Hafta sonu fazla mesai yapmak insana zor geliyor az da olsa. Üstüne üstlük bide canım sıkkın olunca biraz dolaşayım dedim. Hazır havalar da çok bozulmamışken sezonun son gezisini yapmak istedim . İşten çıkınca hemen eve gittim üstümü hazırladım bir süredir kapının önünde duran motorumu hazırladım ve aklımda rotayı belirledim.İstanbul-Tekirdağ(akşam yemeği)-Gelibolu-Çanakkale-Bursa-İstanbul. Senenin ilk gezisi de tersten aynıydı bu sefer köprü parası vermemek için tersten gideyim dedim . Dedim demesine de hiç hesapta olmayan şeyler çıktı gene.merak içinde km yi not ettim gene ne kadar yol yaptığımı görmek için.
ancak daha çıkar çıkmaz dalgınlıkla Ankara istikametine saptım geri dönmek de istemedim. Dedim bir vapura bineyim bakalım nereye götürecek bizi.hava da fena değilmiş bu arada.üşümedim daha yolun başı ve ne kadar yol yaptım ki sonuçta
adamın birine fotoğrafımı çekermisin dedim—adam çok normal bir şekilde yok, almim dedi. Yandaki başkasına sordum o da ben bilmem dedi. Anlamıyorum fotoğraf çekmek dünyanın en zor işimi gerçekten . Diğeri ben pöffleyince gösterirsen çekebilirim dedi.sonuçta çekti
vapurdan sonra Bursa tarafına saptım zaten başka da yer gelmedi aklıma. Amacım İskender yemekti canım çekti bir anda.Orhangazi de durdum biraz ,adamlar ne güzel yapmışlar yolları. Şekil olmuş takdir ettim
motorum bu da. Sol ön aynada sorun vardı. Gevşemiş. Onunla uğraştım biraz. Anahtarı bulamayınca öyle kaldı ,zorladım vurdum falan sabitledim bir şekilde.
Bursa’ya girişi yaptıktan sonra biraz dolaştım. Hiç değişiklik yok. Senelerdir giderim hala daha yol çalışmaları devam. Yol üstünde bir alışveriş merkezinde iskenderci vardı.uğradım adam kapalıyız dedi saat 22:00 falandı yaaa. Kursağımda kaldı iskender hevesi.ben de yola devam ettim haritada rota belirlerken ,düşünürken gözüme Kütahya takılmıştı .içimden geçmedi gitmek ama dedim gideyim. Hiç görmedim.hoş bu saate görsem ne olur ya!! Bu amaçla hedef belirlendi Kütahya. Sonrada dönerim bir şekilde nasıl olsa. İnegöl’ü geçtikten sonra bir yerden döneceksin dediler ona göre İnegöl yoluna girdim.
acıkınca yol üzerinde gördüğüm ilk yere girdim. Köfte falan yedim. Hava da soğukmuş bu arada. Biraz da ısınayım dedim.
ilk molayı bu km de verdim. Gerçekten üşümeye başlamıştım ve hesaplarımda bu kadar erken üşümek yoktu. Hangi hesabım uyuyor ki planlara zaten bir de yemek yediğim yerde adamlara yolu bir daha sordum netleştirmek için. 2 yol varmış;biri kestirme, diğer uzun.kısa yoldan gitmek istedim hemen Kütahya’ya gidip özlem gidermeliydim lakin adam demez mi:çok ıssız dağ yolu diye ,domuzlar falan var yolda ben kaç kere arabayla girdim tamponu falan dağıttım dedi.ayı bile çıkar dedi. Yok daha neler. çıkar mı çıkar şansıma valla.Oradan bir çocuk da adamda motor var bir şey olmaz demez mi!. Şaşırdım kaldım. Yolda da şaşırmamak için hemen başka bir yer belirledim.gündeme hemen Eskişehir geldi göremezsek bile yolu öğrenelim zira oraya sık sık gidecek gibiyim bakalım.
ve Eskişehir’e geldim. İlk dikkatimi çeken yoğun duman ve kokuydu. Herkes soba yakıyormuş gibi çok ağır bir koku vardı.
motorum görülebildiği kadarıyla. Bu arada Eskişehir girişte foto çekerken dijital makinenin pili bitti.ne şans ya!. bundan sonra fotoları cep tel ile çekmek zorunda kaldım. Kalite malum kusura bakmayın artık.
Eskişehir’de bir şeyler yedim çay falan içtim ısınayım hesabı. Ayaklarım artık donmaya başladı. O kadarda sıkı giyinmiştim kendi çapımda.yemek yediğim yerden poşet aldım ayakkabılara poşet falan geçirdim en azından rüzgarı az da olsa alır diye. Nitekim işe yaradı. Yol boyunca yırtıldıkça poşet arayıp durdum
yol boyunca sessiz yolar bir yana bide bazı yerlerde sis olması hızımı ve tempomu baya etkiledi. Bazen 30-40 metrelere kadar düşüyordu görüş mesafesi. Bende yavaşlayıp bir araç bekliyorum ve bulur bulmaz da peşine takılıyordum.tın tın nereye kadar biter mi yol ya?
ıssız yollar. Eskişehir Ankara arası güzeldi yollar. Genelde çift şerit ama gene de birkaç tane araba arıyor gözler.
evet yola devam. Hava iyice soğumaya başladı saat 00:00 civarında.Anadolu soğuk be!. Bide yeşil alan fazla olunca buz gibi buz. Sık sık durmaya başladım. Evde arayıp ta bulamadığım dalış eldivenlerini keşke biraz daha arasaydım diyorum.
ve beklenen an. Bunu yolun başından beri bekliyordum ha şimdi ha sonra derken benzin bitti. O yolda dedim oğlum Zafer kesin seni ayılar falan yiyecek buralarda reserve aldım tabi de, bakalım benzinci nerde. Yolda araba yok ev yok benzincinin ne işi olurdu?
nitekim reserv bitmeye yakın bir tane buldum yolun diğer tarafında. Enduruiser motorumla hafif atlayıp zıpladım ve benzin işini hallettim.
hep duyardım yolda yemek falan yiyeceksen kamyoncuların takıldığı yerlere takıl diye. Baktım orda var gideyim bir çorba içeyim dedim. Zaten donmuşum. Parmakları falan hissetmiyorum artık. Sıcak bir çorba iyi geldi harbiden de lezzetliymiş .bundan sonra hep oraya gitcem.adamlarla biraz muhabbet falan adam sormaz mı sen motorla mı gitcen diye!!. Ne diiim yaaa elimde kask 50 kat şey giyinmişim soru dumur etti bi anda beni.espri yapacak kadar keyfim yerinde değildi he dedim yola devam
Polatlı sonraki mekan. Burada bir arkadaşım vardı severdim herifi. Tel no su çamaşır makinesinde yıkananlardan olduğu için kopmuştuk neyse tanımaz zaten artık.yola devam
Ankara girişinde artık ellerimi hissetmemeye başlayınca durmak zorunda kaldım.
hedef artık netti .Ankara’ya gidecektim. Oradan da teme İstanbul’a . teme girince İstanbul benimdi artık Artık donmaya başladım. Hipodermi olacam diye koktum. Ellerim kıpkırmızı oluyordu mola yerlerinde ayaklarda torbalara emanet istanbul tabelasını görünce içim hemen ısındı. Bu sıcaklık birkaç saniye sürdü orası ayrı
Ankara içindeki manevralar. Aslında çok sevdiğim bir arkadaşım vardı ama ne zaman gelsem gecenin körü olduğu için gene uğrayamayacaktım .başka zaman artık.
ve Ankara’dan İstanbul tem yoluna girerken gişelere varmadan bir gol daha. Benzin gene bitti.gişelere girişte durdum biraz ısınayım,dolaşayım hareket edeyim dimi.kamyon- tırların arasına daldım. Hepsi içerde mışıl mışıl uyuyordu yaaa. Ne işim var benim böyle buz gibi dışarıda. Sanırım yanlış bir seçimdi Anadolu’ya gelmek. Daha soğuk. Millet Ege’ye ,güneye gidiyor biz de soğuğun içine. Neyse bundan sonra daha sıcak olabilirdi hava. Saat 03:00 falandı. İstanbul’a yaklaştıkça hava biraz olsun ısınabilirdi. Bu gene içimi ısıttı ta ki Bolu Dağı aklıma gelene kadar
kgs yi falan hazırladım. Oda ne zaman geçsem çalıyor gerçi neyse. Gene çaldı millet vay...... falan diyor kesin içinden.
durduğum yerde yeşilliklerin üstü artık soğuktan beyazlaşmıştı yaaa. Ne işim vardı benim buz gibi yerde.şimdi evde sıcacık yatakta olmak vardı.nedense bu şimdi aklıma geliyor Bursa’da gelseydi ya!!
dua ede ede benzinciye varabildik. Yaklaşık 20 km gittim. Gazla,debriyaj baya bir zaman aldı. Yolda kalmaktansa katlandık artık.
benzini aldıktan sonra içerde oturdum biraz. Sıcak bir şeyler içtim. İlginç bir yer fotolarını çektim orijinal şeyler var adam çalışmış bir şeyler yapmak için.
yazmış adam dokunmak yasaktır falan diye.sanki çalışacak durumda. Neyse emeğe saygı sonsuz
ilk defa gördüm böyle bir yazı. Çok net değil ama şaşı bakınca görünüyor
.... otobüs firması dinlenme tesislerine geldim. Kahvaltıyı aslında evde yapacaktım ama oraya gidene kadar bir şey yemezsem yolda giderdim herhalde.
tepelere yakın olduğu için çok sis vardı. Kahvaltı 12 ytl self servis.çok çeşit var. Aslında gidilebilir
kahvaltıdan sonra biraz daha geldim kendime. Güneş çıkmaya başlamıştı artık bende yola koyuldum tekrar şu Bolu’yu da geçtim mi tamam o zaman
amma girişi varmış Bolu’nun.yolda da zaten fazla sis vardı. Ben gene takıldım birinin peşine adam da iyi kaçıyordu.
artık Bolu’ya geldim sayılır yolarda hiç değişiklik yok sis sis gene sis bayaaa sürdü.
ve Bolu Dağı. Rakım 900. her yer sis altında. Soğuk zaten devamlı var
ve dağdan indim. Kaynaşlı’da teme girmeden önce depoyu doldurayım dedim ne olur ne olmaz. hava da ısınmaya başladı hafif hafif.
sisten dağ mağ görünmüyor. Tel de kaliteli çekmemiş acaba ondan mı görünmüyor
ve teme tekrar girdim İstanbul tabelası. nerden baksan 2 saat eder yaaa. Az kaldı.
çalı çırpı. Burada ruh halimi anlatmaya çalıştım
ayna iptal oldu. Biraz daha oynasam yerinden çıkacak duruma geldi.çıkardım bende. Sol tarafa bakmaktan boynuma kramp girecekti nerdeyse
iyi yol yapmışım bu havada. Hay yapmaz olaydım
doldur canım doldur. Son benzin alışım bu. İyi yakıyor alet yaaa. 150 ytl gitmiştir herhalde.kimin umurunda kredi kartı ödüyor
oradan sonra foto yok.. Tuzla girişini çekmişim yuvama geldim nihayet. Hoş yolda hatırlamadığım yerler var.Adapazarı’nı geçtiğimi hiç hatırlamıyorum valla. Uyuyakalmışım ara ara kopukluklar var. ilginç valla.
ve yuvama geldim. Nihayet. Hoş sanki gelmek işime yaradı. Geldim üstümü değiştirdim işe gittim bide ruh gibi. Erken çıktım ama gene de bir duş alıp yatmak daha güzel olurdu küt diye.
dinlenmeye geçsin artık. Bu sezon başka uzun yolculuk yok. Belki bir da hiç olmayacak bakalım.
sisi barın givi amblemi uçmuş yaaa. Resimlere bakınca çıktığımda, vapurda da yok. Sanırım biri uçurmuş ne diyeyim ki...
toplam 860 km. 20:00— 11:40
sonuç: hiçbir şey olmadı boyum falan da uzamadı. Sadece rahatladım biraz.ihtiyacım vardı.
Sanırım fena hasta olacağım öyle hissediyorum.hazırda bekliyor bileklerim parmaklarım ağrıyor fazlaca. ayaklarım ağrıyor. Zaten yolda da kramp girmişti.
Bence denemeyin.
Hadi kalın sağlıcakla.