Arkadaşlar merhaba..
eşimle beraber SYM EVO 250i İle Tekirdağ-Ankara-Kütahya-Bursa-Bolu-Tekirdağ yaptık. 10 gün sürede 2.000 km civarı...
işte kabaca rotamız
öncelikle belirteyim.. eşimle gittiğim gezilerde çok resim çekemedim.. malum motordan inmesi binmesi eldiven telefon vs derken zaman alıyor..zaman dar olduğundan bazen tabelalarla yetindik..
Kısa kısa bahsedeyim..
Tekirdağdan saat 15:00 de çıktık yola. saat 22.30 gibi Nallıhan daydık.. ama istanbulu geçene kadar çok şiddetli rüzgar yedik.. kulaklarım çınlıyordu eve gittiğimde müthiş rüzgar alıyor kask..
yapışan sinekler.
500 km gecikmeli olarak Ankara Beypazarında Servise girdim.. 1000 bakımı 50 tl tuttu ( yağ değiştirirldi. hava filtresi temizlendi..olay sadece bu )
1500 km de ki motorun hava filtresinin hali.. temizlendi tekrar takıldı..aslında o kadar da kötü yollarda gitmedik..
vee eşimin kuzeninin kına gecesi. süper geçti. çok çok oynadık
Ertesi gün düğünü var.. Hanımı bıraktım koaföre..dedim herhalde 1 saate bitirir. randevulu da gittik takılayım buralarda. Aradım 10 dk sonra, kaçta bitermiş iş, 3 saat sonra anca dedi... öööf öf.. ben durur muyum... gittim Beypazarı Sodası fabrikasına.. oo mescit de varmış tam da cuma saati. Namazımızı da kıldık. Çıktık, cumaya gelenlere yemek veriliyormuş. yemeğimi de yedim.. tam çıkıyorum yola..sağa dönüp beypazarına gidecem.. Önüme araba çıktı..yola çıkamadım..bekledim..araba geçti. aklıma geldi.son anda sola girdim.. Beypazarından uzaklaşıyorum..nereye gittiğim belli değil
Karaşar...
Karaşara girmek üzereyim..
karaşar
Sonra döndüm beypazarına.. Hıdırlık tepesine çıktım.. Manzara güzel..
Bir anda içim karardı...Ben lise 2 ve lise 3 ü burada okudum.. Bu evler arasında geçirdim o zamanımı.. Ben Ankara merkezde büyümüştüm lise2 de baba mesleği bizi buraya getirdi..
Liseyi burada bitirdim ama gelin bide bana sorun.. Beypazarı insanı kesinlikle ama kesinlikle yabancı insan sevmez. beni hep ezdiler. hep grup dışı tutmaya çalıştılar. aynı sınıftayız bana alt devre muamelesi yaptılar. Sınıfın hepsi. aaaa bi de dershaneden bi kıza vuruldum ki. kız pas vermeyi bırakın bakmıyor bile. Durum böyle olunca gelin bana sorun o günleri..Berbattı o günler. Bi yanbdan okuldaki durum..bir yandan aşık oldum..kız bakmıyor bile. konuşmuyor. yere bakan yürek yakan misali ben gün geçtikce bağlanıyorum.. ama yok..kız da ümit hiç yok.. bu iki olay yıktı beni o günlerde.. ( o kız şu an eşim
Gel gelelim düğüne..Gündüz hava süper.. Ama gelin damat tam dansa çıkacak..haydaa bir anda rüzgar bir anda yağmur.. lan ne oluyor.. Ver Allah ım ver.. 1 saate yakın beklenildi.
En son yağmur az yağmaya başlayınca bizimkiler çıktı.. dansa.. ilk parça onların..Sonrasına biz de eşlik ediyoruz.. Allah mesut etsin..
Sonraa göndük tekrar Nallıhana.. Uluhan köyü var nallıhana bağlı Göynük yolunda. Oraya gittik. Araba ile..motoru bıraktım ne olur ne olmaz hava durumu vahim.. Gittiğimizde herkez cami etrafına toplanmış sohbet ediyor. Kazanlarda, kocaaman kazanlarda et pilav pişiyor..asırlardır bu uygulama varmış.. mükemmel. oturuyoruz babamla. Neyse bir müddet sonra "başkanım" diye hitap edilen kişinin ve bana hoş gledin diyen kişinin Nallıhan belediye baskanı olduğunu anlıyorum.ilginç.. Gayet samimi hoş adam.. sohbet ediyoruz biraz. neyse namaz kılmaz için abdest alıp namazımızı kılıyoruz. namaz sonrası güzeeelce bir yemek.. süper. yemekte yok yok.. hem de başkanla beraber yeme fırsatını buluyorum.. sohbet ediyoruz biraz. MHP den de olunca ayrı bir ilgili çekiyor
Dönüşte babamın arkadaşı öne geçip bizi durduruyor.. 10 km içeride şelale olduğunu söylüyor.. e tabi babam gitmiş. yok falan diyor. ben gideriz gideriz diyorum. babam yolu kötü diyor tamam o zaman gitmeyiz dedik.. tabi ben yazdım onu kafaya.gitcem ben motorla
yolar gerçekten çok zordu..
tabeleları çekiyorum
ve varış.. işte bu giden su aşağıdaki uçuruma gidiyor ve mnuhteşem bir görüntü oluyor. ama bu su sadece haziran eylül ayı arası akıyor.
bu da arkaya dönüp çektiğim yer..
ağaç muhteşem..
biraz ileride bu tabelayı görüyorum..ve patika yoldan gidiyoruz..çok dik ve ayaklarımız çok kayıyor..
görünen köprüye gideceğiz. oradan görünüyormuş. giderken babam vali bey de geldi dedi ve ben iyice meraklandım artık
patika yoldan giderken ağaç bu haldeydi.. yan yatmış resmen rüzgardan sanırım..
haaala gidiyoruz oraya.. bir türlü varamadık.. zor yollar.
İşte o şelale.. Mükemmel değil mi ? çok güzel.. oturup saatlerce izle
Buda faklı açı
Sonra yukarı çıkıyoruz. o temiz havada çay içmeye.. semaver ile ben ilgileniyorum.. ( aslında çay sevmem ama semaverde güzel oluyor )
tam ormanın içindeyiz..
sohbet muhabbet..
ve döndük.. Önce arabayı güzelce yıkadım..babam hiç bakmıyor.. 3-4 saatimi aldı..sıra motora gelmeden site üyelerinden COMTAN nickli Ramazan abim geldi. Tanıştık.. sonra birdaha fırsatım olmadı görüşmeye :( inşallah bayram haftası görüşürüz abicim
Ertesi günü (pazartesi idi sanırım ) bir yere gideyim derken sarıyar barajına gitmeye karar verdim. bize 60 km git gel. ben daha fazla hatırlıyorum ama google maps öyle diyorsa öyle
Emremsultan köyü.. Yunus emrenin hocası Taktuk emre diye bilinen kişinin yattığı köy.
ben turbesini göremedim :( köy çıkışında durup duamı okuyup öyle gittim ama..
güzel bir köy
hava korkutuyor beni. hiç yağmurluk falan da yok..
Aaaa..sakarya nehri.
Eskişehir mıhalıçcık yol ayrımı.. burdan sonra köy çok yakın..
Burdan karşıya geçilip Eskişehir'e gidiyor..
Hemen ilerde yunus Emreye ait yazı Tabelası
Sarıyar köy ismi imiş yahu..bende direk baraja çıkacağız sanırıyorum.. öööf öf karnım da ne acıktı..
Baraj görünüyor..sanki kapaklar açıldığında köy sular altında kalacak gibi.
Yavaş yavaş çıkıyorum.
Baraja yaklaşırken köy manzarası
ve baraj.. ilk defa baraj görüyorum.. muhteşem birşey.. en çok baraj kapakları olayına hayran kaldım..devasa birşey..
Ve beyaz kartal
burası çok hoşuma gidiyor..sağda köy solda baraj..bir müddet duruyorum..birazdan baraj üstünden karşı yola geçeceğim..
Burası baraj üstü..
bu da diğer tarafı.. acaba kapaklar açıldığı an neler oluyor.. sistem nasıl işliyor.. kısa zamanda araştırmam gerek
Burası da karşı yol.. birçok tabela vardı görevli harici giremez diye.. dedim şimdi oratalığı ayağa kaldıracam şimdi hemen toz olayım
Toprakları ile meşhurdur burası..
Ve dönüşte Emremsultan köyünde türbe tabelası görüp giriyorum..sanırım 10 km içerde.
giderken mermer ocağı görüyorum ( yanılıyor muyum ? )
Bu kadar yüksek neden..Neden..madem türbe yapılacak insanlar sık sık ziyaret edecek neden uzak yer? neden diye kendi kendime sorarken açıp bakıyorum netten.. Meger bu türbe baraj yapımı sırasında su altında kalacağından sonradan yüksek yere alınmış..
sürekli tırmanıyorum
hava da soğudu sanki.. Motor hava soğutmalı olsa ne olurdu bilemem...
sonunda varıyorum.. ürkütücü bir yer.. kimsee yok..
içeri girdiğimde kan beynime sıçrıyor.. bu ne hal..bu ne vaziyet.anında yerden alıyorum.. asmaya çalışıyorum olmuyor..motoru getiriyorum ayakakbımı çıkarıp üstüne çıkıyorum falan filan..baya bi uğraşıyorum ama olmuyor..düz durmuyor..kayıyor.. oraya buraya bakıyorum merdiven falan...yok..
Sonra sağlam bir şekilde bağlayıp duamı okuyup dönüyorum
Eve dönüyorum...
akşam hava durmuna falan bakıp yarın çıkmaya karar veriyoruz.. nereye.. yola
Neyse eskişehire yola çıktık.. Orayı gezip akşama kütahyaya gitmek..
hava kapalı...
Aman Allahım ben böyle bir yol görmedim..100 km boyunca nadiren 80 km hızı görmüşümdür..nedeni heeep ama hep viraz.hiç düz yol yol.. sürekli engebeli yolda ilerliyoruz.. ben scooter ile ble yoruldum vitesli motor dayanılmaz olurdu..
tızmanıyoruz da tırmanıyoz.. hava serinliyor.. aman aman.. üşüyorum resmen yaa.. Eşimin sesi çıkmıyor. belli üşümüş..
biz de ısınmak için duruyoruz..
vee tabela.. sonrasında ( resim çekemedik üşüdük ) eskişehir görünümü...
Vee mutlu son
Eskişehir güzel yer.. hoşumuza gitti.önce yemek.. en güzel tarafı porsuk çayı kenarı.. çok canlı..cafeler falan..gezdddik tozduk çarşıda bir yerde durduk. oturduk bir yere.tantuni yedik kola soda vs yedik.. aşağı indim hesap ödeyeceğiz. Adam 13 dedi dedi. ben umursamıyorum..etrafa bakıyorum..arkamda bir eleman var onun hesabı 13 tl sanıyorum..adam birdaha dedi. eşim dürttü
sonra bol rüzgarla Kütahya'ya ( ötaya )
aradım arkadaşı.. hani nerdesin.. ee afyon yoluna gir devam et.. olm kütahya demedin mi la ne afyonu.. Meğer kütahya aslanapa'lıymış.. kütahya kütahya diyip duruyordun dedim, napayım asker selamı verirken aslanapa mı diyeydim diyor
devam..aslanapa ilçesini 8-10 km geçip Göynükören köyüne varıyoruz.. şirin bir yer.
bi tepe görüyorum hemen oraya çıkıyoruz..
ertesi gün kütahya ve çarşı içinde gezi. Burası tam valilik arkası bir yer..
ve kütahya tepesi ( tam adı nedir bilemedim ) kalede var
ve tavşanlı.. 2. konak yerimiz..burada 2 gün kalıyoruz.. kömür merkezi.
tavşanlı merkez
tavşanlı termal tesisi. Burası büyük havuz ve özel odalar barındırıyor.. özel odadan boş yer bulunca hemen aldık ve böyle bir yer ile karşılaştık.. solda tuvalet ve ufak taş sağda giyinme odası gibi bir yer. ve içeride de 3 x 3 metre havuz.. mükemmel.. saati 15 tl
dönme vakti.. Ne yapalım nasıl dönelim.. elimize aldık haritayı rota çiziyoruz.. Normalde yolumuz 242 km. biz öyle bir rota yapıyorz ki 350 km oluyor rota.. değer mi değer..
bakın nereleri görüyoruz..
Burası tavşanlı inegöl arası bir geçit.Ama orman içi mükemmel yer..yolu da çok düzgün.. soğuk da değil
inişe başlar başlamaz sınır...
ve iniş virajda solda bi yer beliriyor ama bakamıyorum..ilerliyoruz çünkü. bi araçevirip bakıyorum aman Allah ım çok güzel bir köy evi mutlaka görmem gerek.. ilerde müsait yerden dönüp geliyoruz.. Sahibi bizi çok güler yüzle karşılıyor.. herşey var evde. işletme gibi değil.. belli, hani zengin insan olur emekli olunca ufak bir yer açayım derdi para olmaz işlesin der zevkine göre döşer ya aynen öyle bir yer..
hemen evin karşısına oturuyoruz.
ben evi gözümden ayıramıyorum..çok hoşuma gidiyor.. burda eşim habersiz çekmiş. anlatıyorum ev şöyle böyleymiş...
işte orası...
istemeye istemey kalkıyoruz.. yola.. çay için ücret alınmıyor.. hatta yemek bile söylemek istiyor sahibi. ücretsiz benden diyor.. zamanımızın olmadığını söyleyip konuşup devam ediyoruz..
Acıktım, köfte kokuyor buralar
hanım özdilek mağzası görür de kaçırır mı
besler diye bir yere gidiyoruz.. kuruluş 188X yazıyordu.. ööf.. tarihe bak..2 gram köfte geliyor 12 tl veriyoruz ona da.. olm Ramazan burası sana göre değil uza..
daha önce de gitmiştik buraya.. izniğe inmeden çok güzel manzaralı bir yerde durmuştuk..ama yenişehir tarafından gelirken daha güzel manzaralı yer var.. orda da durduk izledik izniği.. biraz tarihini anlattım eşime.. ama resim çekmedik :(
surlarla çevrili iznik tepesi..
tepedeki türbe
çok bozuk bi yola giriyoruz.. araçlar taş fırlatıyor.. bunu fark eden sürücüler beni sollamadı ve arkamdan takip etti.. taktir ediyorum kendilerini..
Ama bir tane transitci dana, son hız geldi arkamdan geçti gitti. el işareti yaptım ama yavaşlamadı.. kaçtım kenara durdum.. ben durdum tüm trafiği de durdurdu arkamdaki audici..herife selektör yapğtım el kaldırdım dursun ne olur dursun.. tüm arabaları ve bizi taş içinde bıraktı.. dörtlü yaktı 2-3 kez.. gitti. bende sizin dedi sanırım..aaah bir dursaydı..ah...
bol meyva ağaçlı yollardan geçip taraklıya geldik..Taraklı Şener Şen in TTNET reklamı çekildiği yer...
oturuyoruz bir konakta kahve içiyoruz.. sonra görevliye reklamın hangi konakta çekildiğini soruyoruz.. burası diyor..aa nasıl olur..geniş bir yer..yan taraf ve burası diyor.. hemen çıkıp bakıyoruz.. işte resimler..
ve Göynük'e doğru ilerliyoruz...
aklımda tek soru..akşemsettin Fatih Sultan Mehmet in ısrarlarına rağmen istanbulda kalmamış, onca yer gezmiş ama gönlünde yatan yere Göynük'e gitmeye karar vermiş..Neden..ne var burada....
Yukarı doğru çıkarken aniden levha görüyoruz ve dönüyoruz..aman Allah ım bu ne güzellik..çukurda bir yer..gözden gizli. saklı bir yer..resimde ağaçlar var değil mi, onun arkası aşağısı göynük..Saklı bahçe gibi..
İşte akşemsettin türbesi..
Göynük evleri..
bir önceki yerden tam arkamı dönüp çekiyorum bu resmi de.. soldaki arabanın oradan da türbeye gidiliyor.. yaklaşık 50 adım..
hamam..tam karşısı da türbe
akşemsettin kızları ve eşi..
ve Nallıhan'a dönüş..
nasıl olduysa eşimin gözüne sinek kaçıyor kask içinden.. ani duruş yapıyoruz ve sinekle mücadele
ve Son nokta.. baba evi Nallıhan...
sigara bırakmışım.. kaşınıyorum.. akla ilk gelen nargile..çıktık çarşıya nargileci arıyoruz
(resim vardı yanlışlıkla silinmiş pardon.. )
ABANT GEZİMİZ
2 aile 2 araba 1 motor abanta gittik. abant çevresinin uzun olduğunu gördünce maps amcamdan motorla gitmeye karar verdim..
babam duruyor "resim çek resim çek"
Otobandan gelenler burayı göremezler.. böyle bir yer yok o tarafta. Burası mudurnuya giden yol..
yavaaaş yavaş turluyorum..hızım 20 km.. resim çeke çeke tadına vara vara geziyorum abant çevresini..mükemmel ötesi bir yer..
burası kamp alanına giden yol..ama gel gelelim kamp alanını hiç resimlemedim nedeni nedir bilemem
abanttaki kampçılar koşuşturuyordu.. ne oluyor yahu dedim kendi kendime.. nedense hepsi birden bana yabani gibi baktılar.. normalde düzgünce geçtim yanlarından..hepsi bir garipti..
birşeyler oluyor amaaa
Resim çekinen nişanlılar
sis basıyor.. ööf öf..
Kısaca abantı göstermeye çalıştım size.. saat 18:00 dan beri uğraşıyorum
Ve dönüş yolu başlıyor
pazar günü saat 11:00 gibi yola çıktık.. 410 km yi 7 saate tamamladık.çok mola vermedik..70-80 km de 5 er dk... o kadar yorulmadık.ortalama hız 120 km idi. rahat geldik.. istanbula girmeden eskisar da köfte ekmek yedik..
dönüşte çok resim çekemedik.. yol uzundu bir an önce varıp pazara gitmemiz gerekti
şunu da belirteyim..scooter ile uzun yol bambaşka...
veee gurbet göründü.. çerkezköy..
hemen komşu oğlu Emir geliyor..Tam bir ağır abi.. Özlemiş beni..eşimin kaskı da kafasında.. özeniyor galiba
paylaşımıma vakit ayırdığınız için teşekkürler arkadaşlar..o kadar resim paylaştım yoruldum yazacak dermanım kalmadı:( burada son veriyorum..
Saygılarımla...
.
bunun gibi kazasız belasız nice gezilere çık ve bizlerle paylaş inş. 
yada en azından birer nargile fokurdatıp kahvelerimizi yudumlasaydık 
ama neyse her şey nasip kısmet meselesi bir dahaki sefere diyelim artık 
aramışın gördüm ama gece geç vakit gördüm geri dönüşte yapamadım artık hakkını helal et ) 
egelim 43 adlı üyeden alıntı
