Hamok 5. Aladağlar Kış Kampı (04-05-06 Mart 2016)
-
Geleneksel Hamok 5. Aladağlar Kış Kampı bu yıl 04-05-06 Mart 2016 tarihlerinde gerçekleşti.
Bu yıl kampımızı 6 kişi yaptık.
Kadromuz aynen şöyleydi..:
1- Sıtkı Güven (Honda CRF 250 L) Hatay
2- Fuat Bahadır (BMW 1200 GS) Hatay
3- Sertaç Kaya (Honda NC 700 X ) Hatay
4- Mehmet Çulcu (Yamaha XT 600) Adana
5- Adil Berk Oğuz (KTM 250 EXC SD) İstanbul
6- Bahadır Candemir (KTM1190 ADV) İstanbul
Biraz zorluydu bu yıl. İki gün boyunca tipi soluk aldırmadı desek yeridir. Şiddetliydi tipi. Kurulan 3 çadırdan ikisini dağıttı. Dönüşe başlayacağımızda gidemedik. 3 saat mahsur kaldık. Tipi yolu kapatmıştı.
Her yıl güzergah olarak Antakya-Kozan-Feke-Saimbeyli-Develi-Yahyalı güzerghını kullanıyorken, bu yıl bir değişiklik yaparak, Feke'den sonra Mansurlu üzerinden gittik. Bu yol yaklaşık güzergahımızı 100 km. kadar kısaltıyor. Her yıl sorar, kapalı olduğunu öğrenince vazgeçerdik. Bu yıl açıkmış şansımıza.
Kısaca güzergahımız aşağıdaki gibiydi.
İstanbul'dan gelen arkadaşlarımız ise, her yıl olduğu gibi bu yıl da aşağıdaki güzergahı kullandılar.
Akşamdan yükümü denkledim. Sabah erken çıkmayı düşünüyoruz.
Henüz gün ağarmadan yoldaydım. Şehir çıkışında yakıtımı tamamlayıp,
Hafif yağışlı havada Topboğazı'na yollandım.
Topboğazı'ndayım. Burada Reyhanlı'dan gelecek olan Fuat Bahadır'la buluşacağım.
Guneş, beklerken doğdu üzerime.
Ve güneşin doğuşunu izlerken ışık kümesi arasından Fuat göründü.
Vakit kaybetmeden üçüncü arkadaşımızla buluşacağımız Kozan-Dağılcak'a doğru hareketlendik.
Otoyoldayız. Islandıktan sonra giymenin anlamı yok diyerekten ıslanmadan önce yağmurluklarımızı giydik.
Ne güzel...Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Sevgili Erkin'le otoyolda karşılaştık. Eh, bu durum önümüzdeki yıl da tekrar ederse gelenekselleşen bir otoyol buluşması sözkonusu olabilir.
Hazır Erkin'i bulmuşken yoldaşımla...
Hatıra olsun.
Buluşma noktasında kontrol etmemiştik. Fuat'ın tavası ve ızgarası fiks.
Yağışlı hava peşimizde. Erzin'deyiz. Kısa bir mola verip,
Kozan'a doğru devam ettik.
Adana'dan organizasyonumuza katılan arkadaşımız Mehmet Çulcu ile Dağılcak'ta buluştuk.
Ve planladığımız gibi mükellef kahvaltımızı yaptık neşe ile.
Hımmm...Feke'ye doğru yağış pek yok gibi.
Muazzam güzel bir manzara eşliğinde yol alıyoruz. (Fotograf böyleyse, gözlerinizi kapatın ve gerçek manzarayı tahayyül etmeye çalışın)
Feke'de, herzamanki duraklarımızdan biriyiz. (İstasyondaki arkadaşları görünce eski dostları görmüş gibi oluyoruz. )
Arkadaşlarımız bize Mansurlu yolunun açık olduğunu ve oradan gidersek 100 km. kadar tasarrufumuzun olacağını söylüyorlar. Ve kağıt üzerinde yolu tarif ediyorlar.
Yolcu yolunda gerek.
Bir nevi navigasyon işte. Tek sorun, su geçirmez değil.
Feke'nin içinden Mansurlu yoluna dönüyoruz.
Oldukça güzel manzaralara sahip keyifli bir yol. (En azından şimdilik öyle)
Bu yolu ilk kez kullanıyoruz. Yukarılar biraz bozuk.
Daha ileriler ise, uzun süre asfaltsız ilerlememizi gerektirdi. Olsundu, yakındı ya...
Yol ayrımları biraz sıkıntı oldu. Zira etrafta birilerini görmek zor.
İşi gırgır şamataya vuruyoruz.
Devam...
Sedir ormanları çok güzel.
Daha yukarılar sisli ve hafif yağışlıydı.
Konarak, göçerek...
Mansurlu'ya ulaştık.
Sonrası asfalttaydık.
Bu yolda ırmaklar yoldaşımız oldu hep.
Tekrar yükseldik.
Bu kadar etkileyici ve güzel bir ortamın tadını çıkarmayacağımızı düşünmüyorsunuz herhalde.
Ve sonrasında biraz kar yağışı,
Sonrasında Yahyalı'ya yaklaştıkça kabak çiçeği misali açılan hava.
Yahyalı'dayız. Yani buluşma noktamız.
Henüz gelmiştik ki, İskenderun'dan biz geçtikten sonra çıkan Sertaç Kaya, NC 700 ADV'si ile yanımızda bitiverdi.
Ettik dört...
Mehmet Amca...
Bizim buraya beşinci gelişimiz ve ilkinde tesadüfen tanıştığımız ehmet Amca o gün bu gündür her seferinde bizimle ilgilenir ve lojistik desteğimizi sağlar.
Her ne kadar görmeyecek olsa da, yine de buradan tekrar teşekkür etmek isterim.
Markete gidiyos
Doyuran Baba Fuat işbaşında.
Çulcu'da yardımcı.
Marketten çıktığımızda, İstanbul'dan Adil Berk Oğuz'un gelmiş olduğunu gördük. Ekip tamamlanıyor.
Berk'in motosikleti KTM 250 EXC SD Special. Berk çözümü böyle bulmuş. Minibüse yükleyip geliyor. (İyi de ediyor)
Kısaca ettik Beeeşşş... (Bir tek İstanbul'dan gelecek olan Bahadır kaldı. O da yakınlarda biryerlerde. )
İndirmeye yardım ettik.
Ve Berk te hazır.
Mehmet Amca minibüsü güvenli bir yere parkettirdikten sonra bir arkadaşıyla birlikte bizi yolculamaya gelmiş.
Son bir çay diyoruz.
Yanlış olmasın. Fuat'ın yağmurluğunu çıkarmasına yardım ediyorlar.
Yahyalı'dan ayrıldık. Yoldan yakıtlarımızı tamamladık ve,
10 km. ilerideki maden yoluna, yani çıkışa başlayacağımız noktaya geldik.
''Hazırız'' pozu...
Ve tırmanışa başladık.
Önceki yıllarda bu yol baştan itibaren topraktı. Son iki yıldır belli bir yer asfaltlanmış.
Bizi bekleyen karlı tepeler...
Ve 1. Aladağlar Kış Kampı'nda en son çıkabildiğimiz nokta. Suna Yaylası. (Ne gündü bee...)
Gitgide yaklaşıyoruz. Aşağıda açık bir hava varken, belli ki yukarılar bozuk.
Asfalt bitti. Çamur hakim şimdi yola.
Zaman zaman yoğunlaşan çamur var. Fuat'ın beraberinde getirdiği kar paletlerini deneme zamanı.
Lakin paletler otomobil lastiklerine göre. Motosiklet lastik ve jantına bol geliyor.
Çare bitmez. Paletler kısaltılıp iki taraf delinerek cırtla bağlanılmaya çalışılacak.
Şimdi oldu gibi.
Bu arada havanın kararmaya başlamasıyla birlikte kar yağışı da başladı.
Bu noktada Bahadır'dan haber aldık. Yahyalı'ya ulaşmış. Burada durmuşken beklemeye karar veriyoruz. Zaten kelepçeler ancak biter.
Yaklaşık 1 saat sonra Bahadır'ın ışığını görüyoruz.
Ve ekibimizin tam tekmil biraraya geldiği an.
Kadro tamam...
Bir-iki hoşbeşten sonra,
Motosikletlerimize binip,
Kar yağışı altında yola devam ediyoruz.
Hava tamamen karardı. Yol, gitgide ağırlaşırken, yükseldikçe kar yağışı şiddetini arttırıyor. Bundan dolayı yol fotoları kısıtlı. (Geç kaldık geç...)
Sığınma Evi'nin önüne ulaştık.
Ulaştık ulaşmasına da, geçiş yolu kapalı. (Neyse ki kar tabakası çok kalın değil.)
Berk, iki zamanlı KTM ile bize iz açacak.
Berk'in açtığı izden geçişe başlıyoruz.
Derken...(Olası normal durumlar.)
Ağır motosikletlere destek lazım.
Bu dakikalarda yağış ara ara tipiye dönüyor.
GS tamam.
-Sıranı bekleee...
EXC zaten tamam.
Sağlama alma, yerleştirme devam ediyor.
Sırada NC 700 ADV var. Yorsa da o da tamam. (Gruptaki araziye en uzak motosiklet. Burada cesareti ve gayretinden dolayı Sertaç'ın hanesine bir adet ''helal olsung'' çentiği atıyoruz.
Benim CRF'yi söylemeye gerek yok sanırım. Parçaladı maşallah.
XT 600'de sıra.
1190 ADV önceden geçmişti.
Yorulduk ama tüm motosikletler sağ salim geçti.
Biraz tadını çıkaralım.
Hatıra olsun.
Yine hızlandı. Donmadan bir an önce kaçmalı.
Sığınma Evi'ne sığınıyoruz.
Çeşmeler, her yıl olduğu gibi bu yıl da donmaması için açık bırakılmış.
Reklamlar
-
Kana kana...
Sarkıtlara dikkat.
Malzemelerimi çıkardım. Erken erken çadırımı kurmak istiyorum.
Bahadır ve Sertaç, bana komşu olacaklar.
Zaman zaman hızlanan tipi altında çadırları kurduk.
İçerideyiz.
İyi yorulmuşuz.
Fuat'ım herzamanki gibi. Bu akşamın menüsü sucuklu yumurta, salata, konserve türleri ve turşu. Yani menümüz oldukça zengin.
Oturalım tabii. Hayrına geçelim sofranın.
Yemek sonrası vazgeçilmezimiz çaaayyy...
Yatma zamanı diyoruz ama...Çadırım adeta buzdan bir şato. Tipi bu yıl çok kızgın. İki saatte ortada pek birşey kalmamış. Kapatmış her bi şeyi.
Çadırıma geçtim ve o fırtınalı havada sabaha kadar mışıl mışıl, harika bir uyku çektim.
Ertesi sabah...
Kar yağışı azalmış ama bitmemiş.
Motosikletlerimiz sağlam.
Sığınma Evi'nin kapısı herzamanki gibi neredeyse tamamen karın altında.
Çalışacak mı ki ?
Fuat işin kolayını bulmuş.
GS'in aküsü su koyverdi. Takviye de sonuç vermeyince Yahyalı'dan yeni akü getirtilmesi kararı çıktı.
Çok dolaştık dışarıda.
Kaçıyoruz içeriye.
Yakacak sıkıntımız var. Karların altında bulduğumuz eski bir meyve sandığını idare ediyoruz.
Aha...Şimdi ''bu ne'' diyeceksiniz.
Arkadaşlar evlerini aramak isteyince (Telefon çekmiyor) Bahadır telefonları toplayıp karşı tepelere bata çıka bir tırmanış yaptı. (Yükseklerde çeker diye düşünülüyor tabii.) Yaklaşık iki saat sonra bitap vaziyette geldi ve maalesef telefonların tepelerde de çekmediğini söyledi. İçeride otururken madene traktörle su çeken bir vatandaş (su kaynağı sığınma evinin hemen alt tarafında) caminin köşesindeki bir metrekare alanda durdu ve telefon görüşmesi yaptı.
O an telefon etmek isteyen arkadaşların yüzlerini görmeliydiniz. Sonuç, o 1 metrekare alana adeta aktı arkadaşlar. Ve hatta caminin duvarına elini dayadığında daha iyi çektiği konusunda bir rivayet bile gelişti. Böylesine bir zincir oluştu normal olarak.
Tipi yine hızlandı. Akü getirmek için Yahyalı'ya giden Berk'ten haber yok.
İçeride işimiz kebap vaziyetleri var.
Neyse ki çok endişelenmeye mahal kalmadan Berk geldi.
Şu sıralar tipi azıttı iyice.
Berk aküyü motosiklette unutunca geri gidip aldı. İki dakikada şu hale geldi.
Oturalım ve,
Doyuran Baba Fuat'ın yarı kahvaltı, yarı öğle yemeği ziyafetini bekleyelim. (Hakkını nasıl ödeyeceğiz Fuat'ım...)
Bu arada Bahadır'dan ispirto ocağının eseri sıcak çorba servisi var. Yemekten önce fena olmaz.
Sığınma Evi'nde bir küçük mutfak mevcut. Tavukları daha seri pişirebilmek için ocağı denedik ama tüpü bitmiş. Sucu Ağabey'e hayrımıza Sığınma Evi'nin tüpünü değiştirmek istediğimizi söylemiştik. Sağolsun unutmamış ve siparişi vermiş. Tüp arabası geldi ve tüpü yola bıraktığını söyledi. Çıkıp almamız lazım.
Çıkmışken motosikletleri ve etrafı görüntülüyorum.
-Yettim Sertaç'ım...
Yedek kuvvetler de geldi.
İş içinde eğlence.
Ekibin çocuk ruhlu hallerini çoook seviyorum.
Şu saatlerde hava biraz iyi.
Ara ara sertleşiyor rüzgar.
Araçtaki güce bakar mısınız ! (Kepçe madene ait.)
Fotograf için kurgu...
KTM'ler sahnede...
İçeriden Fuat'ın ''yemek hazııır'' anonsu, hepimizi harekete geçirdi.
Anlaşılan fena acıkmışlar.
Çöküyoruz yer sofrasına.
Şu ortamda, şu şekilde yenen yemek, bana göre lüks bir restorandaki çeşitli leziz yemekten çok daha leziz.
Bi de çay patlattık arkasına, ooofff...
Yemekten sonra havanın da biraz soluk almasını fırsat bilen arkadalkarımızdan Berk, Bahadır ve Fuat 3.000 mt. rakıma çıktılar.Çok güzel videolar çekmişler. (Videoları klip haline getirebilecek bir arkadaşımı yakaladığımda yaptırıp beğeninize sunacağım.)
Çadırları kurduğumuz Sığınma Evi 2441 mt.de Arkadaşların çıktığı 3000 mt. daha da güzel.
(Seneye buralara mı kursak kampı acep ? Heder oluruz o ayrı. Aşağıdaki tipiyi burada düşünmek bile istemiyorum.)
Ama manzara daha bir muhteşem. Görüntülerle başbaşa bırakıyorum sizleri.
Arkadaşlarımız, tipi bastırınca geri döndüler.
Burada yarım saatte hava adına herşey değişebiliyor.
Hitchcock romanlarından fırlamış kılıklı Sertaç, suyu damlatma...
İkinci günün akşam yemeği menüsünde yine Fuat Usta'nın enfes spesyallerinden makarna var.
Bu yıl Fuat makarnayı ibrikte değil, tavada haşlıyor. (Hatırlayan hatırlar, geçen yıl tava, tencere olmadığından, Fuat haşlama işini ibrikte yapmıştı.)
Enfes görünüyor...
Ve gerçekten enfesti.
Yemek sonrası çekirdek faslı başladı. Ve bütün gece sürdü. (Bi bitmedi yahu)
Yatma saati geldi. Ertesi sabah erken kalkıp toparlanmamız gerek.
Geceyarısı bişiiler bişiiler oldu ama, çok anlayamadım uyku sersemi. Sesler olunca kalkıp çadırın fermuarını açtığımı ve bir foto çektiğimi hatırlıyorum. Bi de çadır komşum Sertaç'ın sesini duymuştum. ''Abi nasılsın sen, bizim çadırlar çöktü'' falan gibi bişeyler dediydi.
Tipi tokat gibi yüzüme yüzüme vurunca tekrar inime çekilip uykuya devam ettim.
Ertesi sabah...
Uyandığımda akşamki seslerle görüntüyü birleştirdim ve durumu anladım. Tipi çok şiddetliydi ve sonucunda iki çadırı târumar etmişti. Sonucunda Bahadır ve Sertaç tipinin gazabından kaçarak Sığınma Evi'ne sığınmışlardı.
Flame için söyleyecek pek birşey yok...
Çadırımı toplamaya çalışıyorum ama sabahın soğuğunda 10 dakika içinde parmaklarım iş görmeyecek kadar donunca,
Ben de arkadaşlarımın yanına geçiyorum.
Odanın kapısında 40 cm kar birikmiş.
Motosikletlerimiz genel olarak iyi.
-
Az sonra arkadaşlar da kalkınca yardımlaşa çadırları toplama işine giriştik.
Kahvaltı zamanı. Ara veriyoruz.
Her yemeğimiz birbirinden keyifliydi. Bu konuda emeklerini esirgemeyen Fuat'a sonsuz teşekkürler.
Arkadaşımız madene traktörle su çeken, camii'nin köşesinde telefonun çektiğini gösteren, tüp siparişini unutmayıp yola kadar gelmesini sağlayan, yakacak olmadığı için üşümeye başladığımız saatlerde bize madenden bir torba kömür getirerek ısınma işimizi kolay kılan ama adını bilmediğimiz arkadaşımız...
Ona da, karşılıksız yardımlarından dolayı sonsuz teşekkürler.
Kahvaltı sonrası eşyalarımızı yüklemek üzere motosikletlerimizin yanına iniyoruz.
Çıkış yoluna gözümüz iliştiğinde ise, bir sürprizin daha bizi beklediğini farkediyoruz. Çıkış yolumuz tamamen karla dolmuş.
Berk ''Testere''ile (ben EXC'ye böyle diyorum) iz açmaya çalışacak.
Maalesef karın yoğunlaştığı yerde Testere de saplandı.
İki arkadaş daha gidip 100 kğ.lık EXC'yi taşıyarak yola çıkardı. Berk madene gidip o devasa kepçeden yardım isteyecek.
Tipi sabaha karşı durdu. Şu an o havadan eser yok.
Mührümüzü ihmal etmedik.
çerisi temizlendi, çöplerimiz toplandı.
Berk yukarı, madene çıkmıştı. Kepçe 3 saate kadar gelecek. (Gelsin de 3 saat bekleriz)
Hatıra pozu veriyoruz.
Hepimiz bir aradayken ve bolca vaktimiz varken her yıl yaptığımız gibi, Aladağlar Kış Kampı bitiminde arkadaşlarımdan kısa değerlendirmeler alıyorum. (Çok keyifli bir söyleşi oldu)
Çöpümüz de az değilmiş.
Sevgili traktörcü arkadaşımız üç saat bekleyeceğimizi duyunca su tankerini söküp yolu traktörle geçebileceğimiz hale getirmeye çalışıyor. Seviniyoruz 3 saat beklemeyeceğimiz için.
Zorlanıyor ama gayret ediyor.
Maalesef...O da battı. Neyse ki kendini kurtardı. Olmadı. Bekleyeceğiz...
Boş durmayalım bari deyip motosikletlerimizi çıkışa hazırlıyoruz.
Bekleyeceğiz..
Paletler pek işe yarayamadı maalesef. Seneye daha iyi bişeyler bulmamız lazım.
Beklerken...
Yine beklerken.
Çayımız var, suyumuz var, şekerimiz var, ocağımız da var. O zaman bir çay neden olmasın ki !
Teşekkürler Fuat.
Peşin satan...
Son hazırlıklar.
Kurtarılmayı bekleyen zavallı masum Endurocular.
Ve, nihayet...
Ne güç var makinada...(Maşallah)
Biz buradan çıkacaktık ha ? Bu, bir gecede olan birikim.
Arkadaş bizden...
Operatörümüz...
Ne kadar teşekkür etsek az. Yoksa çıkmak için baharı beklememiz gerekecekti.
Geldi, yarım saatte halletti ve gitti...
Açılan yolumuzun şerefine...
Kepçeye son selam.
Tek tek yola çıkıyoruz artık.
Kepçe, sabah erken ana yolu açmış.
Yardımlaşmak güzeldir.
NC 700 ADV
Tamamız.
Daha fazla vakit kaybetmeden,
Dönüşe geçiyoruz.
Dağ keçisi görmemiştik zati...
Berk yine rahat durmuyor. Ta buradan belli.
Suna Yaylası'na bir selam daha.
Anayoldayız. Biz, Hatay ve Adana'ya gidecekler olarak Yahyalı'ya inmeyip gerisingeri Mansurlu Yolu'na dalacağız. Berk'in Yahyalı'ya inmesi gerek. Motosikletini yükleyip İstanbul'a devam edecek.
Vedalaşıyoruz.
Bunlarınki klasik. Böyle vedalaşıyorlar.
Güle güle Berk'im. Yolun açık olsun.
Şimdi vedalaşma sırası ikinci İstanbul yolcusu Bahadır'da. Sürerek gidecek. Önünde 850 km. yol var.
Son kontroller.
Bahadır'ım, yolun açık olsun. Güle güle git.
Biz de yola koyuluyoruz.
Yola çıkarken gördüğümüz karlı dağlara ulaştık.
İnerek çıkarak...
Irmakları yoldaş ederek...
Ve kavşaklarda yine durarak...
Feke'ye doğru devam ediyoruz. Amacımız Dağılcak'ta bizleri karşılama amaçlı Antakya'dan yola çıkan, 17-18 motosikletten oluşan grubumuzu çok bekletmemek. Zira dağdan inişte üç saat kaybettik. Programa göre arkadaşlar bizi bekleyecek ve birlikte yemek yiyeceğiz.
Mansurlu yolundan devam.
Sedir Ormanları'ndan sakin sakin...
Ne taraf ?
Güzel bir yolculukla,
Feke'ye ulaştık.
Şimdi hedefimizde 40 km. ileride yer alan Dağılcak var. Yolda güneşi batırdık.
Hava kararmak üzereyken arkadaşlarımızla buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Sıcağı sıcağına hatıra fotosu diyoruz.
Dönmek zorunda olan bir grup arkadaşımız erken yola çıktılar.
Kalan arkadaşlarla masaya geçiyoruz.
Pirzola ve
Sac kavurma. Enfesti doğrusu.
Bu noktadan Antakya'ya yaklaşık 210 km. yolumuz var. Yemekten sonra hemen kalkıyoruz.
Mehmet Çulcu Adana'ya devam edecek. Vedalaşıyoruz Çulcu ile.
Biz de hazırlanıp,
Çıkıyoruz yola.
Gecenin karanlığı...
Önce Kozan Opet,
Sonra Erzin Opet...
Burada İskenderun'a geçecek arkadaşlarımızla ve Reyhanlı'ya devam edecek Fuat'la vedalaşacağız.
Geç saat ve yorgunuz. Ama neşemizde eksilme yok. Bu güzel.
Son 105 km.de non stop devamla 23.30 gibi evimin önüne geldim.
Hamok 5. Aladağlar Kış Kampı'nın raporunda sona geldik.
Herzamanki gibi, ve hatta beklentilerimizin üzerinde güzellikte bir kamp programı gerçekleştirdik. Bunda arkadaşlarımın büyük payı var elbette.
Gerek kampa katılımlarıyla güzelliklere güzellik katan değerli arkadaşlarıma, gerekse bizleri karşılamak için yola çıkan ve gün içinde 700 km.lik güzel bir geziye imza atarak bizleri bekleyen arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Sevgiyle...
-
çok güzel kamp etkinliği olduğu resimlerden belli her ne kadar evde kalsanızda tekerinize sağlık
-
Sıtkı abi ayıp oluyor !!!!
yorum dahi yapmayacağım
Yaparsam kıskançlıktan çatlarım ederim bir şey olur !
-
tebrıkler her zamankı gıbı harıka olmus tek solukta okudum sıkılmadan
-
usta kaç mevsimi bir arada yaşadınız öyle.... maşallah imrenerek baktım doğrusu....
Fuzuliye sormuşlar "sevmek mi daha güzel sevilmek mi?" Sevişmiyorsanız ikisi de fuzuli demiş... SEMTİN HAYLAZI
-
Anlamadığım olay sığınma evi var iken neden çadırlar'da yattınız ?
-
F54 adlı üyeden alıntı
çok güzel kamp etkinliği olduğu resimlerden belli her ne kadar evde kalsanızda tekerinize sağlık
Teşekkürler F54
berkcigdem adlı üyeden alıntı
Sıtkı abi ayıp oluyor !!!!
yorum dahi yapmayacağım
Yaparsam kıskançlıktan çatlarım ederim bir şey olur !
Teşekkürler Berk.
Seneye seni de katalım kadroya.
ctuna81 adlı üyeden alıntı
tebrıkler her zamankı gıbı harıka olmus tek solukta okudum sıkılmadan
Teşekkür ederim Ctuna
Ramazan Can adlı üyeden alıntı
usta kaç mevsimi bir arada yaşadınız öyle.... maşallah imrenerek baktım doğrusu....
Çoklu mevsimdi Ramazan. Ama mükemmeldi.
Teşekkürler.
TIGERSHARK adlı üyeden alıntı
Anlamadığım olay sığınma evi var iken neden çadırlar'da yattınız ?
Macera olsun diye.
Teşekkürler Tigershark
EN YAKIN YOL,BİLDİĞİN YOLDUR.
-
Resmen belgesel tadında olmuş, hayretler içinde okudum.Bravo, etkinlik ekip mükemmel daha ne olsun 👍
-
Sanki yolculuğu ben de yapmışım gibi tat aldım. Harika paylaşımınız için teşekkürler. Ayrıca güzel olansa Hemşerimin paylaşımı olması
-
Şu enduroları böyle mükemmel geziler ve fotoğraflarla gördükçe her gün biraz daha soğuyorum Zx6R' dan.
Geziniz süper ötesi olmuş, imrenerek baktım tüm fotolarınıza Umarım uzun yıllar tekrar edebilirsiniz ve ilerde bir gün bizim de katılma fırsatımız olur.
¡Por la sonrisa de mis padres que vale un millón!
-
Elinize sağlık üşenmeyip bu güzel maceranızı bizinle paylaşarak bizim de oturduğumuz yerden bu maceraya dahil olmamızı sağladığınız için..
-
mukemmel bır gezı olmus cok ıyı ekıp olmussunuz harıka bır gezıdaha super kelıme bulamıyorum tekerınız duz bassın nıce gezmeler
-
Kafayı yemişsiniz siz ,ben üşüdüm evde okurken yazıları haha.Horlayan yoksa grupda fizana giderim vallahi
-
guven61 adlı üyeden alıntı
Teşekkürler Berk.
Seneye seni de katalım kadroya.
Sıtkı abi bunu seneye konuşalım mı o zaman gelince , ne yalan söyleyeyim işim falan yoksa direk gelirim ben. Elife gösterdim fotoğrafları manyakmıyım ben ne işim var orada , sen napıyorsan yap banane dedi iznide kopardım diye düşünüyorum şuanlık
-
Yaz kampı neyse de... kış kampı yürek ister.. sizde de bolca var.. Maşallah diyorum..
Zevkle takip ediyoruz abicim.. Saygılar..
"Ne Mutlu Türküm Diyene" M.Kemal ATATÜRK
Salcano Wolf 125 28.03.2014 - 02.05.2016 (11.800 km)
Bajaj Pulsar NS 200 Trafiğe Çıkış: 09.05.2016 (46.500 km)
-
Ağızımın suyu akarak fotoğrafları inceledim; helal olsun on numara bir paylaşım on numara bir gezi...
Yolunu açik tekeriniz düz bassın..;)
-
Adana İl Temsilcisi
sıtkı ağabey ve ekibinin geleneksel kış kampları,yine harika olmuş.birlikteliğiniz ve neşeniz daim olsun.
-
ohh bir de bu siteden okudum
seneye sadece karşılamaya değil, uğurlamaya da gelecem sizi Yahyalıya kadar söz. selamlar...
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)