Yıllar yıllar önce, çok değil aslında 2012 yılında Abanoz Yaylası kampında tanışmıştım Alanyalı arkadaşlarla. O günlerden bu yana da devam ediyor dostluğumuz. Mersin-Antalya bölgesi Toroslar ve İç Anadolu'ya geçen yollar motosiklet kullanmak için, kamp yapmak için bulunmaz nimettir. Hele bu yol Alanya'dan da geçiyorsa tadından yenmez.
Dosta giden yolda hızınızın çok önemi yoktur, 150 ile giden de 50 ile giden de aynı sürede varır menzile. Çünkü dosta giden yolda hangi hızda gidersen git, ışınlanırsın... Nasıl geçti, nasıl bitti anlamadım ama 4 gün 1800 km gözümün önünden uçuverdi. Şuan bu satırları yazarken sanki bu geziyi hiç yapmamış gibiyim. Böyle durumlarda aklıma o güzel kitabın ismi gelir: "Rüzgar gibi geçti"
Geceden çantamı hazırlayıp, motoruma yükledim. Cuma sabah erkenden yola koyuldum. İlk hedefim Mıstık Usta. Ama Erzin dolaylarında sise yakalandım. Çok ilginçti, bir süre hiçbir şey göremedim. Kaskım dıştan buğu yaptı, biraz da yağmur yedim sanki. Ama dikiz aynamda bana hızla yaklaşan tırı görünce korkudan hız disiplinimi bozup 120 ile gitmeye başladım. Yolculuk maceralı başlamıştı, sabah sabah uyuşukluğumu atmış oldum üstümden.
Mıstık Usta'da çorba molası. Klasiklerden...
Bir solukta otobanı bitirip Erdemli'ye ulaştım. Silifke'ye geçip ordan Gülnar'a çıktım. Biraz yukarılardan dolaşıp öyle ineceğim sahil yoluna.
Silifke-Gülnar-Aydıncık rotasında harika virajlarlar var. Yalayıp yutuyorum kendilerini. Aydıncık'a inerken özellikle başım dönüyor firketeden.
Aydıncık'tayım. Hava çok sıcak, Bim'e sığınıyorum. Klima, su, çukulata... Kendime geliyorum, ama yolum uzun, oyalanmamam lazım.
Bozyazı'dan geçerken Mehmet Ercan hocama uğradım, selam vermeden geçmek olmazdı. Efsane Abanoz Kampında tanıştığım isimlerden.
Dedim ya dosta giden yolda ışınlanırsın diye. Bozyazı'dan bir uçumda Alanya'ya varıyorum. Özden öte emmoğlum olan Fatih Kara ile buluşuyoruz. Önce babasına uğrayıp ardından eve geçiyoruz. Sabah erken kalkıp kampa gideceğiz.
Vee sabah oldu. Motorlarımızı yüklüyoruz. Fatih abi emektar Wave'i ile katılacak bu tura. 150 bin km yi devirmiş, Anadolu'nun birçok yerini görmüş, Torosları gezmiş, unutulmaz bir yol arkadaşı olan bu ufak motorun belki de son kampı. Efsane ile beraber yol almaktan gurur duydum açıkçası.
Alanyalı dostlar bizi pastanede bekliyorlardı. Biraz hoş beş, biraz gülmece. Sonra geziye başladık. Ersin abi ve Zafer abi yine neşemiz. Bol bol takılıyorlar birbirlerine. Bir de doktor Bülent bey var, o da yeni yeni motosiklet kullanıyor, ekibe yeni katılmış.
5 motor çıkıyoruz yola. Rotamız Kuş Yuvası-Sarıveliler-Başyayla-Taşkent-Bozkır ve Beyşehir Gölü. Orman içi alternatif yollardan, köy ve yayla yollarından bol virajlı şekilde dolaşıyoruz.
İlk mola. Hava sıcak ama yukarılara çıktıkça serinliyoruz.
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:11 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:09 ----------
Kuş Yuvası geçidindeyiz. Wave çıkmam demiyor. En zor yokuşlardan birini atlattı bile. Su içip yola devam ediyoruz.
Gözlemecide kahvaltı molası. Çayla birlikte ne iyi gitti ama.
Kuş Yuvası yolunu tünellerle kısaltmışlar. 2012'de Abanoz kampına giderken bu rotadan gitmiştik ve harikaydı. Şimdi bitiverdi, motosikletliler için üzücü bir durum. Ama yöre insanı için büyük rahatlık.
Sarıvelilere giderken epey bozuk yoldan geçtik. Pulsar hiç bu kadar kirlenmemişti.
Emmoğlu ile selfi şeysi.
Ersin abiyle biraz önden yardırıyoruz. Manzara ve yol harika. Hava serin. 1800 metre rakımlardayız.
Ve arkadaşlar da yetişti bize. Zafer amca ve Fatih abi genellikle arkadan geldiler, Wave için zor ama imkansız değil bu yokuşları çıkmak. Hiç teklemedi maşallah. Gezi boyunca en fazla 15 dk arkamızdaydı, molalarda yetişti bize.
Yeniden yoldayız, Taşkent'te yemek molası vereceğiz. Biz Ersin abiyle yine önden gidiyoruz, biraz viraj yaptık birlikte. Onunla sürmesi o kadar zevkli ki. Eğitimli bir sürücü olması ve yılların getirdiği tecrübe ile virajlarda kuğu gibi gidiyor, ben de arkasındaki sıpa
Ve Taşkent'teyiz. Arka grubu bekliyoruz. Ersin abi rahat durmuyor, keçi gibi uçurumun kenarındaki erik ağacına uzanıyor
Taşkkent'e gelirseniz kesinlikle saç kvurma yiyin. Şimdiye kadar yediklerimin en iyisi ve en uygunu idi. Gerçi Alanyalı dostlar elimi cebime attırmadı ama...
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:14 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:11 ----------
Yoldayız, Bozkır ilçesine geçeceğiz. Yol yine serin, virajlı ve yeşil... Bu sefer arkadayım, Zafer Emmi ile sürüyorum. Hızımız 50
Zafer emmi Alanya tabelasını kesiyor. Kaçacak mı ne
Ben bir ara önden kopuyorum. Gaz kesmeden gidiyorum, yol çok güzel olunca coştum biraz. Ekip arkada kaldı, şunu söylemeliyim, Bozkır'a yaklaşırken virajlar rüya gibi oluyor. Sakin gitmek ayıp olurdu, veriyorum coşkuyu. Sonra dikiz aynamda Ersin abiyi gördüm, yetişti bana, virajın birinde durup pusu attım bizimkilere. Fotoğraflarını çektim. Gezinin en güzel kısmı Bozkır yoluydu kesinlikle.
Hava şansımıza bulutlu. Serin serin turluyoruz.
Ersin abiyle geridekileri bekliyoruz, Beyşehir'e az kaldı.
Vee Beyşehir Gölündeyiz. Kamp yerine gidip çadırlarımızı kuracağız.
Adam eski otobüs şöförü
Kamp yerindeyiz. Milli Parklara ait olduğu için ücretli. Ama cüzzi fiyatlar.
Kara Kedim göle erişti. Manzara süper, çadırımı motoru söndürdüğüm yere kuruyorum.
Bütün bir yıl bu fotoğrafı hayal ettim. Fatih Emmoğlu ile kamp yapmışız, motorlarımız çadırlarımız yan yana...
Kara çaydanlığım Mavi çaydanlıkla buluştu, göl manzaralı serin bir çay sefası bizi bekliyor.