Bolu Yedigöller Kampı (05-06-07-08 Kasım 2015)
Reklamlar
-
Bir müddet önce (Kasım başı) uzak yöre kamplarımızdan birini daha gerçekleştirmenin keyifini yaşadık.
Bolu Yedigöller kampını bir önceki kampımız olan Çamlıyayla Kampı'nda düşünmüştük. Vakit kaybetmeden plan, program safhasını atlatıp günü beklemeye başladık.
Giden uzak, gelen yakın demişler. Öyle de oldu ve vakit geldi çattı...
Güzergahımız aynen şöyleydi.
Yedigöller'e hepbirlikte gitmedik. Bir kısım arkadaşlarımız arabayla gitme hazırlığı yaparken bazılarımız motosikleti tercih etti. Gidiş günlerimiz de ayrıydı.
Yolumuz git-gel yaklaşık 1900 km. 4 kişi olarak Perşembe sabah için motosikletlerimizle gidiş programı yapmıştık.
05 Kasım sabahın erken saatleri. Akşamdan hazırladığım motosikletimin yanına indim ve, buluşma noktamızın yolunu tuttum.
04.15 Henüz kimse yok.
Çok sürmedi, Serhan göründü.
Derken Bülent Yeşil. Antakya kadrosu tamam. Yola çıkış saatimizde yoldayız.
Payas dolaylarında Yücel'le buluşup,
Bir çırpıda Adana Mıstık Usta tesislerinde soluğu aldık.
Sabah kahvaltımız mercimek çorba...
Çok geçmedi, güzel bir tesadüf yaşadık. Kampa diye yola çıkan Seçmen'lerle karşılaştık.
Hareket vakti. Yolcu yolunda gerek.
Yoldayııızzz...
Bülent'in, yeni motosikletiyle ilk seferi.
Yücel, bu seyahatte DL'yi tercih etti.
Serhan, herzamanki gibi 1670 cc.lik bir Terminatör görünümünde.
Sözümüz var. Otoyol hızımız 100 km/sa
Pozantı'ya doğru tırmanıştayız.
Pozantı öncesi yakıt ikmali.
Rahatlığa bakar mısınız !
Muhteşem Toroslar...
Orta Anadolu'ya yaklaştıkça yeşil örtü yerini bozkıra bıraktı. Niğde Yol Ayrımı dolayları.
Yol kenarı mecburi mola.
Ve devam.
Aksaray'da Kampüs'teyiz. Acıktık az biraz.
Burada da güzel bir tesadüf yaşadık. Ködürgü'ler de kamp için yollardalar. Karşılaştık.
Kuru-pilav en iyisi.
Güzel sohbet muhabbet sonrası,
Tuz Gölü'nü seyreyleyerek yolumuza devam ettik.
Kulu öncesi.
Bülent, durum değerlendirmesi yaparak yola devam edemeyeceği kanaatine vardı. Geceyi Kulu Şöförler Cemiyeti Tesisleri'nde geçirip, ertesi gün kampa gelecek.
Ayrılıyoruz.
Gölbaşı...
Yine yakıt molası.
Devam...
Akşamüstü tabelalarda Bolu'yu görmeye başladık.
Yol kenarı keyifi mola.
Ve güneşi batırdık.
Ankara sonrası 1500 rakımlı Cankurtaran Geçidi'nin soğuğunu yiyince Bolu öncesi dayanamayıp yağmurlukların altını giyiverdik.
Ve sonra bir çırpıda Bolu'ya girdik. Burada, İstanbul'dan yeni motosikletini alıp dönen İsmet'le buluşacağız.
Derken buluşma gerçekleşti. Alışverişimizi yapıp,
40 km. yeni yapılmış güzel bir yolu katederek Yedigöller'e ulaştık.
İstanbul'dan, İzmir'den ve Antalya'dan, bizden önce gelen arkadaşlarımızla buluştuk.
İlk işimiz elbette ki Deringöl kıyısına çadırlarımızı kurmak oldu.
Benimki hazır.
Ve sonra kayıntılık bişeyler için masaya oturduk.
Ertesi sabah...
Uyandığımızda, Hatay'dan arabalarla gelen ekibin kamp alanına ulaşmış olduğunu gördük.
Hatta Aslan Mehmet mesaisine başlamıştı bile.
Gece geldiğimiz için bu güzellikleri görememiştik.
He ciğerim he...
Nesli kurmuş çadırını ?
Yaratıcılığın böylesi...
Alanya'dan Zafer Ağabey kendine güzel bir aparat yapmış. Mangal yellemek iş değil. Patenti Zafer Ağabey'e ait ama bence bunu kullanın arkadaşlar. İki aynı pet şişeyi diplerini keserek tersten içiçe geçirin, birinin kapağını kapatın ve diğer açık olan taraf size mangalınızı üflesin.
Yatak, mat neyin bile şişirebilirsiniz.
Mangal hazırsa boş tutmamak gerekir.
Henüz ilk gün, ilk sabah ama hatrı sayılır sayıda çadır kuruldu.
Çeşmemiz şahane...
-Ali'm, yardım lazım mı ?
Zafer Ağabey hızını alamadı. Mangaldan sonra kamp ateşimizi yaktığımız varili de canlandırmaya çalıştı.
Foto-Moto ekip işbaşında.
Levent Albay İzmir'den katıldı kampımıza.
Fuat ta yetişmiş.
Öf bee...Bol acılı katıklı ekmek. Ne de güzel gider...
Levent'ten yeni aldığı kamp ocağı tanıtımı. (Tanıtımı bir kahveyle taçlandırdık.)
-Uğur'um, ne yapsak ? Ne tarafa gitsek ?
Alanya'dan Ersin Ağabey bisikletini getirmiş. Kara Mustafa durur mu !
Hadi biraz fotograf çekelim. Bu güzel, tabiat harikası yer, herzaman insana nasip olmaz.
-Üüüf...Fotografa bak...
-Evet, gerçekten harikaymış Albay'ım...
Motosiklet değil, şimendifer mubarek.
Karşıya, Büyükgöl kıyısına geçiyoruz.
Üstad Uğur av peşinde. Işığı kontrol ediyor.
Seyir terasındayız.
Çekelim biraz...
Yine bişeyler yakalamış Levent'im. Gelişinden belli.
Bu tesisten haberimiz yoktu. (Büyükgöl kıyısına konuşlandırılmış.)
Kamp alanımıza döndük.
Keyifler yerinde.
Fatih te Alanya'dan bu sabah kamp yerine intikal eden arkadaşlarımızdan.
Kahve keyifi bu sefer Ali'den.
Tuubaaa...
Afiyet...
Olmadı mı Ali'm ?
Komando Musti. Bu arada yol yorgunu Müjgân da ayaklanmış.
Ve ayaklanan Müjgân'dan show...
Neler neler yapmış...
Ellerin dert görmesin Müjgân. Hepsi birbirinden harika.
Hücuuummm...
Çaylar da Fatih'ten.
Ümit'im...
Nuri de kalkmış.
Afiyet.
Lem, Kara Mustafa...
Bolu'dan arkadaşım Levent.
Eşi ile birlikte ziyaretimize geldi.
Levent'le en son 8 yıl önce, Bolu Abant kampımızda görüşmüştük. Bu kampı organize etmemizde başrol oynayan arkadaşlarımızdan. Bilgi alma konusunda çok yardımı dokundu. Hatta bir haftasonunu kamp alanını teftişe ayırdı ve bizlere bilgi verdi.
Ayrıca bungalowların kiralanması konusunda da desteğini gördük Levent'in.
Çok teşekkürler sevgili arkadaşım.
Yolda karşılaşmıştık Özer'lerle. Kamp alanına geldiler.
Milli Park görevlilerinden satın aldığımız odunlar maalesef yaş. Önce kurutup, sonra yakmaya çalışıyoruz.
Keyifte nirvana...
İsmet'in yeni atını inceliyoruz.
Levent'in yeni motosikleti.
Son öpücü geldi.
Arkadaşımız Ahmet, Zonguldak'tan kampımıza katıldı. (Katıldıktan sonra arkadaş olduk tabii ki)
Adana'dan Çulcu'lar...
Hoşgeldiniz efenim.
Faaliyet başlamış.
Ele sağlık.
Kampımızın en miniği...
Özge...İstanbul'dan Katıldı. Bazı motosiklet forumlarında kampımızdan bahsetmiştim. Görünce atlayıp gelmiş. Hoşgelmiş.
İsmet'im, harika kokuyor.
Gel de yeme...
Merve gelmiş hoşgelmiş.
-Yemek vakti, kaybolma biyere.
Özge'nin de çadırı tamam.
Yeni gelenler, haret giderenler...Her geçen saat kampımız kalabalıklaşıyor.
Ömer İstanbul'dan. Gelir gelmez...
Reklamlar
-
Levent'ler dönüyorlar.
Güle güle. Tekrar tekrar teşekkürler Levent'im.
Aşağıdayız.
Bu kampta üç ayrı yerde kamp ateşimiz yandı. Geniş bir alana yayıldık.
Hava biraz bulutlandı.
Etraftan...
Yukarıda kadehler kalkmış.
-En kötü günümüz...
Kara Mustafa'dan bir klasik. Kara çaydanlık show...
Etraftan devam...
Bir aşağıdayım, bir yukarıda.
Hava serin.
Güzel bir tesadüf. Hayatlarını birleştirme kararı alan çift, fotograf için kamp alanımıza geldiler.
Allah mesut etsin.
Milli Park görevlileri tahsilat için yanımızdalar.
Ve bizler için biçtikleri rayici ödeyip makbuzumuzu aldık.
Mehmet Bey Ride Turkey'den arkadaşımız.
Ride Turkey'den arkadaşlarımızla eşzamanlı, fakat farklı göl kenarında kamp yapıyoruz.
Gün bitmek üzere iken İstanbul'dan arkadaşlarımız, Rıza, Çetin, Mehmet, Eriş kampa dahil oldular.
Hasret gideriyoruz.
Haydi ateş başına.
Avrupa için plan program...
Bülent te aramızda.
Yatak şişirmece...
Pürmüzle mangal yakmak kolay oluyor.
Çok keyifli ve samimi bir ortam vardı alanda.
Çekirdek çitleme saati.
Odunlar Özer'den. Pick-up'ın arkasına atıp taa İskenderun'dan getirmiş. Hem de kuru.
Acıkanlar...
Emanet yerini bulduuu...
Sonra da...
Keyifli sohbetlere devam.
Geç saatte kara çaydanlıklar görev başında.
Daha da geç saatte Can ve arkadaşı kampımıza dahil oldular.
Ve sevgili Onur.
Bu müziğe kayıtsız kalınmaz elbette.
Geceden görüntülerle devam edelim.
Espriler havada uçuşuyor. Keyifler gıcır yani.
Sertaç herdaim çadırını geç kurar ama bu sefer rekor kırdı. Kamp alanına dün akşam gelmişti, ancak 24 saat sonra, yatmaya yakın çadırını kurdu.
Ertesi sabah...(07 Kasım Cumartesi)
Bulutlu bir havaya uyandık bu sabah.
Masalarda kahvaltı hazırlığı var.
Yoldakilere lokasyon bilgisi.
Biraz da serin gibi sanki.
Misafirimiz var.
Kahve mi o ?
Bu cenahta da kahvaltı hazırlığı var. İşi Fuat'la Aykut üstlenmiş.
Bungalowlarda kalan arkadaşlarımız da gelmeye başladılar.
Ufak tefek bakım, kontrol.
Sevgili Ümit'in İstanbul'a dönmesi gerekiyor. Vedalaşıyoruz...
Sis çökünce...
Aha Adil Berk Oğuz ve iki arkadaşı geldi. (Berk, Aladağlar Kış Kampı'mızın değişmez elemanlarındandır.)
İyice özleşmişiz.
Uluğ Ağabeeeyyy...(En son 2010'da görüşmüştük)
Sevinç, sevgi yumağı. (Aklınıza bişey gelmesin)
Arkadaşlarımız kampımıza gelmek için dağ taş bırakmamışlar, dolaşarak gelmişler.
-Bu dağlardan geldik...
Birlikte yola çıktığımız, ama yolda ayrıldığımız Bülent te kamp alanına intikal etti.
Bizden değil. Fotografçı. Ateşbaşını görüntülemek istedi.
Beraberindeki hamfendi ıslanan ayağını kamp ateşimizde kuruttu bu fırsatta.
Dinlenme...
Şu dakikalarda makinayı düşürdüm. Tamron 20-50 lens zarar gördü. Haliyle sıkıldı canımız. Lense değil tabii ki. Yedek lensim yok.
Katıklılar çıktı meydane.
(I-ıh...Netlemede zorlanıyor)
Ne güzel poz. (Lense kurban gitmiş)
Alanya'dan arkadaşlarımız Ersin ve Zafer Ağabeyler müsaade istiyorlar.
Yolcu ediyoruz.
En yakın kamp organizasyonunda görüşmek üzere, gönlünüze sağlık.
-
Özer pikabı çekti ve arkayı doldurdu. Keşif gezisi yapacaklar.
Yine etraftan...
Öğle hazır çorbası.
Levent Albay da yol hazırlığı yapan arkadaşlarımızdan. İzmir'e dönecek.
Selametle Albay'ım.
Yok, Kaptan gitmiyor. Çadır yeri arıyor.
Ve İstanbul'dan sevgili Ateş kampımızda.
Şener'im, seni görmek çok güzel.
Eskicioğlu Ailesi de kampımızda.
Ve Ali Fuat Mergan. İlk uzun yolunu yapmak suretiyle Antakya'dan kampımıza geldi.
Çadırlara yardım.
Ali Fuat'tan kısaca yol kritiği.
Sırada Ömer var. Vedalaşıyoruz. İstanbul'a dönecek.
-Görüşmek üzere Ömer'im...
Eminim ağaçların arasında ayı var mıdır diye bakınıyor.
Pikapla dolaşmaya çıkan arkadaşlar geldiler. Üstelik elleri dolu geldiler. Denk geldikleri bir çevre sakininden odun almışlar.
Odun gani. Akşama sırtımız yere gelmez artık.
Lensin tadı iyice kaçtı...
Aslan Memet te çare olamadı.
Fuat, ''kendi işimi kendim görürüm''diyor. Gitmiş ormandan bir kütük bulup getirmiş. (Bu seferki akrepsizmiş mamafih)
Akşam yaklaştıkça ateşbaşı muhabbetleri daha da artıyor.
Üşüme sen...
Bir ara bungalowları görmeye gittik. Oldukça hoş.
Bungalowlardan sorumlu arkadaşımız Gürkan Oruç. Sağolsun oldukça yardımı dokundu bizlere.
(İrtibat için Gürkan Bey'in telefonu, 0542 210 20 69 )
Tekrar kamp alanındayız.
Bu arada Ankara'dan sevgili Atahan ve arkadaşı da kamp alanımıza gelmişler.
Ve bomba sürpriz...
Sevgili arkadaşımız Bahadır Candemir ve havarisi İstanbul'dan habersizce gelmek suretiyle bizlere güzel bir sürpriz yaptılar.
-Baho, bizi çok sevindirdin inan.
Bahadır'ın Tenere'si incelemede.
Sevgili İpekçi, Antakya'dan, Antakya'ya özgü yiyecekler getireceğini söylemişti. Dediğini yapmış sanırımsa.
Evet, aynen öyle. Kaytaz Böreği ile başladı.
Derken orukla devam etti.
Ve kağıt kebabı çıktı ortaya.
Biberli (katıklı) ekmek dedi en son.
Helal sana Son Öpücü...
Bahadır'la birlikte gelen arkadaşlar içinde tanıdık simalar var.
Kısa süre önce Türkiye'yi, ''Kadına Şiddete Hayır'' organizasyonu kapsamında tek başına 8.000 km. dolaşan, ve Antakya'da iki gün misafir ettiğimiz sevgili Gülşah ta gelen arkadaşlarımız arasında.
Sevindirdin bizi Gülşah.
İyice şenlendi ortalık.
Yukarıda da durum aynı.
Hatıra olsun...
Ekmekler Fuat'tan,
Çaylar Eriş'ten,
Mangal Özer'den...
Minytürler.
Yeni gelen arkadaşların çadırlarına yardım ediyoruz.
Evet, burası olur.
Zafer'in çadırı sahra çadırı gibi.
Hava karardı, etrafı saran kokuların yoğunluğu arttı.
Kampımıza en son gelen arkadaşlarımız Ankara'dan.
Sevgili Turgut Hocam ve arkadaşı geç saatte de olsa kampımıza iştirak ettiler.
Vakit kaybetmeden çadırlarını kurma işine giriştiler. (Ben en iyisi küçük maymuncuğu çıkarayım. Bu lensin iyice suyu çıktı.)
Elbette ki bu da yetersiz. Ama idare edeceğiz.
Turgut Hocamın çadırı tamam gibi.
Ankara'lı Ankara'lıyı kampımızda buldu.
Tuuba, kamp alanında bir arkadaşıyla karşılaştı. (Güzel tesadüf)
Çitliyoruz yine.
Bahadır'ların cenaha geçiyorum.
Sağolsun Gülşah ekmek arası bişeyler ikram etti.
Orta bölüm yemek işini hızlıca halletmiş.
Üst tarafta ise hala hummalı bir yemek telaşı var.
Umarım bişey olmaz. (Yedik, olmadı)
Çok mahzun gördüm seni Aytaç. (Yarın sabah bu güzel yere veda edeceğiz. Ya da minik geldi aklına)
Çaylar, Mustafa ve kara çaydanlığına ait.
Keyifler daim olsun.
-Oldu mu Musti ?
Olmuş...
E hadi içelim o zaman.
-Cızbız ha ?
Orta kısma inelim.
-
-
40 km.lik harika Yedigöller yolunun sonuna geldik.
İk işimiz Bolu'da yakıt ikmali yapmak oldu.
Ve Ankara istikametine yola çıktık.
Kahvaltı için durduğumuz tesiste sığırcıkların şovuyla karşılandık.
Isınmak için önce çay,
Sonra çorba...
Geldiğimizde olduğu gibi giderken de sığırcıklar bizi şovlarıyla yolcu etti.
Ankara Otoyolu'ndayız. Gişelerde kısa bir mola verdik.
Ve sonra devam ettik.
Arkadaşların bir kısmı önde. Gölbaşı'na yaklaştığımız esnada uzaktan birkaç motosikletin yol kenarında durduğunu gördüğümde kafamdan aşağı sıcak sular döküldü bir an.
Endişeyle yaklaştım, lakin anormal bişey göremedim.
Sonra durumu anladım. Sevgili İpekçi otoyolu görüp biraz abanınca NC 750'nin yakıtını bitirmiş. (5 km daha dayansa Gölbaşı'ndayız)
Ne mi yapıldı ? Yok, bu minik Today'da bişey yok.
Ankara'lı bir hayırsever motosikletçi arkadaş Today ile geçerken bizimkileri görünce duruyor ve bir aksilik olup olmadığını soruyor. Bizimkiler ''benzin'' deyince hiç tereddütsüz benzin vermeyi teklif etti. Lakin hortum yok. Çözümü Today'ı başaşağı etmekte buluyoruz. (Sahibi bunu önerdi.)
I-ıh...Yine akmıyor. Daha çok çevirmek lazım. (Today'ın sahibi sağdaki gözlüklü beyefendi)
Evet, şimdi şişeye benzin doldurabildik.
Today'ı çalıştırdıktan sonra minnetlerimizi iletip teşekkür ediyoruz ve,
Yolumuza devam ediyoruz.
Sağdan sağdan...Gölbaşı'na...
Yakıt ikmali için Gölbaşı'nda duruyoruz.
Bunu kim düşünmüşse oldukça yaratıcıymış. Gölbaşı'nı seyrederek...
Tamam mıyız ?
De hadi gari...
Bu, zoraki bir duruştu.
Tuz Gölü'ne vardık.
Ve giderken yaptığımız gibi yine Aksaray Kampüs'te mola verdik.
Sevgili İpekçi Ankara'ya kızına uğradı. Bekliyoruz.
Tekrar yola koyulduk.
Konya yol ayrımı cıvarlarında güneş mesaisini tamamlamak üzere dağların arkasına doğru çekilirken, adeta bize fotomodellik yaptı. (Bulutların hakkını inkar etmemek lazım)
Aha kendimi de çektim.
Niğde Pozantı otoyol girişi. Yine kısa bir mola.
Pozantı öncesi tüneller.
Pozantı sonrası istasyon. Burada Adana'ya giden sevgili Çulcu'larla vedalaşacağız.
Ve veda vakti.
Harika yol arkadaşlığınız için teşekkürler Çulcu Çifti. Bir sonraki kampta görüşmek üzere...
Biz de yola koyuluyoruz.
Şimdi mi ? Tabii ki herzamanki gibi gezi sonlarında sıklıkla uğradığımız ve genelde son molamızı verdiğimiz, Antakya'ya 105 km. mesafede yer alan Erzin Opet'teyiz.
yol acıktırmış.Kamptan kalan son nevaleler çıkıyor ortaya.
Ve hoş tesadüf. İskenderun'dan arkadaşımız Lami Günay ve arkadaşlarıyla karşılaşıyoruz.
Güzel bir günlük tur yapmışlar. Dönüş yolundalar.
Pek görünmese de bir hatıra fotografı çekilip,
Grup arkadaşlarımızla da burada vedalaştıktan sonra,
(Öp öp öp...)
Antakya'ya doğru yolumuza devam ettik.
Yolculuğumuzun 1800 km. oldu. Neredeyse hiçbir yerde yağmur yemedik. Lakin bizim buralar, özellikle Dörtyol cıvarı herzaman çetindir.
Yine öyle bir çetin havaya denk geldik.
Fırtına ki öyle böyle değil. Yağmur taneleri çarptığı yerlere iğne gibi batmakta.
(Bu yıldırım fotosunu çekmem kolay olmadı. 48 adet fotograf içinden bir adet yakalamışım.)
Fırtınanın içine girdik.
Normalde tur camından dolayı göstergeler ıslanmaz. Şiddetli yağışa bir de sert rüzgar eklenince ıslandı tabii ki.
30-40 km sonra yağmur durdu. Topboğazı'nda diğer arkadaşları bekledik. Herkes geldikten sonra,
Tekrar yola çıktık ama ikinci yağmur dalgasına Antakya girişinde yakalandık. (Kurumuştuk oysa ki)
Ve saat 21.30 cıvarında Antakya Şehir Merkezi'ne salimen ulaştık...
Çok keyifli bir kamp, çok keyifli bir yolculuk oldu.
Kampımıza rağbet iyiydi. Değişik şehirlerden yaklaşık 80 arkadaşımız kampımıza icabet etti. 50 kadar çadır kuruldu. Bir de bunlara Yedigöller'in harika doğası eklenince ''anlatılmaz yaşanır'' bir kamp etkinliği oluverdi.
Toplamda 4 gün,1900 km. yol, 3 gece çadır...Daha ne olsun !
Nice güzel kamplara, hepbirlikte olabilmek dileklerimle...
Sevgiyle...
-
Maaşallah yine süper bi kamp olmuş.Ekibinize imrenmemek mümkün değil..
-
çok beğendim vallahi helal olsun
ilk fotoğraflarda mondial x3i evo modelini gördüm. ama sonra kilerde göremedim.
motor hakkında uzun yolda sıkıntı çıkardı mı ? bunun hakkında bilgi alabilir miyim
-
Adana İl Temsilcisi
sıtkı ağabey,sizler herzamanki gibi muhteşem bir kampa daha imza atmışsınız.keyifli geçtiği her kareden belli.birlikteliğinizin devamı dileklerimle.ADANA'dan selamlar.
-
Mükemmel insanlar mükemmel fotograf kareleri.Zamanın da rehberliğini yaptığım özel bir tur firması ile defalarca ekipler götürdüm,hepsi birbirinden güzel anlar oldu.Fakat siz çok daha güzel eğlenmişsiniz orada olmayı çok istedim fotograflara bakarken
-
Way arkadaş yaaaa way arkadaş.. Ekibe bak etkinliğe bak fotolara bak yola bak. Eridim burda Sıtkı abi
-
selam olsun güneyin güzel insanlarına,geziyi en başında en sonunadek inceledim,size sadece bütün dürüstlüğümle yorumda bulunacağım,siz değerli abilerimizin gerçekleştirmiş olduğunuz bu gezi, eşsiz yedigöller manzarasıyla tam bir bütün oluvermiş ,bir ara SITKI ABİYİ göremeyeceğim sandım,her halde fotoğraf çeken kişiler nedense hiç göz önünde olmazlar doğal olarak, motorlarınız çok güzel ve özeller, tam bir aile ortamı olmuş , tam anlamıyla TÜRKİYEYİ ortadan ikiye bölmüş, ülkenin güneyinden kuzeyine gidivermişsiniz,öncelikle gidiş fotoları , sonra kamp ortamı ve dönüş yol manzaraları hepside çok güzeldi çok, bir şey hariç her şey on numara olmuş,hayatımda gördüğüm motorcuların içerisinde iyi yaşamayı ve iyi gezmesini bilenlerdensiniz vesselam! ALLAH kaza bela sizlerede ve bütün motorcu kardeşlerimize göstermesin, bu geziyi değerlendirmede aşağıda bulunan 5 yıldız (mükemmel) notonu veriyorum,ESKİŞEHİRDEN SELAMLAR...
-
BEGENEREK İZLEDİM GÜZEL BİR GEZİ OLMUŞ KAZASIZ BELASIZ GEZİLERİNİZİN DEVAMINI DİLİYORUM.
-
gene güzel bir organizasyon olmuş. abi zaten bi siz bide adana bora abiler var. istanbulda yeniyim burdada bulamassam ya adanaya ya hatay a taşınacam en sonunda :D
'' NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ''
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
-
Rüya gibi bir gezi. Mükemmel bir grup. Paylaşım için teşekkürler.
-
02 Aralık 2015, 22:47
#15
İyi dileklerinize, beğenilerinize çok teşekkürler arkadaşlar.
Atilla Topal, sanırım benzettin. Zira Mondial x3i Evo yoktu grupta. (Kırmızı NC 750 olabilir mi ?)
-
03 Aralık 2015, 00:09
#16
daha ne olsun hakikaten bu kadar insan nasıl bir araya geliyor hayret ediyorum
-
03 Aralık 2015, 00:20
#17
40 km'lik yeni asfalt yol milli parka kadar gidiyor mu? asfalt yol bir yerden sonra oldukça kötü bir toprak yola bağlanıyor diye okumuştum ama bilgi güncel olmayabilir...
-
03 Aralık 2015, 08:22
#18
40yapar adlı üyeden alıntı
40 km'lik yeni asfalt yol milli parka kadar gidiyor mu? asfalt yol bir yerden sonra oldukça kötü bir toprak yola bağlanıyor diye okumuştum ama bilgi güncel olmayabilir...
Evet, Yedigöller'e kadar gidiyor. Girişten itibaren parke yol başlıyor. Yani toprak yol kalmamış.
ogzcngdk adlı üyeden alıntı
daha ne olsun hakikaten
bu kadar insan nasıl bir araya geliyor hayret ediyorum
Eskiye dayanan menfaatsiz dostluklar...Bir-iki foruma yazdım, bir-iki de telefon görüşmesi vardı sadece.
-
03 Aralık 2015, 11:18
#19
tebrikler güzel gezi,muhabbet ve kamp olduğu belli elinize sağlık...
-
06 Aralık 2015, 01:05
#20
İstanbul'dan hatay lı hemşerilerime harika geziharika bir ortam daha ne istenebilirki.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)