A-rı-za-lı-lar Define Adasında / 17 Ocak 2006 - KASTAMONU
Reklamlar
-
Merhabalar...
Uzun tatil sonrası (bayramdan önceki 2 haftada izinliydim) pazartesi işe başlamak çok zor geldi. Salı düzelirim diyordum ama nafile. Enduro sayfalarında gezi fotoğraflarını görünce kanım kaynamaya başladı. Murat Kızak'la sohbet ediyorduk msn den, "cumartesi günki Daday gezisi sonrası grip oldum, ama öğleden sonrada Drz ye atlayıp dağlara doğru çıkasım var" dedim, O'da geçen bende hastaydım karda motorla dolaştım iyileştim" dedi. Bülent'i aradım (sağolsun arkadaşım her zaman gezmeye hazır) biraz işim var gelirim dedi. Ama benim büroda da daha fazla duracak halim kalmamıştı, Bülent'i beklerken ne yapayım? Uzun zamandır benzin deposunu orjinal deposuyla değiştirmeyi düşünüyordum, bu arada bu işi yapayım dedim.
Başladım depoyu sökmeye
Motorumu bu halde ilk defa görüyordum, tuhaf göründü gözüme hemen giydirmeliyim.
Orjinal ve büyük depo arasındaki fark
İşlem tamam, ama büyük depo ile motor daha heybetli görünüyordu, sanki eski hali daha güzel gibi :roll:
O arada Bülent geldi, ne yapsak, nerelere gitsek derken daha önceki gezilerde gittiğimiz ama makine olmadığı için fotoğraflayamadığımız bir yer vardı, oraya gidelim dedik. Zaten yollar buzlu olduğu için gezi alternatiflerimiz çok kısıtlı.
Ana yoldan (Ankara yolundan) çıkar çıkmaz buz başladı zaten. Bu arada çocukluğumuza döndük.
Fotoğraf çekecek 3. kişi olsaydı birimiz motorda diğerini peşinden çekecekti kızak gibi.
Buz eğlenceli ama motosiklet için çokda tehlikeli, ayakta bile zor duruluyor çünkü.
Buzdan gitmemek için orman içi yollardan karda, gitmeye çalıştık.
Köy camisi çok ilginç bir yerde, köyün bayağ bir dışında :roll: Bu köylülerede camiye gidip gelmek için bir enduro şart.
Cami duvarının kenarındaki tabut ürkütüyor insanı.
İlerde yol bitti, (zaten yoktu ama artık gidelebilecek gibi değil, en azından bu havada)
Dt buzlar ülkesinde...
Geldiğimiz yollları tekrar geri döndük, eee en kısa yol bildiğin yoldur diye boşuna dememişler!
Bugün ki gezi define adasına olacak ya yol üstünde TALAN EDİLMİŞ bir tarihi yapı.
Tarih ve arkeoloji bilgim çok zayıf oldu için bu yapı hakkında yorum yapamıyorum, fakat define avcılarının yaptığı tahribat apaçık ortada :evil:
Ama asıl DEFİNE AVInı az sonra göreceksiniz
Yazın tek başıma motorla dolaşırken barajın yol olmayan kıyısına inmek istemiştim ve orman içinden bir koya inmiştim. Göl kenarındaki eski bina kalıntılası ilgimi çekmişti. Geçenlerde o yere Bülent'e de göstermek için tekrar gittik. Ama gördüklerimiz dudaklarımızı uçuklattı 8O Benim ilk gezimden bir kaç ay sonra oraya defineciler gelmiş ve ciddi bir kazı çalışması yapmışlar.
Orman içinden karlı patikalardan indik göl kenarına.
İlk başta kesilmiş ağaçlar dikkatimi çekti benim (ormancıyız ya) sonra yanına gitiiğimde gördüklerim hayrete düşürmüştü bizi!
Aşağıya doğru kazılmış bir bir insanın rahatlıkla ilerleyebildiği bir çukur var.
Çukuru kazanlar, girişe merdiven bile yapmışlar. Dikine biraz indikten sonra kazı yatay devam etmiş.
İçeride değişik yerlere demirler çakmışlar.
Ağaçtan hazırlanmış kazıklar var
Korktum mu ne :?:
Dışarıda da kazıdan çıkan harfiyat. Bayağ bir çalışmışlar.
Farklı yerlerde kazı denemeleri yapılmış bırakılmış.
Bilmiyoruz tabi, ne aradılar burda yada ne buldular, yada bulabildiler mi? Ama önceki gelişimizde kazı ekibinin çay bardaklar, çayları bile duruyordu, alel acele gitmişlerdi sanki. Etrafta onlarca sigarı izmariti vardı, değişik markalarda. Aradıklarınıda bulmuşlardı sanki, etraftada kırılmış kil kap parçaları vardı. :roll:
Kazıyı gördükten sonra araştırmıştım, eski bir kilise kalıntısıymış burası. Yıllar önce birileri o mıntıkanın orman işletme müdürlüğünden çakmaş taşı ocağı açmak için izin istemiş, oranın bölge şefi arkadaşta bakmış ve art niyet sezdiği için izin vermemiş ocağa. Öyle olsaydı rahat rahat iş makineleri çalıştırabileceklerdi. Gerçi şimdi ne olmuş, biraz fazla uğraşmaları gerekmiş. :? Ama bu yöredeki bir çok tarihi yapı gibi burasıda defineciler tarafından yerle bir edilmiş :evil:
Endurocuyuz, manzara fotoğrafları çekmezsek olmaz tabi.
Hava kararmadan çıkmalıydık, çıkabileceğimide garanti değil ama, karda buzda orman içinden yokuş aşağı indik hep.
Düşe kalka çıktık sonunda, hatta bir düşüşüm videosu var, izleyip izleyip gülüyorum. Arka lastiğim kışı çıkarır diye umuyordum ama dişleri iyice bitti, arazide çok zorluyor.
Üstteki fotoğrafı çekerken ben...
Kastamonu'ya döndüğümüzde hava kararmıştı.
Yok yok, büyük depo daha güzel duruyor. Hem küçük deponun arazi kullanımını rahatlatacağını düşünüyordum ama bir farkda görmedim. 1-2 arazi kullanımından sonra yine takarım büyük depomu.
Günün sonu, dairede fotoğrafları bilgisayara atarken.
Bugün, enduroyu, doğayı, tarihi, define heyecanını bir arada yaşadık.
Bütün enduro gezileri gibi bugünde güzeldi...
Akgün Karakaya
Orman Mühendisi
Suzuki Drz 400S
A-rı-za No :37
Kastamonu
Reklamlar
-
-
"Gel de endurocu olma" dedirten bir başka gezi yazısından dolayı arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz
Onur Yollarda
Facebook: http://www.facebook.com/OnurYollarda
YouTube: https://www.youtube.com/channel/UC1TqEwgGS4AHvdmULc9qoIQ
-
ne güzel yerler resimler harika ellerinize sağlık,bende önceleri endurocuydum ama duroyu sildim encruiser ci oldum boydan dolayı
SUZUKİM, ud\'um buz gibi bira ile doğanın keyfini yaşarım.
-
güzel resimler paylaştıgın için teşekürler
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler