Hafta içi, iş yaptığım bir firmanın muhasebesinde çalışan Abdulkadir aradı.
Babasının Pamukovadaki otelinde bazı teknik revizyonlar gerekiyormuş.
"Geleyim konuşalım" dedim.
Cuma günkü görüşmemizde aslında sorunlarının başka yerlerde olduğu kanaatine kapılınca, üstüne birde babasının motorcu olduğunu öğrenince,
"Ben yarın şu otele gidip bir keşif yapayım" dedim.
Aradım babasını. Hem keyif için bir tur yapacağımı, hemde otelde keşif yapacağımı belirtip İznik gölü çevresiyle ilgili yol bilgisi alıp aşağıdaki gibi gidiş dönüş rıtası oluşturdum.
.
.
Sabah 09.00 da evden çıktım. İşyerine gidip yanıma bir iki alet edavat alıp garajdan motoru çıkarıp saat tam 10.00 da bakırköyden hareket ettim.
.
.
Bakırköy-Dilovası-Osmangazi köprürüsünü tercih ettim.
Anadolu yakasına geçişi Avrasya tüneli tercih ettim. Motorla hiç geçmemiştim. Bize çok büyük kolaylık olmuş.
"Ulan, geçsende geçmesende zaten ödüyorsun. Bari köprüden geçte ödediğin para bir b.ka yarasın" deyip geçtim köprüden
Motorun yan çantaları zincir ve avadanlıkla eşit ağırlık olacak şekilde doldurmuştum.
Köprüde hiç savrulmadım. Yan çantalar eşit şekilde doluysa motor yola çok daha iyi oturuyor.
Osmangaziden sonra yukarıdaki resimde görülen rotayı izleyip Orhangazi-İznik-Pamukova şeklinde otele ulaştım. Bir kahve sonrası işe koyulup, aslında ciddi meblağ tutacak altyapı harcamasına gerek olmadığını görüp, çalışmayan 8-9 üniteyide çalışır hale getirdik.
Pamukovada teras adında dağın tepesinde bir mekan varmış. Babası Faruk bey "burayı mutlaka görmen lazım" deyince atladı CB250R sine o önde ben arkada çıktık terasa.
MUHTEŞEM bir manzara...
Akhisar'mış. Sonradan Öanisa Akhisarla karışıyor diye Pamukova olarak değiştirilmiş adı. Sakarya nehrinin kenarında, uçsuz bucaksız dağlar arasında çok verimli bir ova. Nüfusu köyler dahil 30.000 civarında. Sulak bir bölge olması ve Akdeniz iklimine benzer yapısı nedeniyle daha çok meyve yetiştiriliyor.
Her yer yemyeşil. Hele Mayıs ayının yeşilin her tonunu görmek için en güzel zaman olduğunu söylediler.
Bölge tarih boyunca aktif rol oynamış ve bir zamanlar İpek Yolu geçiş güzargahındaymış. Bu nedenle Selçuklu döneminde buraya yerleşilmiş.
Kırgız'lar bu bölgenin alınması için 11.yüzyılda Selçukluya çok destek vermişler. O yüzden İznikte bir Kırgız türbesi inşa edilmiş.
İznik gölünün üst (kuzey) veya alt (güney) kısmından dolaşarak gidebiliyorsunuz.
Üst kısımda yol bazı kesimlerde gözünün alabildiğine dümdüz. Çoğunlukla zeytin ağaçlarının arasından gidiyorsunuz. Arada sırada zeytin fabrikalarının yanından geçerken mis gibi zeytin kokuyor.
Alt kısım virajlı. Daha çok gölün kenarından geçiyor. Çay bahçeleri bolca var.
Her iki tarafında netedeyse hep tek geliş, tek gidiş şeritli olduğunu belirtmeliyim.
Orhangazi yönüne akşam saati gitmek tam bir eziyet. Güneş tam gözünüze vuruyor. Vizör sinek leşleriyle doluyor. Ya daha erken saatte dönüşe geçmeli yada akşam Orhangazi yönüne değil ters yöne doğuya doğru gitmeli.
Tabi sabah içinde tam tersi geçerli.
Gölün kuzey kısmını kullanacaksanız buna özellikle dikkat edin. Yoksa o uzun düzlüklerde işkence çekersiniz.
Günü birlik gitmeyi tavsiye edermiyim.
Kesinlikle evet.
Yeşil, temiz hava, gölün mavisi, muhteşem...
.
.
.
.
.
Dönüşte Yalovaya geldiğimde 20.30 du ve hava kararmak üzereydi. İdo feribotu 21.45 te ve 23.00 te Yenikağıya varıyor. Hızlıca yaptığım hesaba göre, ne Topçular arabalı vapuru ne Orhangazi köprüsü daha erken ve emniyetli şekilde eve varmamı sağlayamaz.
Bende feribot biletini alıp tuttum "Yalova Sütlüsü" mekanının yolunu.
Bir şekilde yolunuz Yalovaya düşerse Yalova Sütlüsü yemenizi tavsiye ederim. Güllaçla baklava arası sütlü bir tatlı. Antepten Yaşovaya yerleşen bir aile icat etmiş tatlıyı. Adınıda "Yalova Sütlüsü" koymuşlar. Son derece hafif bir tatlı. Özellikle kilo problemi olanlar kaçırmasın
İdo iskelesinden şehrin içine devam edin. 400 metre kadar ileride sağda.
.
.
Bir Yalova Tatlısı ardından tekrar feribot iskelesi. Tek motosikletli var. Oda ben
.
.
.
Yolunuz İznik, Pamukovaya düşerse eğer,
Pamukova Çelik Saray Otel'de konaklamanızı öneririm.
Açık-Kapalı büyük tertemiz havuzu,
Açılır halı sahası,
Fitnes salonu,
Saunasıyla, bölge için fazla özelliklere sahip bir otel bile denebilir.
Sahibi Faruk bey motosikletçi. CB250R si ile size öncü olup, terasa çıkarmaktan keyif alacaktır.
Otelin linki aşağıda.
.
http://www.pamukovaotelceliksaray.com
.
Okuma sabrını gösterdiğiniz için teşekkürler...
---------- Mesajlar birleştirildi - 02:20 ---------- bir önceki mesaj zamanı 01:58 ----------
Bu arada,
1. Yıllardır yorgunken uyuyamam. 2 bira ve 2 tek viski ardından halauykum yok ama telefondan yazdığım için bolca harf , kelime hatası var. Kusura bakmayın.
2. Xpulse 200t yi dahada sevdim. İnazumada olduğu gibi yola oturuyor ve çok az savruluyorum. Bunda yüklü yan çantalarda etken. Aynı arka ve yan çantaları inazumadada kullanmıştım ve bu açıdan inazumayı aratmadı.
3. Xpulse için Önder motor kullandıkça amortisörüb yumuşayacak demişti. Yabancı forumlardada okumuştum. Aynen öyle oldu. 4500 km ye gelmişim ve amortisör kıvamına geliyor
4. O yük, rüzgar ve çantalı bozuk aerodinamiğe rağmen çok rahat 100km hız üstüne çıktım ve kamyonları solladım.
5. Genelde 90 olmakla birlikte, düzlüklerde hızım 105-110 km saat arasıydı. Kafa sallama, kayma hissetmedim. Doğal olarak 90 dan sonra tek silindir titreşimini hissettim ama çok değildi.
6. Kaba hesabıma göre 100km başına 2.7 litre civarı yakıt harcadım.