Gezi Raporu : Toros Geçişi - 2013
Reklamlar
-
Toros Geçişi - 2013
3 Ağustos 2013 – 11 Ağustos 2013 arası yaptığımız turumuzu 8 kişi ile gerçekleştirdik.
Katılımcılar ve motorları;
1- Aydın ATAGÜL – Yamaha XT660R
2- Bülent TOPÇUOĞLU – Yamaha Tenere XTZ660
3- Taner ERASLAN + Dilek ERASLAN – Honda Africa Twin 650
4- Cem LÜTFÜOĞLU – BMW F800GS
5- Samet BİLGEN – KTM 640Adv
6- Şükrü Bülent TOKER – Honda XR650
7- Hakan IRIKLI – Yamaha TDM 900
Geçen yıllarda yaptığımız Toros geçişleri GPS izlerini üstüste koyup, içlerinden en akılda kalan, güzel bölümlerini birleştirip bir rota çıkardık.
Rota planlamamız her ne kadar “Nerde trak, orda brak” fikriyle başladıysa da rotaya el attıkça konaklama noktaları, Checkpoint’ler, Benzin noktaları v.b. detayları da ekledik.
Ama dedik ki; “Sabah 08: 00 de hareket edecek, akşam olmak üzereyken konaklama noktasına varamasak bile beğendiğimiz bir noktada kamp atacağız.
Konaklama noktaları bağlayıcı değil. Body sistemiyle ayrı ayrı sürebilecek ancak Checkpointlerde mutlaka grubun tamamı toplanacak.”
Rotamızın off-road kısmının görünümü şöyle;
Geçmek bilmeyen günlerde motorlarımızı hazırlayıp, eşyalarımızı düzenleyerek gidiş gününü bekledik.
Sonra gitme günü hala gelmedi, biz bi tur daha motorlarımızı ve eşyalarımızı hazırladık.
Tez-can'lı biri olan ben, 3 veya 4 kere yaptım bu işlemleri.
Hareket günü biraz daha gelmeseydi sanırım evin bahçesine çadırı kurup orada bekleyecektim.
Ve nihayet tarih geldi, hadi gidiyoruz, bekleyin bizi dağlar…
Vuhhuuuuu….
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:33 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:26 ----------
Forumun çalışma prensibi gereği ardarda mesaj attığımda birleştiriyor.
Bu da hem konu anlatımını ve sunumunu bozuyor hem de tek mesajda çok sayıda resim olacağından yavaşlatıyor.
Parçalı mesaj atmak konunun okuma keyfini arttırdığı gibi parçalı mesajları belli bir yerden sonra diğer sayfaya atttığından yavaşlama yaşanmıyor.
Bu sebeple mesajlarımdan sonra lütfen kısa da olsa bir mesaj yazın ki ben de devam edeyim.
Reklamlar
-
Merakla bekliyorum
-
Gidiş
Rota, Cumartesi akşamı ilk buluşma kampı olan Demirkazık’ın eteklerinde Çamardı civarındaki noktadan başlamak üzere planlandı.
Farklı yerlerden ve farklı zamanlarda gelecek olan katılımcılar Cumartesi akşamı bildirilen başlangıç kampında olacak, grup tamamlanıp akşam son notlar ve rotalar aktarıldıktan sonra yatılacak, ertesi gün 25 km asfalt sürüşünün ardında tırmanmaya başlayacağız.
İstanbul ile Başlangıç kampı arası 825 km.
Motorum hazır.
825 km.lik asfalt sürüşünü düz lastiklerle yaptıktan sonra kamp yerine yakın bir yerleşimde yanımdaki tırnaklı lastikleri takacağım. Böylece hem tırnaklı lastiklerim gereksiz tükenmeyecek hem de asfalttaki sürüş konforum ve emniyetim artacak.
Başta, Cumartesi sabah erken yola çıkıp akşama varırım diye planladıysam da bir an önce gitme arzusu ve bir günde tek silindirli titrek motorumla o kadar uzun sürüş tatsız geldiğinden Cuma akşam çıkıp yolu ikiye bölmeye karar verdim.
Akşam gidebildiğim kadar gidecek, uygun bir yerde konaklayacak ertesi gün yolu tamamlayacaktım.
Baktık herkes aynı fikirde, ancak saatler tutmuyor, farklı saatlerde ufak gruplar olarak çıkacak, öndeki grubun karar verdiği konaklama noktasında toplanılacak dedik.
Ben, Bülent, Cem ilk çıkan grup olduk, saat 16:30 da hareket ettik. Niyetimiz Ankara’yı geçip Kırıkkale civarında bir yerde konaklamak.
Ancak en erken çıkan biz olmamıza rağmen hava kararmak üzereyken daha Kızılcahamam civarındaydık.
Arkadan gelenlerin birkaç saat daha geç geleceğini ve karanlıkta sürmeme kararımız sebebiyle daha fazla gitmeyip Kızılcahamam’da konaklamaya karar verdik.
Yemek yediğimiz yerden aldığımız tavsiye ile Belediyenin işlettiği Kaplıca pansiyonlara gittik. Yerimizi ayarlayıp yerleştikten sonra ufak bir kaplıca/hamam sefası da yaptık.
Biz yatmak üzereyken diğer arkadaşlar da geldi, yerleşip yattık.
Aydın ATAGÜL
Maltepe-İstanbul
BMW R1150GS
-
Devam....
https://www.youtube.com/user/funtay34
http://instagram.com/tayfunboralegend/
https://www.facebook.com/tayfun.bora
-
Süper, devamını bekliyorum, sanırım önceki deneyimlerden motorları küçültmüşsünüz,
bakalım bi Ali daha bulabilecekmisiniz
-
1. Gün
Sabah kalkıp kahvaltı için restorana geçtik, o saatte bizden başka kimse yoktu.
Vasat kahvaltının ardından pansiyondan ayrıldık.
Yolda öğlen yemeği molası verdiğimiz yer.
3 çeşit yemek 6 TL. Fiyatına uygun kalitedeydi. Buz gibi pilav, kötü yemekler.
Bulamadık o ara başka da bi yer, şansımıza tüküreyim.
Yemek yerken bir taraftan Ankara’dan katılacak Ş.Bülent Toker (artık Toker diycez) ile mesajlaşıyoruz.
Ankara’dan beridir birkaç kez nokta verip bekleşmemize rağmen bir türlü buluşamadık. Bir taraftan da yol alıyoruz, yeni konumumuzu, saati bildiriyoruz.
Yakınlaşamamış haldeyiz, en kötü kampta buluşuruz diyoruz. Yemek yedik, benim bi kargo işim vardı onu hallettim ve çıktık.
Yemek yemek için girdiğimiz şehir merkezinden çıkıp ana yola bağlanırken Toker gelmesin mi?. Bu kadar olur, harika bir tesadüf.
Grup tamamlandı, durmadan yola devam ediyor Niğde’de lastik değiştireceğimiz yere yöneliyoruz.
Sanayide bir lastikçi bulup girişiyoruz lastiklere. Taner ve benim lastikler değişecek. Hassas noktalarda biz dahil olup ağır işleri lastikçiye yaptırarak lastikleri değiştiriyoruz.
Soldan sağa; Benden çıkan, motora takılan, motordan çıkan.
Biz bunlarla uğraşırken içeride plütonyum pillerini dolduran abimiz
ve dışarda bekleyenler;
Diğer birkaç tamiratı da sanayide hallederken (ne tamiratı daha yola yeni çıktınız diyenler Taner’le tanışmamıştır, o bulur kurcalayacak bişi)
Çıkan asfalt lastiklerini paketleyip kargoya verdim. 4 lastiği 25 TL ye İstanbul’a eve gönderdim. (ucuzmuş)
Ahaliden sonraki yolun alternatiflerini öğrendik, dağ yolu dedikleri yolu tercih edip gideceğiz. 50 km kadar yolumuz kalmış.
Akşam olmak üzere, yemek işini orada mı (Çamardı) yoksa burada mı halledelim diyoruz.
Ahalinin bir kısmı orada bu saatte yemek bulamazsınız derken diğerleri bulursunuz hem de Alabalık bile vardır diyor.
Alabalık lafına tav olup orada yemek üzere yola çıkıyoruz.
Hakkaten keyifli yollardan geçip 19:30 gibi Çamardı’na varıyoruz.
Park edip yemek yeri bakıyoruz, soruyoruz. Açık olan 2 yer var. Onlar da pideci.
Dolaşıp soruyoruz maalesef bu saatten sonra açık yer yoktur diyorlar.
Bize heryer açıktır diyen Niğde’deki kardeşleri ve akrabalarını anıp mecburen Pideciye oturuyoruz.
Plan yemek yiyip google earth’den gözkararı işaretlenmiş bir nokta olan kamp yerine gidip kamp atmak.
Pidecinin hemen üstündeki otelci bazılarımızın aklını karıştırıyor.
Bir kısmımız diyor ki; “grup komple burdayız, bu saatten sonra karanlıkta o noktaya gitmek, kamp yeri aranmak yerine burada konaklayalım, yarın sabah rotaya girelim.”
Diğer fikir diyor ki; “yok arkadaş ben dağda kalmaya geldim, otelde ne işim var, yatarken yıldızları seyredicem.”
Herkes haklı, demokrasi işlemez. Anlaşıp kalmak isteyenler, gitmek isteyenler ayrışıyor, sabah kamp yerinde buluşmak üzere ayrılıyoruz.
Ben otelde kalmayı tercih ettim.
Ama yarın buna pişman olacağım...
Aydın ATAGÜL
Maltepe-İstanbul
BMW R1150GS
-
2009 un tadı damağımızda, 2013 ü sabırsızlıkla bekliyorum.
-
2. Gün
Biz otelci tayfası sabah 6 civarında kalktık, kamp yerine gidip arkadaşlarla buluşacak oradan rotaya başlayacağız.
Akşam motorları üstünde eşyalarıyla emniyetli bir şekilde kalması için ricada bulunduğumuz Emniyet Müdürlüğünün önünden alıyoruz. Herşey sağlam, zayiat yok.
Yola koyulup şu karşıda gördüğünüz Demirkazık’ın eteklerinde bi yerde olan kampa gidiyoruz. Güneş te henüz aşmış dağı.
Hakan’ın basıp geçtiği kavşakta geri dönmesini bekliyorum.
-“Paso yardır, tabelaya baksana olm, Demirkazık 4 km naa bu tarafta..”
Hakan’ın Enduroya benzetmeye çalışıp benzetemediği TDM motoru asfaltta hepimizi eziyor.
Ama dur sen, birkaç saat sonra tırmanmaya başladığımızda taşların üstünde görücem seni..
Şu klasik aynalı fotodan bi tane koymazsam olmaz;
Şu TDM’e ufak ufak kıl oluyorum sanırım, toprağa girdik hala gülümsüyo mu ne?
GPS te işaretli noktadan başka yere yerleşmiş olan kampı telsiz bağlantısıyla bulmaya çalışıyoruz. Allahın dağında tarif ile nasıl bulunursa?
- “Toprak yol var, taşlı falan.. tamam”
- “abi burası komple toprak, hangisi.. pığğk”
- “Çataldan sağa girdiniz dimi?..tamam”
- “hangi çataldan, her tarafta çatal oluyor bu yollar.. pığk..tırılılı..”
- “arabaların da girebileceği türde, çok kötü değil.. pığğk.”
Arabaların girebileceği diyo, biz o ara resmen kayaların üstünden atlıyoruz.
Yanlış yolda olduğumuzu anlayıp dönüyor, bilmem kaçıncı çatalda daha düzgün olan yola giriyoruz.
Doğru yol buymuş, ne bilelim, biz doğamız gereği çatallarda durup kötü olana girmeye programlanmışız bi kere.
Dev bir kayanın ardında bizimkileri görüyoruz.
Aaaaabi insafsızların kaldığı yere bakarmısınız;
Cennet. Emli Vadisi. Nefis bir yer.
Taner’in gençliğinde dağcılık yaparken geldiği yerlerden biriymiş, karanlık falan bulmuş gene de.
Otelci grubu topluca bunalıma girdik, böyle güzel bir yeri nasıl kaçırmış, kalmamışız diye.
Kampçılar hava ata ata toparlandıktan sonra biraz daha kanyon içine girelim dedik.
Önce yürüyelim mi dediysek te biz tembel motorcular motorla gitmeyi tercih ettik.
Emli Vadisini tavsiye ediyoruz, gidiniz.
Etraftan birkaç foto;
Günü geçirmek arzusunda olduğumuz bu yerden zorla da olsa ayrılıyoruz. Henüz rotaya başlamadık bile.
Aydın ATAGÜL
Maltepe-İstanbul
BMW R1150GS
-
Devam lütfen
-
-
merakla okuyorum 2 gündür. hadi devam
-
Checkpoint’e gelip ağaç altında arkadaşları bekliyoruz.
Civarda yörükler var.
Kuzucuğun biri “meeeee” diyerek bize doğru koşuyor.
Hayretle izliyoruz, kaçacağına bize doğru koşuyor.
Basbayağı bacağımıza kadar sokulup sırnaşıyor. Kedi kırması mı la bu?
Alıp motorun üstüne koyuyorum, duruyor da, bi tırnakları eksik, bi de gur-gur gurlamıyor.
Elden ele geziyor zilli.
Bir süre sonra diğer arkadaşlar da geliyor. Bu arada yörük dede ile muhabbete girmiş haldeyiz.
Dede on numara, bize yere sergi getiriyor oturalım diye, Hakan da gözlüğünü veriyor, hava atsın manita yapsın diye.
Dede ayran getiriyor, hararetimizi dindiriyoruz.
Biraz daha yayılıp toparlanıyoruz.
Hakan yeterince yoruldu, buradan sonraki yola topraktan devam etmek istemiyor.
Asfalt yolla konaklama noktasına gelmek üzere ayrılıyor.
Biz de toprak rotadan yola koyuluyoruz.
Eşkiyalar yolumuzu kesiyor.
“Bak sağda ne var” diye kandırıp sollarından geçiveriyoruz.
Bir süre sonra motorda gariplik hissedip durunca anladım ki arka lastiğim patlamış.
Bülent abi kaldı, diğerlerini yolladık, başladık lastiği sökmeye.
Belki dikkatinizi çekmiştir, motorumun yanına bağlı bi boru vardı, ne işe yarıyosa.
Hah bu işe yarıyo işte.
Orta sehpası olmayan motoruma üçüncü ayak yapıp lastiği sökebiliyorum, allaan dağında taşında taş bulamama da var.
bkz: pratik kriko (Bülent Topçuoğlunun öğretisidir)
Aydın ATAGÜL
Maltepe-İstanbul
BMW R1150GS
-
İşi gücü bıraktım okuyorum
Dünyada taklit edilemeyen tek şey cesarettir.Doğrusunu bildiğim yalanları dinlemek çok hoşuma gidiyor.http://ulubahtsizhasan.blogspot.com.tr/ dan beni tanıyabilir,neler çektiğimi görebilirsin
-
-
öbür yolda ayrı güzelmiş, valla işler kaldı hep
-
İlerde bende katılmak isterim böyle gezilere inşaAllah ._.
-
bu havada egrı gol zaten ımkansız toroslar kar dolu
-
-
berkaye adlı üyeden alıntı
İlerde bende katılmak isterim böyle gezilere inşaAllah ._.
ilk sapaktan senin mondiyi yolcu ederler, gezinin devamı sensiz olur.
If you want to be happy for a day, Drink; If you want to be happy for a year, Marry; If you want to be happy for a life time, Ride a Motorcycle.
-
eline sağlık devamını bekliyoruz abi
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler