Basınç bilmem ne anlamam ama ben kendimi o goldwing'e cektiririm
Basınç bilmem ne anlamam ama ben kendimi o goldwing'e cektiririm
Goldwing'e araç çektirmek kaç kayme acaba
¡Por la sonrisa de mis padres que vale un millón!
İstanbul içerisinde trafiğin makul seviyeye çekilebileceğine dair bir umudum mevcut değil.
zira şehir belli,
yol belli,
araç sayısı belli,
insan sayısı belli,
bir yerden bir yere ulaşım konusunda daha optimum bir rota konusunda yardımcı olabilir.
misal kadıköyden sirkeciye araç ile gitmeniz gerekir ise,
motosiklet ile arabalı vapuru tercih etmek mantıklıdır,
(ya da motoru kadıköyde bırakıp vapur ya da marmarayı kullanabilirsiniz, havaya göre yaptığımdır)
ilk iki boğaz köprüsünü kullanması yasak olan araçlar için rota zaten işkence,
otomobil için bu tünel kullanılabilir. (fiyat konusu oldukça etkili olur, her gün gidiş dönüş için 30 tl pek makul değil gibi)
(önceki mesajımda 22 tl demişim otomobil için hesap yanlış görünüyor, 4 usd + kdv = 4.72 usd * 3,50 = 16,52 tl dir doğrusu)
motosiklet kullanımına kapalı olduğu bizi çok etkileyeceğini sanmıyorum.
yine de zaman içerisindeki kullanıma bakmak lazım.
Dünyanın çeşitli ileri ülkelerinde Honda Gold Wing Araç çekicisi olarak kullanılmaktaydı zaten. Trafikte normal çekicilerin ulaşamadıkları noktalara kolayca ve hızlıca ulaşabilmek için.
Ben Hong Kong'da görmüştüm daha önce, görünce dumur olmuştum ama 1.8 lt motor 120 beygir, 150-160 nm tork ile otomobil sinifini havada karada çekebilecek bir güce sahip.
Azrail'in ilgi alanı motosikletinizin kaç cc olduğu değildir. Think good, drive Safe!..
Foruma üye olmak için tıklayın!..
Facebook sayfamızı takip etmek için tıklayın!..
Instagram hesabımızı takip etmek için tıklayın!..
Forum kurallarını buradan okuyabilirsiniz!..
Neden ücreti dolar?
Biz neden tl ile maaş alıyoruz o zaman.
Versinler 1300 dolar kurtulalım.
Kafamda deli sorular..
Dünya Bankası’nın kredi işleyişinde görev almış bir kişi olan Amerikalı Ekonomist John Perkins şunları söylüyor;
“Kendi arabasını yapamayan ülkeleri borçlandırıp otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz kredi verip daha çok araba almalarını sağlarız”.
Bu sözler, Türkiye’de uygulanmakta olan ulaşım politikasını açıklar niteliktedir. Kimi insanlar; köprülere, otoyollara ya da tünellere bakıp gördüklerinden etkileniyor ve bu “büyük eserleri” ülkeye kazandıranları takdirle anıyor. Bu yatırımları hayranlık duyguları içinde izliyor. Bilgi ve bilinçten yoksun bilinçsiz insanlar için bu sonuç olağandır.
Görüntü etkileyici, yaymaca (propaganda) yoğundur. Arabasının olmaması, köprüyü ya da tüneli kullanmaması duygularında bir değişiklik yapmıyor. Ülkeyi iflasa götürecek bir borç yükünün altına girildiğini, sonuçların kendi yaşamını olumsuz etkileyeceğini aklına getirmiyor. Bilgisizliğin yol açtığı körlük; öngörüsüzlüğü ekonomik alandan çıkarıyor ve toplumsal alana taşıyor.
Olaylar arasında bağ kurulamıyor. Aldatmaya dayalı siyasi yaymaca, sorgulama ve ileriyi görme yetisini yok ediyor. Üretimden kopuk, zengin işi bu pahalı yatırımları yaptıranları, büyük işler yapan büyük insanlar olarak değerlendiriyor.
Avrasya Tünel Projesi
5,4 kilometresi deniz tabanı altında. 9,2 kilometresi yol genişletme ve iyileştirme çalışmalarından oluşuyor. Çapı 13,7 metre. İki katlı; 2 gidişi ve 2 gelişi var. Yalnızca binek arabalar ve küçük minibüsler geçebilecek. Maliyeti 1 milyar 245 milyon dolar. Şirketin özkaynak yatırımı 285 milyon, kredi tutarı 960 milyon dolar. Kredide Hazine garantisi var, şirket borcunu ödemezse devlet ödeyecek. Yapımcı şirketin imtiyazlı kullanım süresi 26 yıl (25 yıl, 11 ay, 9 gün).
Geçiş ücreti 2017 için, (tek geçiş) binek arabalarda 4, minibüslerde 6 dolar. Tünel, kent içi geçiş olduğu için, ücreti gidiş-dönüş olarak hesaplamak gerekiyor. Yani, gerçek kullanım ücreti, bugünkü kurla otomobillerde 34, minibüslerde 48 YTL. Tünel geçiş ücretleri, her yıl ABD Tüketici Fiyat Endeksine uygun olarak artacak. Devlet, yılda 25 milyon geçiş garantisi vermiş. Bu kadar araba geçmese bile, Hazine bu parayı ödeyecek.
Yap-İşlet-Devret ve Türkiye
Yap-İşlet-Devret’i ilk kez, 19.yüzyıl sonu ve 20.yüzyıl başında ve devret’i olmadan Osmanlı İmparatorluğu uygulamıştı. Yabancı şirketlerle işletme imtiyazları veren ve borçlanmaya dayanan bu uygulama İmparatorluğu yıkıma götürmüştü. İstanbul’daTramvay ve Tünel İşletmeleri, Elektrik ve Gaz İdaresi, Haydarpaşa Liman İşletmesi, İzmir’de Liman İşletmesi, Göztepe Tramvay İşletmesi yabancı şirketler tarafında yapılmış ve işletilmişti.
AKP’nin yol-köprü politikası, çok özendiği Osmanlı uygulamalarına benzemektedir. O dönemde padişahların yaptığını şimdi, üstelik daha ağır koşullarla AKP yapmaktadır. Bugün, yabancı ortaklı şirketlere; yüksek kar, kullanımda imtiyaz, kredide devlet güvencesive şirket gelirlerine kar garantisi verilmektedir.
19.Yüzyılda, İstanbul’daki Tünel’i İngilizler yapmıştı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü bugün İtalyanlar yapıyor. Haydarpaşa Limanı ve Bağdat Demiryolu’nu 20.yüzyıl başında Almanlar yapmıştı, İzmit Osmangazi Köprüsü’nü, bugün Fransız ve İsviçre şirketleri planlıyor, İtalyan şirketi yapıyor. İzmir Limanı’nı ve İzmir-Bandırma Demiryolu’nu 19.yüzyılda Fransızlar yapmıştı; Ankara-Konya Hızlı Treni’ni Çinliler, Avrasya Tuneli’ni Güney Koreliler yapıyor.
Mali Yük
AKP, yönetime geldiği 2002’den bugüne dek, yap-işlet-devret adı verilen yöntemle çok sayıda yol, köprü ve tünel yaptırdı. Göz boyamaya dönük bu yatırımlarda öne çıkan özellik, tüketime yönelik olması ve Türkiye’yi büyük bir borç yükünün altına sokmasıdır. Kurulu olan; fabrika, maden işletmesi, rafineri gibi üretim yapan birimler satılıp, yol ve köprü yapılmaktadır.
AKP, son 6 yılda yaptığı yap-işlet-devret anlaşmalarıyla yabancı ortaklı şirketlere 144 milyar dolarlık1 Hazine garantisi verdi, yani borçlandı. Bu borcu, yatırımı kullanan Türk halkı, olmazsa devlet ödeyecek. Türkiye’nin, büyük bölümünü AKP’nin yaptığı iç-dış borç toplamı 690 milyar dolar.2 Bu büyük borç, Osmanlı’da olduğu gibi, Türkiye’yi siyasi çözülmeye götürecek. Oysa, Cumhuriyet, borçlanmak bir yana borç ödemiş ve 1946’ya dek borçsuz bir ülke yaratmıştı.
Devlet Garantisi
Enerji ve ulaşım alanında yaygınlaşan yap-işlet-devret’in, devlete getirdiği zarar şimdiden ortaya çıkmaya başlamıştır. İstanbul’un su gereksinimi için 480 milyon dolara ihale edilen Yuvacık Barajı’nda, Hazine garantisi nedeniyle devlet, almadığı suyun bedeli olarak şirkete yılda 220 milyon dolar ödüyor. Bu ödeme 13 yıl sürecek.3
Benzer durum doğalgazda yaşandı. Devlet, almayı taahhüt etmesine karşın kullanamadığı doğalgaz için Rusya, İran ve Azerbaycan’a üç yılda 2 milyar 999 milyon lira ödedi.4
Ankara Esenboğa, Milas-Bodrum ve Zafer Bölgesel Havalimanı’nda garanti edilen yolcu sayılarına ulaşılamadığı için, işletmeci şirketlere bugüne dek 37,9 Milyon Euro yani 125 milyon lira ödeme yapıldı.5
“Dünya’nın En Büyük Havaalanı” savıyla başlanan ve 22 milyar 152 milyon avro bedelle ihale edilen İstanbul 3.Havalimanı’nın maliyeti, yapılan değişiklikler nedeniyle ilk 9 ayda 12,9 milyar dolar arttı.6
Tünel’i Kullananlar
Arabası olmayan, yayalara kapalı olduğu için kullanamayacak, belki de hiç görmeyecek insanlar, Avrasya Tüneli’nin ödemelerine katılacak. Çünkü devlet, şirketlere kar garantisi vermiş durumda. Tünel’den yılda 25 milyon araba geçmezse aradaki farkHazine tarafından ödenecek. Hazine’yi ise Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının tümü oluşturuyor.
Arabası olup Tünel’i kullanacak olanları ise yüksek bir bedel bekliyor. Kazlıçeşme’denGüztepe’ye işe giden bir kişi gidiş-geliş 34 YTL ödeyecek. Göztepe’ye “15 dakikada” gidecek ama 2017 yılı için ayda 1000 YTL tünel parası verecek.
Büyük Kar
Avrasya Tünel Projesi’nin ihale bedeli 1,245 milyar dolardır. Bunun 2011’deki karşılığı o yılki ortalama kur üzerinden 2,35 milyar YTL’dir. Tünel’den geçiş ücreti 2017 için otomobillerde 4+KDV (17 YTL), minibüslerde 6+KDV (24 YTL) olarak belirlenmiştir. Belirlenen bedelleler, 26 yıl boyunca hiç artmasa, dolar hiç değer kazanmasa bile, halkın ödeyeceği para 12,1 milyar YTL’dir. Oysa, biliyoruz ki, geçiş ücretleri artacak, dolar değer kazanacak. Şirket kasasına akan para, dudak uçurtan rakamlara varacak.
Sözleşme, şirket kazancını sağlama almış ve ücret artışını ABD tüketici endeksinebağlamıştır. Bu endeks, 2016 için yüzde 1,6’dır. Avrasya Tüneli adıyla ve 26 yıl boyunca, Türk halkına yüklenen mali yükün boyutunu, toplama çarpma bilen herkes bulabilir. Bu işi yapanlar, çok büyük rakamlarla karşılaşacaktır.
Borçlanarak yapılan; Köprüler, yollar, tüneller ve saraylar; sınırsız israf ve yağmaya dönüşen talan, Türkiye’yi Osmanlı’nın gittiği yola sokuyor. Eskiden olduğu gibi bugün de, borçlanıp yol ve saray yaptırılıyor. Tehlikeli gidişi görmeyip alkışlayanlar, yakın gelecekte gerçeklerle karşılaşacak ve sıkıntılı sonuçlara ülkenin tümüyle birlikte katlanmak zorunda kalacaktır.
“Köprüler Tuzağı”
Göç alan ve plansız gelişen kentler, arazi rantını gelir kaynağı sayan kişiler tarafından yönetildiği sürece; ne kadar köprü ve tünel yapılırsa yapılsın, ulaşım sorunu çözülemez. Her köprü yeni bir köprünün, her tünel yeni bir tünelin hazırlayıcısı olur. İlk köprü 1973 yılında açıldığında İstanbul’un trafik sorunu çözülecek denmişti. 40 yıl içinde 2 köprü, 2 tünel daha yapıldı ama İstanbul’un trafik sorunu çözülemedi. Günümüzdeki yönetim anlayışı değişmediği sürece de çözülmeyecektir.
Köprüler, tüneller, ulaşımı azaltmaz kendi trafiğini yaratır; çünkü köprüleri, tünelleri kullanan insanlar değil, insanları taşıyan araçlardır. Her köprü, yeni yerleşim alanları açacağı için taşınan yolcu sayısını ve yolcuyu taşıyan araç sayısını arttıracaktır.
Yapılan her köprü, yapılacak yeni bir köprüye gerekçe oluşturacak ve yeni bir yolcuartışını başlatacaktır. İstanbul Boğazına Birinci Köprü 1971’de yapılırken, Mimarlar Odası, “bu bir köprü tuzağıdır, yeni köprüler yapılacaktır” demişti. Mimarlar Odası haklı çıktı. Kuşku yok ki, bu gidişle ve uzun olmayan bir zaman içinde yeni köprüler, yeni tüneller gündeme gelecektir. Su havzaları ve ormanlık alanlar yok edilerek yeni yerleşim bölgeleri açılacak, her iki yakada artan nüfus, trafikte yeni sıkışmalar yaratacaktır.
http://biliyomuydun.com/avrasya-tuneli/?utm_content=buffer36a45&utm_medium=social&utm_sou rce=facebook.com&utm_campaign=buffer
Ulan bak şimdi!
Aklıma ne geldi. Buraya Motosiklet girmek yasaktır denir yarın Allah muhafaza tünelde bi zincirleme kaza olsa ilk gidecek olan Ambulans Motosikletler... olmazsa ahanda bende adam değilim!
ilk gün toplam geçiş sayısı 24.000 araç olmuş.
günlük garanti geçiş sayısını bilmek isteyen var mı ?
merak edipte ben motorla girerim diyen arkadaş uzak dursun çünkü girişte hem motorlu hemde araçlı polis ekipleri varmış motor ile girene 500 tl ceza yazıyorlarmış ayrıca hgs den 15 tl çekiyormuş haberiniz olsun
Aklıma, bu 'rüzgar yüzünden yassah' davası pek yatmadı. Diğer birçok arkadaşın da dediği gibi otoyollarda, boğaz köprüsünde falan rüzgar estiğinde kralı esiyor. Neden tünelden geçemiyoruz ben anlamadım vallahi.
Bir ihtimal tünelde gazlamakla alakalı olabilir, rüzgar müzgar hikaye rüzgarın atası köprülerde var...
Tünelin havalandırmasından kıstılar, egzoz gazı tehlikesi desek, eee, arabada da camı açınca aynı risk var. Ne peki, çözemedim.
Benim gazlamak dediğim yani hız yapmak anlamında.İşte kafalarına göre birşeyler yapıyorlar.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)