Yedigöller 2016...(10-11-12-13 Kasım)
-
Geçen yıl (2015) Yedigöller Kampı'nı yaklaşık aynı tarihlerde yapmıştık. Bu yıl da tekrarlamak istedik. Zira Yedigöller gerçekten doğa harikası bir yer.
Bu yıl tarihlerimiz 10-11-12-13 Kasım idi.
Bir gece önce eşyalarımı denkleştirip kapı yanına yığdım.
Sonrasında aşağı inip bi güzel yüklememi yaptım. (Birkaç saat uykuyu hakettik artık.)
Saatler geceyarısını gösterdiğinde yatıp, 03.00 gibi uyandım. 04.15'te yoldaydım zaten.
Yıldızları seyreyleyerek yol aldım bir müddet.
Önümde CRF ile gün içinde yapmam gereken 930 km. yol var.
İlk durak yerim 150 km. mesafede Mıstık Usta oldu. Her ne kadar 200 km. cıvarı gidiyor olsa da CRF, bu km.de benzin sinyali veriyor. (Sıkıysa alma. Üstelik otoyolda)
Sabah çorbasını ihmal etmedim tabii ki.
Pozantı'ya doğru tırmanırken güneş beni karşıladı.
Pozantı Damlama. Güzergah üzerinde daimi durak yerlerimizden biridir.
Güzel yuva yapmışlar. Yapanın ellerine sağlık.
Seyrederken,
Birinin bana seslendiğini duydum. Yalınız seyahat ediyordum. Yanlış duydum sandım önce. Bakınınca, seslenenin Fulya olduğunu gördüm.
Babalar gibi YBR'sini yüklemiş ve bir gece önce Antakya'dan yola çıkmış. Adana'da geceledikten sonra sabah erken yola çıkmış.
Güzel tesadüf.
Sonrasında birlikte yola koyulduk.
Bir yol arkadaşınızın olması, iyi hissetmenizi sağlıyor.
Pozantı'nın soğuk ama güzel doğası...
Toroslar ne de olsa. Crf ile yüklü, dip gaz 80'lere düşmek olası
Pozantı sonrası. Yakıt ikmali için duruyoruz. (Noolur noolmaz)
Kısa mola sonrası devam.
Niğde dolayları. Burada hava biraz bozdu. Sert esmeye başladı. Bulutlar da kendini gösterdi ufaktan.
Aksaray'a yaklaştık. Lakin hem sert hava, hem de azalan yakıt nedeniyle durduk. Lakin maalesef istasyonda benzin yoktu.
Ama sıcak çay vardı. Reddetmek ne mümkün. Davete itirazsız icabet ettik.
Sohbet muhabbet eşliğinde iyi gitti çaylar.
Fulya'dan bir selfie.
Yol uzun, devam ediyoruz.
Aksaray. Ankara'daki arkadaşlarla görüştük ve önümüzde yağmur olduğunu söylediler.
Yağmur riskine karşı Fulya'dan tedbir.
Oldu gibi.
İlerledikçe göz gözü görmez oldu. Fırtınaya dönüştü hava.
Şereflikoçhisar.
İyice acıkmışız. Dalıyoruz pideciye.
Ve yine devam. Gölbaşı'na doğru sürüyoruz.
Gölbaşı. Biz gelene kadar hava düzelmiş gibi.
Yine yakıt ikmali. (Sanırım en çok yaptığımız iş bu oldu)
Yorulmuş gibi. (Geçen yıl Yedigöller seyahatinde Ali Güntekin'le burada yemek molası vermiştik.)
Bu noktadan sonra ilk baştaki gibi yalınız seyahat ettim. Fulya Ankara'ya Anıtkabir ziyaretine geçti. Sonrasında gelecek.
10 Kasım nedeniyle... (Saygıyla anıyoruz)
Levhalarda Bolu'yu görmeye başladım.
Cankurtaran.Tam yakıtım bitmek üzereyken...Üstelik yol yapım sebebiyle otoyolda soldaki istasyona girerek. (Ters oldu ama, oldu)
Bolu'ya varmak üzereyim.
Ulaştım.
Bolu'daki sevgili arkadaşım Levent. Yedigöller Kamplarında bizler için elinden geleni yapmaktan geri durmadı.
Teşekkürler Levent.
40 km.lik Bolu-Yedigöller arasındaki keyifli yolu yaparaktan,
Hedefe ulaştım. Sevgili arkadaşlarım İstanbul'dan Ateş, Çetin, Rıza, Ömer, Onur, Ayvalık'tan Devrim, İzmir'den Tümer, Antakya'dan Ali karşıladı beni.
Kamp ateşi canlandırılıyor.
Biraz soğuk tabii ki. (Geçen yıl aynı tarihte Yedigöller'e kar yağmıştı)
Ateşbaşında keyifli sohbetler.
Saat 23.00 gibi Çetin ve Ateş Yedigöller yolundan Fulya'ya eskortluk ederek alıp geldiler. Deli kız. Hakikaten devam etmiş. ''Ben Bolu'dayım'' diye arayınca...
Saat geçti. Hadi yatmaya. (Az buçuk yorgun gibiyiz de...)
Ertesi sabah...(Cuma)
Erken saatte kalkıyorum. Büyük Göl'ün karşı kıyısındayız. (Sığacak mıyız acep ?)
Biraz sabah turu. Gölün etrafını turluyorum.
Enfes...
Fulya evini sırtına almış kaplumbağa misali, bungalowlara doğru gitmekte.
Arkadaşları ziyarete geldik.
İçeride hummalı bir kahvaltı hazırlığı var.
Yerlerini bulmuşlar.
Çok keyifli bir kahvaltıydı.
Kahvaltı sonrası serin serin...
Akabinde İstanbul'dan Şener'ler ve,
Hatay'dan Güntekin'ler geldi.
Çevre harika
Lakin bu alanın bizi sığmayacağına kanaat getirip,
Geçen yıl kamp yaptığımız yere, Deringöl kıyısına geçiyoruz.
Çadırların içi boşaltılıp elde taşınarak getirildi.
Burada alan geniş.
Çocuklar keyifli.
Av ve avcı. (Ava giden avlanır)
Bir kare de benden. (Huzur)
Motosikletlerimizi de getiriyoruz.
Mevcut çadırlar tamam.
Ali Mete yaman.
Bir kahvaltı masası da burada kuruyoruz.
Kurt Ali, oyun arkadaşlarını buldu.
Ve İstanbul'dan (MT'den arkadaşlarımız) Awesomee ve Kerem ziyaretimize geldiler.
İstanbul'da fena bir yağış varken bunu yapmaları gerçekten takdire şayan.
Ve Bolu'dan Levent.
Sohbet muhabbetle birlikte, güzel görüntüler...
Bir ''Huzur'' pozu daha...
Hafif yağmur başladı.
Sevgili arkadaşlarımız Awesomee ve Kerem dönüş hazırlığındalar. Keşke biraz daha kalabilseler, biraz daha kaynaşabilseydik.
Lakin başka bir kampta birarada olma sözünü aldım. Sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Güle güle gidin...
Yağmur keyifli. (Artmazsa tabii ki)
-Elinizi korkak alıştırmayın gençler. Atın gitsin...
Adana'dan Murat ve Hasan geldiler. Hoşgeldiler. (Bir hafta kadar önce çıkmışlar yola. Güzel kamplar yaparak gelmişler kampımıza)
Bolu'dan gelen arkadaşımız Levent te müsaade istiyor.
Levent'çim, yaptıkların için sana ne kadar teşekkür etsek az. Sağolası.
Bu arada, allah analı babalı büyütsün. Bebişiniz hayırlı uğurlu olsun.
Kampımız boyunca yağan yağmur bu kadarldan ibaretti. Durdu. Ve sonrasında yağmadı. (Kerem'in dediği gibi, ''gelirken getirdik, giderken götürelim'' demişti. Aynen öyle oldu)
Yakıştı Ali'm. Lakin çok gözümüzü aldın. Kısaları yak. (Boşuna giydi ya, neyse)
İstanbul'dan sevgili Berk Oğuz...
Hoşgeldin sevgili dostum.
[COLOR="Silver"]
Antakya'dan Dr.Özden.
Bu arada gölün karşı kıyısından yardım isteyen bir fotografseverin yardım çığlığına akadaşlarımız koştu.
Bataklığa saplanmış. Kurtulmak isteyince daha çok batmış.
Mutlu son. Fotografçı, kendi tripodu sayesinde kenara çekildi.
Antakya'dan İpekçi'ler.
Ankara'dan Atahan.
İpekçi ayağının tozuyla.
-Dizilin lem...
Tijen de arada kaynadı.
İş güç...
Çadır yerine yardımcı olunur.
Her geçen saat çadır sayımız artmakta.
Keşif turu.
Minik kampçımız acıkmış.
Hava karardı.
İyi de soğuk çöktü. Kamp ateşi saati geldi.
Bu yıl Yedigöller'de güzel bir uygulama başlatmışlar. Gündüz değil kamp ateşi ve mangal, tüpgaza bile izin yok. Yani gündüz o güzelim manzaralar, dumanaltı olduğu için zeval görmüyor. Sadece kampçılar için akşam saat 20.00'den sonra kamp ateşi yakılabiliyor. (Bunu hava kararınca diye değiştirseler fena olmayacak. Zira bu mevsimde saat 18.00 gibi hava kararıyor. Ve ortalık buz kesiyor)
Odunlar Milli Parklar Müdürlüğünden. Torbası 20 tl. Kütükler ormandan. Bedava.
Tutuştu tutuştu...
Ali Mete o yaprağı atınca...
Ateşimiz oldu.
Gündüz kurtarma operasyonunda ıslanan bot kurutuluyor.
Mangal hazırlığı.
İkinci kamp ateşi Murat'lardan.
Nazoş Ana işbaşında.
Aha İpekçi'ler geldi.
Yani katıklılar falan geldi.
Antakya kokuyor. Mis gibi.
İstanbul'dan Serdar Türkoğlu ve arkadaşı kamp alanımıza intikal etti.
İstanbul'lu İstanbul'luyu Hamok Kampları'nda bulur.
Kimi mangal,
Kimi nargile derdinde.
Oyf...Mest etti.
İstanbul'dan Erkan Yeşil ve arkadaşları geldiler. Hoşgeldiler.
Hoş tesadüf. Erkan 7 yıl önce Antakya'ya gelip misafirimiz olmuş. İhtiyarlık, unutmuşum. Sağolsun hatırlattı.
Bunca yıl sonra görüştüğümüze sevindim tabii ki.
Adana'dan sevgili Çulcu'lar ve Fahri Ağabey'ler...
Çadır yeri arayışı.
Bakmıyo gibi...
Çok keyifliydi bee...
Panayır yeri gibi.
Her bölgeden arkadaşlarımız, ilk kez görüşüyor, tanışıyor olsa da...
Gecenin ilerleyen saatleri.
Ertesi sabah (Cumartesi)
Güzel bir sürprizle uyanıyoruz.
sabahın erken saatinde, gelemeyeceklerini beyan eden arkadaşlarımız Fuat, Mustafa Kara, Mete, Sertaç ani bir kararla gece arabaya atlayıp sabaha karşı Yedigöller'e gelmişler. Sevindik elbette.
İlk hedefleri Berk'in çadırı oldu. E, ne de olsa Aladağlar ekibi toplandı. (Sadece Bahadır yok)
Fena kıstırdılar. Tadını çıkarıyorlar.
Hadi çadır kurmaya.
Maşallah, motoparkımız doldu. (Bir bu kadar da bungalowlarda var.)
Tavalı Fuat gelir gelmez işe koyuldu.
Lezzet testi ayağına...
Afiyet olsun. Yine enfes bir kahvaltı sofrası.
Makinayı bırakıp aradan kaymaya çalışıyorum.
Gelecek arkadaşlara işaret olsun diyerekten...
Şimdi bu kahve var ya bu kahve...Şu ortamda ne deseniz değer.
Reklamlar
-
Bungalowcularımız da geldi. Daha da şenlendik.
Gelemeyen bungalowcuları,
Önüme katıp getirmek için baskın yapıyorum. (Tuvalet kullanımı için değil yani)
Atahan'ın cebinden. Ben yaklaşırken farketti ve çekti.
Hoş tesadüf. Ankara'dan bir grup günübirlikçi motosikletli arkadaş geldi. Hoş beş güzel bir sohbetle tanıştık.
Kamp alanımıza dönüyoruz.
Yol boyu fotograf çekerek dönüyoruz tabii. Yedigöller'de deklanşöre basmadan yürümek mümkün değil.
Herkes bişeyler çekiyor. Ben de herkesi...
Kamp alanındayız.
Yeni uyelerimizden sevgili arkadaşımız Eser Özay, Yalova'dan ailesiyle birlikte akşam gelmişti. Kısa da olsa, gelişlerine çok memnun olduk.
Sevgili Sevilay Çulcu'yu dün akşam görememiştik.
-Ne iyi ettiniz de geldiniz.
Ve İstanbul'dn Eriş. Gelişiyle güzel bir sürpriz yaptı bizlere.
Sevgili Özlem Sezgin de aramızda.
Sevgili Eser dönüşe geçiyor.
-Çok memnun olduk Eser'cim. Daha uzun gelişli kamplarımıza bekleriz.
-Buyur Hocam ?
Hatıra fotografı ? Elbette.
Hooyt...
Eriş'inki. (Hayırlı olsun)
Jet işbaşında.
Ara öğün...
Sevgili Serdar, yoğun trafik yüzünden geç kalan eşine kavuştu.
İstanbul'dan Onur'un arkadaşları Anıl ve Ecem
-Hoşgeldiniz arkadaşlar.
-Helal olsun gençler. Ellerinize sağlık.
Görüntü muhteşem.
Bilemedim ne yapacağını ?
Akşam için iyiyiz.
Ateşimizi yaktık,
Düzenimizi alıyoruz.
Bu iyi oldu. Üşümeye başlamıştık.
Ateşçilerimiz iyi.
Sopa Fulya içinmiiiş...
Of of...
-Yeter mi Mete ?
Yan masa fena.
Yardım lazım mı ?
Ali Mete daha fazla dayanamadı.
Bu taraf ta fena. Son öpücü'nün getirdikleri yabana atılacak şeyler değildir.
Demiştim. Oruktan başladı.
-Orijinal Antakya malları bunlaaar.
Derken Kaytaz Böreği.
Bu arada yan masa faaliyete geçti. Afiyet olsun. (Kavurma enfes görünüyor)
Dönelim bu tarafa,
Kağıt Kebabı çıkmış meydana.
-İpekçi'm, sen bir deryasın be dostum. Bu kadar yiyeceği artçın da varken motosiklette nereye sığdırdın ?
Ve sevgili Çetin'in bizlere ikramı, İstanbul'dan getirttiği arkadaşlar sazlarını alıp başladılar.
Masalarımızda müziği duyup gelen cıvardan kampçılar da var.
Güzel türküler.
Fuat işbaşında.
Duygusal anlar.
Özlem Hanım eşlik ediyor.
Keyifler yerinde.
Yavaş yavaş kanlar kaynamaya başladı.
Tatlı ikramımız da var.
Hadi hadi...
Eller de kalkmaya başladıysa, iş bitmiştir. Birazdan ortaya dökülür millet.
Demiştim.
İçeride,
Dışarıda...
Sonra hepberaber.
Döktürenler.
Bu oyun bir yöreye ait ve bir adı var. Çıkaramadım. (Bilen yazar herhalde)
Yorulduk. Biraz da duygusallaşalım. (Çiftler sahneye)
Ve bu güzel, keyifli geceye, keyifli bir şekilde nokta koyuyoruz.
Gecenin keyifle geçmesi zeminini hazırlayan sevgili Cemal Çetin'e teşekkürlerimizle...
Gece oldukça geç yattık. Yol uzun, motosiklet Crf. yol 930 km. Buna olumsuz hava koşulları da eklenince erken kalkıp yola koyulmak gerekliliği hasıl oluyor. Öyle yaptım. 04.00 gibi kalktım ve toparlandım.
Saat 06.15'te kontağı çevirdim.
Sabah serinliğinde, yıldızları ve mehtabı kendime yoldaş yaparak...
Bolu'ya yaklaştığımda tan yeri ağardı.
Şahane görüntü.
Bu da öyle. (Canlısı çok daha güzeldi)
Otoyoldayım. Ankara'ya doğru yol alıyorum.
Dörtdivane. Enfes sabah çorbası.
Daha önce bir kez cepten çıkar okut sorunsalı yüzünden cebimden uçup gitmişti. (600 RR. Sonuç normal) Bu sefer işi sağlama aldım.
Gölbaşı.
Aksaray dolayları. (Tabii ki öncesinde de aldım. Artık çekmez oldum. 150'de bir duruyorum. Bu gezide en çok yaptığım şey bu oldu)
Havlu da kaymamış, bu iyi.
Tuz Gölü
Şu bitmek bilmeyen Konya Ovası olmasa...Tiksinç birşey. Hele ki Crf ile. (Crf'nin suçu yok bu arada)
Aksaray. Hasan Dağı ile selamlaştık. Bir müddet beraber süreceğiz.
Off...Yine benzin...
Neyse ki Hasan Dağı var. (Patlamasın da) Volkaniktir kendileri. Uykudadır ama.
Ooo...Rüzgar yokken düzlükte bu hızlara da çıkabiliyor. (Helal)
Bulutlar ve evine çekilmeye hazırlanan güneş eşliğinde,
Pozantı Kırkgeçit (Çakıt) Tünelleri'ne ulaşıyorum.
Burada ardarda 8 adet tünel var.
Tüneller bitti.
Çukurova'ya doğru usulca süzülüyorum.
Mamafih Pozantı, Yedigöller'in renk cümbüşünü pek aratmıyor.
Gitti gidecek.
Vakitlice Adana'yı geçip, Mehtabı karşıma alarak devam ettim.
Güneş mi ? Geride muhteşem bir kızıllık bırakarak yoluna devam etti. Artçım oldu şimdilik.
Ne mi oldu ? Küfredersem ayıp olur. Son 150 km'de, üstelik 20 km. önümde Erzin Opet varken son çizginin azizliğine uğradım. Var gibi görünüyordu. Tısss...Bitti. Kaldık otoyolda.
Çok değil, 5 dakika sonra Antakya Honda Bayii Girne Motor'dan Zeki yanımda durdu. ''Ne şanslıyım bee'' derken... Zeki derdime derman olamadı. Her gezide belki arkadaşlara lazım olur diyerek yanıma ince benzin hortumu alırdım. Bu gezide almadım, bana lazım oldu. Hortum bulamadığımız için benzin çekemedik.
Geriden geldiklerini bildiğim arkadaşlar vardı. Hepsini aradım. En yakınımda Ali Güntekin vardı. (1,5 saat mesafede)
Yapacak birşey yok. Gelen geçen arabaların plakalarını okumaya çalışarak teselli oldum. Modellerin performanslarını izledim (BMW'ler fena gidiyor)
Derken Ali'ler geldi. Şişeye benzin vermemişler. Ali benzin bidonu alarak benzini alabilmiş.
Kurtarıcım oldular sağolsunlar.
Kendimi Erzin Opet'e attım.
İskenderun gişelere yaklaştığımda arkadan Özden yetişti. Elinde bir şişe benzinle tabii.
Derken Salih Yaşar. İpekçi tesadüf karşılaşmış ve ona da bana benzin yetiştirmesi ricasında bulunmuş. (İpekçi'de de bir şişe benzin varmış)
Sağolsun arkadaşlar seferber olmuşlar. Hepsine ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.
Ve nihayet iki saat rötarla Antakya'ya 21.00 sularında girdim.
Hedefteyim.
Evim evim güzel evim...
Tabiri caizse yine unutulmazlar arasına girecek güzel bir kamp yaptık. Bu güzellikleri, güzel düşünen, gönül gözüyle güzel bakan arkadaşlarımıza borçluyuz elbette.
Nice güzel kampları hepbirlikte yapabilmeyi diliyor, güzelliklere güzellik katan arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum...
Sevgiyle...
-
Çok güzel gezi olmuş o kadar detaylı anlatmissiniz ki tüm fotoğraflara bakamadım bile kıskandım baya
-
AhmetCan1903 adlı üyeden alıntı
Çok güzel gezi olmuş o kadar detaylı anlatmissiniz ki tüm fotoğraflara bakamadım bile
kıskandım baya
Teşekkürler Ahmet.
Bekleriz.
-
Teşekkür ederiz paylaşım için.. İçim açıldı inanın.
-
Dr. Fatih adlı üyeden alıntı
Teşekkür ederiz paylaşım için.. İçim açıldı inanın.
Memnun oldum beğenmene sevgili Fatih. Teşekkürler.
EN YAKIN YOL,BİLDİĞİN YOLDUR.
-
Adana İl Temsilcisi
sıtkı ağabey,sabah sabah yine fotolara baktım ve iç geçirdim.her zamanki gibi harika bir kamp olmuş.2 yıldır zevkle ve imrenerek izliyorum.ALLAH'tan bir mani olmazsa önümüzdeki yıl,ben ve eşimde sizlerle beraber olmak istiyoruz.paylaşım için teşekkürler.
-
-
Harika bir gezi olmuş.
Harika Anlatım ve bol resimler için teşekkürler. 2 sene evvel arkadaşım ile niyetlendiğimiz ancak direkten dönen yedi göller gezimizi inşallah ilk baharda gerçekleştiririz...
Sizin geziniz beni epey gaza getirdi
-
Tüper olmuş çok beğendim.Resimlere bakarken bu dünyadan koptum gittim sanki orda idim.Tüm resimlere baktım daha yokmuydu?
-
Nefisti. En güzel kamplardan biri oldu. Bendeki fotoları da atarım yakın zamanda. Motorla katılamadık ama amaç dostlarla birlikte olmaktı.
Teşekkürler başkan amca, selamlar...
-
of of of çok fen a bir gezi olmuş böyle, insanın tadı damağında kalan gezilerdir , motorla yaptığım her gezi büyük hatıralar emekler içeriyor
-
Sıtkı abi yine yapmışsın yapacağını yine, sayende taa bolulara gittim ateşin dumanının kokusu bile geldi burnuma Ellerine sağlık abi çok güzel olmuş
Alan O Veren O, Nedir Senden Gidecek, Görende Can Senin Zannedecek...
-
helal olsun süper organizasyon bi istanbulda yasayan hataylı olarak bugun formunuza üye oluyorum . inşallah bidahaki kampa bende gelicem
-
Guzel kampmis imrendim valla. Bizim shine bulusmalarina bile gelmeyen ama yagmurda boluya giden kerem ve awesomee ada selamlar
-
-
-
Ne olduğunu anlamadan bakmaya başlamıştım fotoğraflara,
dedim ''bir yalnız kovboy daha atlamış demir atına''
ama çok farklı bitti fotoroman
Kocaman bir aile gördüm fotoğraflarda,
hepinizin gözlerinin içi gülüyordu her karede, müthiş!!!
Keyfiniz daim olsun
-
Resimler bende gözükmüyor ama çok güzel olduğuna eminim. Bende Ankara'dan gitmiştim 3 ay kadar önce güzel mekan. Yalnız navigasyona uyup da Mengen üzerinden gidilmemeli.
-
Bu arada Funda hanımı tebrik etmek lazım uzun yolda çoğumuz düşünürken bişey olurmu falan filan diye tek başına çıkmış yola valla helal olsun
Alan O Veren O, Nedir Senden Gidecek, Görende Can Senin Zannedecek...
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)