Buraya son olarak yazmış olduğum Haziran 2016`dan bugüne işte 2 yıldan fazla bir zaman olmuş.
Motosikletim şu anda yaklaşık olarak 10500km.de.
Motosiklete çok geç başlamış olmamın dezavantajlarını tabiatı ve gerçeği (!) tanıyor olmam sayesinde telafi ettiğimi düşnüyorum.
Kendi egomu sıvazlamış olmak için demiyorum, kesinlikle çok memnunum.
Elbette çok daha iyisi de olabilirdi. Fakat o "iyi" alternatifler benim mesela son günübirlik parkurum olan 300km.lik seyahatimin 4 farklı profilde yol karakteristiğine acaba ne kadar uyumlu olabilirlerdi bilemiyorum ( normal ilçe asfaltı, köy çakıl asfaltı, düz toprak yol ve nihayet nisbeten sert orman / arazi yolları ).
Bu profilde bir seyahat tarzımda şimdilik sadece vites müşiri o-ringini değiştirdim.
Bunun haricinde pekçoklarına absürd gelir şekilde, 3000km.de sübap sesi sebebiyle bir profesyonele ayar yaptırdım. Ve hakikaten ustaca ayar yapıldı.
Hiçbir zaman ısıtmadan yola çıkmadım.
Düzenli zincir temizliği yaptım.
Neredeyse yakın zamanlara kadar debriyaj kullanmayı bile belki çok acemice yaptım. Bu bakımdan çıkarsa (ki inşallah çıkmaz ) ileride ya debriyaj ya da dişli meselesi çıkabilir.
Motoru kimi şartlarda zorlamaktan geri kalmadı isem de, düz yollarda sürat olarak daima 75km/sa gibi bir ortalamayı tercih ettim.
Birkaç defa 120yi görmüş olmama rağmen onlarca dakika boyu 95km ortalamayı bir-iki istisna hariç hiç yapmadım. Zaten otoyolda gitmemeyi ana prensip ettim.
Yeni yetmelerin aptalca / cahilce hareketlerine hiç tenezzül etmedim.
Buna rağmen ormanda sert yol dışı çok tecrübem oldu.
Uzun zaman boyu yüksek devirleri tercih ettim. Daha yakın zamanlarda düşük devirli kullanır oldum. Düşük devirde yüksek tork talebi yarın öbür gün mesele çıkartır ise şaşırmam. Bence bu kötü bir alışkanlık. Yine de tabi ki, motoru bayıltıp boğmuyorum.
Bunda motosikletin devir göstergesinin olmamasının da rolü var.
Bu 10bin küsur km.de lastiklerim hep Swallow oldu. Asfaltta handikap olsa da bundan da çok memnunum. Bir defaya mahsus olarak ilkbahar şiddetli yağışında %10-15lik eğimli kasaba asfaltında ağır yağmur altında kalmama rağmen bu lastikler benim korkumu boşa çıkardı.
Yedek parça konusu hiç mesele olmadı. Yedek gaz teli uzun zaman tedarik edilemedi ise de belki şahsi titizliğim sayesinde geçen yılbaşı ardından onu da temin etmiş oldum.
Bu zaman zarfında tek hatam, fabrikadan birinin lafına uyup Shell yağda ısrar etmiş oluşum oldu. Son yağ değiştirmede Motul 5100 tercih ettim. Resmen motorun bütün çalışma ve çekiş karakteristiği değişti. Bunu en başta yapmalıydım...
Asıl alemim olan Türkmen Dağlarıma (
https://www.facebook.com/TurkmenDaglari ) yakın zamanda Sakarya Vadii`ni (
https://www.facebook.com/SakaryaVadii ) ilave ettim.
Bunlar her ne kadar yerel / detay coğrafyalar olsa da, nasıl oluyor anlayamıyorum bu motosiklet bunların hakkını veriyor.
Yazımın nihayetinde şunu söyleyebilirim: Bu işlerde çocukça cahillik ve tecrübesizliklerden gelen "o şöyle mi, onda şundan var mı, boyu bilmemnesi ne kadar?" gibisinden fasıllara takılmayıp işi biraz oluruna bırakmak gerekiyor.
Herkese kazasız belasız günler temenni ederim.
Mesut Demirhan
Eskişehir