Böyle güzel bir pazar günü harduro evde durur mu ?
Durmaz..
Kışın kar yüzünden yarım kalan Feslikan Yaylası-Saklıkent gezimi tamamlamaya niyetlendim ve evden çıktım..
Gelip geçerken gördüğüm eski evi bu sefer es geçmiyorum ve zamanı donduruyorum..
Geyik Bayırı köyüne varmadan sağ tarafa giden bir orman yolu bana göz kırpıyor..
Güzel yol ama bir süre sonra , sebebini bilmeden , vaz geçiyorum bu yoldan..
Geyik Bayırı...
Geyik Bayırı köyünü geçtikten sonra Feslikan Yaylası yolundan da vaz geçip daha önceki gezimde yaklaşık 1 km girip döndüğüm bu toprak yol beni çekiyor..
Bir kamyon yolu kapamış geçit yok.. Orada bulunan baba-oğula yol soruyorum ve bu yolun zaten ileride bittiğini öğreniyorum..
1 km geride başka bir yol varmış onu takip edersem çok ileride büyük taşa kadar gidebilirmişim.. Oldukça uzun bir yolmuş..
Denemeye karar veriyorum.
Bir süre sonra yol yeniden ikiye ayrılıyor..
KaTırıM bana yol gösteriyor.. Soldan ..
Doğru yola girmişiz.. Bu güzel yere ulaşıyorum..
Burada birkaç fotoğraf ve yemek için mola veriyorum..
Buraya kalabalık gelip mangal yapmalı..
Yol , inişle devam ediyor..
Sonunda büyük taş... Bunlara Toptaş dendiğini öğreneceğim birazdan
Burası yolun sonu.. Tam geri dönmeyi düşünürken , pazar gününü yaylada geçirmeye gelen insanlar beni yanlarına davet ediyorlar..
Bu sıcak daveti kabul edip yanlarına gidiyorum ve orada sürekli kalan bu arkadaşla da sohbet ediyoruz.
İçecek ikramlarını kabul edip , yiyecek birşeyler hazırlama israrlarını geri çeviriyorum.. Az önce karnımı doyurduğuma inanınca isrardan vaz geçiyorlar..
Konaklanan ev...
Konaklama sebebi keçiler ..
Keçilerin hep bir ağızdan meeelemelerinin sebebi onların da karnının acıkmış olması..
Keçilere yemek servisi yapılmaya başlandığında ben de izin isteyip oradan ayrılıyorum..
Dönüş yolunda bol bol görüntü alarak gezimi sonlandırıyorum..