Evet sayın MT ailesi. Ayağımın tozuyla raporumu sunayım da üzerimden atayım
Çok fazla yer gezemesem ve çok fazla fotoğraf çekemesem de elimdekileri değerlendireyim...
ilk çıkış Sakarya'dan şafak sökerken motoru yükleme ve son kontrolleri yaparak tek kişilik dev kadro bendeniz Cihan ve Şimşek McQueen'im yollarda...
Tek solukta Susurluğa İznik gölü rotasından varıyorum... Susurluğa uğrayıp Yörsan'a girmemek olmaz... Susurluk ayranını içeceksem Yörsan'dan içerim diyerek reklamımı yapıyorum. Yörsan, giderken solda dönerken sağda
Yolda bir iki arkadaş uğraması yaparak ilk hedef olan Didim'e varıyorum. Didim benim ikinci memleketim olduğundan bendeki yeri ayrıdır. Hemen girişte heyecan yapıp kenara çekiyorum. Didim'in ilk sahil fotoğraflarını hemen girişte alıyorum... (Bu sırada aynı benim oğlumdan bir fazer da yanımdan geçiyor. Sobelendin arkadaşım. Yakalayabilsem bir de fotoğrafını da alacaktım da neyse
Didimdeki cancazım kardeşlerimle hasret gideriyorum. Bu arada arefe günü ve sonraki 3 günümü (Bayramı) Didim'de geçiriyorum.
Bu arada bir arkadaşım da R125 almış. Yamaha kardeşler olarak fotoğraf almayı ihmal etmiyoruz
Didimin meşhur Apollon tapınağı ile McQueen enstantane
Didimden pazar sabahı şafak sökerken ayrılıp rotanın devamına teker çeviriyorum. İlk durağım Bodrum olacak. Yolda Beçin Kalesini görüyorum ve kale manzarasıyla bir iki hatıra saklıyorum...
Ve Bodrum Bodrum
Bodrum Kalesi - Müzesi
Bodrum kalesine salıverilmiş bir güzellik...
Bodrum'u geride bırakıp Yola devam ediyorum. Tavsiyeler üzerine Gökova Akyaka'ya giriyorum. Bir iki fotoğraf çekip hızla uzaklaşıyorum. Sebep? 1. konaklama en aşağı 200tl 2. Nedense çok çok sıcak bir yer 3. Çok kalabalık ve sıkışık, insan çöplüğü haline gelmiş artık
Ama doğası denizi ve manzarası çok hoştu...
Ve rotanın son durağı Fethiye-Ölüdeniz'e ulaşıyorum. Buraya ulaşana kadar 1200 küsür km katetmişim. Üç gün içerisinde iki ayrı otelde kaldım. Fiyatlar gayet makuldü. Şirin küçük otelleri seviyorum sanırım, insana daha bir sıcak geliyor
Gezim boyunca bir defa suya girdim. O da Ölüdenizin o meşhur Blue Lagoon koyunda yeşilin ve mavinin en güzel tonlarını barındıran doğasıyla iç içe...
Yine çok yakın dostum da orada aynı gün denk geliyor, suya girme faslı daha da renkleniyor, makara kakara kikiri kukara
Ve dönüş vakti. İlgilenmem gereken bir festival olduğundan geziyi 1 hafta ile sınırlandırıyorum. Yine sabahın kör saatinde yola koyuluyorum. Başta Fethiye çıkışında yolu karıştırmamdan dolayı 1 saatlik kaybım olsa da yolu tutturuyorum. ah o yol gösteren teyze yok mu, hep onun suçu
Yolda çok ilgi çekici bir manzara yakalıyorum. İsmini yanlış hatırlamıyorsam sanırım Göcek Geçidi'ydi...
Dönüşte Gökova'nın bir manzarasını görüp kenara çekiyorum. Maksat fotoğraf çekmek olsun diye oraya buraya flash patlatıyorum
manzara güzel
Ahanda İzmir'de de bir arkadaş ziyareti
Kahvaltı ısmarlayan ellerin dert görmesin
Kaskımın vizörünü temizleyip üstüne temizlediği sineklere "bu kadavralar hangi yöreden" diyerek espri bile patlattı saolsun
Hadi buyurun, eve vardık oğlum McQueen'imle
ha ne oldu dönüş yolu 900 küsür km ile günde katettiğim yol rekor hanemi arttırıyorum. Yalnız Aydın ile İzmit arasında kuvvetli rüzgar yüzünden 1000 kişiden dayak yemiş halde eve varıyorum. Allah korudu şerit şerit gezdiren rüzgarda sağ salim eve vardım...
Toplamda 2150km civarı bir yol katettim. Gidişte 1200km kadar 130 genelde sabit hızla gittim ve km'de 23 kuruş yaktım (97° oktan). Dönüşte motoru biraz nefes aldırdım, ortalama 30 kuruş yaktı. Tüm yolculukta 25 kr ortalama yakışla seyretmiş oldum. Teşekkürler Fazer, teşekkürler oğlum :happy:
Özgürlük bidir. Menim yorumlamam bu gadar, hadi hayırlı işler...