Kuzdere'de neler oluyor ?..!
Reklamlar
-
14 Ağustos 2006, 00:38
#1
Haftasonu gezimize 10:00 da benzincide buluşarak başladık.
Kemer-Kuzdere yakınlarında zirve yakınlarında çadır kurup gece meteor yağmurunu seyretmek istiyoruz.
Daha öncesinde biraz sert parkurlar araştıracağız..
Antalya'dan 30 km sonra küçük bir pınar molası..
Daha önce birkaç kez kullandığımız Kozarası yolunun karşısındaki yolları araştıracağız..
Önce yol yerine patika takip edip kendimizi tarlaların ortasında buluyoruz..
Off-road isteğimiz çabuk yerine geldi..
Orman işletmeleri helikopteri iniş yapacakken vazgeçip uzaklaşıyor.
Çevre büyüleyici..
Bir yola ulaşıyoruz. Rasgele bir yön seçiyoruz...
Seçtiğimiz yol aşağıdaki köye gidiyor...
Bir süre o yolu takip ediyoruz..
Sonra sıkılıp bir orman yoluna sapıyoruz..
Bir süre sonra yol ikiye ayrılıyor ama birinin önüne girilmesin diye toprak engel koymuşlar.
Endurocu engel tanımaz diyerek aşıyoruz ve çok kırıcı taşlık bir yolun içinde buluyoruz kendimizi..
Bu zorlayıcı ve çok dik çıkışı geri dönmemeyi umarak ilerliyoruz..
Güneş tepemizde enerjimizi içiyor adeta..
Al işte , uzun süredir kullanılmayan bir kapı..
Kendimize küçük bir geçit yapı , motorlarımızı bırakıp geçiyoruz.
Eğer geri dönmek zorunda kalacaksak bir de kapı ile uğraşmayalım..
Bir süre boş arazide ilerliyoruz..
Sonra kullanılmayan yıkık bir ev ,
Bir ahır ,
Terkedilmiş eski evlerin arasından inekler çıkıyor karşımıza.
Bu terkedilmiş yerde bir su kaynağı ararken inekler de pür dikkat bizi izliyorlar.
Belki evlerin içinde bir çeşme filan buluruz diye aramaya devam ediyoruz.
Biz dolandıkça heryerden çıkan inekler de peşimizde onlara yem ya da su vermemizi ister gibi sesler çıkararak çok samimi davranıyorlar.
Aralarında hamile ineklerin de olduğunu görüyor ve dertlerinin yem olmadığını su olduğunu anlıyoruz..
Bu inekleri susuzluğa terk etmeden çevreyi araştırmaya devam ediyor ve sonunda üzeri kapatılmış bir kuyu ve yakında bir ağacın dibinde de kova buluyoruz..
Ben ineklere "Evraka , evraka , koşun su buldum." diye bağırıp çağırırken Yücel çoktan ilk kovayı doldurmuş yalağa boşaltıyordu bile.
İnekler neşe içinde bize doğru koşmaya başladılar..
Hepsi yalağın başına üşüştüler..
Özellikler hamile olan , ben suyu boşlatırken sabırsızca dökülen suyu içmeye çalışıyordu.
Yalak ağzına kadar doldu ve biz de şirin inekleri mutlu ve susuzluklarını giderir bir durumda bırakıp onlara veda ediyoruz.
Ardımızdan teşekkür muuları gelirken dönüş yolunu tutuyoruz.
Dönüşte iyi bir şey yapmanın mutluluğu ile ağacın gölgesinde biraz soluklanıyoruz.
Bu sıcakta o zorlu yolu inmek bizi az yormuş gibi bir de bu çöken yolu geçmeye karar veriyoruz.
Çöküntünün bir kısmını doldurarak motorları iki kişi elde geçiririz diye karar verdik.
Çünkü bu yolu daha önce de geçemedik diye çok üzülmüştük.
Düşündüğümüzden zor oldu. Yaklaşık 1 saatte taşlarla doldurduğumuz hendekten motorları aşırmak zor ama eğlenceliydi.
Arada durup fotoğraf bile çektik.
Bakmayın Yücel'in motorun üzerinde olduğuna elbette elimizde geçirdik.
Sırada katırım var. Önce yüklerimizi indirdik ki motorlar hafiflesin. yedek benzinle birlikte 30 kg lık bir yük az değil..
Karşıya geçtikten sonra tekrar çantalarımızı yükledik motorlara ve büyük bir iş başarmanın keyfi ile ilerledik ama sadece 500 m sonra karşımıza yeni bir engel çıktı.
Büyük bir hayal kırıklığı ile motorları orada bırakıp bu kayaları da aşarsak başka engelle karşılaşır mıyız diye keşfe çıktık..
Bu sefer de bu görüntü ile karşılaştık.
Yücel hala "Bu ağacı çekersek şuradan geçebiliriz" diye plan yapıyor..
Delirmiş sanırım..
Motorları öylece bırakıp uçurumun dibindeki dereye inmenin yollarını aradık.
.. ve bulduk. İşte günü kurtaracak serinleme.
Derede biraz yüzdükten sonra yukarıp çıkıp yeniden tüm yükü motorlarımızdan indirip hendeği aynı yöntemle aştık ve başka bir orman yoluna dalarak mümkün olduğunca yüksek bir yerde çadır kuracak yer aramaya başladık.
Sonunda aradığımız yeri bulduk.
Yakındaki bir evden domates , salatalık ve soğan istedik.
Bizi kırmadılar ve bahçelerinden dalından koparılmış taze domatesler , acur ve soğan verdiler bize..
Buz gibi suda bunları yıkayıp su kaplarımızı da doldurduk.
Kamp yerimize döndük. Manzara şahikulade.
Derhal çadırları kurmaya başladık.
Çadırlarımızı kurduktan sonra yemeğimizi yedik ve meteor yağmurunu izlemeye çalıştık ama sadece 5-6 kayan meteor izledik.
Baktığımız yönde daha fazla meteor izleyemeyeceğimizi anlayınca ayın doğuşuyla çadırlarımıza çekildik.
Güneşin doğuşunu kaçırmamayı düşleyerek tedirgin uyudum.
15 dak ile kaçırdım ama 06:35 te böyle bir görüntü ile uyandım.
Bu güzel günü birkaç fotoğrafla karşıladım.
Sabah çadırlarımız toplayıp orman yollarında biraz kros yaptıktan sonra Aslanko'nun dükkanına gidip birlikte güzel bir kahvaltı ettik ve Kemer Enduro Kulübü'nün temellerini atmak üzere ilk toplantımızı gerçekleştirdik. Kemer ve çevresinden özellikle Kuzdere'li endurocuların bir araya geldiği bu oluşumda hazırladığımız Kulüp Tüzüğü üzerinde tartışıp önemli kararlar aldık.
Daha sonra Kuzdere enduro parkurunu incelemek üzere bize orada katılacak arkadaşlarla da buluşmak üzere yola çıktık.
Kuzdere parkuru inanılmaz bir doğanın içinde. Şimdilik 13 km olan parkur yakın bir gelecekte 18 km olacak.
Orman işletmesinden izin alınarak yapılmış bir de gölgelik oluşturulmuş.
Yavaş yavaş Kuzdere'li endurocular gelmeye başlıyor.
Aralarında Antalya'dan endurocu kardeşimiz Erdeniz'in de bulunduğu bir çok arkadaş bu yeni oluşuma destek için buradalar.
Antalya MSK dan yarışçı Şeref kardeşimiz de bize fikirleri ile destek için yol arkadaşları ile burada.
Birlikte parkurun bölümlerini dolaşıp yapılacak yenilikler için tartışıyoruz.
Bu parkurun bazı bölümlerinde düzenlenen ATV turlarına katılacak kişiler de burada buluşuyorlar.
6 motosiklet hızlı bir turla incelediğimiz 1. bölümden sonra Yücel'le ikimiz daha sakin bir tur için ikili olarak çıkıyoruz. Daha sonra bize katılacak guruba kendimizi kaybettiriyoruz. İstemeden oldu , ama oldu.
Bilmeden hep sözü edilen zorlu tırmanışın içinde buluyoruz kendimizi.
Acemisi olduğumuz bu çıkışın bir bölümünü yardımlaşarak geçiyoruz.
Arada dinlenecek bir yer bulmamız şans tabi.
Yolun devamı da hiç kolay görünmüyor. Acaba doğru yolda mıyız ?
Daha sonra geçtiğimiz yerlerde fotoğraf için duracak bir pozisyon yaratamadık ve tekrar ekiple buluşup dinleniyoruz.
Bu arada ATV turlarının da biri bitip diğeri başlıyor.
Parkur hakkında son kritikler yapılıyor ve ardından yavaş yavaş vedalaşmalar..
Biz Antalya ekibi , Şeref kardeşimizin önderliğinde oldukça hızlı bir tempo ile orman yollarından Antalya'ya dönüyoruz.
Herkese mutlu geziler.......
Reklamlar
-
14 Ağustos 2006, 00:47
#2
harika bir gezi olmuş. tüm gezileriniz gibi.
paylaşım için teşekkür.
Sözkonusu vatan ise gerisi teferruattır.
-
14 Ağustos 2006, 01:10
#3
paylaşımınız için teşekkür ederiz Antalyaya selamlar
-
14 Ağustos 2006, 01:44
#4
çok güzel bir gezi
bana oraların güzelliklerini yaşattığın için teşekkürler
gıpta ile okudum
umarım bir gün ben de yollara dönerim tekrar
Seni çok seviyorum Babacığım.Sen her zaman benim kalbimde yaşayacaksın...
-
14 Ağustos 2006, 01:54
#5
Harika bir gezi yapmışsınız.
3-4 Sene önce teyzemin kuzdere de evi vardı.1 hafta kalmıştım orda.Çok güzel bir yerdir.O derenin buz gibi suyu hala aklımda
-
14 Ağustos 2006, 02:17
#6
mükemmel bir gezi ve anlatım .tebrik ederim
-
14 Ağustos 2006, 02:20
#7
wuwww acaip yerlerden gecmişiniz ya süperr bi gezi olmuş
-
14 Ağustos 2006, 12:00
#8
-
14 Ağustos 2006, 12:12
#9
coook güzel gezmişsiniz....
Uzaklarda bir güneş doğuyor!..
-
14 Ağustos 2006, 14:13
#10
imrendim doğrusu. Daha motorum bile yok ama olsun, kim bilir belki bir gün bize de nasip olur böyle geziler ;)
-
14 Ağustos 2006, 20:20
#11
cimcime endurocu adlı üyeden alıntı
abicim biraz kızdın bize galiba
gelemedik diye
ama gerçekten büyük kayıp yine süper yazmışsın
teşekkür edriz
Önemli değil cimcime gelemeyen çok arkadaş oldu.
Biz yeterli çoğunluğu sağladık ve önemli kararları aldık.
Bundan sonra nasılsa her pazar bir araya geleceğiz.
-
15 Ağustos 2006, 11:02
#12
Harİka Bİr DoĞa Gezİsİ OlmuŞ... Her Hafta OlduĞu Gİbİ Yİne Tebrİk Edİyorum Sİzİ....
[FONT="Impact"]family portrait[/FONT]
-
15 Ağustos 2006, 11:29
#13
harduro hocam sen motosiklet felsefesi yazan çok nadir kişilerdensin ineklere su vermenize bayıldım. bunu düşünmek bile çok zor çoğu kişi için.
felsefenizi kaybetmemeniz dileğiyle
Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin
-
15 Ağustos 2006, 22:17
#14
ylmzzz adlı üyeden alıntı
ineklere su vermenize bayıldım. bunu düşünmek bile çok zor çoğu kişi için.
Aynı ızdırabı biz de yaşadığımız için çok iyi anladık inekleri..
Suyu bulduk ama biz yararlanamadık.. İçme suyu bulsaydık o tepede kamp kurabilirdik..
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler