Box Hill ve cadılar bayramı- Büyük Britanya - 7
Reklamlar
-
Bloğumuz: https://vroomontheroad.blog
Herkese merhaba,
Her mevsimin ayrı bir güzelliği olsa da sonbahar benim için bambaşka. Yeşilin, sarının, kızıla döndüğü bu zamanda Londra gerçekten ayrı bir güzel. Bu anlara tanıklık etmek için de güneşli bir cumartesi sabahı attık kendimizi yollara…
İlk durağımız Londra’ya 35 dk mesafede olan Crockford Köprüsü Çiftliği idi.
Crockford Bridge Farm
Halloween adı verilen Cadılar Bayramı yaklaşırken her evin girişinde, bahçelerinde, camlarında aklınıza gelebilecek heryerde balkabakları, örümcek ağları, yarasalar görebilirsiniz. Her sene 31 Ekim’de kutlanan Halloween’in kökleri, 2 bin yıl önce Büyük Britanya, İrlanda ve Kuzey Fransa’da yaşayan Pagan halkı Keltler’in “Samhain Festivali”ne dayanıyor. Kuzey İskoçya’daki Galler kültüründe bulunan Samhain, kışın gelmesi ve mevsimlerin değişmesinin kutlandığı bir gün olarak biliniyor. Samhain Festivali, zamanla cadılar, periler ve iblisler ile özdeşleşmeye başlamış. Birinci yüzyıl sonrası Romalıların Kelt topraklarını işgal etmesinin ardından Samhain Festivali, Romalıların Ölüler Bayramı olan “Pomono” ve hasat bayramı “Feralia” ile birleşmiş. 7. yüzyılda Hıristiyanların 1 Kasım gününü “Azizler Günü” ilan etmesinin ardından arifesi olan 31 Ekim günü kutsal kabul edilmiş. “Holly evening” (kutsal akşam) adı verilen 31 Ekim, zamanla “Halloween” adıyla kutlanmaya başlamış. Uzun lafın kısası bu bayram daha sonra Hristiyanlar tarafından kabul görmüş ve günümüzde hala kutlanmaya devam ediyor. Özellikle o gün çocuklar evinize gelip, sizi giydikleri kostümlerle ve makyajları ile korkutmaya çalışıp şeker ve harçlık topluyorlar.
Eee malum Halloween yaklaşmışken bu balkabaklarının nereden geldiğini keşfetmek için bu sevimli çiftliğin kapılarını çalmaya karar verdik. Crockford Köprü Çiftliği Londra’nın batısında Surrey’deki Weybridge yakınlarındaki bir aile işletmesi. Ekim ayında kabak satışlarına başlıyorlar. Öğle saatlerinde vardığımız bu yer o kadar kalabalıktı ki anlatamam. Kendi otoparkı mevcut ve herhangi bir ücret ödemiyorsunuz. Herkes evini süslemek için resmen buraya akın etmiş. Balkabaklarının bir kısmın önceden toplamışlar. İster daha önceden toplanan kabakları tezgahlardan, isterseniz çizmelerinizi giyip bostandan kendiniz toplayabilirsiniz. Oldukça sevimli olan bu yerden size birkaç şahane fotoğraf..
Yorulunca oturup dinlenebileceğiniz, atıştırmalık birşeyler alabileceğiniz sevimli bir kafesi bulunuyor. Ev yapımı havuçlu kekini tatmadan asla geri dönmeyin. Dondurmaları da meşhur fakat biz oyumuzu kahve ve havuçlu kekten yana kullandık.
Bu tusturuncu yerden ayrılmak zor oldu. Sırada harika bir manzarası olan Box Hill vardı. Çiftlikten yarım saat sonra Box Hill’e vardık. Kendi otoparkı bulunuyor ve ücretsiz.
Box Hill
Kuş sesleriyle bir tepeye tırmandığınızı düşünün. Bir tarafınızda uçurum, bir tarafınızda orman, bir tarafınızda yemyeşil tepeler ve en yukarıda göz alabildiğince ufuk çizgisine kadar uzanan yemyeşil köyler.. İşte burası Box tepesi!
National Trust tarafından koruma altına alınan bu alana giriş ücretsiz. Box Hill aslında birçok spor dalı ile uğraşanlar için alternatif rotalar sunuyor. İster motorunuzla, ister bisikletinizle, ister yürüyerek, ister koşarak bu muhteşem tepeye tırmanma imkanı sunuyor. Gittiğimizde birçok bisiklet ve treking grupları vardı. Ayrıca tüm motorcuların uğrak noktalarından birtanesi. Burada sohbet edebileceğiniz bir çok motorcu ya da motor grupları ile tanışıp, yeni keşfedilecek yerler öğrenebilirsiniz. Yemyeşil ormanlarının, göz alabildiğince uzanan yemyeşil çayırların içinden zikzak yaparak tepeye tırmanıyorsunuz. Motorumuzu parkedip, kafesinden sıcak birşeyler alıp yürüyüşe başladık. Geçen sefer burada bir İngilizle tanışmıştım. Uzun uzun sohbet etmiştik.
Surrey Tepeleri’ni keşfetmek için burası mükemmel bir yer. Londra deniz seviyesinden çok yüksekte bulunmuyor. O nedenle bu tepeleri gezince, ufuk çizgisinin o sonsuzluğunu görünce insan kendini bir başka huzurlu hissediyor. Birçok hayvanın ve farklı bitkinin de bulunduğu bu tepelere sadece fotoğraf çekmek için gelen kulüpler vardı. Sonbahar, Box Hill’i keşfetmek için harika bir zaman oldu bizim için. Kızıla dönen ağaçlarla gözlerimiz, tertemiz havasıyla da ciğerlerimiz değişen mevsimin tadını çıkardı.
Birçok yürüyüş rotası bulunuyor. Biz 4 millik yürüyüş yapılabilen tarafı tercih ettik. Köpeklerini alan herkes buraya akın etmiş. Göz alabildiğince uzanan küçük köyler, İngiliz kasabaları buradan görünüyordu. Çayırda yürürken karşımıza bu tombul inek olduklarını düşündüğümüz çiftlik hayvanları sürüsü çıktı. Sadece karınları beyaz olan bu hayvanların geri kalan her yeri simsiyah. Hayatımızda ilk kez bu cinsi gördük. Yanlarından yürüyüş yapıp geçiyorsunuz. Sizi asla umursamıyorlar. İnsanlara çok alışmışlar.
Yokus aşağı inip, motor kıyafetleri ile tekrar tepeyi tırmandığımız bu yürüyüş biraz zorlu oldu. Biraz soluklanıp son durağımıza doğru yola çıktık. Yaklaşık yarım saat sonra Newlands Corner’a varmıştık.
Newlands Corner
Guildford şehir merkezinin 4 mil doğusunda yer alan Newlands Corner, Surrey Tepeleri’nin en iyi manzarasını sunan ve yürüyüşe çıkmak için harika yerlerden birisi. Güneşi batırmak için burayı tercih etmiştik. Kendine ait bir kafesi ve ücretsiz otoparkı bulunuyor. Motor gruplarının ya da bizim gibi motorcuların uğrak yerlerinden birisi bu köşe. Geldiğimizde en az 30 motorcu kafede oturuyordu. Motorumuzu parkedip yanlarına gittik. Birkaç kişiyle tanışıp sohbet ettik.
Araba otoparkında denk geldiğimiz sevdiğim klasik arabalardan biri olan Aston Martin ile fotoğraf çekilmeden ayrılmak olmazdı. Sizce de çok güzel değil mi? Fotoğrafı çekildikten sonra yaşlı bir amca gelip bu arabaya binerek uzaklaştı. Ne hayatlar var
Ardından eşsiz bu manzara güneşi batırdıktan sonra dönüş yoluna geçmek üzere ekipmanlarımızı giyip, buradan ayrıldık.
Dönüş yolunda birçok motorcu ile birlikte Londra’ya kadar geldik. Hava harikaydı. Sanırım motor için son güzel havayı yakalamış bile olabiliriz. Başka bir rotada görüşmek dileğiyle. Umarım keyifle okursunuz.
Reklamlar
-
Adana İl Temsilcisi
yine harika bir anlatım ve manzaralar eşliğinde sizinle gezmiş oldum.ADANA'dan selam olsun.
DÜNYADA ÖLÜMDEN BAŞKASI YALAN.
BORA KARAKAŞ (BEN)
KİMSEYE KİN DUYMAM,DÜŞMANIM KİNDİR BENİM.....YUNUS EMRE
-
Hay elinize ayağınıza sağlık, biz gidip göremeyeceğiz siz gezin bizde gezmiş görmüş olalım :(
-
Emreerol adlı üyeden alıntı
Sağlık olduğu sürece hayat hepimize güzel
adanalı adlı üyeden alıntı
yine harika bir anlatım ve manzaralar eşliğinde sizinle gezmiş oldum.ADANA'dan selam olsun.
Teşekkürler, Adanaya selamlar
MZ781 adlı üyeden alıntı
Hay elinize ayağınıza sağlık, biz gidip göremeyeceğiz siz gezin bizde gezmiş görmüş olalım :(
Yazılarımızın devamı geliyor takipte kalın.
-
Harikasınız çok güzel kareler nice gezilere inşallah.. Paylaşım için teşekkürler.
-
Yorumunuz için çok teşekkürler. Yakın zamanda bir yazı daha paylaşmayı planlıyorum.
-
Bildiğin bizim köy burası
-
capt.ooz adlı üyeden alıntı
Bildiğin bizim köy burası
:D bir dahaki gelişimde haber edeyim o zaman bir çay içeriz
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)