millette araba alacak para yok, motosiklet alıyor.
Konu nasıl dönüp dolaşıp admine gelmiş, anlamak güç.
"Zamlara rağmen" çok doğru bir söz öbeği olmuş. Yani zamlara yönelik bir farkındalık var, ancak satışlar da artmış olabilir. Bunda bir aykırılık yok. Ancak satan motosikletler neler, bunlara bakmak gerekli.
Neticede motosiklet bir çok kişiye keyif verse de öncelikli olarak bir motorlu ulaşım aracı. Bu araç türünü tercih eden, ille de keyifli vakit geçirmek, zevkin doruklarına erişmek için meyletmiyor.
Fakat benim dikkatimi çeken nokta, Kuba, Asya Motor, Yuki gibi kung-fucu motosiklet markalarının ucuz motosikletlerinin satışlarındaki artışının, manipüle edilerek yansıtılması. İnsanlar zam geldi diye bir anda toplu taşımaya mı talim edecekler ya da evde at mı beslemeye başlayacaklar? Tamam zam gelen unsurun alternatiflerini tercih ederek bazı vergilendirme sistemlerini protesto etmek çok mantıklı, fakat ete zam geldi et mi yemeyi bırakmalıydık? Arabaya zam geldi otobüsü mü tercih etmeliydik? Otobüse zam geldi yürüyerek mi yolları tepecektik? Zamları planlarken zaten çaresizliği de hesaba katarak hayata geçiriyorlar, bu kaçınılmaz. Sigarası, yakıtı, ekmeği, meşrubatı bile. Yani gündelik hayatta insanların "neyse bu seferlik de almayayım" deme şansının olmadığı noktalarda dikkate şayan vergilendirmeler geliyor.
Üzüldüğüm tek nokta, insanların kaliteli bir ürün temin etme şanslarının yavaş yavaş ellerinden alınması. Kimse motorsuz kalmaz, ama iyi ya da hayal ettiği bir motosiklete erişmesi zorlaşır. Servisiyle daha çok uğraşır, bakımlarına daha fazla maliyet yapar, daha erken yaşlanan aracından uzun vade istifade edemez. Bunlar günlük yaşam kalitesini çokça etkileyen ancak dikkat çekmeyen detaylar.
Kabul etmek gerekiyor, artık bu gemi böyle yürüyor ve eski haline dönmesi mümkün değil. Üretimin olmadığı, ithalat yoluyla para kazanan akrabalarca piyasaya ham madde ve ürün sağlanan ülkelerde kur da yükselir, fiyat da yükseli, vergi de yükselir.
Hani özelleştirmeyi metheden arkadaşlar için de bir detay paylaşayım; devlet tarafından işletilen kurumlarda kazanç sağlandığında, vergilere olan ihtiyaç aynı oranda azalır.
Fatih biraz sakin ol be kardeşim çoğu kişi senin gibi düşünüyor belki ama elimizden de bişey gelmiyor.fatih.met adlı üyeden alıntı
Admin arkadaşa süreli ban verseydiniz en azından biraz kontrolden çıkmış olabilir forumda insanlara yardım etmeyi seven biri şahsen gördüm iyi niyetli bir arkadaş olduğunada eminim süresiz uzaklaştırmayın rica ediyorum.
Şunu kabullenemiyorsunuz, herkesin alım gücü aynı oranda düşmüyor, yani sizin düşüyorsa bu herkesinde düşecek anlamına gelmiyor bu bir. Satışların artması, özellikle alt dilimde, arkadaşların belirttiği gibi ; düşük yakıt ve bakım maliyetleri, ucuz sigorta vergi vs gibi sıralanabilir, tabi ek olarak muhtemelen firmaların yaptığı stok eritme için eski fiyattan satışlarda buna dahil. Geçen perşembe RR'ımı esengüle götürdüm bakım vs için, sordum satışlar nasıl, abi elimizde motor kalmadı dediler, nasıl yani dedim, 1000RR bitti, 4 kişi var kaporalı motor yok dediler, kaçtan veriyorsunuz dedim 75 dediler. Xmax 250 nin 30 liraya dayandığı, R6'in 85 kaat olduğu bir piyasada bu adam satar tabi malını. Goldları sordum, çok güzel olmuşlar, onlarda bitti dedi, nasıl dedim ya kaç tane verdin 30+ tane satılmış fiyatları 140-180 arası değişiyor dedi ama mal bitmiş kalmamışŞimdi segment ayrı, rakam bana görede yüksek, 100TL üstü için ama 1. paramız değer kaybetti çok, ikincisi bazı firmalar ürünlerin beğenilmesii fırsat bilip çok yüklendiler fiyatlara. Fiyatları stabil kalan, bir sene evvelden ithal edilen, nakite dönmek isteyen firmalar fiyat artışı yapmadan, veya döviz farklarını tam anlamıyla artırmadan ellerindeki malları bitirdiler. Şimdi asıl gösterge bence nisan mayıs ayları olacak. O aylar satışları görelim, fiyatları görelim ona göre yeniden konuşuruz. Bence insanların düşük cc motor talep etmeleri, otomobil satışı yerine motosiklet tercih etmeleri çok güzel bir davranış. Umarım herkes elindekini mümkün olduğunca kullanır, zira ikinci el pazarı 3-5 bin kmi devirmemiş gıcır gıcır motorlarla dolu. Her zaman yazıyorum, dokuz köyden kovuyorsunuz, bu motorları üreten üreticiler bu araçlar kullanılsın diye üretiyor, al 3-5 bin yap sat diye değil. Herkes ihtiyacına kullanım alışkanlığına ve ortalama gelirine göre motor seçer ve kullanır ise, fiyatların artışı vs çok fazla rahatsız etmez kimseyi. Fiyatlar sürekli artıyor diye şikayet etmeyelim, elimizdekinin kıymetini bilelim, motor kullanmayı özendirelim, hersenede en son modeli almaya şartlamaylım kendimizi. Fiyatlar iner çıkar, unutma senin kullandığın motora sahip olamayan, birgün belki benimde olur hayali kuran bir ton adam var memlekette...
şükredin oturun, aman şikayet etmeyin, tövbe deyin, hem ne var şikayet edecek canım normal şeyler bunlar, fiyatlar iner çıkar ne olacak yani sizde alemsiniz. en kötü bisiklet alır binersiniz, onuda alamazsan yürürsün her yere, ne güzel sağlıklı kalırsın, spor yapmış olursun. ama sakın şikayet etmeyin ve şükredin o çok önemli...
Benim için işin özeti budur;
...ister şükredin ister etmeyin. Mevlam gördüğümüzden geri bırakmasın, amin.
İşte "bu bir"e gelir adaletsizliği deniyor ve kötü yönetim anlamına geliyor. Kabullenilecek birşey de değil.
"Buna da şükür" denilebilir mi? Evet, her zaman,her şey için denilebilir.
Ama beyinin esas işi şükretmek değil, sorgulamaktır.
Doğru kullanalım.
Şükreden veya kanaatkar biri olmanın zenginlikle alakası yoktur.
Türkiye, cebinde parası yokken iphone kullanan insanlarla dolu. Amerika'da ise yolda çok Mercedes BMW görmezsiniz, toplumun büyük çoğunluğunun gücü yetiyor olmasına rağmen.
Para iyidir. Saçıp savurup israf etmek için değildir. Nezih ve güvenli bir ortamda yaşamak, çocuğunuza kaliteli bir eğitim verebilmek, Allah korusun ciddi bir hastalık veya kaza durumunda mümkün olan en iyi bakımı alabilmek, tatil zamanlarını mümkün olduğunca dinlendirici ve entelektüel açıdan zengin geçirebilmek, vs. içindir...
Parası yokken iPhone alan, az para bulunca da ev almadan BMW alır. Ciddi zenginken koluna Casio takip Honda'yla dolaşan o kadar çok insan var ki etrafımda. Görmemişlik başka, zenginlik başka.
Önemli olan ne kadar motosiklet satıldığı değil, motosiklete toplam ne kadar para harcandığı...
Mesela on bin domates sattık değil, yirmi ton domates sattık diyoruz, ki pirinç ile karşılaştırabilelim...
Bir tane 1200 GS'le kaç tane 50cc Çinli alınır? Malum, 1200GS İtalya'da en çok satılan motosiklet...
"almanya ikinci dünya savaşından sonra şükrederek müthiş bir ekonomiye kavuştu. japonya ise yediği atom bombasına şükrederek dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline geldi. çin den hiç bahsetmiyorum onlarda yatıp kalkıp şükrediyorlar şu an dünyanın en büyük ekonomisi."
arkadaşlar tabiki ironi yaptım yoksa tabiki şükredin, isteyen etsin istemeyen etmesin kimseyi ilgilendirmez. ancak hem bireysel hem toplumsal olarak gelişme göstermek şükrederek, halini kabullenerek olmaz. tam tersine mevcut durumu kabul etmeyip değiştirmeye çalışarak eylemle olur. bizler elin almanından yada amerikanından veya japonundan kıymetsiz insanlar değiliz. bizde adam gibi yaşamayı onlar kadar hak ediyoruz. eğer daha kötü durumdaysan nedenini sorgulamak ve durumu değiştirmek için gerekeni yapmak gerekir. ancak bizimki gibi kaderci toplumlarda "ne yapalım kaderimiz böyleymiş, halimize şükredelim elden ne gelir ki vs" gibi bir anlayış var. bu anlayışın olduğu toplumlar gelişemez, bakın bizim yaşadığımız coğrafya bu zihniyetin eseri. dünyanın geri kalmış bölgelerinde hep bu zihniyeti görürsünüz. benim anlatmak istediğim şey bu, pembe gözlükleri çıkaralım. gerçekçi olalım. bizim gibi ülkelerde maalesef siyasiler şükretme olayını halkın aleyhine kullanıyorlar. giyecek donu olmayan adam haline şükredip mevcut sistemi destekliyor. tabi yine pollyanna gibi etrafa bakmak isteyen arkadaşlar baksın hiçbir itirazım yok, çünkü bazen gerekiyor yoksa çıldırmamak elde değil.
Ben de işte bu tanımın şükür kelimesini doğru açıklamadığını düşünüyorum. Şükür etmek halini kabullenmek anlamına gelmiyor aslında.
Şükür, haline isyan etmeden ve karamsarlığa bürünmeden, var olanla motive olarak; daha iyisi için çalışmak, çabalamaktır. Müslüman inanışında tembellik yoktur.
Çaresiz olduğumuzu, başaramayacağımızı düşünmek benim için de yanlış. Neticede aynı şeyleri söylüyorz aslında. İleriye gitme, daha iyisi için çalışma konusunda hemfikiriz. Hasmetin yazdığı gibi, kanaatkarlık daha doğru bir kelime bahsettiğiniz durum için
zamlara rağmen motosiklet satışları arttı. millet "a" noktasından "b" noktasına ulaşmanın en ekonomik ve en hızlı yolunu düşünüyor. Arabası olupta motosiklete yönelenler vardır veya arabasını satıp motosiklet alanlarda vardır. satışların yükselmesi neyi ifade ediyor onu anlayalım önce ve satışlar neden küçük hacimlerde bariz artıyor ona bakalım.
istanbul trafiğini çekmek hiçte kolay değil ve hem araba hemde insan yıpranıyor. şundan aylar önce "honda goldwing" hakkında konuşuluyordu; tam hatırlamıyorum ama motosiklet 300 bin üzerinde kilometreye sahipti ve henüz debriyaj balatası değişmemişti ve o motor gelsinde istanbulda dolaşsın bakalım denilmişti forumda. o kilometreyi istanbul trafiğinde debriyaj balatası değişmeden yapması mümkün değil denmişti.
evet, istanbul trafiği insanı yıprattığı kadar aracı da yıpratıyor. hatta aracı daha çok yıpratıyor bana sorarsanız.
insanlar motosiklete yöneliyorlar ama bu fiyat politikasıyla küçük hacimlere yöneliyorlar, fiyat politikasının yanı sıra birde yeni başladıkları için küçük hacim alıyor olabilirler. yakıt tasarrufu için küçük alıyor olabilirler ama bizim en çok üzerinde durduğumuz sebep fiyatlarmotorlar pahalı olduğu için ucuzunu yani küçüğünü alıyorlar. vatandaşın kaliteye erişmesi imkansız hale geliyor.
...motosiklet satışlarının artmasının baskın nedenleri tasarruf ve trafik derdinden kurtulmak çünkü keyfi binenler küçük hacim motor seçmezler. bu fahiş fiyatlara rağmen satışlar artıyorsa nüfus dağılımı orantısız olduğundandır, ülkenin dörtte biri istanbula tıkışmış sonra biz burada yolları genişletip trafiği rahatlatmaya çalışıyoruz yada "motosiklet kullanımı artsa trafik sorunu azalır" tarzında muhabbetler yapıyoruz. önce nüfus dağılımına el atılması gerek. kanunlar ile oyuncak gibi oynayan devlet büyüklerimiz nüfus dağılımına el atamıyorlar mı?
yoğunluktan kaçmak için insanlar plakasız sigortasız falan umursamıyor her türlü motosiklet kullanıyorlar.
ne olursa olsun, motosiklet satışlarının artması özellikle küçük hacimlerde artış olması bana hiçte ekonomiden yana durumun iyi olduğunu göstermiyor. kemerler sıkmaya devam.
edit: konu başlığı "zamlar yüzünden düşük hacim motosikletlerde satışlar arttı" olması gerekirdi.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
