selam sevgili MT dostlarım
çok uzun bir zamandır planladığım ve hasretle çıkmayı beklediğim ege turumu tamamlamış bulunuyorum
bu benim ilk kapsamlı gezi yazımdır o bakımdan sunumda kusurlarımız olursa şimdiden affola
artık fotoğraflar konuşsun iyi seyirler
eşimle tüm hazırlıkları yapıp antalyanın gazipaşa ilçesinden yola çıkıyoruz
bir gece antalyanın serik ilçesinde amcamlara misafir oluyoruz ertesi sabah korkuteli yayla yolu üzeri hedefimiz denizli ilini gezip manisa turgutluya ulaşmak
kaç km gittik bilmiyorum ama artık dinlenmemiz gerekti çünkü yorulmaya başlamıştık tam böyle düşünürken burdurun gölhisar ilçesinde bulunan kibirya antik kentinin tabelasını gördük ve saptık.tepenin üstünde kurulmuş gölhisar ayaklarınızın altında
buradan da yola çıktık denizliye doğru yol alıyoruz karnımız açıkmaya başladı ve hem motoru kullanıp hem de yol kenarında yemek yiyecek bir yerlere bakmaya başladım derken kızılhisar kalesi dinlenme tesisleri diye bir yer çıktı karşımıza .bu güzergahı kullanan arkadaşlara kesinlikle tavsiye ederim çok güzel bir yer arkada cennet gibi bir bahçesi var ama ben yol yorgunluğuyla anlamamışım yemeği içerde yedik artık çayı bahçede içtik ayrıca gayet de uygun fiyat olarak .çalışanlar da çok ilgili ve kibar.
karnımızı doyurup çayımızı da içtikten sonra hedefimiz olan denizli pamukkaleye vardık .bu arada belirtmek isterim serinhisarla denizli arasındaki yol tadından yenmez bir yol 100-120 km hızlarla çok zevkli virajlara sahip.bir de kazaya şahit olduk malesef denizli ili içerisinde trafikte seyrederken önümüzde bir motosiklet kazası oldu okadar trafikten sadece bir araç bir de ben durmuştum.ambulansı ben aradım ve ambulans gelene kadar bekledim.adamlarda birşey yoktu allahtan hafif sıyrıklarla atlatmışlar kazayı.ambulans gelmesiyle ayrılmak zorunda olduğumu söyleyip ayrıldım.pamuk kaleye vardık
ee yolumuz uzun zamanımız kısa ayrılma vakti
manisa alaşehirle salihli arasındaki üzüm bağları gözünüzün alabildiğine uzanıyor çok etkileyici
akşam güneş battığı sıralarda turgutluya benim asker arkadaşının yanına varmıştık.gece orada misafir olduk sağolsun çok güzel ağırladı bizi.sabah olunca doğruca izmir'e doğru yola koyulduk işte izmirden kareler
kordonda kahvaltı
saat kulesi -meydan
karşıyakahep türk bayraklarıyla donanmış heryer çok hoşuma gitti bu manzara
buradan da ayrılma vakti geldi arkadaşımla vedalaştık ve efes antik kentine doğru yola koyulduk
efes antik kenti
bu şirincikler de efesin daimi üyeleri
kuşadası motofest'in 2. günüydü sanırım amacım akşam olmadan oraya yetişmek ve çadırımızı kurmakdı ama üzülerek söylüyorum ki arkadaşlar yaptığım gezi boyunca malesef hiçbir motorcu selamlaşmadı bizimle slm alıp vermek için illa tanışmak mı gerekiyor yani hani bütün motorcular kardeşti bu olay beni yeterince üzdü zaten bir de üstüne festival alanında beklediğim havayı bulamayınca tuzu biberi oldu.festival alanına vardık ve baktım ki herkes kendi halinde kimse kimseyi takmıyor.millet kendi dünyasına kapanmış.motor kuüplerinin standlarına gittiğinizde de sanki ''niye geldiniz ulan ''dermişcesine bakıyorlar adamın yüzüne.malesef aradığım ruhu bulamadım orada ve bir kaç foto çekip didim'e doğru yola çıktık
didime geldiğimizde akşam olmak üzereydi aral acele çadırımız kurduk ve güneş batmadan gündüz gözüyle didimi gezmek ve yemek yemek için çıktık eşimle
gezemediğimzi didimya ören yeri didim de ismini buradan almış galiba saat 18:30 da kapanıyormuş yetişemedik
sahilde çok şirin restorantlar var bir de gün batımına denk geldik ki romantizim tavan yaptı
sabah kaktığımızda uykulu bir fotoğrafımız
didimi milas tarfına doğru çıkarken çok şirin küçük köy gibi bir yer var zaten kuşadası tarafından gelirken ana yolda didime saptığınız da da buradan geçiyorsunuz çok güzel köy kahvaltısı veren yerler var burda havasından mıdır suyundan mı yoksa motosikletle yaptığımız gezinin etkisinden mi bilmem ama ben böyle müthiş kahvaltı görmedim ege usulü bu kahvaltıya bayıldım.en ilginci de domates reçeliydi ama yakından fotoğraflamadım kusura bakmayın
kahvaltımızı bitirdikten sonra fethiye-ölüdenize gitmek için yola koyulduk
burası bafa gölü
ben milasdan sonra ören-akbük-akyaka güzergahında köyceğize indim iyiki de bu güzergahı kullanmışım yoksa akbük koyu gibi bakir bir cennet köşesini görmekten mahrum kalacakmışız(önemle belirtmek isterim milas-ören arası fena değil ama ordan sonrası köyceğize kadar malesef yolu çok kötü dar virajlar +çukur tümsek nearasan var )
akbük koyunda yarım saat kadar denize girdikden sonra durmaksızın fetiye'ye oradan da ölüdenize ulaştık.didimde geç kalmanın verdiği tecrübeyle erkenden gelip çadırımızı kurduk ve ölüdenizde denize girmenin tadını çıkardım
denize girdikten sonra yemek için hazırlanırken ye ölüdeniz manzarasında bir akşam yemeği kurt gibi de açıkmışım halimden bellidir
sabah da kalkınca birkaç kare çektik ve antalya istikametine doğru (sahil yolundan) yola çıktık
fetiyeden sonra ilk durağımız saklıkent kanyonuydu.çok müthiş biryer.suyu buz gibi 1-2 dak. fazla duramıyorsunuz
su böyle taşların arasından geliyor
buradan da Kalkan beldesine doğru devam ettik antalyanın kaş ilçesine varmadan patara antik kenti var ayak üstü uğradık oraya
ve nihayet kaş'dayız fakat kaşı gezmedik yamacın yüzünde biryer ben pek sevmedim ama yukardan manzarası güzel
kalkan beldesiyle kaş arası dar virajlı anamur yolu gibi bilenler bilir.yol almaya devam ediyoruz demreye geldik.demrede görülmeye değer ve anayola sadece 3 km mesafede myra kenti ve taş mezarlar var mutlaka gitmelisiniz
tabi sıcakla oraları gezince insanın canı soğuk birşeyler çekiyor myra örenyerini önünde çok küçük turistik eşya satan yerler var kafe tarzı yerler de var motoru emanet ettiğimiz dükkanda soğuk birşeyler içelim demiştik o da motorcu çıktı bizimle birkaç macerasını paylaştı .çok hoş sohbet biriymiş sağolsun abi.kalkacakken hesabı istedim.bizden para da almadı sağolsun vedalaştık ve ayrıldık.bize demrede denize girebileceğimiz güzel bir yer de tarif etti sağolsun.
demreden sonra direk antalya merkeze geçtik ve bir akrabamızın evinde misafir olduk laradaki evinden bey dağlarına doğru bir kare