Yağmurlu bir pazar. Saat 07:35 Antalya
Her türlü hava şartında yola çıkmaya kararlıyım.
Nitekim , 08:30 da Antalya çıkışında km saatim 8000 de.
Isparta sapağı. Bulutlar Isparta'ya doğru yağmurun artacağının habercisi..
Güzelim dağların bulutlarla kucaklaşması görülmeye değer..
İrtifa yükseldikçe bulutlara yaklaşıyorum..
Tünel çıkışında Kargı ve arkada Karacaören Baraj Gölü..
Karacaören Baraj Gölü .. Dönüşte yağmur bu görüntülere izin vermeyebilir..
Isparta yolunda Eğirdir-Sütçüler yoluna sapıyorum..
Eğirdir yoluna sapar sapmaz orman beni bağrına basıyor..
İleride sonbaharın güzelliği beni büyülüyor..
Yolun ortasındaki şey nedir diye geri dönüp yakından bakınca..
Önce kuru bir çınar yaprağı sandığım şey , asfaltın ortasında kıskaçlarını açmış , heykel gibi duran bir yengeç..
"Dağ başında ve yolun ortasında ne işin var ?" dedim..
"Ben sana ; bu havada TV+pijama keyfi yapmak varken neden dağlardasın diye soruyor muyum ?" dedi kaşlarını çatarak..
Yengeçin bu sözleri bana kendi özgürlüğümü hatırlatıyor.
Asfalt esaretime bir süreliğine ara veriyor ve gördüğüm ilk toprak yola dalıyorum..
Daha sonra hedefimin Eğirdir olduğunu hatırlayıp Sütçüler yollarını terk ediyorum..
Ve gittikçe artan yağmur ve soğuk kendini hatırlatıyor..
Eğirdir'e kadar son 20-25 km şiddetli sağanak yağmur , rüzgarla birlikte günün en zorlu bölümü oluyor..
Eğirdir'de sadece fotğraf çekmek için durup sonra Isparta'ya yöneliyorum..
Eğirdir arkada kalırken 2 foto daha..
... ve Isparta . Çıkışta yanımda getirdiğim anne böreklerini mideye indirip "Yol beni bekler." diyorum..
Isparta'yı geçtikten sonra yükselen dağlara dalınca bulutlar yine bana poz veriyor..
Ara ara yağmaya devam eden yağmur yüzünden neredeyse görmeden geçiyordum..
Çok güzel bir çağlayan...
Çağlayanın hemen yanından yükselen bir yola dalıyorum..
İşte çamur.. Çok eğlenceli bir yol du..
Daha sonra giderken gözüme takılan ama inmeye cesaret edemediğim dere yatağına yıkanmak için dalıyorum..
Sonunda Zongshen'im yorgun düşüyor..
Ben "Güzel bir ağaç , altında bir poz ver bakayım." diye onu yan ayağına alıyorum..
Ama biraz uzaklaşıp fotoğraf için dönüp baktığımda onun sessizce kendini yere bıraktığını görüyorum..
Yaprakların altına zemin çok yumuşak olduğu için yan ayak yavaşça toprağa gömülmüş..
Hemen yakında bulduğum 30 cm lik bir ağaç parçası yan ayağın batmasını önlüyor..
Daha sonra gördüğüm bir kaç toprak yolda daha çamur dansı yaptıktan sonra..
Antalya'ya 40 km kala bulutların arasında mavi gökyüzü göz kırpıyor..
Eve dönüş...
Toplam 347 km.