İstanbul'dan Nuri, Atilla ve Mithat ile kamplı bir arazi keşfi yapmaya karar verdik.Son yaptığımız İznik Sansarak keşfinin tadı damaklarımızda kalmıştı.Bu kampın dört kişi ile sınırlı kalmayarak, diğer doğa dostu arkadaşlarımıza duyurmaya karar verdik.Hatta Ankara ve İstanbul'lu doğa dostlarını bir araya toparlamak için Ankara Hitit Motor Kulubu posta gurubunda sonbahar kampı önerisinde bulundum.Kısa surede oneriye olumlu yanıt geldi ve Ankara İstanbul arasında orta bir yerlerde yapılmasına karar verildi.Beypazarı ve Kıbrıscık arasındaki Karagöl de yapılmasına karar verilmişti, ancak katılımın yuksek olabileceği değerlendirildiğinden daha geniş bir yerde Bolu ya ortalama kırk km. mesafedeki Alabanda mevkisindeki yaylalardan birisinde yapılmasına karar verildi.EnduroClub site ana sayfasında kamp yeri haritada işaretlendi ve ayrıntılar belirtildi.
Arka lastiğim bitmiş olduğundan, bir gün önceden kargo ile gelen arka lastiği,MITAS E-09 Cuma gecesi floresan ışığında değiştirdim.Aslında MITAS EF-05 takmayı istiyordum ama maalesef fazla talep olmadığından Turkiye'ye getirilmiyormuş, bu nedenle Metzeler Karoo muadili E-09 u taktım.Sabah 08.00 de kamp malzemelerimi yükleyerek Taraklı tarafına doğru gaz açtım.MITAS E-09 asfaltta hiç de fena görünmüyordu.Henuz rodajda olduğundan karar vermek biraz daha erkendi.Taraklı'dan doğuya dönerek Göynük tarafına doğru devam ettim.
Çok güzel eski evleri olan Göynük'te yine eski mimari ile döşenmiş bir ev yemekleri yapan küçük bir restoranda çorba molası verdim.O sırada İstanbul ekibi ile de göruştum, varış zamanımı onlara göre ayarlayacağımdan çok da aceleye gerek yoktu.Göynük'ten Nallıhan tarafına doğru tekrar gaz açtım.Nallıhan'a 10 km. kala Seben tarafına dönmem gerekiyordu, ancak Nallıhan'ı görmek adına o taraf doğru devam ettim.Oldukça ufak bir ilçe olan Nallıhan'da küçük bir şehir içi turundan sonra lastik havalarını kontrol ederek ve lastikçinin hoşsohbeti ile 3 bardak çayını içerken Hitit kulubunden Medar ile telefonda gorustum ki Kubilay'ların kamp alanına yakın yerde olduğunu oğrendim.Kubilay hocamla da görüştüm ve Seben-Bolu-Kıbrıscık yol ayrımındna 4-5 km. sonra Alabanda Orman işletme şefliği tesislerinde buluşabileceğimizi soyledi. Seben'e doğru gaz açtım.Seben 'e vardığımda büyük bir kalabalık vardı etrafta, öğrendim ki elma festivali varmış.Seben ile bahsttiğim yol ayrımı arasında çok zevkli bir yol vardı, keskin virajlar, rampalar, kıvrıla kıvrıla giden yol.Yol ayrımındna dondukten kısa sure sonra Kubilay KARACA, arkadaşı ve kuçuk boxer ları ile buluştum.Birlikte ileriye orman işletmesine doğru devam ettik.İşletmenin lokaline oturduk üç beş sohbet ederken kapının önünde 4x4 un arkasında 2 tane KTM belirdi.Atilla abi ve Nuri idi bunlar.Römorktan KTM leri indirdik ve hep birlikte 1-2 km ilerideki çamlık vadiye gazladık.Kamp alanı burası idi.Yüksek çam ağaçları arasında guzel bir de çeşme vardı. ama esiyordu.Gecenin çok soğuk olacağı belli idi.Tabii ki burası Bolu Köroğlu dağları idi.çadırlarımızı kurmaya başladık o sırada İstanbul ve Anakar ekibi kamp alanını görsünler diye NUrinin KTM i yol kenarına park ettik.Bir an önce toprak yollara kendimizi atmak için sabırsızlanıyorduk.Bir süre sonra İstanbul gurubu da kamp alanına giriş yaptı.İstanbul gurubu içinde sarı BMW 1150 GS si ile 00042-Hasan GÜLERMAN (Malkara Birim Başkanı :-) ) vardı.EnduroClub ün oradaki benden sonraki en eski üyesi olmasına rağmen 4 yıldır telefon ve web ortamından görüşüyorduk yüzyüze görüşmek bu güne nasip oldu.Malzemelerimizi kamp alanında çadırlarda bırakarak 3 KTM Nuri Atilla ve ben Kıbrıscık'a doğru gaz açtık.Yol oldukça zevkli virajlarla dolu idi.Etrafta çok güzel kanyon ve platolar göze çarpıyordu.Kıbrıscık 2500 nufuslu bir ilçe.oncelikle karnımızı doyurmak için lokanta ve sonra benzinlik sorduk.Benzinliğin sahibini yerinde bulamayabilirsiniz ama lokanta ilerde solda dedi, Kıbrıscık'lı amca.Lokanta ta az bir sey domates çorba, et kavurma ve pirinç pilavı vardı ve hepsi de soğuktu.Nuri soğuk domates çorbası, Ati ile ben de soğuk kurufasulye yedik.Yanında da kuru soğan.Yemekten sonra yandaki marketten alışverişi yapıp motorlara yükledik ve dosdoğru kamp alanına gazladık.Bir asn önce malzemeleri bırakıp toprak yollarda gazlamak için can atıyorduk.Kamp alanına vardığımızda çadırlar kurulmuş kamp atesşi için kuru odun bile toplanmaya başlanmıştı.Bu arada istanbul dan römorkla 4x4 Polaris ATV bile gelmişti.Kamp ateşi için koca tomrukları taşımak için çok işe yaradı doğrusu.Ankara gurubundna hala haber yoktu.Sonunda 4 KTM toprak yoldan yukarıya doğru gazladık.Yolun bittiği yerlere.Zevkli ve gayet gevşek zeminden patinajlar yaparak yuıkarıya kadar gittik ve yangın gözetleme kulesinde yol bitti.
Kulenin altında bir ev ve bekçilik yapan aile 15 yıldır yaz sezonunda orada yaşıyormuş.Kuleye çıktık etrefta oldukça güzel bir manzara vardı.Kartalkaya nın zirvesi de uzaktan gorunuyordu.Pazar günü oraya toprak yoldan çıkmayı planlıyorduk.Toprak yollardan önümüze çıkan yola doğru gazlıyor, kap alanının çevresinde büyük daireler çizerek oldukça zevkli yol yaptık ve kamp alanına giriş yaptık.Bu arada Ankara Hiti kulubu üyeleri de gelmiş çadırlarını kurmuştu bile.Kamp alanının aşağısındaki dereye doğru yine 3 KTM gazladık.Biraz da tatlı sulara girmek istiyorduk.Bazı yerleri derin bazı yerleri sığ dereden karşıya geçerken Nuri nin KTM i,n arka lastiği çamurda, on lastik 50 cm yukseklikteki taprok bolumde patinaj yapıyordu oldukça gaz açtı ve arka lastik ortalığı parçalarken yavaş yavaş da ileriye doğru devam ederken çamurdan birden bire kurtulan KTM (640 ADV.) o dönü kuvveti ile ve tümseğin etkisi ile önü havada abartısız 2 metre yükseldi ve Nuriyi tepe taklak üstünden attı.Nuri yere çakıldı 4-5 mtre ileride de KTm yere çakıldı.Ben karşıda olduğumdan hemen yanına gidemedim ama Ati yerde yatan Nuri'ye ulaştı ilk etapta nefes alamayan Nuri kısa sürede kendine geldi.Ama sol ayak başparmağıında çok acı olduğunu söyledi.Yrde hala çalışır duurmda buluna KTM de susturup ayağa kaldırdık.Düştüğü yerde 20 cm derinliğind ebir çukur açılmasına rağmen makinede hic bir hasar yoktu.Kendini toparlayan Nuri eline kamerayı alarak sularda oynayan Ati ile beni çekmeye karar verdi. Az önce derin bir sudan geçmiştim ama videoya almak için bir daha girmeye karar verdik.Önce Ati girdi, ilerde su oldukça derinleşiyordu.Ondan sonra ben giridim ve derin bölüme doğru gazladım.Kenardaki ağaç kütüğünün yanından gazlayarak çıkmaya karar verdim.Ön lastik sudan çıktı ama arka lastik patinaj yaparak suya gömülmeye başladı o sırada sağ ayağımı yere suyun içine attım ancak zemin gevşek, makine yüksek geldi ve makineyi sağ tarafına bırakmak zorunda kaldım.Makinenin gösterge kısmı ile on teker bölümü dışarda kaldı geri kalan bölüm komple suya gömüldü.Kısa sürde susturmama rağmen dere suyunu içine çektiğini tahmin eidyorduk.Diz kapağımın üstüne kadar suya gomülmüştüm.Ati radımıma geldi ve makineyi suyun dıısna çektik.Hava filtresi tahliyeisnden musluktan akarcasına su akıyordu.kesinlikle marşa basmadık ve operasyon başladı.
Depoyu söktük, arkasındna buji, hava filtresi derken silindirin içine kadar su girmişti.Zaten bujinin ömrü de dolmuştu bunu fırsat bilerek yedekteki yeni bujiyi takmış olduk.Biraz uğraştan sonra silindir ve karbüratörün içindeki suyu tamammen kuruttuk ve makineyi çalıştırmayı başardık.
Çadırların olduğu yere geldiğimizde kamp ateşi yanmış, doğa tutkunları akşam yemeklerini yapmaya koyulmuşlardı.
Bizler de kurtlar gibi açtık.Diz kapağıma kadar ıslandığımdan kuru şeyler giydim.Çizmeleirin içi vıcık vıcık su idi.Yedek çorabı giydim , polartakımı giydim, sağolsun Nuri kuru bir ayakkabı verdi ve kupkuru olmuştum.Akşam yemeğinde bol zeytinyağlı çoban salata ve ateşte acılı Bolu sucuğu yedik.Yemekten sonra kamp ateşine kırmızı şaraplar elimizde yürüdük.Geç saatlere kaar çok güzel sohbetlerde bulunduk, eski dostlarla hasret giderdik.Uyarıları dikkate alarak kampa hazırlıklı gelenler gece üşümediler ama sıcak şeyler getirmeyenler sabah olmasına rağmen hala titriyorlardı.Neicede rakım 1.450 mt, aylardan Ekim ve yer Köroğlu dağları idi.
Bu sırada EnduroClub Bolu üyelerinden sevgili Fahrettin YAMAN hocamız XF-650 Freewind'i ile geldi.Kahvaltı sonrasında insanları çadır toplayıp yola koyulma telaşı sardı.KTM ekbi olarak bizim de en sevmeidğimiz olay bu idi.Bu nedenle ağırdan aldık herkesi yolladık.Daha yaşayacağımız maceralar vardı.Malzemeleri ve 4x4 ü orman işletmesine bıraktık, Fahrettin YAMAN hocamız ile vedalaştıktan sonra ana yoldan ilk sağa doğru giden toprak yola gazladık.
Oldukça zevkli bir enduro parkurundan alabilidğine gaz açarak yolun bittiği yere kadar gittik.Daha fazla gitmek imkansızdı.Amacımız Kartalkaya'ya çıkmaktı ama olmadı.Aynı yoldan geri döndük.Anayola geriçıktık ve blu tarafına 4-5 km ilerledik ve ilk toprak yola saptık.Geniş ve tozlu bir yoldu.Burada güzel fotoğarflar çekmeye karar verdik.
İki motor yan yana 120 km. hızara çıkarak güzel fotoğraflar çektirdik.Saatler d eilerlemeye başamıştı.Atilla abi Kartalkaya'ya şimdi çıkmayalım, ilerde solda dere var oraya takılalım dedi.İstemeye istemeye tamam dedik.Ama dere civardında çok zevkaldık.
[img]
Derebeyi Mithat KLR-650 sini dere sularına gömdü yine.Dere geçişlerinden sonra doğal atlama tepecikleirinden çeşitli atlayışlar yaptık.İki metre yükselerek beş altı metre ileriye düşmek oldukça heyecanlı idi.Suspansiyonların ve eklem yerlerimizin pasları çözüldü adeta.Kahvaltıdan kalma yiyecekler ve busküvi-çikolata destekli yemeğimizi oracıkta yedikten sonra dönüş için Orman tesislerine kadar gazladık.
Tesislere vardık ve Ati hala gelmedi.İleriden bir ıslık sesi geliyordu.Önce Mithat bakmaya gitti motoru ile.O da gelmedi sonra Nuri ile gittik.Ati yine bir bataklık bulmuş ve motorları yarıya kadar gömmüşlerdi.
Ben de girdim yarıya kadar, Nuri nin makineyi sokmadık.O bizi çamurdan çekecekti, bağlantıları yaptık ama oyle gömülmüşüz ki makine çok zorlandı debriyajı daha fazla zorlamamak için 4x4 ü getirdik.Vinci ile sıra ile motorları çamurdan çıkarttı.Orada o kadar çok vakit geçirdik ki Kartalkaya'ya gidip gelebilirdik.Daha sonra Nuri ve Ati'nin makinesi römorka yüklendi, Ben ve Mithat motorla dönecektik.Ben vedalaşıp Seben-Göynük-Taraklı üzerinden dönüşe geçtim.Yol oldukça soğuktu, çizmelerim dünden beri ıslaktıı.Ama hafızalarda çok zevkli bir arazi olayı kaldı.Sanıyorum ki kampa gelenler içinde en fazla zevki, bu dort adam aldı.
Gelecek zamanlarda Yalova-Gemlik yaylalarında görüşmek üzere.
günün harekketli görüntülerinden özetler;
(Atilla toprak kalkış)
(Atilla atlayış)
(bataklık)
(yüzme bilmeyen KTM)
(MK toprak kalkış)
(MK atlayış)