Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
1. sayfa 12 SonuncuSonuncu

Tarsus-İzmir Gezisi,125cc ile...Önerilere ve Katılıma Açık...

    REKLAM ALANI
  1. #1

    Üyelik
    18 Ağustos 2012
    Şehir
    İzmir / Çiğli
    Motosikleti
    Honda NC700S
    Merhaba,yaklaşık 1 yıldır kullanmakta olduğum Kanuni Bora motorsikletim ile gezi plan yapıyorum. Geziye uygun olması için alır almaz siperlik,45lt top case ve sürüş rahatlığı için fren,vites pedallarını ileri alma işlemlerini yaptım. Ön far ampulu sürekli patlıyordu,Beyinli araba Zenonu taktırdım.Bütün bakımları tam,10000km dir tık demedi.

    Uzun zamandır kısa(200-300km) gezilere çıktığım motorumla bu kez biraz uzun soluklu plan yaptım. Tarsus dan çıkıp İzmir'e kadar gitmek niyetindeyim. Gidiş ve dönüşte farklı güzergahlar kullancağım. Gidişte Mut(yer köprü şelalesi)-Ermenek-Isparta-Burdur-Denizli-Manisa-İzmir rotası var aklımda. Dönüş için de sahil şeridinden Aydın-Muğla-Antalya-Mersin rotasını düşünüyorum. Gerek bu ratalarda gerekse önereceğiniz farklı rotalarda görmemi tavsiye ettiğiniz,sürüş keyfi alabileceğim yerler konusunda fikirerinizi bekliyorum. Güzergah üzerinde katılmak isteyen olursa memnun olurum elbette.

    Yola çıkmadan önce makinenin ön/arka lastiklerini ve siboplarını yeniledim.Teker bilyalarını yağladım. Zincir temizliği,yağlaması ve ayarı da yapıldı.Yağ bakımı 500km önce yapılmıştı. Frenler ve debriyaj da iyi durumda. Debriyaj halatı geçen ay yenilendi. Yine de yanıma teknik malzeme olarak debriyaj halatı,motor yağı,lastik tamir spreyi,buji,zincir,zincir eki,gerekli takımlar vs. alacağım. Koruma olarak mont,dizlik,kask,eldiven mevcut. Yağmurluk da var çantamda. Elbette yeddek kıyafetler,bot vs. olacak. En büyük keyfim için bakır cezve,Türk kahvesi,nargile gibi şeylerde olacak. Tavsiyelerinize bu konuda da açığım.

    Gezi sırasında ve sonrasında olabildiğince güzergah ile ilgili fikirlerimi paylaşmamya çalışacağım. Elbette fotoğraflar ile.

    sailor33 bunu beğendi.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    blue4XL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Temmuz 2016
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Önce MCT250, şimdi Yamaha
    Güle güle gidin. İyi yolculuklar dilerim.
    viper08 bunu beğendi.

  3. #3
    Mersin İl Temsilcisi yürekçe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    02 Ağustos 2006
    Şehir
    Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam
    Motosikleti
    Cân ile hem cahan, dehr ile hem zaman
    bari güzergah falan bilseydik...

    tekeriniz düz bassın
    viper08 bunu beğendi.

  4. #4
    sailor33 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    08 Mart 2013
    Şehir
    ADANA
    Motosikleti
    VFR 800 (INTERCEPTOR)
    Küçük bir el fenerini de yanınızda bulundurmayı unutmayın. Tarsus'a memleketime selamlar. Yolunuz açık olsun
    viper08 bunu beğendi.

  5. #5

    Üyelik
    18 Ağustos 2012
    Şehir
    İzmir / Çiğli
    Motosikleti
    Honda NC700S
    Teşekkür ederim iyi dilekleriniz için.

  6. #6
    MCV - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Mayıs 2014
    Şehir
    sivas
    Motosikleti
    150 mcx-Kuba KEE100-RKS Winner200- Hero XPULSE 200
    Güzel bir hazırlık yapmışsın.Hayırlı yolculuklar.
    viper08 bunu beğendi.

  7. #7

    Üyelik
    14 Mart 2016
    Şehir
    İSTANBUL
    Motosikleti
    2015 MONDİAL RXİEVO/ SUZUKİ DL 650
    yedek eldiven kışlık ve yazlık mut, burdur,denizli soğuk olur.iyi yolculuklar
    viper08 bunu beğendi.

  8. #8
    Metehan07-70 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Mart 2016
    Şehir
    Antalya
    Hazırlık yeterli, bakımlarda tam, eğer bir de sabırlı biri iseniz (çünkü o yol 70-80 km hız ile sıkabilir bir müddet sonra) sorun yok.
    Dönüş güzergahında,Kalkan-Finike arasında ve özellikle Demre-Finike arası çok dikkatli olun, ha biraz daha hıza ve viraja uygun bir motosiklet olsa çok keyifli bir yol, fakat siz bu motorla o daracık ve virajlı yolda 50-60 ile gitmeye çalışırken sizi sollamaya çalışan, yol izin vermediği için üzerinize çıkmaya kalkan araçlara çok dikkat edin.
    kazasız belasız inşallah.
    viper08 bunu beğendi.

  9. #9
    atik216 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Ağustos 2015
    Şehir
    Mersin
    Motosikleti
    Rks Blackster
    Vay Tarsuslu hemşerim yolun açık olsun
    viper08 bunu beğendi.

  10. #10

    Üyelik
    01 Ağustos 2016
    Şehir
    ADANA
    Motosikleti
    2016 mondial 150 mash
    Öncelikle hayırlı yolculuklar dilerim. bu seyahatta ortalama hızınız ne olacak?
    viper08 bunu beğendi.

  11. #11

    Üyelik
    18 Ağustos 2012
    Şehir
    İzmir / Çiğli
    Motosikleti
    Honda NC700S
    yazlık eldiven ile çıkacağım,fakat yanımda kışlık eldiven,balaklava,bere vs. olacak elbette. Yolculuğu seven biriyim,otoban kullanmam,dağ ve köy yolları tercihimdir. Etrafı seyrederek nerede bi çeşme dere manzara olsa dura dura arşınlayacağım yolu inşallah. Ortalama hız bölünmüş yollarda 70-80km/s,dağ ve köy yollarında 50-60km/s olur sanırım. Zaman kısıtım yok ne acele ederim ne de riske girerim. yanımda kahvem ve nargilem bi de radyom var ki daha ne olsun....
    Tavsiyeler ve iyi dilekler için teşekkür ederim.

  12. #12
    Metehan07-70 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Mart 2016
    Şehir
    Antalya
    Güzergahla alakalı bir öneride bulunayım öyle ise, Silifkeden Mut a geçme, devam et, Anamur dan gir sağa, Kaş, Abanoz, Halkalı yaylalarından daha sonra ise, Zeyve pazarı ve Ermenek barajı üzerinden geç Ermenek e. Tek sıkıntı Anamur dan Kaş yaylasına çıkarken ki rampa, ama sonunda müthiş bir atmosfer, hemi de Kıbrıs manzaralı.
    viper08 bunu beğendi.

  13. #13

    Üyelik
    18 Ağustos 2012
    Şehir
    İzmir / Çiğli
    Motosikleti
    Honda NC700S
    Bahsettiğiniz yola baktım maps den virajları falan baya keyifli görünüyor. Ama ben Mut da yerköprü şelalesini görmeyi çok istiyorum. Mut a da Gülnar üzerinden önce Zeyne de bir mola ardından şelale ve sonrasında da Zeyve Pazarı.Ama derseniz ki bu yol çak daha keyifli yerköprü şelalesini daha sonra bir hafta sonu planı olarak erteleybilirim. Ermeneke benim için mecburi bir rota değil. Artçım olmayacak,çantalarımda fazla ağır değil. Rampalarda çok zorlanmam diye düşünüyorum. Tahmini yola çıkışım pazartesi sabah 06:00.

  14. #14

    Üyelik
    18 Ağustos 2012
    Şehir
    İzmir / Çiğli
    Motosikleti
    Honda NC700S

    2105 km Tamamlandı, naçizane paylaşımlarım

    Merhaba arkadaşlar, geziye pazartesi sabah başladım. İlk 120km Tarsus-Silifke arası otoyolu kullanmak zorundaydım. Otoyol her zaman sıkıcı gelmiştir bana. Bu nedenle telefonuma Sıla nın tüm albümlerini,90 lar Türkçe Pop ve 90S Pop(yabancı) albümlerini attım. Otoyolda kulaklıktan uygun bir ses seviyesinde müzik dinleyerek yol ancak çekiliroluyor.



    Silifke'ye ulaşınca yüksek bir noktasında konumlandırılmış olan Silifke Kalesine çıkmak istedim. Yolu biraz karışık. Veee tam kaleye ulaşınca o da ne kale bakımda giriş yok. Ancak dışarıdan bir kaç kare alabiliyorum.



    Kaleden inişte çok dikkat edilmesi gerek,zira karayolları ekipleri mevcut çukurları kumla kapattıkları için motosikletler açısından ciddi tehlike arz ediyor. Ufak bir düşme tehlikesi atlattım bende. Silifke'den Mut'a giden yol gerek manzarası gerekse tatlı virajları ile keyif ve zevki yeniden canlandırıyor. Yolda Göksu nehri manzaraları eşlik ediyor size.





    Hava çok güzel, bu yolu 2 ay önce kat edecek olsam terlemekten keyif alamazdım herhalde,tabi 1 ay sonra da oldukça soğuk olacaktır. Mut' a giden yolda bulutlar muhteşem bir gökyüzü manzarası sunarken ara ara kuşlarla yarışıyoruz yolda.





    Bu yol boyu beni en çok etkileyen şeylerden biri Türk Bayrağı görmeden 30-40 km yol gidilmemesi. Nerede bir tepe var,nerede bir köy var hatta yol kenarındaki tablalarda bile şanlı Bayrağımız dalgalanmakta.



    Kasabalar ardı ardına gelirken virajlarda size Antalya yolunda seyir halinde olan şehirler arası otobüsler eşlik ediyor.



    Mut a girmeden bir Opet de durup yakıt ikmali yapıyorum. Buraya kadar olan yolda Mayk 27TL lik benzin kullanmış görünüyor.

    Tam o sırada dikkatimi iki Mercedes çekiyor. Hani ilanlarda derler ya emsalsiz,Türkiye'de tek falan diye. Aynen o kondüsyonda bir 115 kasa bir de Manda kasa Mercedes... Petrolün sahibine ait olduklarını söylüyor pompacı arkadaş. Bal köpüğü olanda orijinal klima da var diyor ve fiyatı patlatıyor 40.000TL. Taktir sizin...



    Mut ilçesine girince ana yol üzerinden Mut kalesi sapağıdan sapıyorum. yol çok dar ve etrafında evler olduğu için girişi kaçırmanız muhtemel. Kale iyi restore edilmiş. Kule arkasında bir cafe de yer alıyor.







    İç surların üzerine çıkmanız için merdivenler mevcut. Ancak çok dikkat etmek lazım,zira korkuluk ne merdivenlerde ne de çıktığınız noktada mevcut değil.



    Mut'dan çıkınca Göksu nehri yatağı hizasından yola devam ediyorsunuz. Göksu nehri eşil ediyor size ve yine bulutların dansı.





    Kendinizi manzara ve yola kaptırırsanız bu "DEVASA" !!! yer köprü tabelasını görmeyip yola devam etmeniz içten bile değil.



    Sapaktan döner dönmez karşıma çıkan "Yer köpür şelalesi yolunda çalışma vardır. Yol kapalıdır" tabelasına aldırış etmeden yola devam ediyorum. Yolda elektrik santralleri,göksu nehri,dağ,gökyüzü muhteşem.





    Motora yüklediğim çantaların ağırlığı ve yüksekliği nedeniyle her durduğumda önce bir yan kriko denemesi yapıyorum,devrilme durumu olacak gibi olursa mecbur orta sehpaya alıyorum. Tabi orta sehpaya alırken de kollara baya bir yük biniyor. Bir daha ki gezide daha az eşya ve yatay yükleme şart.



    Yolda giderken hep geri dönen araçları gördüm. İlerde durum ortaya çıktı. Karayollarının şu kocaman asfalt makinelerinden biri ve yanında kamyonlar,işçiler bariyerler ve yol kapalı. Birine soruyorum yol şelaleye gider mi diye,cevap gider ama kapalı işte. İşçilerden birine soruyorum "abi yandan yandan yavaştan kaçsam olur mu?" diyor mühendise görülmeden yolu da bozmadan git bakalım. Aradaki 50-60 cm kadar boşluktan sıyrılıp 300-400m kadar cross parkuru yapıp normal yola giriyorum. Yol kapalı olduğu için gönlümce sürüş yapıyor,fotoğraf için rahat rahat duruyorum.





    Tam seri bir şekilde yola devam ederken karşıma yolun tam ortasına oturmuş bir at çıkıyor.



    Daha önce inek,öküz,keçi,koyun vs. gördüm ama bu ilk oldu. Ne korna fayda ediyor ne de motorun sesi. Yukarıdan sahibi sesleniyor geç diye. Ben yanından geçerken hafif kıpırdanıyor ama ayağa kalmak yok.Sonunda milli parkın girişine ulaşıyorum.



    Giriş ücreti 6TL. Ateş yakmak ve avlanmak yasak. Görevliler uyarıyor beni. Yolu sorduğumda bana şurdaki yola varacaksın diye işaret ediyor amca.



    Yahu insan demez mi o yol yürüme yolu,aşağıda park alanına motoru bırak yürü, aman aşağı motorla inme falan diye. Bende başlıyorum virajlı ve hiç stabil olmayan rampadan aşağı cross yapmaya.



    Sonunda motoru uygun bi yerde bırakmaya karar veriyorum. Zira yol, yol değil. Bu yolu paletli iş makinasının kullandığını sonradan öğreniyorum ancak motor indi oraya bir kere.



    Motordan inince yürümekte bile güçlük çekiyorum yolda. Zemin yumuşak,iri iri taşlarla dolu. Siz siz olun girişten 400 m sonraki park alanına çekin motorunuzu, tabi cross meraklısı iseniz yada benim gibi macera arıyorsanız o başka. Bedeli bir kova ter,debriyajdan uyuşmuş parmaklar,yorgun bir motor ve değiştirmeniz gereken fanila ve t-shirt olacak benden söylemesi. tecrübe ile sabittir.

    Karşınıza çıkan köprüye doğru gidince sanki başka bir boyuta geçiyorsunuz.







    Havanın serinliği,sessizlik,manzara vs. büyülüyor sizi. Nereye dönseniz başka bir güzellik çıkıyor karşınıza.

    Belediyenin hizmetini de taktir etmek gerek. Köprüden başlayarak şelalenin üst kısmına kadar güvenli yürüme yolları,5 yıldızlı otel temizliğinde WC,fotoğraf ve dinlenme için 2 seyir terası mükemmel hizmetler.
    Toplam 355 basamak ,ile ulaşılıyor şelaleye.







    İnişili çıkışlı bu parkur kondüsyon istiyor. Arada suyun muhteşem renkliliği,alabalıklar,ağaçların çeşitliliği nefesinizi kesiyor.











    Bu parkurda tam yorgun düştüm derken,yer köprü şelalesi sizi karşılıyor. Manzara yaklaştıkça daha bir güzel oluyor.





    İki dağ arasından gelen kar ve kaynak sularının oluşturduğu şelale gerçekten büyük,ihtişamlı ve her köşesi tam bir cennet köşesi tadında.







    Şelalenin tepe noktasına , suların düşmeden önceki yerine kadar yürüme parkuru mevcut. Her karışını gezmenizi öneririm.



    Ateş yakmak yasak olduğu için kahve pişiremedim ama burayı görmenin ve 1-2 saat zaman geçirmenin keyfi yeterli geldi.
    Önemli bir dip not. Benim geldiğim saatler tam 11:30-14:00 arası idi. tam kanyondan ayrılırken bir ses "tak tak tak" hatta "TAK TAK TAK" meğerse o benim indiğim yolu açan ekskavatör kanyonun karşı kısmında yol açmak için çalışıyormuş. Bu doğal ortamda o ses hiç çekilmiyor. size tavsiyem öğle arasına denk getirin ve doğanın huzurlu sesi ve sessizliğini yaşayın.





    Milli parktan ayrılıp yola koyuluyorum yeniden. Yazması kolay oldu ama o indiğim yerden çıkmak için yaklaşık 45dk ter döktüm.
    Bu telaşla aklımdaki rota olan Zeyve Pazarı üzerinden Ermenek güzergahını unutup gazlıyorum. Ancak Ermenek'de yağ değişimi için durduğumda kafam dank ediyor ama çok geç. Bi daha ki geziye kısmetmiş. Ermenek'de yağ değişimi için ana cadde üzerindeki büyük camiden 100m sonra sağ tarafta dükkanı olan Abdullah ustanın dükkanı önünde duruyorum. Onun da bir 301 MZ i var,yeni bir de İzci almış kendine. O da hevesli gezilere. İçim rahat etsin diye yanıma aldığım Shell 15-40W 4T motor yağımı koyuyor Mayk'ın yağ haznesine. içinden çıkan yağda iyi aslında diyor,daha yeni rengi değişmeye başlamış ama ne olur ne olmaz dedim değişelim. O tozlu yollarda iyice yağsızlaşan zincirin ayarını ve yağlamasını da yapıyor ve tüm ısrarlarıma rağmen para almıyor. Yolda ne olur ne olmaz diye cep numarasını alıyor ve minnetle ayrılıyorum dükkanından.





    Ermenek yolunda çok ciddi yol çalışmaları var. Ben karayollarının bu kadar iş makinesi ve ekibi olduğunu tahmin etmezdim. Çalışma bölgelerinde yol tek şerti ve çok bozuk oluyor. Bazen komple yolu kesiyorlar.



    Ermenek'den çıkınca yolda kuru çam dallarını görüyorum. Hemen durup bir poşete dolduruyorum. Malum kahve ve nargile için çok pratik bir ateş yakma aracıdır kuru çam.



    Yolda Mayk'ın en sevdiğim karesini çekme fırsatım oluyor. Tabi bunun farkına ancak eve gelip bilgisayarda fotoğraflara bakınca varıyorum. Duvar kağıdım oluyor bu kare.



    Tırmanış sürerken bu güzel manzaralara veda ettiğimi sonra anlıyorum. Zira



    O yemyeşil tepeler kendini tam bir Orta Asya manzarasına bırakıyor. Her yer taş,kaya ve bozkır. Epeyce de yükseğe çıkmışız,tabelayı görünce anladım.







    O dağların taşların arasından coğrafyaya çok uygun bir ismi olan tatlı bir ilçeye geliyorum,Taşkent. Girişinde bir çeşme ile hoşgeldin diyor size.Arka planda Alahattin Keykubat'ın heybetli bir heykeli var. Burada biraz dinleniyorum. Buz gibi sudan içip şişelerimi de dolduruyorum. Çeşme yanında bir tablada çay ve simit satan bir esnaf elinde benim bugüne kadar yediğim en taze ve lezzetli misket gibi yuvarlak ve bal gibi olan bir salkım üzüm ikram ediyor. Sohbet ediyoruz biraz. Bir bardak da çay içip devam ediyorum yola. Hava karardığı için bir konaklama yeri bulmam gerekiyor.







    Taşkent'den çıkıp yola koyuluyorum. Hava kararmakta olduğundan fazla fotoğraf çekmeden gazlıyorum biraz. Hadim isimli belde de akşam namazı için Hz. Hadimi camiine giriyorum. Herkes garip garip bakıyor,mont,dizlik,eldiven,kask vs. Namaz sonrası iki arkadaşla laflıyoruz ayak üstü. Onca yolu bu motorla nasıl geldin diye hayretle dinliyorlar rotamı ve hedeflerimi. Belli onların da içinde bir ateş var böyle birgezi için. Cesaretlendirmeye çalışıyorum olabildiğince. Hava karardığı için Hadim Öğretmenevinde kalmayı düşündüğümü söylüyorum. Sağolsunlar uyarıyorlar"buranın öğretmenevi pek konaklamaya elverişli değil" diye. Bende kışlık kıyafetleri kuşanıp yaklaşık 59 km uzaklıktaki Bozkır ilçesine doğru yola koyuluyorum.



    Bu yolu gece karanlığında gitmek hem iyi hem de kötü oldu. İyi olması;karşıdan gelen olursa ışığından fark edebileceğim için virajları çok keyifli olan bu yolda olabildiğince gazladım. Yeni lastiklerin ve onca viraj tecrübesinin de katkısıyla hem hızlı hem de açılı viraj girişleri yüzümde engel olamadığım bir tebessüme neden oluyor. Kötü yanı ise yol üzerindeki küçük köyleri tam olarak görememiş olmam. Yerleşim yerlerinde yavaşladığımda eski köyevleri,yamaçlar vs. fark ediliyor. Ama yolun bitmesi gerek deyip geçiyor ve bir dahaki gezide gündüz geçmeyi not ediyorum buralardan.
    Toplam 420km lik yorucu bir günden sonra Bozkır ilçesine geliyorum. Kendimi 1980 lerde hissetmeme neden olan bir ilçe Bozkır. Önce bir pansiyona fiyat soruyorum,35TL diyor. Daha önceden aradığım ve yer ayırttığımöğretmenevine geçmeye karar veriyorum. Bir binanın 3. katında yer alan öğretmenevine çıkınca tam bir zaman makinesinde hissediyorum kendimi. Tablelalar,bürolar,mobilyalar,koku vs. bambaşka bir hava var. Odalar 2 kişilik,müşterek banya ve wc var. Temiz bir yer. Gecesi için 18TL ödüyorum. Oda arkadaşım MYO da öğrenci Talat adında biri. Yorgunluktan fazla sohbet edemeden uyuyorum.
    Sabah 04:40 da kalkıp çantaları düzenliyor ve kışlıkları kuşanıp çıkıyorum dışarı. Sabah namazı için gittiğim camii çıkışında hayır duaları alarak yola çıkıyorum.





    Sabahın erken saatlerindeki pus altında Bozkır'ın manzarası ile hoşçakal deyip yola koyuluyorum. İstikamet Seydişehir üzerinden Huğlu.





    Seydişehir'den çıkınca karşıma rotadaki en keyifli yollardan biri çıkıyor. Kıvrılan ve tırmanan yollar eşiliğinde yüzümde yine bir tebessüm.









    Rakım yine yükseliyor. Kocakoru Milli parkı içinden geçiyorum. Yol öyle güzel ki. Çam ağaçları,tatlı tatlı virajlar,muhteşem manzara. Gitmekte olduğum yerin de bir bu kadar güzel olduğunu Huğlu'ya varınca anlıyorum.



    Huğlu'ya varınca belde meydanındaki dinlenme yerine çekiyorum motoru. Bir anda oradakiler toplanıyor etrafıma. Yaşlı bir amca illa kahvaltı için evine davet ediyor. Ancak "amca sağol çantamda malzemeler var bozulur onlar " deyip ikna edebiliyorum. Kahveci Abdullah Abi geliyor ve içeriye davet ediyor beni. Hemen masa üzerine sofra açılıyor. Çay da sıcak sohbetleri de. Her yıl bölgede köprülü kanyon a gezi düzenlenirmiş günübirlik. Mutlaka katılmalısın diyor. Tüm ısrarlarıma rağmen burada da cebime elimi atamıyorum. Gideceğim yolu iyice tembihleyip dikiz aynamdan kaybolana kadar bekliyorlar oracıkta. Huğlu çıkışında bir tank çıkıyor karşıma. Evet evet gerçek bir tank.





    Yola bir süre sıkıcı devam ettikten sonra,bir yanımda Kızıldağ Milli parkı diğer yanımda Beyşehir gölü ile keyifleniyorum yeniden. Beyşehir gölü kesinlikle görülmesi gereken manzaralara ev sahipliği yapıyor.







    Sabah kahvemi bu manzara eşliğinde içmeye karar verip en uygun yerde çekiyorum kenara. Mayk manzaraya karşı dinlenirken ben de Taşkent'ten doldurduğum suyu cezveye koyup Ermenek'ten aldığım çam odunları ile yaktığım ateşe koyuyorum. Manzarayı da Beyşehir gölü bahşediyor ve bana keyfi sürmek kalıyor sadece.





    Kahve keyfi sonrası yola koyuluyorum yeniden. İstikamet Şarkikaraağaç üzerinden Gelendost ve Eğridir.



    Bu yol boyunca çok güzel küçük köyler gördüm. Eski evler,kalabalık kahveler,Heybetli dağlar. Bir ara durup biraz keyif için göl kenarında bir sigara yakıyorum. Normalde içmiyorum ancak bu tip zamanlarda iyi gidiyor. Müzik eşliğinde, Beyşehir manzarası ve aromalı tütünün tadı...









    Biraz yol aldıktan sonra başlıyor elma bahçeleri. Toplama zamanıymış,traktörler elma dolu,her yer elma kokuyor. Yer yer bu elma yığını manzaralarını görmek bir süre sonra doğal gelmeye başlıyor.



    Elma bahçeleri devam ederken, daha önce forumda burada fotoğraf çektiren bir arkadaşa özendim ve ismi sıcacık bu belde girişinde bir foto da ben çektim.





    Bir süre sonra Eğridir gölü manzaraları başladı. Bu manzaralar bana çocukluğumuzda TRT de çıkan ressam Bob(rahmetli) ve resimlerini hatırlattı. Şimdi şuraya bir dağ çizelim,yansımasını da yapalım. Bir de şuraya ağaç. Gölün üzerine de bir kuş sürüsü koyalım...







    Eğridir merkeze girince de o muhteşem yansımalı manzaralar devam ediyor.







    Eğridir kalesi de onarıma girmiş. Ada içinde turluyorum. Bir çok pansiyon,otel ve cafe mevcut burada. Konaklama fiyatlarını daha önce araştırmıştım,50-100 TL arası kahvaltı dahil konaklama imkanları var.





    Manisa'da ziyaretine gitmek istediğim arkadaşımın izin konusunda sorun yaşaması üzerine Eğridir de konaklamak yerine hızla Manisa ya doğru yola koyuluyorum. Planım Denizli Güney şelalesi ve Pamukkale üzeri gitmekti ama bunlar da bir daha ki geziye kaldı.

    Dağda insanın içini kabartan ve vatan aşkını depreştiren devasa bir bayrak ve yazılar; "Güçlüyüz,Cesuruz,Hazırız"



    Bu haber ile bir günde yaptığım yol rekora doğru gidiyor, 662 km.



    Yolda gün batarken güzel manzaralar oluşuyor. Otoyol kullanmak zorunda olduğum için kulaklığımı taktım,başladım gazlamaya. Mayk akşam olunca 100-110km sürate banamısın demiyor. 125cc ve yüklü bir motor için iyi bir performans bence.





    Yolda giderken bir de baktım ibre 40998 olmuş, dedim 41000 de bir fotoğraf alıp maşallah dedirtelim Mayk'a.



    Manisa'ya yaklaştıkça yorgunluk baş gösterdi. Saat 22:30 da yolu tamamladım. Onca yoldan sonra sevdiğim bir dostumu görünce yorgunluk kalmadı,hatta gecenin o saati bir de nargile yakıp muhabbete daldık.



    Manisa güzel bir şehrimiz. Şehzadeler diyarı. Her köşesinde Osmanlı'nın izleri var. Merkezde yer alan Tıp Müzesi,Şehrin yanıbaşında heybetiyle duran Spil dağı ve Milli Park görülmeye değer yerler.















    Yola çıkarken planım Manisa'dan sonra İzmir-Aydın-Muğla-Antalya-Mersin-Tarsus şeklinde plan yapmıştım. Ancak Manisa'da iken haber beklediğim bir iş için Acilen Konya'ya çağrıldım. 535km lik Uşak-Afyon-Konya güzergahının tamamını hız için otoyoldan geçtim.



    Tabi yol üzerinde bir iki kare için durdum,dinlendim biraz. Vaktim olsa Dumlupınar şehitler abidesine girmeyi çok isterdim,bu da bir dahaki geziye artık.



    Çatal köprüsü











    Yol üzerinde İkindi namazı için Güre Beldesine girdim. Namaz sonrası amcalar kahveye davet etti. Çay ısmarladılar. Sohbet ettik epey. Birinin 90 larda jawa sı varmış,yarım metre karda nasıl Eskişehir'den geldiğini heyecanla anlattı. Dualarını alıp yola koyuldum tekrar.

    Afyon'a girmeden 30 km kadar önce Opet de yakıt ikmali yaptım. O esnada Konya'daki arkadaşım arayıp "ya gece nasıl sürüyorsun ben arabayı bile gece kullanamam...." şeklinde bir konuşma yaptı. Konuşmadan sonra motora bindim,tam hareket ettim o da ne far yanmıyor...! Zenonu taktıralı 8 ay kadar oldu gündüzleri de açık tutmama rağmen tık demedi. Şansa bak dedim. Çantamdaki el fenerini plastik kelepçelerile öne bağlayıp 30km kadar yol aldım. Afyon'a girmeden bir oto elektrikçisini kapatmadan yakaladım ve far ampulunu değiştirdik.



    Konya'ya saat 23:00 sularında girdim. Mevlana Müzesi civarında yer alan Çınar Otel de yer ayırmıştım. Küçük ve şirin bir otel. Aşırı konforlu değil ama temiz ve hesaplı.o saatte rica etmem üzerine bana bir de ütü ayarladılar sağolsunlar. Oda kahvaltı için 50 TL ödedim.







    Sabah iş görüşmesi için araba ile Altınekin'e hareket ettik. Akşama kadar misafir ettiler sağolsunlar. Buradan niyetim Antalya'ya geçmekti ancak meteorolojinin Konya bölgesine yaptığı şiddetli fırtına uyarısı üzerine yine gece de olsa eve dönüş için Tarsus'a yola koyuldum.



    Yolda km saatim 42000 olunca yine bir fotoğraf alayım dedim.



    Yol Ulukışla'ya kadar otoyol gibiydi. Sıkılmıştım iyice,oradan eski yola girdim ve Ulukışla'dan sonra keyifli virajlı dağ yollarına girdim. Aslında riskliydi biraz ama olsun. Hayat bazen de risk almaktır. Bu yolları ilk kez motorla geçtim. Bundan sonra keyifli virajlı yol istediğimde ve zamanım olmadığında buraya çıkacağım. Karboğazı mevkiinde bir Rakım tabelası vardı ama ciddi şekilde üşüdüğüm için durmadım.



    Eve geldiğimde saat 23:30 olmuştu. Toplam 2105 km yol aldık Maykla. Far ampulu dışında hiç sorun etmedi.

    Toplam 297 TL yakıt kullandım. Ortalama 0,141 TL/km yapıyor. Konaklamalar,Yer köprü girişi,far ampulu ve yağ masrafları dahil 450 TL masrafım oldu.

    Konya'daki görüşmem olmasa idi yaklaşık 3 gün daha yola devam edecektim. İnşallah görüşmem olumlu neticelenir de yoldan geri kaldığıma değer.

    Motorum Kanuni marka ancak üzerindeki makine YBR ile birebir aynı. Titreşimden rahatsız etmiyor,ayaklıklar ileri alındığı için dizlerde uyuşma olmuyor.Siperlik olduğu için rüzgar ve börtü böcek de fazla etkilemiyor. hava soğutmalı olmasına rağmen beni gerçekten şaşırttı diyebilirim.

    Umarım sizler için fikir verebilecek, gerekli bilgilerle dolu ve en önemlisi içinizdeki gezi hevesini ateşleyecek bir paylaşımda bulunabilmişimdir.

    Tekeriniz düz bassın, yolunuz açık olsun...
    arokh, Metehan07-70, Apices ve 1 diğerleri bunu beğendiler..

  15. #15

    Üyelik
    09 Nisan 2009
    Kimse yorum yazmamış,ben yazayım! Tebrikler, harika bi gezi olmuş.Kendim gezmiş gibi oldum.Fotodan hiç çekinmemissin
    helal olsun.Roman tadında anlatım olmuş,açıkcası çok imrendim...Ömrüne ömür katmışsın ya helal olsun,yeniden tebrikler.

  16. #16

    Üyelik
    18 Ağustos 2012
    Şehir
    İzmir / Çiğli
    Motosikleti
    Honda NC700S
    Değerli yorumunuz için tesekkur ederim. Geziden geldiğimde herkes genclestigimi yüzümde hep tebessüm olduğunu belirtti. İmkan oldukça daha sık çıkmak gerek böyle gezilere. Yazıyı yazarken bir kere daha aldim keyfini. Gezmek ve paylaşmak bambaşka bir haz veriyor.

  17. #17
    Mamba09 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Eylül 2013
    Şehir
    Kusadasi
    Motosikleti
    Ducati Scrambler & Italjet
    hocam valla harika gezmişsiniz. bayıldım gerçekten. yakıt tüketimiyle ilgili bilgi verir misiniz?

  18. #18

    Üyelik
    18 Ağustos 2012
    Şehir
    İzmir / Çiğli
    Motosikleti
    Honda NC700S
    Rota gerçekten guzeldi. dönüşte de istediğim rotadan gelebilsem tam olacaktı ama kısmet degilmis. Yakıt konusunda ort 0,141tl/km hesapladim.

  19. #19
    TamGazDevam - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Temmuz 2015
    Şehir
    Mersin / Adana
    Motosikleti
    YBR 125 08' / HONDA CIVIC VTEC 1.6 04'
    Abi bir daha ki gezinde mersin-silifke arası sana yol arkadaşlığı yapmak isterim, bi daha yola çıkarsan kesinlikle mesaj atmanı bekliyorum. Bende belirli yıllar arasında Konya'da yaşadım ve o gölün etrafını turlardık küçükken enfes bi manzarası var. Ne güzel gezmişsin tekerine sağlık

  20. #20
    Metehan07-70 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Mart 2016
    Şehir
    Antalya
    Harika bir gezi olmuş kardeşim, tebrik ederim.
    Buradan bir kez daha anlıyoruz ki, moto-geziler için illaki çok pahalı bir makinaya gerek yok, çok paraya da gerek yok, bakımlar ve ekipman çok önemli.
    Son sonuç ise, Ermenek dünyada görüp görebileciğiniz en nadide yerlerden bir tanesi (Memlekete kıyak geçelim dimi)
    Şimdi zamanı biraz geçti gerçi ama, bahara doğru haber ver, Zeyve de buluşalım bir.


1. sayfa 12 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)

Bu Konudaki Etiketler