HAZIRLIK
İran’a gitmek, motosiklet meclislerinde arkadaşlarla dillendirdiğimiz bir hayal idi.
Dünya siyasetindeki ılımlı havayı fırsat bilerek, bu hayalimi gerçekleştirme kararı aldım.
Elazığ’daki arkadaşlarımdan bu seyahatte bana eşlik edebilecek kimse olmayacağı düşüncesiyle motosiklet forumlarında İran’a gitmek isteyen iki teker sevdalılarını aramaya başladım.
Bazıları ramazan ayında gitmeyi planladığından bana cazip gelmedi. Nihayetinde Musa Çakır isimli bir arkadaşla irtibatlaştım. Bu seyahat için 5 Mayıs tarihinde müsait olabileceğini söylemesi üzerine benim için de uygun olur diyerek mutabık kaldım. İstanbul’a bir vesileyle gittiğimde, kendisiyle tanışıp, görüştüm. Motosikletinin 250 cc scootor olduğunu söyleyerek, yolda bana ayak uyduramamaktan endişe ettiğini söyleyince, bunun çok da önemli olmadığını 100-120 Km hızla gidebileceğimizi ifade ettim.
Nasıl bir ülkedir, nasıl gidilir, neler ile karşılaşılır sorularına cevap bulmak amacıyla, motosiklet forumlarında bu yolculuğu daha önce yapan arkadaşların bilgilerine baş vurdum.
Yetmez diyerek internet üzerinden kitap siparişi verdim.
Motosikletlerden birinde teknik bir arıza olursa neyle çekecektik diyerek bir adet çeki halatı temin ettim.
Soğuğa dayanıklı bir uyku tulumu olmalıydı elbette diyerek, İnternet üzerinden satın aldım.
Kılıfından çıkardıktan sonra aynı şekilde ambalajlayamayınca spor çantası temin edip oraya yerleştirdim
İlkyardım çantam zaten mevcut idi, arı sokmasına karşı iğne ve enjektör dahi almıştım.
Çadır, kafa lambası ,mat, lastik patlamasına karşı sıkıştırılmış köpük, bir litre motor yağı, katlanır sandalye, telefon başta olmak üzere bilumum elektronik eşyaların batarya şarj kablosu, fotoğraf makinası ve yağmurluk yanıma aldığım malzemeler arasında oldu.
Başta İran gezisi olmak üzere, yapacağım bütün gezilerimde bir adet Gopro kameraya ihtiyacım olduğu gerçekliği karşısında yeni çıkan Hero Plus modelini temin ederek rahatlamış oldum.
İran gezisi fikri yıl başından itibaren gündemimizde olup olgunlaşmaya başladıkça Elazığ’dan katılmak isteyen arkadaşlarımız oldu.
Moto23 üyelerinden, Halil Can İşvarlar ve Salih Şimşek’ten sonra Malatya’dan Murat Uğuralp arkadaşımızın katılacağını öğrenmek keyfimi ve hevesimi artırdı.
Üç yıl kullandığım BMW R 1200 GS motosikletimi satmış, yeni çıkan Adventure motosiklet için sipariş vermiş idim.
Nisan ayının son haftasında teslim alabilecek olmam az da olsa bir tedirginlik yaratsa da. çantaların gelmemiş olmasından başka bir sıkıntı yaşamadım.
Adventure modeli tercih etmemde 30 litrelik benzin deposu da etkili oldu tabi. Diğer İran seyyahları gibi, yanımda yedek yakıt bidonları taşımak zorunda kalmayacaktım artık.
Borusanoto İstinye’den işlemlerimi tamamlayarak, 29 Nisan günüTouratech’e uğradım ve sipariş vermiş olduğum koruma parçalarını taktırdım. Mevcut olmayanları ise kargo ile adresime gönderecekler.
Gezerek ve yeni motosikletimin rodajını yaparak Elazığ’a geldim.
Satın alma ve sonrası hakkındaki bilgiyi şu linkte bulmak mümkün:
http://www.moto23.net/forum/index.ph...1.msg22473#new
Pasaportumu aylar öncesinden çıkartmış,İran’ın Türk vatandaşlarına vize uygulamıyor olmasının rahatlığıyla gideceğimiz günü bekler olmuştum.
İran’ın her yönüyle güvenli bir ülke olduğunu öğrenmeme rağmen, bütün paramızı üzerimizde taşımak pek akıllıca değil idi.
Bankaya adımıza yatırıp orada çekebilme ihtimalini araştırdım ama maalesef bir sonuç alamadım. Bütün yumurtaları aynı sepete koyarak gidecektik anlaşılan.
Aracınız sizin adınıza kayıtlı değil ise noterden bir izin belgesi almayı unutmamak gerekiyor.
Google haritalardan rota çizip gezilecek şehirleri tespit ettiğimde 5-18 mayıs tarihleri arasında bu geziyi tamamlayabileceğimizi ön gördüm.
Salih Şimşek ile Murat Uğuralp arkadaşlarımızın zaman problemi olduğundan, gezinin bir yerinde onlardan ayrılıp devam edecektik yolumuza. Doğubayazıt’ta bir gün sonra buluşmak üzere onları 3 Mayıs Cumartesi günü önden uğurladık.
4.Mayıs.2014 Pazar sabahı ben ve motosikletim hazırdık.
Elazığ Motosiklet ve Motor Sporları Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Tan’ın, Honda bayi yemekli açılış törenine Erzincan Motosiklet Kulübünden Serkan Akpınar arkadaşlarının katılımıyla çok keyifli bir gün yaşadık.
Biz üç motosikletli yemek sonrası yola çıktık. İşte rotamız :
Varsın biraz da yollar çeksin benim cefamı
Artık verin çocuklar, artık verin asamı!.
Bir başka kainata, bir başka yurda yol var;
Siz örtünün garipler siz örtünün abamı
Yorgun düşüp uzandım altında asumanın;
Gölgende buldum ey dal bir anne ihtimamı.
Şahane manzaraydı dünya sınırlarında
Bir kubbenin rüku’u, bir zirvenin kıyamı.
Aynı günün akşamı İshakpaşa Külliyesi eteklerindeki konaklama yerinde öncü arkadaşlarımızla buluşuyoruz.
Yoldaşlarımı size tanıtmak istiyorum. Sağ baştaki Salih Şimşek, namı diğer Halo. Elazığ İl Özel İdaresinde mühendis. Diyarbakır/Erganili şiveyle konuşmaya başlaması onu sevmeniz, yakınlık duymanız, içi dışı bir güzel kişiliği olduğunu anlamanız için kafi.
İkinci arkadaşımız Murat Uğuralp aslen Ankaralı olup Malatya’da özel bir hastanede göz doktoru. Gün görmüş geçirmiş, komplekslerini aşmış tepeden tırnağa haza bir beyefendi.
Üçüncü arkadaşımız Musa Çakır İstanbul’da elektrik teknisyeni. Muhitimde sessiz sakin az konuşan biri olarak bilinirdim ama benden daha sessizini de görmüş oldum bu yolculuk sayesinde. Musa Çakır’ı tanımaktan büyük bir mutluluk duydum. Tekrar görüşmek ümidiyle.
Dördüncü arkadaşımız Halil Can İşvarlar Elazığ Fırat Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde öğrenci. Aslen Karslı olup ailesi İstanbul’da ikamet ediyor. Civa gibi yerinde duramayan, becerikli, her işten anlayan bu delikanlı o kadar olgun ki bazen yaşını filan unutuyor, emsalim sanıyorum.
Ve beşinci kişi seyyah-ı fakir edebiyat muallimi Serdar Sertdemir. Elazığ Özel Bilgem Okullarında ve Elazığ Sürücü Kursunda görev yapar.
5.Mayıs.2014 Pazartesi sabahı kahvaltı sonrası, demir atlarımız uykuda.
İshakpaşa Külliyesinin hatırını soruyoruz.
Aradan yıllar geçti işte o günden beri
Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,
Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.
Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar,
Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!..
Sınırını geçmeden önce döviz bürosuna uğrayıp bir miktar İran parası temin ediyoruz.
Sınır kapısındaki ayaklı dövizciler ile Doğubayazıt’taki büro doları aynı kurdan bozarken, İran içlerine biraz girince daha hesaplı bozdurduğumuzu fark ettik.
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi "İlerle!"
Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle
Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan
Bir gün yine doludizgin atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla
Cennette bu gün gülleri açmış görürüz de
Hâlâ o kızıl hâtıra gitmez gözümüzde
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik