Selam arkadaşlar
31 Temmuz Pazar günü İstanbuldan başladığım turda önce Kınalı da 10 dakikalık bir moladan sonra Tekirdağ çıkışındaki bir dinlenme tesisinde yemek molası verdim Tekirdağa gelip de meşhur köftesini yemeden olmaz tabiiki. Gurzan kardeşim Şarköye girmediğim için sipariş verdiğin resmi malesef çekemedim. Malkara üzerinden Keşan a geçtim ve ordan Geliboluya yöneldim. Zıpkın arkadaşımızın dediği gibi Gelibolu Şehitliğini güzel bir gezdim. Tam 4 saatimi şehitliğe ayırdım. Büyük abideyi de gezdikten sonra Egenin güzel manzaralı koylarını dolaşarak Kilitbahir e ulaştığımda saat 20:30 olmuştu. Surların dibindeki çaybahçesinde çayımı yudumladıktan sonra feribot ile Çanakkale ye geçtim ve geceyi orada gecirdim. Motoru otelin önüne parkettikten sonra Çanakkalenin içinde iki saatlik bir gezi yapıp tanıdıklara bazı hediyeler aldıktan sonra otele gidim güzel bir uyku çektim.Sabah kalktıktan sonra ilk durağım Truva kenti oldu. Burada da birkaç saat gezip bol bol fotoraf çektikten sonra anayolu değil de sahil yolunu tercih ettim. Yol üzerindeki Geyikli, Kestanbol, Pınarbaşı,Oduniskelesi, Tuzla ve Gülpınar ve daha adını hatırlayamadığım birçok köden geçerken yol üzerindeki antik şehir kalıntılarını gezmeyi de ihmal etmedim tabii ki. Dalyan köyündan çıkıp Babakaleye giderken yol üzerinde Antik bir kent vardır. Burası Alexandria Troas'tır. İ.Ö. 4.yy'ın sonunda Büyük İskender in komutanı Antigonos Antigoneia adıyla kurulmuştur. Julius Cesar ın kenti ziyaret ettiği ve burayı Roma imparatorunun başkenti yapmayı düşündüğü belirtiliyor.Bazı kaynaklarda ise İmparator Konstantin in Konstantinopolis i (İstanbul) buraya kurmayı düşündüğü yazıyormuş. Gülpınar da ise Simintheion kutsal alanı Troas'ın önemli kült (tapınım) merkezi vardır.Burası Apollon tapınağı dır. Daha sonraki durağım ise Şimdiki adı Behramkale olan Assos tur. Bazı kaynaklara göre buranın kuruluşu M.Ö. 2000 yılına dayanmaktadır. M.Ö. 560 yılındı Lydialılar burayı ele geçirdiklerinde Assos Edremit körfezi kuzeyindeki güçlü ve önemli kentlerden biriymiş. Daha sonra burayı Persler ele geçirmiş Büşük İskender Persleri Anadolu dan çıkardıktın sonra kent çok gelişti ve yeniden imar edildi. M.Ö. 241 de Bergama Krallığının egemenliğine geçti. Daha sonra Roma Devletine ait bir şehir olan Assos Esas gelişimini bundan sonra tamamladı. Athena tapınağı kalıntıları ve buradan Ege denizi manzaraları muhteşemdi. 1. Osmanın Limni zaferinden sonra 1288 de bolge sürekli olarak Osmanlı topraklarına katılmıştır. Daha sonra buraya Murat Hüdavendigar adına cami yapılmıştır. Asostan sonra İlyada Destanında adından övgüyle söz edilen eski adıyla Gargara olan şirin kasaba Küçükkuyu ya geldim. Burada daha önceden ayırttığım denize sıfır bir pansiyonda kaldım. Sabah erkenden kalkıp Egenin akvaryum gibi sularında bir saat yüzdükten sonra akşama kadar o civardaki tarihi ve turistik yerleri gezip, akşamları tekrar deniz keyfi yaptım. Gece de çay bahçelerini ve pazarlarını dolaştım. Küçükkuyu nun hemen sırtındaki Zeus altarı ve Adapepe köyü de görülmeye değdi doğrusu. Adatepe köyünün tarihi taş evleri muhteşem di. Yunan kültürüne göre Tanrılara adaklar sunulan bir yermiş Zeus Altarı. Yine Küçükkuyu da olan Mıhlı çayı üzerine kurulmuş Başdeğirmen ve Ceneviz köprüsü muhteşemdi. Daha yukarıda ise Mıhlı şelalesi ve oluşturduğu küçük göletler sıcaktan bunalan insanları serinlemeye davet eder gibiydi. Birçok insan buralarda biryandan yüzerken bir yandan da buzgibi sudan içmenin keyfini çıkarıyorlardı. Altınoluk ve Akçay da çaybahçeleri ,plajları ve pazarlarıyla yerli ve yabancı bütün insanlara kapılarını açıyordu. Tekneyle adalar turu da harikaydı doğrusu. Küçük küçük birçok adanın arasından geçerek Cunda adasına çıktık. Bir saatlik bir geziden sonra Cunda dan ayrıldık. Gidişte olduğu gibi dönüşte de küçük adaların koylarında yüzme molaları vardı. Kazdağlarının görüntüsüde etkileyiciydi. 6 Ağustos Cumartesi günü dönme vakti gelmişti. Sabah erkenden yola çıktım. Akçay da bir kahvaltı yaptıktan sonra Edremit üzerinden Balıkesire ulaştım öğlen yemeğinden sonra şehir içindeki tarihi Zağnos Paşa camii ve Türbesini gezdim. Saat kulesi ve civardaki tarihi yapıları gezdikten sonra Manyas Kuş Cennetine girdim. Müzeyi ve Gözetleme kulesinden gölü ve kuşları gördükten sonra Bandırmaya doğru yola koyuldum ve Güzel bir yağmura yakalandım. Yağmurlukları giydikten sonra Bandırma Feribot İskelesine yanaştım. 18:30 da kalkması gereken feribot 20:00 de kalkında İstanbula ulaşmam 22:30 u buldu ve gece 23:00 de evde oldum ve böylece Yolculuğum son bulmuş oldu. Motordan en ufak bir şikayetim olmadı. Hiç bir problem çıkartmadı.Yolculuk boyunca motor ile 850 km yol yaptım. 2.5 depo benzin harcadım yani 100 ytl. Ayrıca Bandırmadan Istanbul a Feribotla deniz yolculum var. 150 km de deniz yolu olsa bir haftada toplam 1000 km yol yapmışım. Aşağıda vereceğim haritada gittiğim yerleri yeşil çizgi ile gösterdim. Gittiğim yerlerin bazı resimlerini de siz değerli motorseverlerle paylaşıyorum. Herkeze güzel ve hayırlı yolculuklar diliyorum. Gidemeyen arkadaşlara ise Allah sizlere de böyle güzel geziler nasıpetsin diyorum. Görüşmek üzere Hoşçakalın.
Shadow-vt kardeş yazını sonradan okudum. Bilseydim Tekirdağ a geldiğimde seni arardım. Nasip değilmiş birdahaki sefere inşallah. Eğer sen İstanbul a gelirsen haber ve de tanışalım. Kendine iyi bak.
Geçtiğim yerlerin işaretli olduğu harita
Tekirdağ'a girerken
Saroz Körfezi 1
Saroz Körfezi 2
Kabatepe Anıtı (Müze)
57. Alay Şehitliği 1
57. Alay Şehitliği 2
Conk Bayırı 1
Conk Bayırı 2
Conk Bayırı
Conk Bayırı ndın Arıburnu
Abide
Abide 2
Kilitbahir
Çanakkale Saat Kulesi
Truva atı 1
Truva Harabeleri
Alexandria Troas
Apollon Smintheus Tapınağı
Asos (Behramkale)
Asostan ege
Asos Harabeleri
Asostan bir manzara
Asostan pırıl pırıl ege
Murat Hüdavendigar Camii
Küçükkuyu dan Cunda adasına tekne turu
Cunda adası
Zeus Altarı
Altınoluk ve Kaz dağları
Küçükkuyu
Başdeğirmen Ceneviz köprüsü
Mıhlı çayı
Başdeğirmen şelalesi