Maine e seyahat...1. Kısım...
6 Eylül Pazartesi gününün ABD de “Labor Day” tatili olması dolayısı ile bir hafta işten izin almaya ve şidiye değin bir türlü fırsat bulup ta gidemediğimiz Maine eyaletine bir seyahat planlamaya karar vermiştik. Üstelik işin içinde burada üyesi olduğum Adventure Rider grubunun New Hempshire da düzenlediği kamp ve gezi de vardı, ve zaten ona katılmak üzere Cuma günü de yola çıkma zorunluluğu doğunca iki planı birleştiriverdik.
Tamamen kamplı bir gezi olacağından 7of 9 ı istihab haddi sınırlarında yükledikten sonra tam teçhizat Pazar sabahı yola koyulduk... Floridayı kasıp kavurmakta olan kasırga kuzeye dogru yola çıkmıştı, yağmur ve kötü hava şartlarının er geç bizi yakalayacağını tahmin ediyordum.
Hava oldukça kapalı ve nemliydi, üstelik tatil dolayısıyla şehirden kaçış ve ağır trafik vardı pek zevkli bşr olmayacağa benziyordu... Birazdan trafık tıkanıklıkları da başgösterince 95 no lu Freeway fikrinden vazgeçip zaten bayıldığım yol olan Merrit Parkway a daldım.
Harıtadaki ok yönümüzü ve sarı boyadığım yol da rotamızı gösteriyor. 15 no lu yol bahsettiğim “Merrit Parkway”. İşte bir iki resim bu yoldan...
1895 te ABD de toplam –yazı ile “dört”- otomobil varken bu sayı 1900 yılında 8000 e çıkıyor ve hızla artmaya devam edıyor. Tabii bunu kaldıracak alt yapı yok ortada, yollar yetmez oluyor. Trafiğin en yoğun olduğu yer New York civarı...burada 1907 de ilk “parkway” (Pky) inşaatı başlıyor. Bronx River Pky. Daha sonra kongre üyesi Schuyler Merritt önderliğinde dünyanın ilk otoyolu olan “Merritt Pky” in temeli atılıyor.
O zamanlarda bütün yollar şehir ve kasaba merkezlerinden geçerken bu ilk “otoyol” yada Almanca tabiri ile “autobahn” tamamen şehir-yerleşim merkezi dışından geçen ilk uzun yol oluyor. İlk başlarda çok garipsenmış haliyle (şimdi bize çok doğal geliyor ama düşünsenize yerleşim bölgelerinden geçmeyen ilk yolun ne kadar garip bir şey olduğunu) ama sonra herkes alışmış ve bütün dünyaca benimsenmiş, heryerde inşa edilir hale gelmiş otoyollar.
Şu anda Merritt Pky eski rotası üstünde, sadece ticari olmayan otomobil ve motosikletler açık yaklaşık 130km lik, 20.yy ın ilk dönem köprü ve viyadükleriyle süslü, tamamen ağaç örtüsü altında nefis bir yol.
Alt yapısı tabii ki zamane kamyonlarının yüküne ve alt geçitlerin-köprülerin yüksekliği devrin yine aynı araçların yüksekliğine uygun değil. Tam bize göre yani...
Fotograflarda ahşap bariyerler dikkat ettinizmi? Onlar da dünyanın ilk otoyol bariyerleri. Hala korunuyor, eskidikçe yine ahşap olarak onarılıyor...
Merritt Pky bittikten sonra da yol Boston istikametinde aşağı yukarı aynı karakterde devam ediyor...Bu köprülerin hepsi bir sanat eseri aslında...
Daha sonra ara yollara (CR - Country Roads deniliyor) vurduk, daha yeşillik, daha çok viraj, daha çok eğlence...ve tabii daha çok zaman...
Portsmouth, NH (New Hempshire) a vardığımızda artık hava kararmak üzereydi...şu gördüğünüz “Diner” tabir edilen karakteristik Amerikan lokantalarından birine girdik.
Bunlardan bütün ABD de görmek mümkün. Bir zamanların mobil restoranları bunlar. Bir yerden biryere ilk zamanlarda atlarla, daha sonraları traktör vb. muhtelif çekicilerle tasınırlarmış. Artık hareketli değiller. Çoğu müzelik...
İşte bir başkası, Portsmouth da. 1900 yapımı. Gilley’s.
Artık yerine sabitlenmiş ama 1900-1940 arası atla çekilerek şehirde gezermiş. 1940 dan itibaren sadece şehir meydanına çekilmeye başlanmış ve o günden itibaren her gün trafik cezası alarak Guiness rekorlar kitabına dünyanın en çok trafik ceza makbuzu alan aracı olarak girmiş. Enteresan memleket...
Bendeniz, şefle beraber...Adama vegetaryen sandöviç yaptırdımya, ölsem de gam yemem...
Haritada Portsmouth u görüyorsunuz...ilk gece orada kaldık.
Size Portsmouth dan bir kaç resim...
Yarın sabah Maine e gireceğiz, bakalım bizi neler bekliyor orada...
Arkası var...