TÜRKMEN DAĞLARI :
Bu gün 31.10.2015 cumartesi, ormanları doğayı gezmeyi seviyorum , bu gün Eskişehir ile kütahyayı birbirinden ayıran dağlara türkmen dağlarına gittim, aslında nasıl gittim oralara kendi kendime hala şaşıyorum, o dağlara tek başına gidilmeyeceği aşikar bir şekilde gördüm, gezdiğim yerlerden çekmiş olduğum fotoğraflarla sizleri baş başa bırakıyorum,
İşte benim bu günkü gezi rotam,
Önce kahvaltımı yapıyorum, bu soğuk havada çorbada ne gidiyor ama,
Bu yola bayılıyorum, uzun ince bir köy yolu
Dakka bir gol bir ,motorcunun bir numaralı düşmanları köpekler, tabi tecrübeli olunca ihtiyatlı davranıyorum, buralarda ne zaman bir koyun keçi sürüsü görsem mutlaka buralarda çoban köpekleri vardır fikriyle dikkatli oluyorum,
Bunlara köpek falan denmez, canavar bunlar canavar!
Kargaların yavrusuna saldırırsan onlarda sana da saldırırlar, yırtıcı kuşun arkasında onlarca karga , nasıl kaçtığını bilemedi,
Beşik deresi şelalesinden gelen dere burası,
Ormanda tırmanışa başladım, fotoğrafını çekemedim ama az önce tilki fırladı önümden,
Yukarı Kalabak köyüne geliyorum, buradan tımanışa geçiyorum
Boz kuş yangın gözetleme kulesi istikametine doğru yol alıyorum,
Yüksek irtifalarda geziyorum, türkmen dağının zirve noktası haritada deniz seviyesinden 1826m olduğunu gösteriyor,
Yollar tamamen orman yolu, sıtabilize toprak yol,
Anlaşılan kış geliyor , ağaçların dalları turuncudan sarıya rengarenk olmuş,çok hoş fotolar çekiyorum,
Tamda hiç kimseler yok diyordum kendi kendime ama , birden ormanda çalışan kesimcilerle karşılaşıyorum, arkadaşın ismi HAKAN mış ,mersinden gelmiş buralara eşiyle beraber çalışıyorlarmış, mersin gibi bir yeri bırakıpta nasıl gelmiş buralara hayret ediyorum ,buralarda kış zorlu geçer, dondurucu soğuklar olur,ALLAH yardımcıları olsun ,hayırlı işler diliyorum kendilerine ve yola devam ediyorum,
Ormanın derinliklerinde olmak bu olsa gerek,ormandaki kesimcilere kızıyordum aslında ama onlar olmasa buralarda bu yollar olurmuydu acaba,
Avare avare dolaşıyorum, rüzgarın ve çamların hışıltısından başka hiç ses yok buralarda,
[/url)
Bu manzaraya bayılıyorum her çeşit renk var burada hele çamlar uzun ,uzun maşallah,
Yağmuru görünce mantarlarda çıkmış , bir anlasam hangileri yenir, anlamıyorum ne yapayım işte,
Bakmayın öyle artis artis poz verdiğime , yolumu kaybettiğimin resmidir bu !
Sonunda yolumu bulup devam ediyorum, eğer doğru yolda isem yolumun üzerinde başören köyü olacak
Burası KÜTAHYANIN BAŞÖREN KÖYÜ, yoldan geçerken iki delikanlı ile karşılaşıyorum, soruyorum burası başören köyümü diye ,evet yanıtını alınca doğru yolda olduğumu anlıyorum ve rahatlıyorum, gençlerden birisi diyor, abi pekmez yapıyoruz gel sana pekmez ikram edelim diyorlar, davet’e icabet etmek gerekir diye düşünüyorum ve hemen kabul ediyorum,
Burada pekmezin yapılışını görüyorum, öyle üzüm pekmezi falan değil bu, bu pekmez başka pekmez şeker pancarından yapılıyor ! işçilik on numara, ilk defa görüyorum pekmez yapılışını,
Çok yerde bilmezler belkide pancarın pekmezinin olduğunu,bu arada resimdeki beyin ismi ÖMER BEY, bir bardak pekmezi içtim , kesinlikle on numara olmuş , sonra bunun birde üzerinde oluşan köpüğü yenirmiş onun az çıktığını söylüyorlar, ondanda az biraz yiyorum, yanıyorum arkadaş yanıyorummmmmm…
Bu pekmezi ne yapıyorsunuz diye soruyorum hemen ,satıyoruz cevabını alınca , banada satarmısınız diyorum ,evet diyorlar, kilosunu 12.5 tl ye satıyorlar , ben 2 kilo alıyorum, çocuklarım yesinler diye ,bize afiyet olsun !
url=http://postimage.org/][/url]
Ormanın içerisinden devam ediyorum, başören köyünden sonra yol mıcır asfalt ta dönüyor ,biraz daha düzgün bir şekilde devam ediyorum,
Dağ köylerinden geçince doğal olarak karşılaştığım canlılar sadece koyun keçi sürüleri oluyor,
Burada biraz mola veriyorum ,açlığımı gidermek için yanımda getirdiklerimi yiyorum, sonra yola devam ediyorum,
Posuk barajından uzaktan bir görüntü,
Aha bir canavar daha, beni bekliyor hergele , ben gaza bassam arkamdan kovalayacak,
Ne renkler ama ,işte doğanın en renkli anlarından biri,
Meyve zamanı, biraz su ve mandalina iyi geliyor bana ,motorun üzerinde iken çok su kaybediyor insan , takviye yapmak gerekiyor haliyle,
Bu mevsimde tırtıl nasılda yiyor yabani naneyi, renklere bak maşallah,
Bu resmede bayıldım doğrusu, ALLAH nelere kadir, renklerin dansı var burada,
Kızıl inler köyünün meşhur bal kabağı, Eskişehir ve Kütahya da bal kabağı bu köyden sorulur, her yerde kabak var buralarda,
Artık eve dönüyorum, hava iyiden iyiye soğudu, üşümeye başladım,
Bu meyvenin ne olduğunu bileniniz var mı acaba ,buralarda kudret narı diyorlar, yiyenide hiç görmedim ama bir hastalığa iyi geliyormuş diye duymuştum ama ,ne olduğunu bilmiyorum,
Bu günlük bu kadar ,bu gezimi inceleyen tüm motorcu dostlarıma eskişehirden selamlar ve saygılar…
resim yuklemek