İtalya Yunanistan Bölüm 7 – Milano & Sirmione
Reklamlar
-
Dağların arasında ıhlamur kokulu güzel yer – SIRMIONE – Garda gölü
Sabah erkenden Bozen’den yola çıktık. İlk durağımız burasıydı. İtalya’nın en büyük gölünün kenarında yer alan küçük bir kasaba gibi görünse de o kadar turistik bir yer ki Sirmione sokakta yürümek veya boş bir kafe bulmak çok zor. Ihlamur kokuları, üzüm bağları, zeytin tarlaları ve harika bir göl manzarasına sahip turistleri cezbeden bir tatil kasabası.
İnsanlar yazları burayı yazlık olarak da kullanıyorlarmış. Göle girmekten de çok keyif alıyorlar. Plajları insanlarla doluydu. Ayrıca sörf ve yelken yapanların da gözdesi. Kasabaya girerken sağda solda görebileceğiniz motor için birçok park alanı bulunuyor. Bu otoparklar tabiki ücretsiz. Motorcuların da popüler uğrak noktalarından. Bir çok motorcu ile de burada karşılaşıp, güzel dostluklar edinebilirsiniz.
Motorumuzu parkettikten sonra zaman kaybetmeden keşfe başladık. Merkeze girerken karşınıza ilk olarak bir taş köprü çıkıyor. Köprüden geçer geçmez Sirmione’nin dar ve taşlı yolları sizi karşılıyor. Şehir merkezinde bulunan kalenin etrafı sularla çevrili gotik bir hava taşıyordu. Ördekler, kuğular kalenin etrafını çevreleyen suda yüzüyorlar. Taş evleri ve önlerinde bulunan rengarenk çiçekleri ile tam bir İtalyan köyü burası.
Havanın hem sıcak olması hem de yorgun olduğumuz icin kalenin karşısındaki bir restorana hemen kendimizi attık. Garda bölgesine ait yerel şaraplardan birini mutlaka içmenizi tavsiye ederiz. Birkaç birşey atıştırdıktan sonra kasabanın daracık sokaklarında keşfe çıktık. Hediyelik eşya dükkanları, leziz yerel dondurmacılar ve tabi ki kahve dükkanlarının arasından geçip göl kenarına geldik.
Uçsuz bucaksız bu harika manzara da huzura erip, geri dönüş yoluna geçtik. Daha çok vakit geçirmek ve bu arada da sıcak havadan kurtulmak isterdik fakat Milanoyu da gezmek istediğimiz için burada harcadığımız süreyi kısa tuttuk. Aslında burada Roma döneminden kalma termal oteller bulunuyormuş. Daha uzun zamanınız varsa ve hava da çok sıcak değilse belki tercih edilebilir. Buraya 3-4 saat ayırmıştık. Sirmione için de yeterliydi. Şayet Garda gölünün etrafında bulunan diğer kasabaları da gezmek isterseniz bir kaç gün ayırmanız gerekecektir. Günlük teknelerle göl kenarında bulunan diğer kasabalara da ulaşım sağlanıyor.
Moda ikonu – MILANO
Bolzano’dan Milano’ya giden yol son derece sıkıcıydı. Arada yol çalışmaları olduğu için havanında ısınmasıyla çekilmez bir hal almıştı. Tam öğle sıcağıydı ve iki yer arası otobandı. Dolomitlerden sonra böyle bir yolda ilerlemek de ayrıca canımızı sıktı. 37 derece havada 1200cclik bir motor kullanmanın dezavantajını da görmüş olduk. Triumph’ın yapısı nedeniyle 3 silindirin ürettiği sıcaklık dizlerinize ve karnınıza doğru geliyor. Normal havalarda pek hissedilmesede sıcak havalarda ben buradayım diyor.
Milano’ya öğleden sonra vardığımız için gezmek için çok zamanımız maalesef kalmadı. Herşeyin ince ince düşünüldüğü, planlı şekilde kurulan bu şehir moda ve lüksün başkenti diyebiliriz. Herkes dergi kapaklarınından fırlamış gibi çok şık giyimliydi. Güzel sokakları kaliteli giyimli insanların olduğu hoş bir Avrupa şehri.
Şansımıza bütün gün yolda sıcağı yememize rağmen otele vardıktan sonra yağmur başladı. Neyseki uslu uslu yağdı
İlk olarak en büyük gothik kiliselerden birisi olan Duomo’yu ve bulunduğu meydanı mutlaka görmeye gidin. Yaz aylarında burada hemen hemen her gece konserler ve etkinlikler oluyor.
Hemen yakınında yer alan Galleria Vittorio Emanuele’yu da mutlaka gezmenizi tavsiye ederiz. Muhteşem mimariye sahip olan bu galeride dünyanın en ünlü mağazaları ve şık kafeler bulunuyor. Dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biri ayıca. Tavandaki demir süslemeleri ile yerdeki mozaik işçiliği görülmeye değer. Dört koridorunun kesiştiği yerde, cam kubbenin altına denk gelen yere boğa figürlü bir mozaik işlenmiş. Bu figürün üzerinde üç kere dönünce, insanlara bereket getireceğine dair bir inanç var.
Meydanda oturup kilisenin ihtişamına karşı şaraplarımızı yudumlarken çalan keman bizi bambaşka yerlere götürdü. Milano Castello Sforzesco Kalesi’ne doğru giderken tekrar bir anda yağmur bastırdı. Hemen yağmurluklarımızı giyip romantik yürüyüşümüze devam ettik. Kocaman avlusu olan bu kale ihtişamını hala koruyor.
Akşam yemeğini yedikten sonra daha fazla ıslanmamak için otelin yolunu tuttuk.
Ertesi sabah uyandığımızda önceki günden eser yoktu. Kahvaltıdan sonra otoparkta hazırlanırken çok tatlı bir grupla tanıştık. Motocuysan insanların dikkatini daha çok çekiyorsun. Adı Jack, İngilizceyi çok iyi bilmiyor fakat oldukça eğlenceli birisi. Arkadaşlarıyla bir araba kiralayıp tüm İtalyayı gezmeye başlamışlar. Günün birinde Çin’e gidersek bizi misafir edeceklerini söylediler. Birbirimizin iletişim bilgilerini alıp veda ettik. Bu cana yakın grupla inşallah başka bir gezide yeniden karşılaşırız.
Otelimizin adı Da Vinci olsa da kendisinin Da Vinci ile hiçbir alakası yok. Tasarlayan kişi kör olmuş derler ya. O cins bir otel. Neyse zaten bizim için otoparklı olması yeterliydi
Otel bilgisi: Hotel Da Vinci
Blog adresimiz: vroomontheroad
Tüm İtalya turumuzun videosu
Reklamlar
-
Fotoğraflarla oraya gitmiş kadar olduk süpersiniz. Bu arada daha çok detay fena olmazdı.
-
advRider adlı üyeden alıntı
Fotoğraflarla oraya gitmiş kadar olduk süpersiniz. Bu arada daha çok detay fena olmazdı.
Evet bu bölümde çok fazla detay yok maalesef. Hem araya zaman girdiği için hemde diğer bölümler kadar dolu bir gezi olmadığı için.
Bir sonraki yazı Como gölü ile ilgili olacak. Orada bolca detay var
-
VAKİT AYIRIP PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER.
-
Kıskanıyorum, itiraf ediyorum ama süper olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor, bol keyifler
-
stubborn adlı üyeden alıntı
VAKİT AYIRIP PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER.
gorefest adlı üyeden alıntı
Kıskanıyorum, itiraf ediyorum ama süper olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor, bol keyifler
Yorumlarınız bizim için çok değerli. Yenilerini de eklememiz için bizi motive ediyor.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler