Bölüm 1: Kapuzbaşı yolu
Bundan bir sene önce kalabalık bir gurupla oldukça zorlu ama son derece keyifli bir yol yapmıştık…
(tıklayalım görelim)
http://www.ikiteker.org/modules.php?...ht=kapuzbasi+3
Bir taraf uçurum bir taraf dökülmüş kafam kadar kayalardan oluşan bir araç genişliğinde yoldan 50 km gidip, daha sonra aynı yolu bu sefer gece karanlığında yapmış..yol şartları nedeniyle gerginlik ve sürekli çok yavaş gitme zorunluluğu nedeniyle sürekli kollarımızla motor kullanmak zorunda olduğumuzdan fiziksel yorgunluk, gece karanlığında, toz bulutu içinde yolu görmeden, önünde sadece önden giden motorun arka stop lambasını görerek, geçtiğin yolun sadece 2-3 m eninde olduğunu görmesen bile aşağının bilmemkaçyüz metre uçurum olduğunu bilerek Yusuf Yusuf moda geri dönmek…yolda kayıp yağ tıpası ve boşalmış yağ, patlak lastik, dağılmış göbek filan gibi problemlerle karşılaşmak. Fazerle o yola gelen adamın haşatlığını görmek, gecenin yarısında bir atmacaya çarparak öldürmek vs vs .evet çok uzun müddet arkadaşlar arasında “ölçek” olmuş bir gezi olmuştu..”- abi yol nasıldı..?” sorusuna “– valla bilader Kapuzbaşı ayarından biraz kolaydı..” yada - “yok abi Kapuzbaşı piknik sayılırdı bunun yanında..” gibi yanıtlarla konuşuyorduk…
…sürekli bir gezi Kapuzbaşı ile karşılaştırıldıkça, sürekli vay be Kapuzbaşı’nda ne rezil olmuştuk, ne geziydi be filan denildikçe sanki Kapuzbaşı yolunu gerektiği gibi “fethedememişiz” gibi geliyordu.
Eh öncesinde bu kadar içimize işleyen bir geziye, doğal olarak tekrar gitmek artık “Kapuzbaşı mı ohhoo nedir ki Kapuzbaşı” demek istiyorsunuz…
Bir diğer durum da Kapuzbaşı köyünün gerçekten doğa olarak son derece güzel olması durumu. Dolayısıyla köyde yeterince zaman geçirmek, dünyanın 3. büyük şelalesinin altına girmek, sularda oynamak filan istiyor insan.. eh bu da zaman demek dolayısıyla köyde gecelemek demek oluyor… dolayısıyla uygun zaman kollamak demek oluyor…ve evet nihayet o uygun zaman bu hafta sonu geldi…
Ekip :
Fakir – Bilge: Dakar (güzel olan)
Mesut(mdogruc) : Dakar (çirkin olan)
Volkan(pazer) : NX4
Başar : KTM 990
Cemil (crimson) : XT 660
Plan:
Adana – çatalan –meydan yaylası – Aladağ : asfalt köy yolları ~100km
Aladağ – Kapuzbaşı 50km toprak yol 25km si uçurum kenarı
Köyde konaklama..aynı yoldan geri dönüş…
Yola çıkarken oluşan çeşitli aksilikler sonucu ortalama 2.5 saat rotar yaptık. Yola çıktıktan yirmi Dakika sonra cemil benzin almadığını hatırladı ve yolda benzin alacak bir yer olmadığından mecbur adana’ya geri dönüp benzin almaları gerekince biz de yavaş yavaş ilerleyip onları bir köy kahvesinde beklemeye karar verdik…
Yola çıktığımızda Volkan Başarı 990’ı kullanmak için ikna etti..
İşte Volkan’ın 990 üstündeki hali.. zevkten dörtköşe.
Aladağın girişinde ufak bir tepecik üstünde arkamızda Aladağlar ile gurup pozu şeysi
Eh ekip böyle olunca ordan in buradan çık falan olmadan olur mu..olmaz
Aladağ kasabasında yemek molası…
Ve nihayet toprak yola giriş..lastik havası ayarlama
Bilge özellikle Kapuzbaşı yolunu çok istiyordu…eh daha önce biz uçurumlu yolarda kendimizi parçalarken o manzaranın tadını çıkarmıştı nası olsa..
Yine bir yoldan sapıp aralara girme molası..
İlerledikçe yolun bir sene öncesinden çok farklı olacağını anlamaya başlıyoruz..yol düzeltilmiş, genişletilmiş,halen toprak ama özellikle ilk kısımları her tür motorun son derece rahat geçebileceği bir hal almış durumda
Ancak vadi halen çok güzel
Hava sıcaklığını dere suları ile bertaraf etmeye çalışıyoruz.
Ya şu dereyi yakından çeksek şelale diye yedirebilirmiyiz
Yol düzgün olunca işin rengi değişiyor gitgide hızlanmaya başlıyoruz
Ben arkamda bilge olduğu için temkinli kullanmaya devam ediyorum ancak diğerleri işi ben seni geçtim sen beni geçtin moduna giriyor..öyle olunca uçurumlu kısımlarda öndekilerden kopmamak için durup fotograf çekemiyoruz maalesef
30 km sonra bir çeşme başında mola..susuzluk ve tozdan çatlamış haldeyiz
Bir diğer mola yeri artık kapuzbaşına 10 km filan kaldı
Bölüm 2: şelalelerde keyif…
Ve nihayet Kapuzbaşı köyündeyiz…şelaleleri gezmeye çıkmadan önce kalacak yerimizi ayarlıyoruz...sinirlerimiz çok bozuluyor çünkü aşırı fahiş fiyatlara son derece berbat biçimde konaklayabiliyoruz… o da zar zor yer bularak… buraya gelecek olanlara tavsiye çadırınızı getirin, yada en azından bir uyku tulumu…oda tutmayın pansiyonların içerilerindeki çardaklarda uyku tulumu ile yatın…geçen seneye nazaran köy inanılmaz “turistik”leşmiş.. korkunç talep var ancak köylüler hizmette berbat fiyatta fahiş biçimde nasıl olsa talep artıyor diye yakaladıklarını yolma halinde… ha birde bu esnada köylerini de son derece pisleştirme yolundalar.. bu gidişle kendi bindikleri dalı kesmeleri kaçınılmaz…
Hemen kaldığımız yerden ayrılıp kendimizi şelalelere atıyoruz…keyifler hemen yerine geliyor
İşte buradan sonra 70 m den akan şelalenin altındayız…yere çarpan suyun yerden yansıması sonucu şelaleye yaklaşmaya çalışınca müthiş bir rüzgar sizi itiyor sanki devasa bir spreyin önünde durmak gibi..anında buz gibi su ile sırılsıklam oluyorsunuz…kırk derece Adana sıcağından sonra şahane
(Aslında burada fotoğraflardan pek bişi anlaşılmıyor. Bir video görüntüsü olayı çok daha fantastik gösteriyo.. ama halen onu biryerlere koymaya çalışma modundayım koyunca ne kadar keyifli bir olay olduğunu görürsünüz)
Dünyanın 3. büyük şelalesinin altına girme deneyimi sonrası keyifli ve oldukça aç biçimde pansiyona dönüyoruz…
Pansiyonda yemek fiyatlarının bir başka şaheser olduğunu öğrenince (et tavuk balık ne yersen ye her şeyin porsiyonu 10 ytl..!!!) bir defa daha kızıyoruz..
Gidip köyün fırınında pide yaptırıyoruz…ve bir bankta tıka basa yiyoruz…(ps pide de oldukça fahişti)
Akşam gürül gürül akan su kenarında muhabbet oyun vs ile geçiyor ertesi sabaha ise mesut ve volkan’ı suya girme hevesi sarıyor
İlk önce suya mesut giriyor
Ama soğuktan vazgeçiyor
Volkan daha cesur çıktı ama bu sefer de onu karşı kıyıdan kurtarmak gerekti
Güzel bir kahvaltı, serin hava andan gürül gürül akan dere…
Ardından dönüş…
Dönüşte yine yol güzel olunca tempolu gidiliyor dolayısıyla yine doğru düzgün manzara fotoğrafı yok…ilk gezideki manzara fotolarıyla idare edeceksiniz maalesef…
Bütün yol boyunca ve köyde cep telefonu çekmiyor dolayısıyla Aladağ’a yaklaşır yaklaşmaz hemen evle temasa geçilip rapor veriliyor
Ardından aynı yoldan Adana’ya dönüş
PS1: Kapuzbaşı yoluna daha önceki gidişimiz muhtemelen yazlık yol düzeltmesi öncesi olduğundan yol berbattı şu an ki haliyle düzgün toprak yolda gidebilen her tür motor gidebilir..sadece bir iki yerde birazcık sarsar o kadar…yol genişletme çalışmalarına başlamışlar dolayısıyla yakında bütün yol oldukça tehlikesiz hale gelecektir.
PS2: bu sefer gezi raporu az fotolu birazcık da keyifsiz gibi oldu… napalım ancak bu kadar
PS3: bu gezide nerdeyse sadece ben fotoğraf çekmişim. Bir daha kişi başı 20 fotoğraf çekmeyenler bir saat tek ayak üstünde beklicek.
PS4: adana’nın sıcağında motosikletçilik yapmak akıl işi diil…
PS5: bu gezide ilk defa interkom zırıltısını uzun uzadıya kullandık…gerçekten artçınız ile sohbet ederek gezi yapmak çok keyifli…