21 Nisan 2006
Toroslar alışkanlık yaptı , yine yola çıktım işte..
Bu sefer nereye gideceğimi biliyorsam arap olayım.. :lol:
Yol beni götürür nasılsa..
Selis'e papatya sözüm vardı , önce o sözümü yerine getiriyorum..
Varsak'taki papatya ormanından çıkıp Kirişçiler'e doğru yola koyuluyorum..
Yol kenarındaki buğday tarlalarından birine dalıyorum..
O nasıl yeşil öyle...
... ve yeşiller arasından göz kırpan...
Yolda KaTırıMın arkadaşına rastlıyoruz..
KaTırıMın arkadaşıyla vedalaşıp bulduğumuz ilk toprak yola dalıyoruz..
Bu toprak yolun Ağırtaş köyüne gittiğini öğreniyorum yolda..
... ve aşağıda Karacaören Barajı...
Ağırtaş köyünü geçince Kocain Mağarası'nın yakınlarında olduğumu öğreniyorum ve oraya gitmeye karar veriyorum..
Çok güzel virajlı yollardan sonra köy içinden Kocain Mağarası yoluna sapınca...
Kocain Mağarası sapağı..
Geçen yıl Zongshen'le bu yola girmiş ama sonuna kadar gidememiştim. Çünkü yol yeniden yapılıyordu ve çok iri ve keskin taşların üzerine toprak döşenmemişti. Yaklaşık 3 km lik yolun yarısından sonra hava da kararmaya başladığı için ve lastik patlar korkusuyla geri dönmüştüm...
Bu sefer de benzinimin bitmesinden korkuyorum ama artık geri dönüş yok.
3 km göz açıp kapayana kadar bitiveriyor..
Etrafta in-cin top oynuyor..
Tek başıma mağaraya girmek için biraz cesaret topluyorum..
Gerçek bir ayı ile karşılaşma olasılığım nedir diye düşünerek dalıyorum içeri...
Bu nuhteşem ama ürkütücü doğa harikasında daha fazla kalamıyor ve beni aşağıda bekleyen KaTırıMın yanına dönüyorum..
...ve dönüş yolu...
Bu günlük de bu kadar...