Evet sevgili MTli dostlarım...
Bu harika bayram gününde evde oturacak kadar ihtiyar ve terkedilmiş tek kişi ben olduğum için (belki de gezilerde çenem düştüğü ve herkesin kafasını şişirdiğim için ceza olarak) gezilere ait konuları hazırlamak işi benim başıma kaldı
<Cem: Bendende herkese merhabalar . Genelde geziye birçok kişi katılır fakat tek kişi konu açıp geziyi anlatır.Birazda farklılık olsun ve yenilikçilik getirerek yaptıgımız ortak geziyi 2 kişinin yorumlarıyla anlatalım >
Öncelikle sizlerle, Cem kardeşimle geçen hafta yaptığımız Foça gezisini paylaşmak istiyorum.
Havanın hala serin olduğu günlerden bir gün sabah erkenden Karşıyaka’daki gizli merkezimizde buluşarak yola çıktık.
Belirtmem gerekir ki sabah erken çıkılan turlar gerçekten de çok verimli ve daha keyifli oluyor. İnsanın tam; “Eyvah şimdi eve dönmek zorundayız.” diye düşündüğü anda saatlerce zamanının kaldığını öğrenmesi gerçekten de güzel oluyor.
Aşağıda kardeşimi görüyoruz gizli buluşma noktamızda yeni bebeği ile ince ince gülümsüyor.
<Cem: İnce ince gülmemin sebebi emre abicigimdir. Tam foto için moda giriyorum çekmeden birkaç saniye evel espirileriyle beni güldürünce komik hallerimi yakalamayı başarıyor >
Evet kızlar, yola çıkıyoruz, ilgilenenler için arkadaşın adresini aşağıda veriyorum:
Hava serindi ama ikimiz de iyi giyinmişiz yolda pek sıkıntı yaşamadık. Cem’in elleri üşüdü sezonluk eldivenle. Benim de yeni aldığım eldiven rahatsız etti, uyuşmalar başlayınca soğuğu tercih edip (ne olur ne olmaz diye yanıma aldığım) yazlık eldivene geçtim.
Eski yoldan (Seyrekköy üzerinden) gittik, Cem’in yeni botları ile motoruna alışması için –yolun boş da olmasıyla- iyi bir olanak bulmuş olduk.
Yolda 10 bin kadar bisikletçi ile karşılaştık. Kimileri selam aldı verdi. Kimileri canının derdine düşmüştü açıkçası Bir ara arı istilası gibi etrafımızı sarsalar da aradaki bir kaç (?) beygirlik fark ile az zorlanmayla sıyrıldık.
Aha da işte Foça. Yine çok gizli olan, yürüyüş yolunu kullanmadan arka sokaklardan Foça’nın içine düşme rotasında siyah, bıldırcın gibi bir CBR250R gördük. Ama kullanmadığımız (!) yaya yolunda peşimizden kovalayan zabıtadan kaçarken durup tanışamadık (fotoğraf da çekemedik dolayısıyla). Kendisine, okuyorsa, buradan selam...
<Cem:Biz motorcular grup sürüşünde nasıl düzen saglarız diye düşünürken bisikletçi arkadaşların işinin çok daha zor oldugunu anladım.
Öyle dagılmışlar öyle parçalanmışlarki nerdeyse foça yolunun yarısına yayılmışlar diyebilirsiniz.
Kimisi kopmuş önden gidiyor kimisi lastigi patlamış kimisi foto çekiliyor derken işleri zor.>
<Emre: Cem’in yorumu üzerine aklıma geldi. Akşam biz 6 civarı dönüş yoluna çıktığımızda hala Foça’dan çıkamamış bisikletçiler vardı yol boyunca.>
Burada da Foça’nın artistini görebilirsiniz...
Neyse, klasik acayip bayat (içi kararmış) balıklarımızı afiyetle(?) yedikten sonra (burasını hızlı geçiyorum, sonu mide bulantısı oldu benim için; Cem, oturduğumuz yerin adını yazarsa hiç kimseye önermiyorum. Neticede sezon açık değil mi arkadaş, nedir öyle donmuş balık filan!!!) üzerimize çöken ağırlık için bir çözüm aradık...
<Cem: Balıktan pek anlamadıgım içinde emre abime bozuk bozuk yedirdik balıkları iyimi hiçte unutmaz bunu şimdi diye korkuyorum >
<Emre:Senin bir hatan yok kardeşim; adamlar öyleler işte. Ama adam akıllı bir rakı balığa gitmemiz lazım ki konu selamete ersin, belleklerden silinsin >
Motorlarımız kardeş kardeş güneşlenirken:
Aşağıda, sevgili kardeşimin bana hesabı takışını izliyoruz. Ben tuvalete gidiyorum diye kalktı. Kendisini 15 dakika sonra Foça’nın çıkışında, motorunun üzerine yatmış göbeğini kaşırken buldum (şaka burası, yalan yani)...
Ooops, resim is not found!!!
Burada da, iki yetişkin adamın bir pozu fotoğrafa taşıyamamasını paylaşıyoruz:
Şişmişiz tabii (sanki hep öyle değilmişim gibi), yola hemen çıkmak istemedik. Çok gizli olan bir mekana götürdüm kardeşimi. Orada da biraz poz verdi. Kendisi bu işi çok benimsedi, bu gidişle meslek olarak modellik yapacak gibi...
Gençlik güzel şey arkadaş, paran da olunca iki motor birden ;)
Aşağıdaki fotoğrafı çok müstehcen bulduğum için paylaşmıyorum!!!
Ben ona söyledim kaskını çıkartma diye, dinlemedi, çırılçıplak kaldı :D
<Cem: Bu kadar komik gözüktügümü inanın bilmiyordum :D>
Arkadaş ve motoru ışıldıyorlar
Aha bu da “Kardeşim dedik, güvendik...” sahnesidir:
<Cem: Bendende ufak bir espiri gelsin. Xj6N'nin koltuguna oturup indikten sonra tamamen frenleri boşaldı sodalimonun daha evelki konusunu okuyanlar anlamıştır artık ehehehe >
Aslında XJ6N Cem’e daha çok yakıştı. Değişsek mi motorları, ne dersiniz?
<Cem:Xj6N çok güven verici bir motosiklet. 600ccye geçişlerde ilk adım olabilir.>
Neyse... Bir tur yapalım dedik Yeni Foça’ya doğru... Araba ya da bisikletle o virajların bu kadar tatlı olduğunu hissetmemiştim yıllardır. Ki, 35 senedir Foça’ya gider gelirim, eski Foça çocuğuyumdur... Genellikle araba ile sinir olduğum, bisikletle de küfrede küfrede geçtiğim yollar bambaşkaymış. Hem meğer motosikletle hız yapmak ne güzel bir şeymiş arkadaş. Gülüyorum otobanda bastıran veletlere, lezzet virajda işte. Taze motorcu olarak aşık oldum bu işe. Düşlerimde viraj yaparken uyanıyorum mutlu mutlu geceleri... Viraj... Viraj... Viraj... Viraj!!!
Aşağıda göremediğiniz fotoğraflar, işte bu tura ait fotoğraflardır
Bu ise, viraj parkurumuzun iz kaydının uydu görüntüsü üzerine yerleştirilmiş durumu:
Kırmızı hat belli oluyordur umarım... Azami hız olarak yanlış anımsamıyorsam 270km/s gördüm kayıtlarda. Sanırım bir yanlışlık var, biz 290’a filan çıkmıştık çünkü
<Cem: Bu kadar hız yapınca tabi shark kaskın spoiler bölümü uçtu :D Fazerla 8.5lt benzinle 200km yol gittim. şahitimde emre abidir.
Bu demek oluyorki 100kmde 4.2lt civarı yaktım. Şuanki son gezilerimizde XJ6Nden daha az yakıyorum bakalım ilerki gezilerde daha net sonuçlar alacagız.>
Pek kimseleri ilgilendirmiyor aslında, soran da olmadı; ama, buralardan olmayanlar için biraz anlatmak istiyorum... Derin virajlar var, darı, genişi, uzunu, inişlisi, çıkışlısı çok güzel virajlar var. Gayet hız yapılabilir. Bizim yaptığımız gibi boş zamanını denk getirirseniz çok lezzetli bir parkura dönüşüyor. Manzarası da tadından yenmez.
İlk fırsatta bir GoPro ödünç alıp sizlerle bunu paylaşacağız.
Bir de önerim olacak. Bu yola Çanakkale yolundan Yeni Foça üzerinden gitmeyin. Demir çelik fabrikalarının yük taşıyan kamyonları yola çeşit çeşit malzeme artık v.b nesne dökerler. Araba ile çok tehlikeler atlattığımı bilirim zamanında.
İlk posta git-gelimizi yaptıktan sonra, bu sefer çok çok çok gizli olan 20 senelik mekanımızı gösterdim kardeşime. Gizli olduğu için sizlere göstermeyeceğim, kusuruma bakmayın lütfen...
Mekanımız budur. Yaz kış (fırtına olmadıkça) harikadır. Önceki mekan gibi, hem çadır hem de mangal olanakları boldur. Gençliğimde burada çok geceler arabada yatmışlığım içmişliğim çalmışlığım var. Arkadaşlarla küçük boy amfiler ile gider aküden besleyip gitar çalardık burada, ateş ve ateş suyu eşliğinde güzel geceler geçirdik. Gökyüzünün milyar yıldızı, denizi, yakamozu hepsi candır. Ay ışığında bol yıldızlı deniz kenarı romantizmi için İzmir’in dibinde harika bir mekan daha.
Denizi ise ne yazık ki oteller ve siteler yüzünden ölmüş durumda. Dipte çamurdan başka bir şey bırakmadı namussuzlar.
Yaz gelsin!!! Her haftasonu en az bir gün buradayız
Kardeşim cool bir poz vermiş burada. Keşke motoru iskeleye çekip orada da çekseydik bir tane
Bunlar da virajlar yöresinden bir kaç kare...
Virajlar genellikle yol için açılmış / oyulmuş dağ geçitlerinden oluşuyor. Bir kısmı uçurumda bir kısmı dağda kalıyor virajların...
Güzel bir gün geçirdik.
Toplamda iki kez virajlardan gidip geldik. Çok eğlendiğimizi söyleyebilirim. Bu keyifli sürüşleri benimle paylaştığı için kardeşim Cem’e bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Akşam dönüşünü biraz hızlı yapmak zorunda kaldık. Çünkü saat 19:00’da Karşıyaka’da olmamız gerekiyordu, MT toplantısı için.
Bir parça hızlı gitmiş olacağız, kaskımın arka kanadı yolda kendini kaybetti (hükümsüzdür, bir gün bulursanız lütfen beni arayınız, bulanlara ödül)...
<Cem: Otobanda acilen durduk emre abi yanıma yaklaştıgında kaskını gösterdi ilk anlayamadım. Daha sonra dikkatli baktıgımda Shark kaskın spoiler bölümünün uçtup koptugunu gördüm ve gülme krizi yaşadım. 900tl'lik kask rüzgardan parça parça uçup gitsin :D
Emre abi vizöre dikkat oda birgün uçabilir :D >
Cem kardeşimin çektiği fotoğrafları da yolda yitirmiş olmalıyım (yalan) neyse ki (aslında aralara girmiş bir şekilde, Cem'in komplosu var sanırım bu işte, hem yakışıklı hem yetenekli, elden ne gelir )...
O geceki toplantıya ait resimlerimiz de aşağıdaki gibidir...
Şimdi, Foça'yı bilenler (ki İzmir nüfusunun kabaca %90 kadarı oluyor) diyecekler: "Adam bildiğin Foça'yı fotoğraflamış, gizli gizli diye kakalıyor..."
Yanıt veriyorum: İstanbullu'lardan gizli arkadaşlar Göstermeyin şunlara, Matrix'teki, insanlar bu gezegenin virüsleridir çağrışımı geliyor sonuçta...