, bu işi yapanlardan tut kendi motorunu süren hobi motosikletçilerine kadar %80'i de kelle koltukta gitme sebebi önce kendilerinin motor kullanmalarını bilmemeleridir.
Herkese selam olsun, herkesin tekeri düz bassın...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)