(A-RI-ZA-LI-LAR) İznik_Sansarak Kanyonu Keşfi (4-5.09.2004)
Reklamlar
-
Rize'den döndükten sonra katılacağım ilk arazi keşfi için İznik'te İstanbul'dan gelecek olan yol dostları ile buluşmak üzere Cumartesi sabah erken yola cıktım.
Sabah saat 07 de kamp malzemelerimi bagaja yukleyerek, Gölpazarı'ndan, Taraklı istikametine doğru gaz açtım.Çıkıştaki petrol istasyonları maalesef kapalı idi.Depo daki benzin ne kadar götürecek tam emin değildim.31.5 lt. lik depo olunca insan ne zaman bitecegini tam kestiremeyebiliyor, km. hesabını iyi tutmak lazım.Taraklı-Geyve istikametini ilk defa goruyordum.Yol dar asfalt ve virajlı idi, ama etrfata çok güzel tepeler vardı.maalesef Taraklı'da da acık benzinlik bulamadım.Geyveye dogru devam ettim.Yol yapım calısmaları, stabilize, bozuk kesimler derken birden bire kesiklik yaptı ve benzin bitti seyir halinde egilerek, muslugu yedek kouma getirecektim o da ne?musluk zaten yedek konumda idi.Yani benzin komple bitmisti, dag basinda kaldım demektir.Benzin yuzunden yolda kalma konusunda tecrubelerim oldugu icin hic hızımı dusurmeden motoru bosa aldım ve 60-70 km. hızla birlikte ilerlemeye devam ettim.Şansım yuzume guldu ve epey bir mesafe iniş görünüyordu.İçimden dua ediyorum bir an once bir benzinliğe rastlayayım.Rampa bitiminde bir kavsak ve trafik ışıkları.Maalesef durmak zorunda kaldım ama ilerde sagda benzinlik tabelası beni mutlu etmeye yetti.Çalkalanma sonucunda dipteki benzini kullanırım dusuncesi ile marsa bastım calisti, hemen kalkis yaptim, 1-2-3 derken 70-80 km hıza ulastım o ivme benzinlige kadar beni götürdü.Kavsak ile girdiğim yol Ankara-Mudurnu-Beybapazarı tarafından gelen guzel bir yoldu.
Kısa sure sonra Geyve ilçe merkezine girdim.Kahvalti için börekçi gibi bir sey bakarken onunde moped duran bir lokantada durdum.İçerdekiler komple dışarıya çıktılar, anlaşılan motorcu idiler :-) . Hosgeldin merasiminden sonra sıcak bir corba icmek uzere masaya oturdum.Lokantacı; -usta bizim mobiletin yanına park ettin bütün karizmam gitti.. diye espri yaptı :-) Güzel motor sohbetinden sonra hemen ilçenin çıkışından Eskişehir-İstanbul ana yoluna çıktım ve sola dönerek Pamukova istikametine gaz açtım.İstabul'dan gelecek ekip Yalova ya feribot ile, Yolavo'dan İznik' e de toprak yoldan geleceklerinden buluşmamız 12:00-13:00 arasinda olacaktı.Bu nedenle oldukça yavaş davranıyordum.Bir hafta önce motora bakım yaparken bagaj baglantılarındna bir tanesinin civatası fazla sıktığımdan kırılarak içinde kalmıştı.Sonra öğrendim ki, karşılıklı bu iki civata zayıf olduğundan hep kırılıyormuş.Bu nedenle o iki vivatanın oldugu yeri buyulterek daha kalın ve ucu somunlu yapmak gerekiyordu.Pamukova çıkışında sanayide durdum.Kaportacı ve tornacı maalesef yapmaya yanaşmadı.Dağ taş çıkacağımızdan dolayı o civatı yapmak gerekiyordu, bagajda kamp malzemeleri+diger malzemeler oldukça yük bindiriyordu.Dağ başında bu tip sorunlarla uğraşmak hiç bir endurocunun işine gelmez.Sonunda motosiklet meraklısı bir kamyon makascısı buldum.SEn orayı sök ben yaparım abi dedi.KTM in d egüzelliği burada çok çabuk ve basit bir sekilde heryerini sokebiliyorsunuz.Sağlam olan diğer taraftaki vidanın d akırılmış olduğunu gördüm.İyi ki burada sokmuşuz yoksa dağ başında başımıza bela olacakmış.Vidaların olduğu yeri baştan başa daha büyük çaplı bir matkapla delerek 8 mm çelikten sağlam bir makas civatası koyduk, karşısına da fiberli somun(gevşememesi için).Bagajı topladığımızda taş gibi oldu cidden, basınç uygulayınca hic esnemiyordu bile.
Pamukova'nın 4-5 km ileirisnden sağa İznik tarafına doğru devam ettim.Yolda meyve bahçeleri çok güzel görünüyordu.Yaklaşık kırkbeş dakikalık yoldan sonra nihayet İznik'e giriyorum.
Şehir içinde küçük bir turdan sonra tabelalar doğru göl kennarına götürüyor.Bu arada İstanbul dan gelen ekip ile haberleşmeye devam ediyorum.Motor üzerinde olacaklarıdna dolayı kısa mesaj ile haberleşiyoruz.Sonunda Nuri saat 13:00 de İznik te olacaklarını yazdı.Ben de Ayasofya'nın arkasındaki çay bahçesinde bekleidğimi yazdım.Göl civarında ufak gezinti, tarihi kapı ve roma hamamında biraz fotoğraf çektikten sonra buluşacağımız çay bahçesine gittim.Biraz sonra KTM lerin gürültüsü ortalığı bastırdı.
Gezi öncesinde posta gurubunda ismini şu an hatırlayamadığım bir arkadaş bir köfteciden bahsetmişti.O köfteciyi bulduk ve köftlerimizi yedik.yemekten sonra kamp alışverişimizi yaptık, motorlara yükledik.Sansarak yolunun nereden gittiğini öğrendik ve Kale kapısından mezarlık tarafına girdik.Mezarlığın içinden geçerek dar asfalt yoldan gaz açtık.Zeytin ağaçları arasından virajlı yoldan yükselerek ilerlemeye başladık.Dönüşlerde İznik ilçesi ve gölü çok güzel görünüyordu.Yaklaşık 14 km.sonra yol ikiye ayrılıyordu.Sağ taraftan gitmeye karar verdik.Virajı geçtikten sonra az aşağıda kartpostallardaki gibi eski bir köy vardı.
Evlerin mimarisi hatta kiremitleri hep ayni idi.İÇlerinde hic yeni yapı yoktu ve mükemmel bir uyum içinde görünüyorlardı.Köy içine girdik ama bu köyün Sansarak köyü olmadığını anladık.Köyün hemen üstünde çok guzel ve dik bir toprak yol vardı, Önder ve Capanord unu köy girişinde bırakarak 3 KTM ve 1 KLR-650 tepeye doğru tırmandık.
Biz tırmanırken Önder de boş durmuyor bizi videoya kaydediyordu.Yukarıda müthiç bir rüzgar vardı.Kuş bakışı uzaklarda İznik ve gölü görünüyordu.Yoldan tekrar aşağıya gazladık.KÖyün içinden geçtik, Önder i aldık ve az önceki yol ayrımından saga dogru donup gaz açtık.Yaklaşık 3 km.sonra isminin Sansarak olduğu söylenen bir köye girdik.Motorlardan hiç inmeden köy meydanında kahvehane önünde oturan amcalardan Sansarak kanyonunun ileride olduğu bilgisini alarak gazladık.Köyün içine kadar dar asfalt olan yol nihayetinde toprak oldu.Endurocular toprağı o kadar özlemişler ki gaz kesmeden Toprak yolun sonunaki Elmalı köyüne kadar gittik.Köyün hemen önünden yine asfalt yol geçiyordu.Anlaşılan İznik ten gelen başka bir asfalt yoldu bu.Köyde ihtiyar amcaya Sansarak Kanyonunun tam yerini sorduk.Önce buralarda ne yaptığımızı sordu.Yayla nerede dedik ilerde olduğunu söyledi.Çadırda kalıcaz, kamp yapcaz dedik burada canavar cok gece sizi yer dedi. :-)) Sansarak Köyüne yakın yerde futbol sahası kenarında piknik yapanları görmüştük.Geriye dönerek oraya kadar tozlu topraklı ve virajlı yoldan tekrar devam ettik.Piknik yapanların yanında durduk ve park ettik.Köyün gençleri de vardı.Burada çadır kurabileceğimizi söylediler.
Çadırları kurduk yükleri indirdik kanyona gitmeye hazırdık.Kanyonun tam tarifini aldık.Ancak toprak yoldan aşağıya dar bir patika var, oradan insan ve at inebiliyor, motorlarla inemessiniz dediler.Hic bir sey soylemeden deneriz dr gibi birbirimizin yüzüne baktık.Toprak yoldan kanyonun olduğu yere doğru gazladık.
Yolun sol tarafından belli belirsiz agacların arasından bir patika gorduk.Tam girisinde bir çobana rastladık.Kanyona buradan mı iniyor diye sorduk.Buradan indigini hareketlerinden anladık, cunku ahraz idi (dilsiz/konusamayan).1-1.5 mt genisliğinde asagıya dogru, agac dalları arasından giden bir patika idi.Mithat ile Önder'e girişte telsizleri açık, bizden çağrı gelinceye kadar beklemelerini söyledik.Başlangıcı duzgun görünüyordu.Arkadaki Nuri ve Ati'ye seslendim giriyorum diye, tamam diyerek kafa salladılar.Bir sure ilerledikten sonra kendimizi koyun-keçi sürüsünün içinde bulduk.Bizim ahraz çobanın sürüsü idi.Hayvanların önüne geçmek icin dikkatlice aralarına girdik.Fakat öne gecmeyi başaramadık sürü iki bölündü ve motoru susturup beklemekten başka çare yok idi.Arkadan çoban garip sesler çıkararak bize dogru elinde koca balta ile geldi.Dışardan gören bir kişi balta ile motorlara vurmaya başlayacak sanabilirdi.Onun ne demek istediğini geç de olsa anlayabilmiştik.Nuri çobana çıkardı bir sigara ikram etti, ben de bir kaç şeker verdim, Nuri bu defa biraz para verdi, gariban adamın yüzünde güzel bir ifade ile sürünün arkasından devam etti.Biz biraz fotoğraf falan çekinerek oyalanmaya başladık.
Ancak biraz aşağıda patika üstünde kayalar görünüyordu, eğim de artıyordu.Yukarıda bekleyen Mithat ve Önder'e girmemelerini, yolun zorlu olduğunu ama bizim sonuna kadar inip döneceğimizi söyleyerek devam ettik.İlerledikçe patika zorlaşıyordu.Bazen ağaç dalları yolu iyice kapatıyor, bazen dik kayalar geçişi oldukça güçleştiriyordu.Dönmeye niytetlensek imkansızdı çünkü dönecek yer yok.Ufak bir hatada motorun arkası kaysa aşağıya uçabilirdi.Hem heyecan hem zevk, hem merak ve korku ilerlemeye devam ettik.Yaklaşık 1 km lik zorlu inişin sonunda kanyona ulaştık.Aşağıda geniş bir alan.Güzel bir dere, hemen üstünde eski bir un değirmeni.Mükemel bir atmosferdi doğrusu.Bizim çoban yine yanımıza geldi hep birlikte hatıra fotoğrafı çektik.Değirmenin yanındaki soguk sudn içtik, değirmeni inceledik, fotoğraf çekme faslından sonra yukarı çıkma zamanı gelmişti.Hepimiizn kafasında tek şey: indik ama nasıl cıkıcaz?o kayalardan nasıl gececeğiz.
İnerken sol taraf giden bir patika görmüştüm.Oradan gitmeyi teklif ettim.O koca kayalardan dolayı riske ve strese girmektense nereye cıkçacağını ve nasıl olduğunu bilmediğimiz patikadan gitmeyi tercih ettik hep birlikte.
Ben önden gazladım, bu patika fazla kullanılmadığı için zor belli oluyordu ve ağaç dalları insanın yüzüne yüzüne geliyordu.İleride dik kayalık bir yere geldik.Dikkatli bir sekilde on tekeri çıkarttım.Ama bitmeye yuz tutan arka lastik tutunamadı ve patinaj yapmaya basladı.Fazla zorlamadan üzerinden inerek kendi gücü ile çıkarttım.Tekrar bindim ve devam ettim.Bundan sonrası çok zevkli idi.İlk bakışta hiç bir yere gidilmeyeceği sanılıyordu ama dikkatli baılınca belli belirsiz bir patika olduğu anlaşılıyordu.Kuru agaç yaprakları üstünden patinaj yaparak patikadan tırmanmaya başladım.Bazen yolu seçemiyor, duruyor dikkatli bakınca hayali bir patika görüyor ve oraya gazlıyordum.Mümkün olduğunca gaz kesmeden devam etmeye çalışıyordum.O eğimde yeniden kalkış yapmak oldukça zor oluyordu.Ağaçların arasından brden bire daha geniş bir patikaya çıktım.Orası ilk giridğimz yere yakın bir yer idi.Yani yukarıya çıkmayı başarmıştık.Motoru park ettim.Kaskımı eldivenimi motor üstünde biırakarak fotoğraf makinası ile geldiğim patikadan aşağıya doğru yürüdüm.
Ati ve Nuri nin KTM lerinin sesleri geliyordu.Onlara hem yolu işaret ettim hem de fotoğraflarını çektim.Yukarıya çıktığımızda heğimizde zafer dolu bir ifade vardı.İnip ve çıkmayı başarmıştık.
Kampa vardığımızda İstanbul'dan İsmail de gelmiş, çadırını kurmaya başlamıştı bile.
Hava kararmadan kamp ateşi icin yakacak bulmamız gerekiyordu.Nuri ile birlikte KTM lerle kurumuş odun bulmak için kanyon tarafına doğru gazladık.Yol kenarında 3-4 metre uzunluğunda kurumuş çam tomrukları gözümüze çarptı.Tomrukları motorların arkasına bağlayıp sürüyerek kamp alanına kadar çektik.Balta ile tomrukları parçalayarak kamp ateşini yaktık.
Sağolsun Atilla hocam yan çantalarında kamp mutfağını olduğu gibi getirmişti.Akşam yemeğinde acılı sucuk, köy ekmeği, kırmızı şarap, bira vardı.Bu arada EnduroClub Bursa üyelerinden sevgili Edip ve arkadaşı da kamp alanına XRV-750 VE TT-600 ile girdiler.ÇOk güzel bir ateşbaşı sohbeti oldu.Köye wc ihtiyacı için giderken Edip i KTM-640 bindirdik.Ben de TT-600 e bindim.Köy meydanındaki kahvehane önünde çay ikram ettiler, biraz sohbetten sonra kamp alanına geri döndük.Tüm ısrarlarımıza rağmen kamp yerinde kalmadılar ve dönüş için Bursa ya doğru hareket ettiler.
Sabah saat 07:00 de Ati ve Nuri nin sesleri ile uyandık.Akşamdan kalan ateş hala yanıyordu.Hemen su ısıtarak cayla birlikte sosis, reçel, köy ekmeği yedik.Çadırların olduğu gibi orada bırakarak toprak yoldan Elmalı köyüne doğru gaz açtık.
Çoz zevkli toprak yollardan dolu dolu gaz acarak Elmali köyünün yaylasina kadar ulastik.Çam ağaçları aarsinda ahşap yayla evleri güzelmanzara oluşturuyordu.
Gözüme kestirdiğim taşlı bir tepeye tırmanmaya başladım.Yukarısı oldukçakayalık görünüyordu ama altımızdaki KTM lere güvenimiz tamolduğu için gaz kesmeden zirveye kadar zorlanmadan çıkabildik.
Birkaçiniş çıkış yaptık.Fotoğraflar, videolar derken aşağıdan telsz çağrısı: çay içmek istermisiiz, çaya davet ediyorlar, dedi, Önder. Dağ başında bundna güzel davet olur mu tabii dedik.
On beş dakika sonra çamların arasındaki yayla evinin onundeki ahşap masanın onune park ettik.Ev sahibi elinde bardaklar ve çaydanlık ile geldi.Tanışma faslından sonra çayların yanında taze yaylapeyniri ve ekmeğiikram etti.Sohbet esnasında buraya hiçmotorcular geldi mi diye sorduğumuzda; geldi amasizin gibi o tepelere çıkan olmadı dedi :-)
Hiçbirimizin oradan ayrılası gelmiyordu, istemeye istemeye d eolsa vedalaşarak aşağıya doğru gaz açtık.Elmalı koyünde çeşme önünde arkadan gelneleri beklemek adına mola verdik.Dünkü ihtiyar amcageldi ayaküstü sohbet başladı.Hemen oradaki böğürtlenlerden yememeizi söyledi. Ayak üstü çok da güzel gitti doğrusu.Toprak yoldan hızla gaz acarak çadırların olduğu alana geldik.
Çayır çimen alanada çamurlarda tepeciklerde biraz oynayıp foto ve video olayından sonra saat 15:00 gibi çadırları toplayarak İznik'e doğru yola koyulduk.
İznik'te İstanbul'lu dostlardan vedalaşarak ayrılarak Osmaneli üzerinden ara yolları kullanarak eve doğru mutlu bir şekilde gaz açtım.
kısa videolar da burada;
(KTM ler engel tanımaz)
(tanımaaaaazzzz)
(pisss endurocu)
(bu daha pisssss)
\"kaskiniz takili, fariniz acik olsun\"
Murat KIZAK
KTM LC4-640 Adv. R
[url]www.arizalilar.com[/url] (a-rı-za no: 26 )
[url]www.endurocu.org[/url]
Reklamlar
-
-
Admin
Süper bi gezi olmuş gerçekten o taş tepelerden inmek zor olmalı
Tebrikler
-
Yahu dağın başında motor bozulsa ne yapacaksınız.........çekici bile çıkmaz oraya
-
Murat abi seni sonunda sitede görebildim.. E nihayet
Bizim komşu memleket rizeden sonra gittiğin yer olarak biraz daha farklı değil mi orası..
Gerçi yeşillik bakımından bayağı zengin bir yer..Rizeyi aratmaz..
Ve çok çılgınca geçmişe benziyor.. Direksiyonu bırakıp ağaç dalları ile ilerliyorsun...
Nice böyle güzel gezilere..
Bilgi;kucuk adami kibirlendirir,vasat adami sasirtir ,buyuk adami ise mutevazi yapar..
-
Bakarsın bir gün Rizede de görürsün
-
murrat adlı üyeden alıntı
harbi psikopat gezmişsiniz bee
Motorları da harcamışsınız yani
Güzel olmuş ellerinize sağlık.
:
yok be hocam adi usund enduro, dayanıklı demek,
daha ne iskencelerimize dayaniyor o makineler :-))
\"kaskiniz takili, fariniz acik olsun\"
Murat KIZAK
KTM LC4-640 Adv. R
[url]www.arizalilar.com[/url] (a-rı-za no: 26 )
[url]www.endurocu.org[/url]
-
bedri_somon adlı üyeden alıntı
Yahu dağın başında motor bozulsa ne yapacaksınız.........çekici bile çıkmaz oraya
dostum ne cekicisi :-)
bozulursa yapiyoruz, yanimizda alet, malzeme tasiyoruz, makineler bakimli oldugu zaman sorun yok, asla yold abirakmaz, ufak tefek debriyaj teli, buji değişimi falan yapiyoruz, lastik tamiri d eyapabiliyoruz dağ basinda
\"kaskiniz takili, fariniz acik olsun\"
Murat KIZAK
KTM LC4-640 Adv. R
[url]www.arizalilar.com[/url] (a-rı-za no: 26 )
[url]www.endurocu.org[/url]
-
hondacbr1100xx adlı üyeden alıntı
Murat abi seni sonunda sitede görebildim.. E nihayet
Bizim komşu memleket rizeden sonra gittiğin yer olarak biraz daha farklı değil mi orası..
Gerçi yeşillik bakımından bayağı zengin bir yer..Rizeyi aratmaz..
Ve çok çılgınca geçmişe benziyor.. Direksiyonu bırakıp ağaç dalları ile ilerliyorsun...
Nice böyle güzel gezilere..
SELAM DOSTUM, Dogu Karadenizi tutmuyor hic bir sey tabii ki ama dogayı sevdikten sonra col ortasında d aguzellikler var, gormesini bilmek lazım biraz da :-)
bu bolge de de guel yerler var zana zmana paylasacagim
Trabzon ve Trabzon lulara selamlar
\"kaskiniz takili, fariniz acik olsun\"
Murat KIZAK
KTM LC4-640 Adv. R
[url]www.arizalilar.com[/url] (a-rı-za no: 26 )
[url]www.endurocu.org[/url]
-
Skullhunter adlı üyeden alıntı
Süper bi gezi olmuş gerçekten o taş tepelerden inmek zor olmalı
Tebrikler
selam, o taslı tepelerden inmek cıkmaktan daha zor, isin heyecanı da burada zaten, inis olayi cok dikat ve sogukkanlilik istiyor, her an bir kayaya takılıp denge bozulabilir
\"kaskiniz takili, fariniz acik olsun\"
Murat KIZAK
KTM LC4-640 Adv. R
[url]www.arizalilar.com[/url] (a-rı-za no: 26 )
[url]www.endurocu.org[/url]
-
endurocu abi harbiden güzel geziler yapıryosunuz motorla beraber hem macera hemde gezi süper bir olay
-
Murat,
Harika bir gezi, agzimin suyu akti vallahi. Bizi bu guzel gezilerden ve raporlarindan eksik etme... :
Sana ve gezi arkadaslarina en derin sevgilerimle...
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler