HAYRAT'TAN UZUNGÖL'E;(26 Ekim 2003)(A-RI-ZA-LI)

[endurocu]

Yağmurlu bir pazar sabahında Trabzon'un Of ilçesi yakınlarındaki Hayrat beldesi yol ayrımında Sürmene'li endurocu dostum Ahmet AYDINLI(XTZ-750 super Ténéré) ile buluştuk.Hayratuzerinden dag yollarını takip ederek Uzungöl' e inmeyi planlamıştırk.Üç günlük hava durumunda hemen hemen tüm Türkiye'nin sağanak yağışlı geçeği haberine rağmen, yağan yağmura aldırış etmeden dağlara doğru gaz açtık. O yolu yol dostum daha onceden de gittiğinden öncü o oldu.Sahilden Hayrat'a kadar virajlı ve dar asfalt yol, Hayrat'tan sonra da dik ve virajlı dağ yolundan nihayet tırmanışa geçtik.Yaklaşık 20 km tırmanış sonra yol dostumun 4-5 sene once geldiği Halimin hanında ilk molayı verdik, yağmur hala devam ediyordu.Handa üç kişi vardı, 10-15 güne kadar yukarı yaylalardaki insanlar dönerken hanı kapatıp aşağı inecekleirni söylediler.Halimin hanı oldukça eski bir bina yıllardan beri o civara giden yaylacıları ağırlıyormuş.O yağmurda sıcak bir çay içmek iyi gelecekti ama hazırda çay olmadığı için çay demlenmesini beklemeden tekrar yola koyuluyoruz.5-6 km sonra yoğun bir sise giriyoruz, göz gözü görmüyor adeta.Nihayet sisten çıkarak kenidmizi bulutların üzerinde buluyoruz.D.Karadeniz dağlarının gerçek olayı bu işte.Bulutlar ayaklarınızın altında kuzu gibi yatıyor ve yağmur da kesildi.İlerideki yüksek tepeler beyaza boyanmış bile, yılın ilk karını görüyoruz.Manzara o kadar güzel ki fotoğraf çekmek için durmaktan yol alamıyoruz.Yaklaşık 2300 rakımlı tepede yine fotoğraf çekmek için duruyoruz, kaskı kafamızdan çıkartıyoruz kulaklarımız buz kesiyor.Hemen fotoğrafımızı çekip tepeden aşağıya doğru suzuluyoruz.Aşağılarda hava yumşamaya başlıyor.Uzungölü kuşbakışı gören bir tepeden iniyoruz maalesef Uzungölü fotoğrfalayamıyoruz yün yumağı gibi bulutlar vadiyi komple kaplamış bile.Yağmurun etkisi ile yolların bazı bölümleri oldukça çamurlu.Transalp te Karoo lar, süper ténéré de enduro3 ler sayesinde oldukça zevkli bir şekilde çamurların ve kirli su birikintileirnin içinden sıyrılarak gaz açıyoruz.Uzungöle yaklaştığımızda etrafı yüksek çam ormanları yeniden kaplıyor.Bu bolgede ortalama 1700-1800 mt. yükseklikten sonra ağaç a rastlanmıyor.Yolda iki katır yükü ve 5-6 tane çoban köpeği ile birlikte giden bir delikanlıya rastlıyoruz, yol dar olduğu için hayvanlar ürkmesinler diye kenara çekip motorları susturuyoruz.Uuzngöl'e çok yaklaştığımız bir yerde 2 tane minibüs derinliği 30-40 cm civarındaki çamurda gömülmüş, içindekiler kan ter içinde uğraşırlarken bizler zorlanmadan çamurdan geçip gidiyoruz ( olsun o kadar ednuro farkı)

Uzungöl'e geldik nihayet.Göl etrafında bir tur atarak fotoğraflar çekiyoruz.Karadeniz insanının yaratıcılığının resmini görüntlüyoruz.Gölü temizlemek için iki büyük tankeri duba olarak kullanarak üzerine 30-40 tonluk bir kepçeyi bindirmişler. ve oldukça da temizlik yapmışa benziyor.

Nihayetinde beklediğimiz an geldi, öğle yemeği :-)) . Tamamen ahşapla yapılmış olan İnan kardeşler restoranına ateşin başında yerimizi alıyoruz.Ben ayaklarımı ısıtıyorum, yol arkadaşım ise ellerini.(bende ısıtmalı elcikler olduğu için yol boyunca ellerim sıcaktı :-) ) (super ténéré ye de ilk fırsatta takacağız)

Önce sıcak bir çorba, ortaya salata ve saçta alabalık kavurma, üzerine de sütlaç. :-)

Derin sohbet sırasında çaylarımızı yudumladıktan sonra demir atlarımıza atlayarak Çaykara üzerinde Of' a kadar birlikte geliyoruz.Of kafşağınd ayollar ayrılıyor ben Rize'ye doğru, yol dostum da Sürmene'ye doğru hala devame den yağmurda gaz açıyoruz.

[Arvasi3]

cennetten manzaralar izlediniz.Hayat işte bu başka yoruma gerek yok

[PHAETONW12]

ağzımın suyu aktı resmen,temmuz ayında nasipse bizde izmirden 4-5 motor 4000km sürecek birdoğu karadeniz gezisi planlıyoruz,bu fotolar iştahımı dahada kabarttı vallaha,sağol dostum

[CBR1000RR]

walla beyler bende gezdim süper yerler