kıvırmak da nereden çıktı yahu?
konunun tam göbeğindeyim.
yıllar önceki bir mesajında sen de zamanında başörtüsü eylemine destek verdiğini yazmıştın.
takdir ettik, aktivizmine sağlık.
ama problem hala muğlak.
düşmanlık derecesinde başörtüsü karşıtı ve ikna odalarının mimarı nur serter'i de ihtiva eden chp grubu yasayı anayasa mahkemesine taşıyarak düzenlemeye taş koymaya devam etmektedir.
benim başım açık, hatta biraz da keldir. kendim için birşey istemiyorum yani.
mücadeleye devam.
okumuş yazmış, kafası çalışan, yürekli bellediğimiz adamlar da bu davaya omuz vereceğine paranoid yobaz hissiyatıyla işi rejim tartışmasına götürüp özgürleşmenin önünde beton bloklar gibi duruyor.
türkiye'nin rejim sorunu yoktur.
türkiye'nin demokrasi, eğitim, sağlık, özgürlük sorunu vardır.
türkiye'nin asgari ücret, vergi mevzuatı, sosyal güvence sorunu vardır.
türkiye'nin 6.sınıf beden eğitimi dersinde askeri yanaşık düzen eğitimi alma sorunu vardır.
türkiye'nin her bir ferdinin yıllarca her allahın günü "andımız" denen travmatik kemalizm propagandasına maruz kalma sorunu vardır.
ve hepsinin çözümünü çıkmaza sokan yobazlık, tahakküm ve dayatma sorunu vardır bu ülkenin.
"laubalilikten hoşlanmam, ciddiyeti severim, disipline hayranım!.."
Bugüne kadar ki hiç bir hükümetin yapmadığı kadar yasa çıkaran, yasa hükmünde kararname çıkaran, 10 yıldır tek başına iktidar olan bir hükümetin yine 10 yıldır memleketi düzeltememesinin tek nedeni CHP'ymiş böylece öğrenmiş olduk.
Hedef 2023 deyince de dalga geçiyoruz diye kızıyorsunuz. Adamlar sizinle dalga geçiyor onlara kızan yok ama
Legends may sLeep.. But they never diE..!
nasreddin hoca iştirak ettiği bir davette ev sahibinden sirke istemiş.
iki çeşit sirke getirmişler, hangisini beğenirse ondan yesin deyü.
hoca birini tatmış, yüzünü buruşturmuş.
demiş -doldur öbüründen.
işte vatandaş ve akp'nin durumu.
vatandaş idareyi;
kuru kemalizm söylemi üzerinden politika üreten,
hayali rejim düşmanları üretip 1920 atmosferini diri tutmaya çalışan,
çözümün değil çözümsüzlüğün parçası,
islami motiflere alerjili elitistlere vermek istemiyor.
nerden mi biliyorum?
"laubalilikten hoşlanmam, ciddiyeti severim, disipline hayranım!.."
Internette bulamıyorum. Hatırladığım kadarıyla yazacağım bilenler bilir.
Deniz Baykal'ın bir konuşması vardı bundan bir kaç yıl evvel. Alandaki insanlara sesleniyor... Tam olarak yazacağım gibi değildi ancak buna benzer birşeydi: "Size verdikleri ekmeği, pilavı alın ama oooooooyyy, oy sakın haaa atmayıııııınn!!". Uzattığım yerleri aynen o şekilde söylüyordu. Kelimesi kelimesine doğru olmayabilir tekrar diyorum.
Ben bu konuşmayı izledikten sonra türk siyasetinden umudumu kestim. Artık ülkemin hangi durumda olduğu beni pek ilgilendirmiyor, Buna kafa patlatmıyorum. Zira kafa patlatmasını umduğum, 'lider' olarak düşündüğüm insanların böyle yukardaki gibi sanki 0-6 yaş arasına hitap ediyormuşcasına, vizyonsuz, beş para etmez politikalar ürettiğini görünce dedim artık tamam, bitmiştir.
Takımın sahaya çıkar, karşı takımdan 10 gol yersin, çoğu taraftar hemen karşı takıma saydırmaya başlar. Bi dur. Bi bak bakalım kendi takımın ne yaptı. Oynayabileceğinin en iyisini verdi mi. Akıllıca hareket etti mi, naaptı bi dur bak, değil mi?
Bugün CHP'ye sorsak 2100 yılında Türkiye'yi nerde görmek istiyorsunuz diye, alacağı cevabın kendisini memnun edeceğini düşünen biri var mı burda?
Ülkemizdeki sorunları buraya yazan insanlar bu sorunların çözümünü yazmıyorlar nedense. Baştaki parti tüm bu sorunların yegane nedeni ve sizi dinlemiyor diyelim. Peki alternatifiniz nedir? Var mı? Bunu kendinize yanıtlayın. Ben şahsen bir seçenek göremiyorum.
Zamanında meydanı boş bırakan insanlara kızın. Boş meydanı görüp oraya yerleşen, sonra da benim dediğim gibi olacak diyenlere değil.
Konunun açılma nedenine gelirsek eğer.. Ben dinleri kabul eden biri değilim. Tüm dinler 'beni Allah/Yaratıcı' gönderdi diyen bir 'ölümlünün' eseridir bana göre. Dinlerin insanları birbirine düşürmekten, savaş getirmekten başka bir yararı olmamıştır. Avcunuzu açıp 'teşekkür etmek' için bir dine mensup olmanız gerekmiyor. Ayrıca bir cep telefonu alıp, iki sene kullandıktan sonra yenisini alan biri, neden 1500 yıl önce çıkmış birşeye hala inanır, bu bana garip gelmekte. 1500 yıl önce yaşamış insanların 'inanmaya' ihtiyacı vardı. Zira ellerinde ne elektrik, ne gazete, ne müzik, ne internet, hiçbirşey yoktu. Ayrıca 10 kişi kulaktan kulağa oyna, bi uçtan söylenen diğer uçtan aynı şekilde çıkmıyor. 1500 yıldan bahsediyoruz... (veya 2000, hristiyansanız...)
Yine de saygım vardır, bundan fazlasını konuşmam. Dünya artık global bir yer. Türkiye'de yaşayan insanların istediği buysa bu olacaktır. Ülkemizde oy kullanan her iki kişiden birinin seçimi bellidir. Saygı duymak gerekir. Bundan fazlası da olmaz. Zira dediğim gibi, bundan fazlasını yapmasını umduğunuz insanların tavırlarını görünce, zaten artık buna kasmanın bir fayda etmeyeceğini anlıyorsunuz.
Kadınların haklarını ben savunacak değilim. Boğulurken hazır olda durmazsınız değil mi? Iranlı kadınların videolarını biliyorum, başka kadınların üzerine taş attıkları... Seni yaratan yukardan seni izliyor. Yaptığın şeye inancın yoksa, ben bunu yapmıyorum diyebilir, çok büyük insanların tepkisini çekebilir ve öldürülebilirsiniz. Ama asıl bu "Allah adına ölmek" olmaz mı, sanılanın aksine?
Ben çırılçıplak kadın da görmek isterim, kapalı kadın da. Yeter ki kendi tercihi olsun. Zorbalıkla yapmasın. Vajina, penis, kol, bacak.. Hepsi ölünce toprak. Şahsen günümüz koşullarında simsiyahlar içinde bir kadın görmek beni biraz üzüyor. Öte yandan bir oyun fuarında oyun yapan bir firmanın standında neden bikinili bir kız durur, bana bu da garip gelmekte. Kapanan kadın ucuz olduğu için kapatılıyor da, diğeri kaliteli diye mi açılıyor? Seksist yaklaşımlar heryerde yanlış.
En büyük sorun ise ego. Başkasına hava atma isteği. Kişi olaylara kendisi ve kendisini yaratan nezninde bakabilse çoğu problem kendiliğinden ortadan kalkacak ama yok, illa birilerinin ezilmesi lazım, diğerleri kendilerini daha iyi hissedebilsin diye.
Vatandaş idareyi;
Dokunulmazlıkları kaldıracağız deyip kaldırmayan,
Terörist başıyla pazarlık yapan,
780 lira asgari ücreti vatandaşına reva gören, simit çayla hesap yapan,
Bunlar koyun bile güdemezler deyip, 70 milyonluk milleti yönetebildiğini sanan,
Kabadayı, kasımpaşalı eli maşalı, badem bıyıklı takımına da ananızı da aln gidin diyecektir.
Bu konularda yapılan tartışmalar spekülasyon ve hatta provokasyonlara son derece açık oluyor. Kimileri bu tür tartışmaları nemalanma fırsatı olarak görüyor. Gereksiz polemiklerden kaçınmak için konuyu genel olarak ele almak faydalı olabilir. Öncelikle İslam dini açısından sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için çok değer verdiğim bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenine konuyu sordum. İslam dini açısından motosiklette bu şekilde seyahat etmenin uygun sayılmayacağını söyledi. Benim açımdan konu netleşmiş oldu. Şimdi gelelim konunun diğer boyutlarına;
Müslümanlar açısından;
1) Dinen uygun olmadığı için arkada kadın artçıyla seyahat etmez.
2) Arkada kadın artçı ile seyahat etmekte sakınca görmüyorum der. Ve seyahat eder. Yasak koymak İnsan haklarını ihlal etmek olacaktır. Konunu dini boyutlarının tartışılması apayrı bir şeydir.
Müslüman olmayanlar açısından;
1) Arkasına kadın artçı alarak seyahat etmekte bir mahsur görmüyorsa bir yasak koymak İnsan haklarını ihlal etmek olacaktır.
İnsanların birbirini yok sayması çatışma getirir. Hoşgörü, anlayış ve insan haklarına saygı ise huzur getirir. Ne yazık ki insanlık aradığı huzuru bulamamaktadır. Çünkü bunu istemeyen çıkarına uygun bulmayanlar her zaman vardır ve olacaktır.
Yahu o andı yıllarca okudun da ne oldu...
Bak şimdiki haline...
Görüşünü değiştirmiş mi?....
Aksine daha da hırslanmışın Atatürk e....
Eee..Başkaları için ne sakınca görüyon da her konuda bunu dile getiriyon?....
Özgürlük sorunu var diyon ama her konuda istediğini söylüyon...
Eskiden SAYIN kelimesi bile adamı ipe götürürken şimdi pastalı börekli , TV li (allah bilir internetli Tv dir) ziyaretler bile normal karşılanıyor...
3 tane kadın bozuntusunun cesedine İNSANİ YAKLAŞIM sergilenebiliyor....
Eee Hani özgürlük yoktu?... ;)
Yakındır... Sabret... Bu memleketin vatandaşı ilginçtir....
Bir bakarsın barajı bile aşamaz duruma gelirler...
Çok yaşandı bu durum....
Hay ağzına sağlık ... Daha neler var da Özgürlük yok ya... Söyleyemiyoz
Zaten sıkıldım bu macunun her konuda propaganda yapıp Atatürk hakkında atıp tutmasından....
Yahu yazı yazarken bile sitenin sol üst köşesindeki Atatürk resmini bile görmezlikten geliyor yahu....
T Ü R K İ Y E. . . .T Ü R K L E R İ N D İ R
N E ... M U T L U... T Ü R K Ü M... D İ Y E N E
şuan buradaki tartışmaya farklı bir pencereden, daha sağlıklı bakmamızı sağlayacak uzunca bir alıntıyla konuya noktayı koyabileceğimi umuyorum. (:
Seni tanımam ama bu dünyada ne olduğuyla ilgileniyorum.
Yapı ile ilgileniyorum Denetleme sistemleriyle ilgileniyorum,
Hayatımı kontrol eden ve hep kontrol etmeye çalışacak olan.
Özgürlük istiyorum! İstediğim bu! Senin de istemen gereken bu!
Her birimize ve hepimize bağlıdır koyverip gitmek, altetmek hırsı,
Nefreti, kıskançlığı ve tabii ki güvensizliği…
Çünkü bu bizi acınası ve küçük hissettiren temel bir denetleme mekanizmasıdır,
Böylece bağımsızlığımızdan, özgürlüğümüzden yazgımızdan isteyerek vazgeçeriz.
Kitlesel bir biçimde koşullandırıldığımızı anlamalıyız.
Meydan okumaya başla şu birleşik kölelik devletine!
21. yüzyıl yeni bir yüzyıl olacak, Köleliğin yüzyılı olmayacak yalanların
ve önemsizliğin, sınıf ayrımının, Devletçiliğin ve diğer denetleme
biçimlerinin yeni yüzyılı olmayacak.
Saf ve doğru bir şey için ayağa kalkan…
İnsanlığın çağı olacak.
Liberal Demokratla, tutucu Cumhuriyetçi sadece çöp yığınıdır.
Hepsi de seni denetlemek için.
Bir paranın iki yüzü gibi.
İki yönetici takımı denetim için çekişmekteler!
Kölelik Anonim Şirketinin yönetim kadrosu için.
Gerçek oralarda bir yerde önünde duruyor
ama yalanlar büfesinde sergiliyorlar onu!
walking life
Evet basörtüsü yasagi benim üniversite okudugum yillarda oldu ve eylem koyduk, nezarethanelerde çesitli problemler yasadik.
Hiç kimsenin egitim hakki engellenemez, hala ayni görüsteyim.
Ikna odalari sadece üniversitelerde var da bizim mi haberimiz yok.
Peki o kizlara basörtüsü takmayi dayatan ikna odalarini ne yapacagiz?
Hani millet de zannedecek ki bizim kizlar belli bir yasa gelince hemen basörtüsüne sariliyor.
Bu kadar kapali kiz kendi kendine örtündü.
Güldürme beni.
Ikna odalari hep vardi.
Sadece senin israrla vurguladigin tarzda degil.
Üniversiteye basi açik gelip 3 ay sonra kapanmak zorunda kalan onlarca kiz arkadasim var.
Hepsi o ikna odalarindan geçtiler.
Tek suçlari, o ikna odalarindan çocukken geçmemis olmak.
Bir çok evde var o senin dedigin ikna odalarindan.
Direktörlügünü de anne ve babalar yapiyor.
Onlarin becermedigi veya yapmadigini ise en geç üniversitede görüyor kizlarimiz.
Allah basimizdan eksik etmesin, deniz fenerinin büyük koruyucusu, seyrek biyikli asabi sahsiyet sayesinde ikna odalari ortaokullara indi.
Biz buna kisaca 4+4+4 diyoruz.
Kisacasi chp den umudum yok ama insallah bu ise saglam tas koyan vatan evlatlari çikarir bu memleket.
Andimiz;
Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene.
Yukaridaki metinde itiraz ettigin konu ne anlamadim.
Vatani sevmek mi?
Milleti sevmek mi?
Küçükleri koruyan, büyükleri sayan bir neslin yetismesi mi?
Yükselmek, ileri gitmek isteyen bir millet mi?
Yoksa Türk olmaktan mutlu olmakmi?
Ne yahu?
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Ilkokula 1975 yilinin sonbaharinda basladim.
Her sabah bu metni okurduk.
Kisa zamanda ezberledik.
Acaip salakça gelirdi bu metin o zamanlar bana.
6-7 yasinda bir çocugun zekasina sahip olanlar içn hala salakça olmasi gayet dogal.
Küçükken anlayamiyorsun bazi verilmek istenen degerlerin anlamini.
O zamanlar o kadar anlamsiz bulmustum ki kim yazdi ulem bu metni diye bir ara arastirmistim.
Refik mi, Sefik'mi, yoksa Rüstü mü aklimda kalmamis ama galiba cumhuriyetin 10. yilinda yazmis,bunu yazan.
Atatürk'e hitaben yazilan bölüm ise o zamanlar yokmus.
70 li yillarda eklenmis.
Türkiye'nin bugünkü haline bakinca hiç bir ise yaramadigi bir gerçek.
Dünyanin heryerinde ise yarayan ve bir yemine sahip milletleri muhasir medeniyetler seviyesine çikaran metinler,
maalesef bizim ülkemizde bir ise yaramamis.
Bunun suçlusu da Atatürk oldu ya!
ölmem mi beni taslara vurun.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
ailelerin çocuklarını inançları veya örfleri doğrultusunda yetiştirmesini bir insanlık suçu olan ikna odalarıyla nasıl eşdeğer tutabilirsin?
inanmak ve bu doğrultuda yaşamayı anlayamıyor musun?
üniversitede karşılaştığını iddia ettiğin bir diğer "ikna odası" hadisesini ise ne gördüm, ne duydum ne de sen söyleyince böyle birşeyin varlığına inandım. tut ki öyle birşey oldu, bu üniversite kapısında yaşanan, tehdit, tecrit, fişleme unsurları içeren "ikna odası" zorbalığını temize mi çıkarır?
ben "andımız"a itiraz ediyorum, "ee noolmuş yani mis gibi ant" gibi bir savunmayla karşılaşıyorum.
andımız dediğin boydan aşağı milliyetçilik ve kemalizm propagandası üzerine kaleme alınmış 3.sınıf bir metin.
milyonlarca çocuk binlerce kez "türküm, doğruyum, çalışkanım" diyerek ne türk oldular ne de dürüst ve çalışkan yurttaş.
milliyetçi olmadığımı da kemalist olmadığım gibi defaatle belirtmiştim.
milliyetçiliğin bir ideoloji olduğundan da bihabersiniz galiba.
fikrimce;
insanlar inançları, değerleri, hayat felsefesi ve dahi size hiçbir surette açıklama mecburiyetinde olmadığı keyfi ya da gayrikeyfi sebeplerden ötürü milliyetçi ideolojiye ve kemalizme tabi olmaya mecbur edilemez.
ve bu uğurda bütün bir milletin her bir ferdinin küçük yaşlardan itibaren yoğun bir propagandaya maruz bırakılması insan haklarına ve hürriyetine karşı işlenmiş bir suçtur.
işte benim "andımız"ı reddederken yaslandığım argüman.
siz muasır medeniyetler seviyesine çocuklara papağan gibi tekrarlattırılan metinlerle ulaşıldığına inanadurun,
benden bugünlük bu kadar.
"laubalilikten hoşlanmam, ciddiyeti severim, disipline hayranım!.."
http://www.cnnturk.com/2012/guncel/12/27/tore.kurbani.cocuk.defnedildi/690360.0/index.html http://video.cnnturk.com/2012/haber/...ri-onu-oldurdu http://www.cnnturk.com/2012/guncel/1...0.0/index.html http://www.cnnturk.com/2012/guncel/12/05/bosanmak.isteyen.adam.tore.kurbani.oldu/687396.0/index.html
*
Daha binlerce var.
Hani senin bile hay sizin yatistireceginiz çocugun diyecegin.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
korkarım anlayabileceğinden tek bir harf bile fazlasını izah edemiyorum.
gazetelerin töre cinayeti manşeti ile insanların çocuklarını inançları ve örfleri doğrultusunda yetiştirmesini eşleştiren hastalıklı bir zihnin var.
toplumun barbar adetleri varsa karşısında beraber duralım, ama bunu başörtüsü karşıtlığı için mesnet edinmek zavallılığına düşme.
yukarıdaki haber manşetlerinden ne mana çıkarttın?
aileler çocuklarını inançlarına göre değil kemalizm prensiplerine göre mi yetiştirmelidir diyorsun?
irfan kelimesi ile aynı kökten gelen "örf" töre cinayetinden ibaret, yokedilmesi gereken bir olgudur mu diyorsun?
bişey diyo musun?
yoksa sadece ulu atatürk'e biat etmekten ibaret bir hayat algın mı var?
benim öyle değil.
anla artık.
---------- Mesajlar birleştirildi - 23:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:22 ----------
dur bir de ben deneyeyim sizin tekrarlama suretiyle zihinlere nakşolma tekniğinizi;
fikrimce;
insanlar inançları, değerleri, hayat felsefesi ve dahi size hiçbir surette açıklama mecburiyetinde olmadığı keyfi ya da gayrikeyfi sebeplerden ötürü milliyetçi ideolojiye ve kemalizme tabi olmaya mecbur edilemez.
ve bu uğurda bütün bir milletin her bir ferdinin küçük yaşlardan itibaren yoğun bir propagandaya maruz bırakılması insan haklarına ve hürriyetine karşı işlenmiş bir suçtur.
işte benim "andımız"ı reddederken yaslandığım argüman.
"laubalilikten hoşlanmam, ciddiyeti severim, disipline hayranım!.."
Bunca yazdiklarimizdan seni adam etmek istedigimiz gibi bir anlam mi çikardin?
O kadar salakmi görünüyorum yahu?
Yok kardes,
kendine fazla anlam yüklüyorsun.
Yazdigin argümanlara gönderme yapiyoruz sadece.
Amacimiz senin zannettigin gibi birilerini dizayn etmek falan da degil.
Burayi okuyan ve berrak beyinli gençlere farkli pencereleri gösteriyoruz.
Daha özet anlatacak olursak, hiç bir seye biat etmeyen bir nesil arzusundayiz.
Ne Atatürk'ün,
ne de kadinlarin bacak arasiyla ugrasip duran bir tanrinin pesindeyiz.
O toteme tapan sizsiniz.
Biz ifsa ediyoruz sadece.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
ben senin neye taptığınla ya da ne giydiğinle ilgilenmiyorum.
senin ise tüm derdin benim neye inandığım, nasıl yaşadığım.
tüm politikanı bunu tasarlamak üzere türetmişsin,
bakıyorum tüm bu zorbalığın üstüne bir de inkarcısın.
(fatih'in burada 2.tekil şahıs olarak muhatap aldığı coq kişisi değil epeydir şiddetle eleştirdiği zihniyettir.)
"laubalilikten hoşlanmam, ciddiyeti severim, disipline hayranım!.."
Anlamadığım bir nokta var.
Mükemmel bir kanun çıkartıyorsunuz, o kanunu uygulayan tüm ülkeler geri kalıyor, tüm toplumlar kendi aralarında ve başkalarıyla kavga ediyor, tüm mahkemeler bambaşka şeyler söylüyorlar, bambaşka kararlar veriyorlar. Herkes kanunu kullanarak başkalarını kandırıyor, dolandırıyor, kanun adına öldürüyor. Ama kime sorsanız "kanunda yazıyor" diyor.
Peki bu kanun nasıl mükemmel olabiliyor?
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)