2022 - Antik Kentler Gezisi - S02E13 - Denizli-Uşak
Reklamlar
-
06 Haziran 2022, 23:20
#1
30 Nisan - 20 Mayıs tarihleri arasında yaptığım Antik Kentler gezimin önceki bölümlerine aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz.
http://www.motosiklet.net/forum/etki...si-s02e01.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...-babakale.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...ale-izmir.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...mir-aydin.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...in-akyaka.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...aka-datca.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...a-fethiye.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...thiye-kas.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...s-olympos.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...mpos-side.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...e-antalya.html
http://www.motosiklet.net/forum/etki...a-denizli.html
--
Oteldeki orta seviye kahvaltıdan sonra Uşak'a doğru sürmeye başladım, planım yolumun üzerindeki Tripolis Antik Kenti'ni de gezip oradan Güney'den geçerek Ulubey'e ulaşmak.
Antalya'da evlerinde kaldığım arkadaşlarımla Tripolis Antik Kenti'ni ve kentten Uşak'a doğru giden yolu konuşmuştuk. Denizli - Manisa yolundan (D585) ilerleyip Yenicekent 'e doğru
ayrılıp düz bir arazide olan Tripolis'e ulaştım, karayolunun hemen yanında olduğu için erişim oldukça kolaydı.
Ben küçük, harabe şeklinde bir antik kent beklerken harika bir şekilde kazılmış ve kazılmaya da devam eden bir kent buldum. Pamukkale Üniversitesi'nin de desteğiyle kazılar hala
devam ediyor. Şu ana kadar sütunlu sokakları, anıtsal çeşmesi, mozaikli kilisesi, agorası, evleri çıkarılmış durumda. Tek toprak altında kalan ve kazılmayı bekleyen yapısı tiyatro.
Özellikle evlerin tabanında mozaikler görülmeye değer.
Tripolis kentini gezmek oldukça kolay, girişten itibaren gerçekten de bir şehir gibi agoranın etrafına yerleşmiş yapılar var. Önce çeşme, sonra kilise, kemerli yapı (dükkanlar olduğu sanılıyor) ve sütunlu caddeden agoraya giriş.
Hamam ve tiyatro depremlerden dolayı oldukça zarar görmüş. Sütunlu caddede bir kaç yazıt var, Türkçe çevirileri de yapılmış. Yine bu kentte de dönemde kullanılmış su iletim hatlarını görebiliyorsunuz.
Tripolis'ten ayrılırken kafamdaki tek şey ne iyi etmişim de yolumu değiştirmişim burayı da görmüş oldum demekti. Antik kentten sonra Güney kasabasından Ulubey'e çıkmaya karar verdim. Güney'e kadar yol çok iyi değil, bozuk bir asfalt var tek iyi yanı trafik yok, neredeyse benden başka kimse yoktu yollarda. Tripolis 'e mi ait bilemiyorum ama şöyle mezar benzeri mağaralar vardı yolda.
Yolda Güney Şelalesi tabelası görünce gidip bir bakayım dedim. Cindere adlı baraj gölüne akan şelaleye ulaşım oldukça kolay, şelaleye kadar asfalt yoldan devam edebiliyorsunuz. Muhtemelen ilkbahar ve sonbaharda daha coşkulu akan şelale ben gittiğimde oldukça cılız akıyordu. Dinlenmek için göl kenarında bir çay bahçesinde sahibinin Murat 124 koleksiyonuna denk geldim, sanırım 7-8 Hacı Murat vardı
Güney kasabası şu hayatımda gördüğüm en saçma yerleşime sahip olabilir. Yamaca kurulmuş şehirde yön tabelası neredeyse yok, sokaklar tam bir karmaşa, her yer yokuş. Navigasyonsuz asla
Güney sanırım şaraplık üzümüyle meşhur bir yer, her yer asma, sonra ise Ulubey'e doğru yollar daha da yeşilleniyor, hem de hiç trafik olmadan.
Ulubey'e gelmeden bir kaç km önce anayoldan Blaundus antik kenti için ayrıldım, anayola yaklaşık 4km uzakta, ilk 1-2 km idare ederken son 2 km taşlı topraklı hale geliyor. Dümdüz araziye asfalt dökmek ne kadar zor olabilir, acaba sit alanı yüzünden mi ? Çok güzel küfürler ettim yarım kalmış asfalt için.
Blaundus antik kenti için sadece bir kaç taş var denilse de fazlası var. Türkiye'nin Stonehenge'i denen bu antik kentte giriş kapısı, su kemerleri, tapınak olduğu düşünülen yapının kalıntıları, çeşme belirgin. Kanyona yaslanmış olan stadyum ve tiyatro ise toprak altında, gün ışığı görür mü bilemiyorum.
Kısa süren bu geziden sonra Ulubey Kanyonu'na devam ettim. Dünyanın 2. derin kanyonu denilen kanyona anayoldan ayrılan asfalt bir yoldan gidiliyor ancak asfaltın kalitesi çok kötü, umarım reklam yaparken bunu da görüyorlardır. Kanyona ulaşınca belediyenin yaptırdığı alışveriş dükkanları, cafe, restoran vb yapılarla karşılaşıyorsunuz. Ama en çok ilgiyi elbette cam teras çekiyor. Kanyonu ayaklarınız altından seyredebildiğiniz cam terasa çıkmak için ücret ödeyip galoş giyiyorsunuz. 2022 itibariyle ücreti 10TL idi.
Cam teras kesinlikle yüksekten korkanlar için değil, her adımda sallantı hissi var. Camdan aşağı bakarken de bir ürperti geliyor açıkçası ki ben yüksekten korkan biri değilimdir. İlginç bi deneyim olsa da çokta hayranı olmadım ben, yapmış ve bulunmuş olmak yeterliydi
Ben gitmedim ama Ulubey'den Eşme yönüne doğru bir kaç km sonra da lavanta bahçeleri varmış merak ediyorsanız gidebilirsiniz. Ben yoluma devam edip Uşak'a ulaştım, aslında devam edip Eskişehir'e de gidebilirdim ama yolumun üstünde Aizanoi var, orayı yine görmeden geçmek ayıp olacak.
Uşak'a girdikten sonra trafiğine dalıp bir çok merkezi bir yerdeki bir alış veriş merkezine girdim. Burada hem telefonlarımı ve bataryalarımı şarj ettim hem de yemek yedim. Bu arada AVM önünde trafik polisleri drone ile park cezası yazıyorlardı, ciddiyim
Alışveriş merkezinden çıktıktan sonra kalacak yer ayarlamak için önce öğretmenevine gittim, buradaki hayatta gördüğüm en suratsız çalışan olan kadın yer olmadığını söyleyince Google Maps üzerinden kendime otel baktım. Bulduğum uygun fiyatlı otel çok kötü çıkınca koşarak kaçtım oradan. İlginç bir şekilde Uşak merkezde çok fazla apart otel var nedense, ki tercihim değil çünkü motosiklet gezilerinde rahatlık ve hizmet istiyorum
Daha sonra yine Google Maps üzerinden yorumlarını ve fotoğraflarını beğendiğim ama merkeze görece uzak bir otel bulup 1 gece için anlaştım. Motosikleti otelin önünde kilitleyip dinlenmeye çekildim. Bir süre sonra Uşak'ta ne yapılır sorusunun cevabı hiç olunca en iyi çözüm olarak karşıdaki tekel bayiine gittim ve bira ile çerez aldım sonra da güzel bir uyku çektim
Denizli - Uşak rotam;
Reklamlar
-
07 Haziran 2022, 08:19
#2
Elinize sağlık.
O kadar gitmişsiniz keşke Cılandıras Köprüsüne ve Taşyaran Vadisine de gitseydiniz. Görülmesi gereken yerler. Blaundus, kazıların taze olmasına rağmen epey bir şeyler barındıran bir kent, dediğiniz gibi.
-
07 Haziran 2022, 09:03
#3
Çok güzel bir gezi olmuş. Aksiyon kamerası almayı düşünmez misiniz? Okumayı her zaman izlemeye tercih ederim, ama görsel de olsa fena olmaz
-
07 Haziran 2022, 09:25
#4
Mamba09 adlı üyeden alıntı
Elinize sağlık.
O kadar gitmişsiniz keşke Cılandıras Köprüsüne ve Taşyaran Vadisine de gitseydiniz. Görülmesi gereken yerler. Blaundus, kazıların taze olmasına rağmen epey bir şeyler barındıran bir kent, dediğiniz gibi.
Tesekkurler, bu gezinin amaci antik kentleri gezmek idi, o yuzden cok fazla sapmayayim istedim yoldan. Ugradigim dogal yerlerde genelde yol ustundekiler oldu hep. Bir dahakine artik
---------- Mesajlar birleştirildi - 09:25 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:23 ----------
GoGi adlı üyeden alıntı
Çok güzel bir gezi olmuş. Aksiyon kamerası almayı düşünmez misiniz? Okumayı her zaman izlemeye tercih ederim, ama görsel de olsa fena olmaz
Var zaten, cekim de yaptim. 290GB video var bu geziden ama kim video secimi yapacak, kim editleyecek ?
Video isi zor is benim icin, fotograf secerken bile zorlaniyorum.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler