Ormanlar niye kesiliyor??? - Kastamonu
Reklamlar
-
Merhaba arkadaşlar...
İş ve geziyi birleştirdiğim gezilerde, çalışma alanlarımıza gidiyorum motosikletimle ve etrafta bol bol kesilmiş ağaçların olduğu fotoğraflar oluyor gezide. Konuya uzakların aklından geçebilir, adamlar cayır cayır ağaçları kesmişler, ormanlar elden gidiyor diye. Böyle değil tabi ki, ormanda kesilen her ağaç bu konuda en az 4 yıl üniversite eğitimi almış orman mühendisi tarafından ormancılık tekniğine uygun olarak ağacın biyolojik özellikleri, toprak yapısı, yükseklik, ağacın yaşı, altındaki gençlik durumu, ağacın diğer ağaçlara göre konumu, arazi yüzeyi, yükseklik, bakı.... gibi daha bir çok etkeni düşünürek tek tek gösterilip işaretlendikten sonra kesiliyor.
Daha önce farklı platformlarda paylaştığım iki gezimi, motosiklet.net le de payşamak istedim. Motosiklet yok fotoğraflarda ama orman var, manzara. Hemde ağaçlar niye, neye göre kesiliyor üşenmeden okuyanların kafasında fikir oluşur, 2 iş günümün fotoğraflarıyla... (Umarım, motosiklet sitesinde bu tarz yazıların yeri olmadığı düşünülmez)
Ormanları, doğayı seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim
İş için çıktığım arazi turunun, fotoğraflarını sizinlede paylaşmak istedim. Ama baştan söyleyeyim, hiç motor yok :oops: Motorsuz ama ENDURO RUHU ile yapılmış bir gezi ve sonlara doğru çok güzel manzaralar var.
Bölgemdeki gençleştirme sahalaıynı (yaşlanan, altında fidan olmayan ormanlarda ormanın devamlılığını sağlamak için toprağa gençlik getirmeye çalışılan alanlar) gezmek istedim. O körpe fidanlar kurak yazı zararsız atlatabilmişlermiydi, kışa nasıl gireceklerdi???
Güzel bir gündü, yanıma komşu bölgenin işletme şefi (dersane arkadaşım, üniversitede sınıf arkadaşım, 4.sınıfta ev arkadaşım, meslektaşım ve 1 senedir mesai arkadaşım) can dostum Levent'i de aldım. Gezi formatında bir gün olacağı için yanımıza şoförde almadım, vurduk dağlara...
İlk saha Saraycık Yaylasının altındaydı, EnduroClub şenliğine gelenler hatırlarlar belki, dikenli telle çevrili bir orman vardı. Burda 2004 de toprak işleme ve ışıklandırma kesimleri yapmıştık ve 2005 ilkbaharında ilk çimlenmeler çıkmıştı. Bir ormancıyı çok mutlu eden anlardır. Yaptığı çalışmanın meyvelerini, yani o koca ağaçların yavrularını minicik fidanları toprakta görmek.
Fidanlar yazı çok az zararla atlatmışlardı, artık önümüzdeki bahara çok daha güçlü gireceklerdi. O minicik fidanların dev ağaçlara dönüşmesi gerçekten inanılmaz bir olay. Bunu herkes bilmeli ve oluşumu yüzyıllar süren ormanları bilinçsizce yok etmemeli.
Ordan ilk çalışmanın 1992 de yapıldığı başka bir sahaya geçtik. Buradaki gençlik artık kendini kurtarmış, bağımsız yaşabilecek seviyeye gelmişti, üstündeki yaşlı ağaçlarda da artık büyüme durmuş, çürüme evresine merdiven dayamışlardı. Onlarıda sahadan çıkarıp ekonomiye kazandıracaktık. Nesillerini ve görevlerini geride bıraktıkları çocukları devam ettirecekti.
13 yıllık emeğin, toprak çalışmalarının, gençlik bakımlarının karşılığı o genç ormanı görmek çok güzel.
Gençlerin üstünde zamana dayanamamış, ölmüş ve kurumuş bir ağaç.
Geceğimiz bir saha daha kalmıştı, giderken Ilgaz'ın tepeleri dikildi karşımıza. İşimizi bitirdikten sonra gidecektik yanına Çatal Hacet'in. Eteğinde Gökseki Yaylasına çıkacaktık.
Yolda tuhaf bir yavru gördük, sanki annesi inek, babası domuz gibi birşey, ama çok şirin
Ve bizi en çok uğraştıran sahadaydık. Arazi çok taşlık, üstündeki ağçalarda çok yaşlı olduğu için doğal olarak gençlik getiremediğimiz, mecburen fidan getirip diktiğim bir yer.
O taşın kayanın içinde diktiğimiz fidanların sağlıklı olduğunu görmek bizi çok sevindirdi.
Çatal Ilgaz (Küçük Hacet Tepe) ağaçların arasından bizi çağırıyordu.
Yaklaşık 1 saat sonra Gökseki Yaylassındaydık, Ilgazın dibinde.
Göksekiye en son motorumla ve kız arkadaşımla çıkmıştım. Piknik hayellerimiz vardı, taki ormanın derinliklerinde kocaoğlan, yani ursus arctos türkçesi AYI gelinceye kadar. Klr vardı o zamanlar atladığımız gibi arkamıza bile bakmadan kaçmıştık!
Dehşet bir manzarası vardır yaylanın. Hacet Tepe karşımızda.
Kayak pistlerinin olduğu Yurdun Tepe.
Tabiki dağların dibinde poz vermezsek olmaz...
Can dostum Levo.
Kastamonu uzaklarda sisler arasında. Biz dağlarda güneşin tadını çykarırken şehirdekiler günlerdir güneşi görmediler.
Büyük Hacet Tepe yine çok tahrihkardı. Karda daha önce 2 kere motosikletle çıkamadığımız zirveye acaba bu sefer 4x4 ile çıkabilirmiydik? Denemek lazımdı...
Geldiğimizden farklı bir yoldan gittik, bu yol kestirmeydi ama uzun süredir kullanmamıştık, umarım geri dönmek zorunda kalmayız.
Atalar bir kez daha haklı çıktı "En kısa yol bildiğin yoldur"
Son yağışlarda toprak kaymış ve yol kapanmış :cry:
Gün batmadan tepeye çıkmak, mükemmel gün batımını zirvede izlemek istiyorduk.
Fakat yukarı çıktıkca kar artıyordu, umarım bizi yolumuzdan etmezdi.
Çıkabileceğimiz son nokta az ilerimizdeymiş halbuki.
Kar yolu tamamen kapatmış. soğuktan iyice sertleşmiş zaten, yana doğru eğimli olduğu içinde geçmemiz mümkün değil!!!
Günü burda batırdık.
Gökseki Yaylasının karşısındayız.
Güneş kaybolurken bizde dönüş yoluna geçtik. Çarklı Yayladaki Ulu Çama uğramadan gidemezdik.
Bulutların üzerinde gezdikten sonra sisler ülkesine geri döndük güzel bir günün ardından.
Endurosuz bir geziydi, belki başta biraz okuyanların kafasınıda şişirmişimdir ama o fidanları sağlıklı, cap canlı görünce sizlerlede paylaşayım istedim mutluluğumu.
Ne demiş Ulu Önder: "Ormansız Yurt Vatan Değildir"
Ve bir başka iş günü...
Arkadaşlar merhaba, bugün işimle gezmeyi birleştirip can dostum Leventle bir hoş bir gezi yaptım, 468 tane fotoğraf çekmişiz, 15-20 dak. video. Güzel bir gündü, sizlerle paylaşayım, mesleğimi biraz anlatayım istedim
Geçen sene arazide gezerken keşfettiğim ve beni şaşırtan bir alan vardı. İdeal göknar ormanlarının içinde tek tabakalı çökmüş bir orman buldum. Bu orman yaklaşık 20 hektar (200.000 metrekare) alanda ve ölmek üzere hayata direnen bir ormandı. Bu ormanı Levent’e de göstermek için yola çıktık, biraz iş biraz gezi olacacaktı. Şoförde almadık yanımıza.
Buranın adı Filmkayası. 70 li yıllarda Erol Taş burda bir film çevirmii, bu kayanın tepesine çıkar, çetesine nutuk atarmış filmde. O gün bu gündür buranın adı Filmkayası kalmış, hatta bizim kayıtlara bile Filmkayası mevkii diye geçer
Sahanın altına geldik, sandıktan çizmeler, yağmurluklar ve bastonum çıktı.
Görmek istediğimiz ormana doğru dik bir tırmanışa başladık.
Burası güzel bir göknar ormanı olması gereken, siz birde az sonrakini görün :?
Koca göknarların altına küçücük kalıyoruz
Vee, geldik korku ormanına
Orman çok sık, daha önce bakım görmemiş ve artık ölüme doğru gidiyor, altta ölmüş binlerce fert var, üstteki ağaçlar ise çok sıkışık olduğunda gelişememiş, büyüyememiş. Ağaçlar bu yaşta 3 misli daha kalın olmalıydı.
Fotoğraftaki Levent'i bulabilecekmisiniz?
Ağaçlar, ışığa ulaşmaya çalışırken abuk subuk şekiller almışlar
Bu orman manzarası beni çok şaşırtmıştı, sebebini araştırmaya başladım ve etrafta kömürleşmiş ağaç kütükleri buldum
Burda büyük bir yangın olmuştu anlaşılan yıllar önce. Büyük yangın sonrası herşey yanmış, peşinden etraftaki ormanlardan tohumlar gelmiş yeni bir orman oluşmuş, fakat arazi çok sarp ve ulaşılması zor olduğundan hiç müdahale görmemiş ve çöküşe doğru gidiyor. Ağaçları araştırdığımda bu yangının 65-70 sene önce olduğu sonucunu çıkardım. Daha sonra etraftaki köylerde yaşayanlar yaşlılarla konuştum, yorumlarım doğruymuş.
Şimdi bu ormanı kurtarmak gerekiyordu. Raporlar hazırladım, onaylandı ve önümüzdeki hafta ormanı yaşatacak çalışmalara başlıyorum. Bu ormanın sağlıklı bir orman haline dönmesi belki 100 yılı alacak ama ben ilk adımı atmış oluyorum.
Yapılacak çalışmalar sonunda çöküşe giden ormanda fotoğraftaki gençlikler oluşacak, yaşam devam edecek
Çocuklarım ve ben
Kır çiçekleri...
Uzun bir yürüyüş sonrası arabanın yanına indik
Sonraki hedef, çalışan köylüleri ziyaretti. Çalışmaların kontrolü, sıkıntıların dinlenmesi...
Yağmur çamur demeden verdiğimiz işte çalışıorlardı.
Ağaçların kabuklarını soyarlarken.
Kesilecek ağaçları ormanı dolaşıp, ormancılık tekniğine göre teker teker gösteriyorum, özel damgamızla damgalıyoruz, numaralandırıyoruz, kayıta geçiriyoruz ve orman köylüsüne kesip depoya getirme işini veriyoruz. Ormana bakım yaparak devamlılığını sağlıyor ve yaşamı dolmak üzere olan ağaçları çürümeden ekonomiye kazandırıyoruz, köylüyü işlendirip para kazandırıyoruz.
Köylünün çalışma şartları çok zor, az önce bir tanesinin üstüne ağaç devrilmiş, ezilmekten kıl payı kurtulmuş ama yan tarafı mosmor olmuş :cry: Tomrukları traktöre yüklemek için rampa istiyorlar, kepçeyi gönderip yaptıracaz artık.
Biz sohbet Leventte ağaçlarda yaş tespiti yapıyor. Saydığı ağaç yaklaşık 260 yaşında çıktı.
Ağaçların kütüklerindeki her halka bir yılı gösterir.
Burasıda sağlıklı bir göknar ormanı, her tabakada, her ya?ta, her çapta fert var.
İŞ faslI bittikten sonra biraz manzara görelim istedik, çoktan beri çıkmamıştım, Hacet Tepe tarafına gidelim dedik. Aradan yolumuzu kısaltan bir yol vardı ama çıkıp çıkamayacağımızdan emin değildim, çok çamur ve dik bir yol.
A-ry-za-lı tarafımla daldık rampaya.
Yer yer zorlandık, arabanın altı o kadar yüksek olmasına rağmen altının oturduğu yerler oldu, kazma kürek çalıştık.
Kendimi çektim
Korktuğum geri geri o yolu inmekti ama çıktık.
En büyük yangın sebeplerinden biri, söndürülmeden bırakılan bir çoban ateşi :x
Bir koca göknarda burada
Terkedilmiş eski bir tarla, yandaki ağaçlar tohumlarının evlatlarını salmış, orman olma yolunda ilerliyor.
Ben dağları, Levent'te beni çekmiş.
Küçük Hacet Tepe göründü uzaktan
Bu yol 3 yıl önce kullanılmaz haldeydi, 77 m.lik bir istinat duvarı yaptırdığımda ve eleştiri almıştım. Şimdi duvar olduğu belli bile olmuyor.
Bu şelaleyi yılda bir kaç ay görebiliriz, karlar eridiğinde, sonra kaybolur gider
Az önce yağan yağmur tekrar gökyüzüne dönüyor, buharlaşıp.
Sağdaki Dibeyrek Dere, yukarısında bir heyelan, göçük var galiba, resmen çamur akıyor, soldaki de Asasuyu Dere, berrak, pırıl pırıl.
Veee, Büyük Hacet Tepe (2587 m.) Çykabilirmiyiz ki??? Hiç sanmıyorum
Do?ru tahmin, yukarılara doğru kar geçit vermez oldu.
Ne kadar zorlasakta nafile, kar çok sertleşmiş
Hedef 2587 m. iken 2054 m. de kaldık :cry:
Yukarıdan bir çığ deresi olmuş, kar birikmiş ve 4-5 m. kar var şu an.
Buraya 2 sene önce haziranda Levent, Gökhan, Ben gelmiştik. Yine çok kar vardı, kara 1a larymızı gömüp manzaranın tadını çıkarmıştık.
Geçen yaz GÖKHANı bir trafik kazasında kaybettik, bu günden itibaren buranın adını GÖKHAN DERESİ koyduk, böyle biline :!: :!: :!:
Levo anlamsızca çukur kazmaya başladı :roll:
Anlamsızdı ama bende yardım ettim
Sonunda yavaş yavaş Levent bile kaybolmaya başladı
Hacet Tepenin zirvesi, bayrak direği var ama bayrak dayanmıyor, 1 haftada rüzgardan parçalanıyor
Gün batarken çukur kazma işinide bitirdik, yeter artık.
Ölçtük, 2,10 m. kazmışız 8O
Güneş yukarlarda ayrı bir güzel batıyor...
Günün son fotoğrafı; İyiki burdan motorla geçmiyordum 8O[/quote]
Akgün Karakaya
Orman Mühendisi
Suzuki Drz 400S
A-rı-za No :37
Kastamonu
Reklamlar
-
hocam müthişsin ya valla manyak fotoğraflar çekmişsin ben de bir araçlı olarak çok beğendim doğrusu fotoğrafları gerçek boyutuyla banada göndere biilirmisin nede olsa bizim memleket muhammetayrica@hotmail.com
-
Seni unutmayacağız
Nur içinde yat
fotoğraflar çok güzel, bilgiler de çok yararlı gerçekten teşekkür ederiz ama hocam bişeyi merak ettim, daha önce açtığınız diğer başlıkta orman kesimiyle ilgili bir laf etmiştim. konuyu bu yüzden açmadınız umarım, sadece "orman kesimi" yerine "üretim sahası" kelimesini kullanmanız hoşuma gitmişti onu belirtmek istemiştim. ormanlarımız bizim akciğerlerimiz, akciğerlerimiz sizlere emanet ve biz size güveniyoruz. gerçekten önemli ve keyifli bir işiniz var bana göre. işlerinizde başarılar ve kolaylıklar diliyorum.
-
Akgün Karakaya
Orman Mühendisi
Suzuki Drz 400S
A-rı-za No :37
Kastamonu
-
Forumdan Uzaklaştırıldı
Muhteşem görüntüler Şef'im. Ellerine sağlık. Memleketim Bolu aklıma geldi. Bizde de kesim işi vardır yaylalarda. Ormanın korunması açısından çok güzel bilgiler vermişsiniz. Bir kaç yıl önce Bolu Haydar yaylasında tanık olduğum bir olay sonrası , köylünün ormanına sahip çıktığını gördüm. Yamaçta bulunan damgalı çam ağacını keserek yukarıya doğru yatırmaya çalışıyorlardı. Aşağıda yeni fidanların (resimlerinizde bulunan yeni fidanlardan) bulunduğunu, kesmiş olduğu ağacı onların üzerine yatırırsa zarar göreceklerini, bu fidan büyüyünce torunlarının faydalanacağını anlatmıştı bana..
-
Sonsovalye adlı üyeden alıntı
Muhteşem görüntüler Şef'im. Ellerine sağlık. Memleketim Bolu aklıma geldi. Bizde de kesim işi vardır yaylalarda. Ormanın korunması açısından çok güzel bilgiler vermişsiniz. Bir kaç yıl önce Bolu Haydar yaylasında tanık olduğum bir olay sonrası , köylünün ormanına sahip çıktığını gördüm. Yamaçta bulunan damgalı çam ağacını keserek yukarıya doğru yatırmaya çalışıyorlardı. Aşağıda yeni fidanların (resimlerinizde bulunan yeni fidanlardan) bulunduğunu, kesmiş olduğu ağacı onların üzerine yatırırsa zarar göreceklerini, bu fidan büyüyünce torunlarının faydalanacağını anlatmıştı bana..
Teşekkürler, Bolu ormanlarıda muhteşemdir, eminin özlüyorsunuzdur. Ormanın en fazla kıymetini dibinde yaşayan bilmeli zaten, keşke herkes o yayladaki amca kadar duyarlı olsa. Kesilecek ağaçları işaretlerken bazen bir ağaç için dakikalarca düşündüğüm oluyor, en doğru kararı vermek için. Koruma içinse gece gündüz, bayram-tatil demeden koruma çalışması yapıyoruz, günlerce yangında kaldığımız oluyor. Her şey bu değerlerin sonraki nesillere aktarılması için.
Akgün Karakaya
Orman Mühendisi
Suzuki Drz 400S
A-rı-za No :37
Kastamonu
-
elinize, emeğinize sağlık Akgün hocam...
Ülkemde hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
-
abiciim walla harika resimler... sewiyorum buraları yaw!!
Ormanların kesilmesine kesinlikle karsıyım her insan gibi ...
-
resimler çok güzel teşekkürler bu sene 2006 nın 10. ayında oradaydım kastamonunun kalesini kulesini deresini gezdim ama sadece 2 gün kalabildim sizlerle tanışmayı çok isterdimişallah bir dahaki sefere abim orada hala asker
ne sağcıyım ne solcu motorcuyum motorcu kalayım:cat:
-
Abi ne maaş alırsın ne zorluklarla karşılaşıyorsun bilemem ama kesinlikle güzel bir mesleğin var
-
yıllık iznimi aldığımda gelebilirim yanına dostum, içim gitti resmen o korku ormanına bakarken. daldım gittim.
helal olsun sana beee iyi ki memleketimizin senin okumuş evlatları var, bu toprağa boyle yürekten hizmet ediyorlar!
-
egelim adlı üyeden alıntı
resimler çok güzel teşekkürler
bu sene 2006 nın 10. ayında oradaydım kastamonunun kalesini kulesini deresini gezdim ama sadece 2 gün kalabildim sizlerle tanışmayı çok isterdimişallah bir dahaki sefere abim orada hala asker
Bir daha ki geldiğinizde mutlakaa uğrayın, abiniz nerede asker, onuda beklerim ayrıca bir ihtiyacı olduğunda, yapabileceğim bir şey olduğunda da çekinmeden uğrasın lütfen.
Gabe adlı üyeden alıntı
yıllık iznimi aldığımda gelebilirim yanına dostum, içim gitti resmen o korku ormanına bakarken. daldım gittim.
helal olsun sana beee
iyi ki memleketimizin senin okumuş evlatları var, bu toprağa boyle yürekten hizmet ediyorlar!
Üstad, buyrun gelin, Ilgazları canlı görmek apayrı bir güzel. Mesleğimi severek yapıyorum. Bu toprağın bize verdiklerinin yanında bizim ona verdiklerimiz hiç sayılır.
Akgün Karakaya
Orman Mühendisi
Suzuki Drz 400S
A-rı-za No :37
Kastamonu
-
Hay bu ormanları kesenin .... sansürrrrrrrrr!!!
-
cakalaz, benim burda anlatmak istediğim ormanların rastgele kesilmediği, kesilen her ağacın yıllarca ormancılık tekniği okumuş, toprağı, botaniği, ekolojiyi iyi bilen insanlar tarafından ORMANLARININ DEVAMLILIĞI ilkesinden ayrılmadan işaretlenerek kesildiğidir.
Ormanlarda bir doğal kaynaktır. Dağdaki her ağaç milli servettir. Ve ormanda biyolojik bir döngü vardır, ağaçlarda doğar-yaşar ve ölürler. Onlarında gençlik olgunluk yaşlılık evreleri vardır. Bu sürec kendi haline bırakıldığında yüzlerce yıl sürmektedir. Ormancıların yaptığı müdahele ile bu döngü daha hızlı gerçekleşmekte ve bu arada yapılan bakım çalışmalarıyla da ürün elde edilmekte. Bu çalışmalarda 7,1 milyon orman köylüsü ve orman ürünleri sanayiinde çalışan onbinlerce insan işlendirilmekte ve geçimin ormancılıktan sağlamakta. Ülke ekonomisine trilyonlar kazandırılmakta ve hepimiz için vazgeçilmez olan kağıttan mobilyaya kadar ürünler üretilmekte.
En önemliside bu işler yapılırken ormanların bakımı yapılıyor ve hiç bir şeklide ormanların devamlılığı tehlikeye düşürülmüyor.
Niçin ağaç kesildiği ile ilgili bir linkte http://www.ogm.gov.tr/bilgi/neden_ak.htm adresinde var.
Akgün Karakaya
Orman Mühendisi
Suzuki Drz 400S
A-rı-za No :37
Kastamonu
-
Ya bende şöyle bir düşünce var aslında ( Yabancı ülkelerde zaten uygulanıyor ) Kesilen ağacın yerine nekadar ağaç kestiyse yerine diksin ( tabi denetleme sorunları çıkar ama )
-
beto_977 adlı üyeden alıntı
Ya bende şöyle bir düşünce var aslında ( Yabancı ülkelerde zaten uygulanıyor ) Kesilen ağacın yerine nekadar ağaç kestiyse yerine diksin ( tabi denetleme sorunları çıkar ama )
Beto, ormanın sağlıklı olanı doğal olan. Yani fidan dikilmesindense üstündeki ağacın tohumndan oluşan fidan daha sağlıklı, doğa şartlarına ve dış etkilere daha dayanıklı olur. Bizde bu yüzden ormanın devamını doğal yolla yapıyoruz. Şöyle ki;
Burası artık, yaşlanmış, büyümenin durmuş veya çok yavaşladığı bir orman. Bir müddet sonrada tohumlarda artık sağırlaşıcak, yani üreme yeteneği bitecek. Biz o safhaya gelmeden ormanı seyrekleştiriyoruz (bu arada ürün elde etmiş oluyoruz) çünkü çok sık ormanda (özellikle çam gibi türlerde sık ormanda fidan oluşmaz yeterli güneş ışığı alammadığı için) bol tohum yılını tespit ediyoruz (ağaçlar cinslerine göre 3-5 yıl gibi periyotlarda normalin çok üstünde tohum verirler) bol tohum yılı öncesi toprakta çalışıyoruz, tohumların çimlenmesine uygun bir ortam hazırlıyoruz ve doğal olarak ağacın kendi kozalağından genç fideler oluşturuyoruz, resimdeki gibi
Sonraki yıllarda gelen gençliklerin sağlıklı büyümesine yönelik bakımları yapıp, gençlik artık bağımsız bir birey olduğunda üstteki ağaçta iyice yaşlanıp ölüm evresinin başına geldiğinde başlayıp ağaç değer kaybetmeden üstteki yaşlı ağaçları kesip çıkarıyor, ekonomiye kazandırıyoruz.
Burda artık genç fidanlar bağımsız yaşayabilecek hale gelmişler (13-14 yaşındalar) üstteki anne babalarında büyüme durmuş, ölmeye başlayacaklar, onları kesip çıkaracağız alttaki genç orman nesli devam ettirecek.
Eğer kesip çıkarmazsak
burdaki ağaç gibi kuruyacak ve milli servet ormanda çürüyüp gidecek.
Ama bazı ekstrem durumlar var aşağıdaki fotoğraftaki gibi,
Ağaçlar çok yaşlı tohum veremiyor, toprakta çok taşlık kayalık şimdiye kadar doğal yolla gençlik oluşturulamamış o zaman fidan dikilmesini son çare olarak uyguluyoruz.
Bu anlattıklarımın dışında, orman yanmıştır yada açıklık ormansız bir alandır o zaman yine fidan dikilerek orman oluşturuluyor.
Yani kesilen her ağacın yeri onlarcası kendi tohumundan fidan haline getiriliyor.
Akgün Karakaya
Orman Mühendisi
Suzuki Drz 400S
A-rı-za No :37
Kastamonu
-
elinize ayağınıza sağlık
emin olun bir çok kişinin gönlünde ölmüş olan bir duyguyu yaşatıyorsunuz
yaptığınız iş çok zor ve bu işi yapmak öyle herkesin harcı değil
bir şeyi bilmenizi isterim
bundan sonra aldığım her nefeste sizlerin de bir payının olduğunu bilerek içime çekicem o nefesi
tekrar ellerinize sağlık
bir de aklıma takılan bir şeyi sormak istiyorum
şimdi ağaçlardaki her halka 1 yılı gösterir diye biliriz hepimiz
peki ya ağaç etrafındaki kabuğu 1 yıl 4 ayda tamamlıyorsa(örnek)
yani bu süre her ağaçta aynımıdır
çünkü benim dediğim gibi düşünecek olursak ortaya %30 luk bir hata payı çıkıyor
bunun hesaplaması ve sağlaması nasıl yapılmış?
Seni çok seviyorum Babacığım.Sen her zaman benim kalbimde yaşayacaksın...
-
Luxor adlı üyeden alıntı
elinize ayağınıza sağlık
emin olun bir çok kişinin gönlünde ölmüş olan bir duyguyu yaşatıyorsunuz
yaptığınız iş çok zor ve bu işi yapmak öyle herkesin harcı değil
bir şeyi bilmenizi isterim
bundan sonra aldığım her nefeste sizlerin de bir payının olduğunu bilerek içime çekicem o nefesi
tekrar ellerinize sağlık
bir de aklıma takılan bir şeyi sormak istiyorum
şimdi ağaçlardaki her halka 1 yılı gösterir diye biliriz hepimiz
peki ya ağaç etrafındaki kabuğu 1 yıl 4 ayda tamamlıyorsa(örnek)
yani bu süre her ağaçta aynımıdır
çünkü benim dediğim gibi düşünecek olursak ortaya %30 luk bir hata payı çıkıyor
bunun hesaplaması ve sağlaması nasıl yapılmış?
Ne güzel şeyler söylemişsiniz öyle, mutlu oldum, sağolun.
Ağaçtaki kabuk gövdeden farklı bir oluşum. Ağaçtaki halkaları oluşturan görünüm aslında ağacın gövdesinde su iletimini sağlayan borulardır aslında. Açık renk olan halka ilkbaharda vejetasyonun başlamasıyla gelişen ağaçtaki büyümedir. Doğada su bol olduğu için ağacın köklerinden en uç dalına kadar çıkan borular geniş oluyor. Fakat yazla beraber su azalınca yeni oluşan boru sistemi dar oluyor ki boru çapı düşerek basınç artsın en uç dallara kadar su iletimi sağlansın. Yazın oluşan halkalar dar olduğu için koyu renkli görünüyor.
Kışa doğru vejetasyonun bitmesiyle ağaçtada büyüme durur bahara kadar. Yani ağacın gövesinde gördüğümüz açık ve koyu renkli halkalar bir yıl içindeki büyüme.
Yaş için en sağlıklı ölçümde ağacın toprakta kaln kütüğünden yapılan sayım. Çıkan rakamlara 4-5 daha eklenir oda fidan evresindeki yaşı için ve yaklaşık ağacın yaşı bulunur.
Hatta bu kütüklerde sayım yapılırken önceki yılların meteorolojik verileri dahi çıkarılabilir. En dış halkadan 20 önceki halka çok genişse 20 yıl önce o yazın bol yağışlı geçtiğini yada darsa kurak bir yaz olduğunu gösterir. Yada halkalar çok darken birden gelişiyorsa, geçmişsine baktığınızda o sene ormanda bir bakım kesimi olduğunu ve o ağacın daha fazla ışığa kavuştuğunu gösterir.
Neyse çok konuştum yine
Akgün Karakaya
Orman Mühendisi
Suzuki Drz 400S
A-rı-za No :37
Kastamonu
-
Çok güzel bir o kadar da zor bir mesleğiniz var. Paylaşım için teşekkürler. Bir konu da daha bilgi sahibi olduk.
Gitti TDM kaldık yine ybr ile başbaşa..
-
@monza abicim güzel bir gezi olmus valla.. Bence hayatta senin kadar meslegini seven yoktur... Her an istedigin seylerle basbasasın.. Tebrikler dilerim sana
Binlerce Kilometre Bile Tek Bir Adımla Başlar...
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler