olursa garipsemem zaten...diyaneti devlet tekeline alınırsa maneviyat da çok rahat alınır...
bkz: 1984
olursa garipsemem zaten...diyaneti devlet tekeline alınırsa maneviyat da çok rahat alınır...
bkz: 1984
Bir de şöyle bir durum var. Başbakan konuşurken çok yavaş ve aynı tonda konuşuyor. Tonlama yaptığında da ya birilerine laf atıyordur ya da işin şov kısmındadır diye düşünüyorum. Ne diyor diye dinlerken bile rahatsız oluyorum ben zorla sonunu getiriyorum. Belki de o yüzden (!) çok fazla sevmiyorum ve yaptıkları konusunda takdir etmiyorum.
gençlik kolu dedin de aklıma geldi..
http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-12968s.pdf
RTE'nin ekranda kalma süresi 2 sn. RTE'siz ekran paha biçilemez
Sence cevap verebilecek mi? Ha hoş verir, ilçe listesinden çıkar elemanı olsun bitsin Hastaneye mesaiye de gitmesine gerek yok Maaş yatar zaten ;)
İlçe gençlik kolu derken mürid ol demek istemiştim tabi. Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim...
Kuran-ı kerim asla tartışılamaz ve tarafsız gözle okunamaz çünkü İslamiyet teslimiyet dinidir.
İçinde varsa inanırsın yoksa inanmazsın. Af edersin ama öyle bir okuyayım bakalım bu kuran ne diyor diye kuran okumanın hiç bir faydası yoktur çünkü kuran ne hikaye kitabıdır nede felsefe.
Ahzab suresinin 53. ayetindeki saçmalığın ne olduğunu anlayamadım ve çok merak ettim. Açıklarsan sevinirim.
Korkarak yaşıyorsan eğer sende hayatı seyredenlerdensin..
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Dediğim gibi İslamiyet teslimiyet dinidir. Aslında en güzel ıspatıda sen kendin yapmışsın.
Ahzab süresi 53. ayetinden teslim olan birinin çıkartacağı yorumla teslim olmayan birinin çıkartacağı yorum birbirinden çok farklı olur.
O yüzden dedim kuran hikaye kitabı değil. Bakalım ne yazıyor bunda diye okursan hiçbir faydasını görmezsin.
Ama inanarak okursan çok şeyi görebilirsin.
Korkarak yaşıyorsan eğer sende hayatı seyredenlerdensin..
O taraf, bu taraf..... Bizim taraf, sizin taraf... Böl, parçala, yönet... Dostlar YETERİN ARTIK... 80 li yıllardaki hoşgörü nerede kaldı? Lütfen... Kötü insanlar dine inansa ne olur? inanmasa ne olur? İyi insanlar iyi müslüman olsa ne olur? müslüman olmasa ne olur? Biz Yunus Emre olalım, Mevlana olalım, Aşık Veysel olalım, hatta Anamızın hayır duasını alalım yeter bize... Cennet' i neyleyeyim; anama, yavruma, yuvama doyamadıktan sonra... Dostumla Cumaya da gitsem cennet; rakı-balıkta da olsam cennet. Kim nasıl öğrenir benimser eyvallah... Ben oğluma Atatürk öğreteyim sen HZ. Muhammet (S.A.V.). İçinde varsa birazcık merhamet TÜRKLÜĞÜN tüm değerlerine dua et. Eğer geleceği birazcık ta olsa görebiliyorsanız; yıkıcı değil yapıcı birleştirici olmamız gerektiğini anlarsınız... Evlatlarımız gelecekte bizler gibi yaşayacakalar... Bizler gibi mi tartışsınlar yoksa hoşgörüyle mi ? Bizler gibi mi siyaset yapsınlar? Yoksa hoşgörüyle mi? Bizler gibi mi bölünsünler? yoksa birleşsinler birlik mi olsunlar? Düşman değiliz hiç olmadık... Dindar kardeşlerimizin dini inancları gereği ve dini kurallar gereği hatta dini farz ve sünnetleri uygulamalarından gelen kazanımları gereği BENCE daha hoşgörü örneği ile bizlere örnek ve yol açıcı ve yol gösterici olmaları gerekir.... Ancak son yıllarda gördüğüm bir husus ta şudur ki dindar kardeşlerimiz daha bir ateşli savunmacı ve hatta agresif tartışmacı hal içindedirler. Oysa özellikle ANADOLU HOŞGÖRÜ sü en değerli meziyettir. Dindar olmayan kesim 50 türlüdür ve o kesimden hoyratlık beklenilebilir... Sert üslup dindar kardeşlerimizde nahoş kaçıyor...
Dentcan, gerçekten güzel şeyler yazmışsın, teşekkürler.
Ancak gene de takıldığım 2 konu var ki, birini atlayıp ikincisine değineceğim.
Yukarıda kullandığın ifadede olduğu gibi şu "Atatürk ile Hz. Muhammed'i karşı karşıya getirir ifadelerden" artık kaçınılması gerektiğini düşünüyorum
Ne Hz. Muhammed "Türk milletinden Mustafa adlı bir Deccal çıkacak" dedi, ne de Atatürk Hz. Muhammed ve İslam hakkında en ufak kötü bir imada bulundu. Tam tersine İslamı ve onun peygamberini yüceltti.
Bugün bu forumda Atatürk sayesinde Kur'an' dan ayetler Türkçe mealleriyle paylaşılıyor. Biraz araştıran beni onaylayacaktır sanırım.
SAçmalık denmese de bu ayette peygamberin evinde yemek yedikten sonra müminlere zengin kalkışı yapılması emrolunur. Tüm zamanlara inen hak kitap içerisindeki bu emir günümüz şartlarında artık geçerli değildir. Devamında da der ki;
54. "bir şeyi açığa vursanız da, saklı tutsanız da; şüphesiz allah, herşeyi bilici olandır."
55. "onlar için babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) hakkında bir sakınca yoktur. (ey müslüman kadınlar) allah'tan sakının. şüphesiz allah, herşeye şahid olandır."
herhangi bir ayetin öncesi sonrası fetişizmi içinde olanlar öncesini de okuyup birbirleriyle alakası olmadığını açıkça görebilir.
Bir de tabii buraya sayfalardır yazdığınız Türkçe MEAL olayı var. Benim bildiğim hiç bir şekilde Kur-an'ın tam çevirisi yoktur. Meali vardır. Türkçe birebir karşılığa gelemediği için doğru çeviri olmamaktadır.
Pekiii onu da geçtim meal var denilecek. Peki meali kim neye göre hazırlıyor? Türkçe bilen bir çok kesim direkt çeviriymiş gibi okuyor. Halbuki yazarlardan birine "a" gelen şey diğerine "e" gelebiliyor. E o zaman ne kaldı farkı diğer 234234 tane kopyası yapılan hak kitaplarından?
1-Elif. Lam. Ra. Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir. 2-Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik. (12Yusuf /1-2)
"apaçık kitaba andolsun ki, akledesiniz diye kur'an'ı arapça oku nan bir kitap kılmışızdır" (zuhruf suresi, ayet 23).
"apaçık olan kitaba andolsun ki, biz onu kutlu bir gecede in dirdik... " (duhan suresi, ayet 23).
"ey muhammed... kur'an'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık" (duhan suresi, ayet 5859).
"bunlar apaçık kitabın ayetleridir" (kasas suresi, ayet 2).
"(ey muhammed!) andolsun ki, sana apaçık ayetler indirdik" (bakara suresi, ayet 99).
"allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz ve rabbinizden mağfiret dileyesiniz diye ayetleri kesin kılınmış, sonra da uzun uzadıya açıklanmış bir kitaptır" (hud suresi, ayet 14).
"kur'an, kendilerine ilim verilenlerin gönüllerinde yerleşen apaçık ayetlerdir" (ankebut suresi, ayet 49).
"andolsun ki, biz, bilmediklerinizi size açık seçik bildiren ayetler indirdik..." (nur suresi, ayet 46).
"kitapta biz, hiçbir şeyi eksik bırakmadık..." (en'am suresi, ayet 38).
"biz onu, böylece açık seçik ayetler halinde indirdik. kuşkusuz, allah, dilediğine/dileyene kılavuzluk eder." (hacc suresi, ayet 16)
"yaş ve kuru herşey kitab-ı mübin’de vardır." (en'am suresi, 59)
"biz kur’an’ı sana herşeyin apaçık bir beyanı olarak indirdik" (nahl, 89)
"yerde hiçbir debelenen yoktur ki, rızkı allah'ın üzerinde olmasın. o, onun karar kıldığı noktayı da bilir, emanet edildiği yeri de. herşey, apaçık bir kitap'tadır." (hud, 6)
"bunlar, apaçık olan kitabın ayetleridir." (şuara, 2)
"gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta yer almasın." (neml, 75)
"elif lâm râ. bu, kitabın ve apaçık bir kur'ân'ın âyetleridir." (hicr, 1)
"biz ona (peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. o (kendisine indirilen kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık olan bir kur'an'dır." (yasin, 69)
"şüphesiz biz onların: "kur'an'ı ona ancak bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. kendisine nisbet ettikleri şahsın dili yabancıdır. halbuki bu (kur'an) apaçık bir arapçadır." (nahl, 103)
"ey insanlar! şüphesiz size rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik. " (nisa, 174)
"ey kitap ehli! kitaptan gizlemiş olduğunuz şeylerin çoğunu açıklayan çoğundan da vazgeçen peygamberimiz size geldi. ayrıca size allah'tan bir nur ve apacık bir kitap da gelmiştir." (maide, 15)
…demek ki ne yazyıyosa altında derin bir anlam aramadan yorumlayabilir uygulayabilirmişiz…
kuran der ki; bazı ayetler anlaşılamaz, onların anlamını ancak allah bilir. yani anlaşılamayacak ayetleri bir islam alimi de anlayamaz. anlıyorum derse de kafir olur çünkü kuran'da sen bunu anlayamazsın ancak allah anlar diyor. ve bu çok açık yazılı.
inançları ve dolayısıyla kur'anı tartışmaya açmak islam felsefesine olduğu gibi insani değerlere de aykırıdır.
"sizin dininiz size, benim dinim banadır"
(kafirun-6)
"laubalilikten hoşlanmam, ciddiyeti severim, disipline hayranım!.."
haklısın fatih hocam..onun için gençlikte cami cemaati beni pek sevmedi çok soru soruyorum diye...konuşmak istemedi kimse bu konular hakkında...zaten ben de öğrenmek için en mantıklı olanın soruyu kendime sorup, cevabın okumakta olduğunu anladım. İnsan kendi kendinin rehberi...e yaradan akıl da vermiş düşün diye...ne diyor üstad..beyin bedava...bedava ya..
bu tavıra da hastayım..eline kaç defa kuran almış adam, anlamaya çalışmamış adam direkt gelir sorar (sözüm meclis dışarı)..."nerdeymiş göster bakalım"...en kolayı o zaten...demez ki bi bakayım nerdeymiş..neyse ben yine de sana göstereyim...hiç zannetmiyorum ama muhkem ve müteşabih kavramlarını araştırabilirsin...
ALİ İMRAN 7. Sana Kitab’ı indiren O’dur. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab’ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)