MT ailesine selamlar saygılar bizden efendim...
Geç olsun güç olmasın. Bayram gezisinin başlığını geç de olsa açayım dedim
Madem şimdiye kadarki en uzun yoluma gidiyorum, çıkmadan bi foto almak lazım.. Yakıt ikmali ve lastik havaları hazır. Virabismillah diyip Emre (Dragstar) kardeşimle düşüyoruz yollara. Bayram sabahı saat 11 :D
Soluksuz, Gölcük'e iniyoruz. Hava bir yağıyor bir açıyor. Ama sonunda bizi kırmayıp bulutlar arasından parıltılar dökülüyor... Gölcük sahili...
Sıradaki durağımız Yalova - Safranbolu lokumcusu yalovadan hergeçtiğimde vazgeçilmezimdir. Bir kutu çiftekavrulmuş... Şiddetle tavsiye edilir...
Sarıyoruz Termal'in dağ kesimlerine... Hedefte ilk soluklanacağımız, gezimizin ilk parçası olan "Sudüşen Şelalesi" var...
(Yolda manzara epey etkileyiciydi.)
Şelalenin girişine varıyoruz.Heyecanlı bir giriş yaparak mekana ulaşıyoruz. kardeşleri yan yana bırakıp kendimizi doğaya kaptırıyoruz...
İlk doğa ziyaretimizi de tamamlayıp düşüyoruz yollara... Fakat, az gittik uz gittik dere tepe düz gittik de kendini hatırlatan birşey var Açız reizzz
Dağdan inerken çok nazif bir mekan keşfediyoruz. herşey el yapımı, doğal. Gözlemesi, böğürtlen suyu, meyveleri sebzeleri. Dalından koparsan bu kadar olur. Ferhat Dedeye Allah uzun ömürler versin, yanına vardığımız gibi elleri cebe attı, "alın çocuklar finguk yeyin" diyip tutuşturdu elimize taze fındıkları Mekanında da bir güzel karnımızı doyurduk organik organik
Soframızın manzarası
Yola devam. Rotamıza bakıyoruz ve sırada neresi varmış burası neresiymiş diye diye çeviriyoruz tekerleri :|
Çınarcık sahilinde soluklanıyoruz.
Ve hava kararmak üzeredir, ilk geceyi geçireceğimiz Yalova milli parkına ulaşıyoruz. Burada ziyaret edeceğimiz bir diğer doğa güzelliği "çifte şelaleler" var. ama bir an önce kurulmaya bakıyoruz. sabah soluğumuzu ormanın içinden doğruca şelalelerde alıyoruz. Güzel bir kamp güzel mekan güzel bi hatıra... Yalova milli parkı - Çifte şelaleler...
İlk kamp gecemizi tamamlayıp vuruyoruz yollara.. Yolda her karşılaştığımız mekanda soluklanıyor, farklı enstantaneler yakalıyoruz. Esenköy-Armutlu-Narlı-Gemlik güzergahına devam...
Gemlik üzerinden iznik yaparak yolumuzu Sakarya il sınırları içerisinden geçerek abant'a yöneltiyoruz. Taraklı ve göynük es geçilmemeli tabi
Göynük-Abant arasında geceye kalıyoruz. Neden, çünkü saolsunlar 1000 rakımda ne asfalt kalmış ne aydınlatma. Dağ bayır arazi kalmış, belediye sökmüş bütün asfaltları. Şartlar oldukça yordu bizleri.
Abanta gece varıyoruz. oldukça soğuk. Burada arkadaşlarımızla buluşuyor, geceyi geçiriyoruz. Ertesi sabah, abant'ın keyfini çıkarıyoruz.
Arkadaşlarla Abant faslını da tamamladıktan sonra yavaş yavaş dönüş yoluna çıkıyoruz. Boluda Avrupanın en büyük avm'si varmış, yanından geçiyoruz da uğramadan olmaz. Orada da vakit geçirip son km'leri tepiyoruz.
Ve finito... Kara göründü... Sakarya'ya varıyoruz. 685 km, 2 gece 3 gün, Güzel bir gezi, güzel bir tur, hoş sohbetler ve mekanlar... Nicelerini görmek ümidiyle...
Sevgiler ve saygılarımla...