Ben ölürüm ya onla ayakla debriyaja bas one Eğil vitesi çek falan, yama olurum bi yerlere
Ben ölürüm ya onla ayakla debriyaja bas one Eğil vitesi çek falan, yama olurum bi yerlere
arkadaşlar, herkeze selamlar
ilk mesajda sorulandan biraz sapıcam ama benim merak ettiğim ve çok beğendiğim bir motor var, Kawasaki VN 1500
ileride sahibi olmayı istiyorum, 3 sene gv 250 kullandım, şimdi cbf kullanıyorum, 2 ay içinde hyo gv 650 alıcam. daha sonrasındada böyle büyük cc bir cruiser düşünüyorum ve bu motoru sesi olsun, görüntüsü olsun çok beğeniyorum.
mesela yedek parçaları yurtdışında mevcutmudur?
kronik problemleri varmıdır? varsa nelerdir?
türkiyede bu motoru satmaya kalksak kaç ayda elden çıkarırız?
kaç litre yakar?
bunun yerine düşünebileceğimiz emsalleri nelerdir?
internette araştırma yaptım fakat yakıt tüketimini bile doğru düzgün yazan olmamış.
Bende ilk etapda vn900 düşünsemde kısmet olmadı,muhtemelen shadow spirit 750 alacağım karbüratörlü.Bu model hakkındaki düşünceleri olan varsada paylaşırsa sevinirim.
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
Oğuzcan kardeşim öncelikle gerçekten çok güzel bir seçim. Ben biraz kurcaladım ve şurada pek çok parçasını buldum: http://www.kawasakipartshouse.com/oe...cle_2000/parts
Merak ettiğim drifter modelini mi alacaksın classic mi ? Drifter alırsan Indian diye hava bile atarsın. Hatta şöyle bir ilan da var: http://www.sahibinden.com/ilan/vasit...59149369/detay
Benim bildiğim kadarıyla vulcan serisi ya da kısa tabir ile VN serisi, Amerika'da en çok tutulan ve bir Amerikan cruiser'ında olması gereken detayları sunabildiği için en çok satan Japon cruiser modellerini içeriyor. Bu başarının temelinde Kawasaki'nin üstün kalite işçiliği yatmaktadır. Ancak durum Türkiye'de farklı. Etrafta bu kadar yarış motoru özentisi varken, bırak bu motoru tanıyanı; cruiser tipi motorlara çamur atan atana. O sebeple senin gibi spesifik olarak bu motosikleti kafaya koymuş birine satman lazım. E bu da aylar sürebilir. Yakıt tüketimi olarak tahmininden daha az yakar emin ol. Çünkü gökgürültüsü sesli VN2000 kullanmışlığım var birkaç günlüğüne Seattle'da iken. 100 milde 2,6-2,7 galon gibi bir miktar yakmıştım. Bu da metrik sisteme çevirince 160 km'de 10,25 litre gibi bir değere tekabül ediyor. Daha da Türkçeleştirirsek yaklaşık olarak 6,4 lt/100 km gibi bir yakıt tüketimi sözkonusu idi. Aradaki 500 cm³ 'lük farkı göz önünde bulundurursan 6 litre civarı yakacağını düşünebiliriz kabaca. 1500 cc için bence iyi bir miktar. 250'lik Aquila ile 4 litre civarı yaktığımızı düşünürsen hem de : )
Ancak şöyle bir sıkıntı var ki üretim yılı. Şimdi çok özel bir motor o kesin. Herkese hitap etmez o da kesin. Türkiye'de de bir elin parmakları kadar ya var ya yok. Hal böyle olunca, hele de klüp motoru ise yaptığı o kadar yol ve 15 sene civarı yaşıyla piston, silindir, segman, kol, yatak, supap, cart curt derken bu iş sana 2 motosiklet fiyatına gelecektir. Ama biliyorsun bu iş aşka bakar. Alacağım dediğinde alırsın. Ama bunları da hesaba katmak lazım.
Bu yüzdendir ki ben 2010 öncesi hiçbir motosikleti tavsiye etmem. Kendim de almam. Ama alana da karışmam. Alırsan zaten büyük ihtimal satamazsın ve elinde tutacağın bir motorun olur. Yalnız Kawasaki parça üretimini kestiği an yandın demektir. Çok ciddi sanayiden dostluklar kurman lazım olur. O da işinin ehli adamlarla olmalı. Ben bu kadar cesur olamadım bugüne kadar, ama Amerikadayken adamlar 1948 model Indian'ları gıcır gıcır yapıp kullanıyordu. Orada hem bu işe başka gözle bakıyorlar (değerlere ve mirasa sahip çıkma mantığı) hem de bu tarzın hastası ve meraklısının çok olması faktörü var. Ama durum burada maalesef farklı.
Gelelim emsali var mıdır sorusuna. Yoktur. O günün teknolojisine sahip, o şartlarda başka motor yoktur. Ama daha yakın tarihli Yamaha XVS 1300A Midnight Star, Honda VTX 1300S, Suzuki VL 1500 Intruder, yine bir başka Kawasaki VN 1600 olur. Yok ille o dönemi yansıtsın diyorsan Yamaha XV 1600 Wild Star ve XVZ 1300 Royal Star'a bakılabilir. Ama bu seçenekler arasında Vulcan serisi "benim şahsi kanaatime göre" bambaşka bir ruha sahip motosikletlerdir.
Karar tamamen senin inisiyatifinde. Çok özel bir motor soruyorsun gerçekten.
***P.S: Adamın soru sorduğu konuyu resmen çorba ettik, cruiser muhabbet başlığı haline getirdik. İyi mi oldu, kötü mü oldu bilemedim ama şu sitede son zamanlarda dönen en müthiş muhabbeti bu başlıkta bulduğumuz kesin : )
Road never ends but life does. Ride to live, live to ride.
şaft sorunu yaşadınız mı çok hassas olduğunu söyleyenler var. yada şimdiye kadar herhangi bir sorun yaşadınız mı ? alırken özellikle dikkat etmem gereken yerler nelerdir ? ben enjeksiyonlu motorda anahtarı çevirip ışığın sönmesini beklemekten nefret ediyorum daha çok chopper/cruiser dünyasında çok gereksiz şeyler tabiki
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:21 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:17 ----------
içerik iyide konu başlığı iyi değil chopper/cruiser başlıklı bi konu açmak gerek bence bu muhabbet sürekli olsun
not: Suicide shift olayını da düşündüm de burası amerika değil kullanması zevk vermeyebilir
Acaba adminler başlığı değişip "cruser/chopper" muhabbeti mi yapsa ya da biz yeni bir başlık açıp buradan ilgili mesajları oraya mı yapıştırsak ne dersiniz ? Her motoru konuşuyoruz çünkü, gayet de güzel konuşuyoruz ...
Konuya aboneyim ve bende yeni başlayanlar yada fikirlerini sunmak isteyenler için başlığın değiştirilmesi taraftarıyım.Adminlere başlığı açan arkadaşımızın bildirim yapması gerek sanıyorum.
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
abi bu kapsamlı cevabın için teşekkürler, benimde sanırım bu motoru sevmemin nedeni amerikan tarzını en çok yansıtan motor olmasıdır tabiki daha çok var sırada gv 650 var ondan sonra ne alırım hayat ne gösterir bilemiyorum ama, ne honda nede suzuki bende böyle heyecan uyandırmadı açıkçası yazdığın bu yazı ileride bu motoru araştıranlar için oldukça yararlı olucaktır.
Bu işler böyle, tutku meselesi. Bakalım belki ilerleyen yıllarda çok güzel modeller çıkabilir. Ya da "Türkiyede satamıyoruz" kafasıyla cruiser olayı tamamen bitebilir de. Hepsini geçtim Harley-Davidson bile bu sene EICMA'da elektrikli modelini görücüye çıkardı. Zaman çok hızlı değişiyor. Şu an klasik dediklerimiz bir 5-10 sene içerisinde antika diye anılacak. Belki de retroya dönüş trendi tutmaya devam ettikçe klasikleşen modeller de görebiliriz. Sonsuz ihtimalli bir gelecek var yani. Bu yüzden bir modele takılı kalma diyeceğim ama bu sefer de insanın içinde ukte kalır. Hayallerine ulaşamadıkça içinde fırtınalar kopar. Umarım işler istediğin gibi gider.
Benim de gelecek hayallerimde 2 motosiklet var. 1 tanesi dışında diğeri birkaç senede bir değişiyor. Değişmeyeni son 5 senedir belli; hanımla uzun yollara akabileceğim bir Indian Roadmaster'ın hayalini kurmaktayım. Aynı zamanda da kendi günlük ulaşımım için de tek kişi kullanmak koşuluyla Ducati X Diavel, Yamaha V-Max veya Suzuki M1800R Intruder gibi muscle-bike tarzı daha sportif bir cruiser sahibi de olmak isterim. Hayaller, istekler, talepler. Şu anki para ile yaklaşık bu iki motosiklete sahip olmak 200.000 TL gibi bir meblağa tekabül ediyor. Bir yerlerden para mara çıkarsa ilk yatırımım bu olacaktır da o paranın çıkması için de önce şans oyunlarını oynamam lazım :D
Road never ends but life does. Ride to live, live to ride.
evet bende ilk japon macerama başladım
Uzun zamandır takipde olduğum bir modeli beğenip aldım geçen cumartesi günü.2001 model Honda Shadow BlackWidow karbüratörlü ve zincir aktarmalı bu makine ile eskişehirden istanbula en kötü hava koşullarında,tipi,sağnak yağmur ve lodos gibi hava şartlarında yer yer -4 derecelere varn sıcaklık ortamında yaklaşık 400km lik yol yaparak geldim.Şunu söylemeliyim 750cc olan bu motorun gerek hızlanması gerek tork gücü ve gerekse düşük devirdeki gidişi beni çok memnun etti.Şİmdi tecrübeli arkadaşlardan bakımlar konusunda paslaşabilirim artık su soğutmalı bir motorum var ve ona göre hareket etmem gerekecek.Bu hafta genel bakımlarını,yağ değişim vs gibi işlemlerini yaptıracağım,bunların haricinde nelere dikkat etmem,kontrol ettirmem gerekir?
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
Kazasız belasız sürüşler dilerim, güzel bir makine, oldukça diri görünüyor.
Yazdıklarınız haricinde; lastiklere bir bakın derim, fren hidroliği de genellikle ihmal edilen bir konudur. Rüzgar camı ile kullanma alışkanlığınız var ise paraya kıyıp alın bir tane bence.
Saygılarımla.
Not: Bir şeyi merak ettim; 400 km'lik yolculuğunuzda bu gidon sizi zorladı mı?
Lastikler değişecek zaten,fuarı bekliyorum.Michlein alacağım ama tuzlu biraz,şuan üzerinde bridgestone lastikler var ve idare eder bir vaziyette ancak bu yılı çıkarmaz.
Rüzgar camı kullanmayı düşünmüyorum,eski motorumda da vardı çıkardım.Ben bazı konu başlıklarında "rüzgarı hissetmek" deyimini kullanıyorum ama insanlar bu mecazi lügatı farklı algılayıp (yada işlerine gelmediği için) konuyu saptırıyorlar.Ancak rüzgarlık yokken rüzgarı hissederek gitmenin keyfide başka ben o yüzden kullanmıyorum..
400km lik yolda kısa gidon zorlamadı beni,keyifliydi hatta.Ben genelde yüksek gidon severim ama şuan için bu orjinal hali ile devam edeceğim.Yıl sonu custom modifikasyon işlerine girebilirim,belki o dönem Ape hanger düşünebilirim
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
Hayirli olsun öncelikle.
Dostum bu T nin yüksekliği ve kol açıklığı ne kadar? Bir de yolda çok one egilme ihtiyacı hissettin mi?
Gidonun uzunluğunu ölçmedim ama bu orjinal gidonu zaten motorun.Hafif bir eğimli kullanım var,yani sportif sürüş durumu söz konusu.Ben kendi yaptığım eski sl200 makinemde 22cm yüksekliğinde T gidon kullanuyordum dolayısı ile bu makinedeki T gidon açısı bana sırıtmadı ama eğimli stil kullanım anlamında biraz alışma süresi geçirdim ancak şuan sıkıntı hissetmiyorum.T gidonu standart T gidon ölçüleri ile kıyas edebilirsiniz,hiçbir farkı yok yani.
Bu arada Gidon yükseklik 16-17cm kadar
Şahsi İnstagram Hesabım: _hayalet_ct.mc
Chaos Turkey MC - instagram: chaos.turkey.mc
Superlight Türkiye Facebook Sayfamız: slturkiye
Hayırlı olsun kardeşim, güzel sürüşlerde kullanman dileğimle.
Ben de motoru alır almaz benzerlerini yaptığım değişiklikleri yazayım ki hem sana hem de yeni motosiklet almak isteyen kardeşlerimize bir nebze faydamız dokunsun:
1. Buji değişimi, tahmin edileceği üzere uçları kömürleşmişti. NGK'nın 4 adet DPR7EA-9 bakır bujileriyle değiştirdim. eden iridyum tercih etmedin dersen; iridyum ateşleme kıvılcımından daha az etkilenip kararma yapmıyor ancak iletkenlikte bakırın sağladığı faydaları sağlayamıyor. Ömrü kısa olsun ama bakır olsun dedim. Senin tercihine kalmış. VT750 DC için NGK DPR8EA-9 uygun gözüküyor. İridyum düşünürsen DPR8EIX-9 modelini alabilirsin. (Kaynak: https://www.ngk.de/nc/tr/ueruen-bulm...DPR8EA-9/1968/ )
2. Fren hidroliği. Rengi benzin gibi sararmışsa artık değiştirmek gereklidir. Genelde es geçilir. Ben de alır almaz hidrolik tankında yazdığı üzere DOT4 hidrolikle eski hidroliği değiştirdim. Bunu senede bir yaparsan şifa gibi gelir.
3. Lastikler için konuşmuştuk diye hatırlıyorum. Michelin Commander II kullanıyorum ben ön arka takım. En iyi cruiser lastiklerinden biri. Tel jant için iç lastiklisi de mevcut. Ancak okuduğum kadarıyla yumuşak hamurundan ötürü çabuk bitmesine rağmen yol tutuşu Commander II'den daha iyi olan Pirelli Night Dragon'ları da bir sonraki lastik değişiminde kullanacağım. Hiç kullanılmamış olmasına rağmen eski sahibi tarafından 2012 2. ay üretimli Michelin'ler takıldığından ötürü seneye herhalde bu değişimi yaparım gibi gözüküyor. Lastik değişimiyle birlikte elbette balans ayarı da yapılmalı.
4. Soğutma sıvısı olarak ne kullanılmalı ? Şimdi sıvı soğutma dendiği zaman üreticinin önerdiği bir su+antifriz karışımı olur. Yazın bu oran genelde %50'ye %50 olmakla beraber kışın %20'ye %80 idealdir. Ancak soğutma kanallarına kolay müdahale edilemediğinden ve temizlenmesi zor olduğundan antfriz suyun yaratacağı paslanmayı bertaraf edecektir. Bu sebeple yaz aylarında bile olsak büyük çoğunluğun antifriz olması her zaman daha faydalı olacaktır. Kışın ben tamamını antifriz olarak kullanıyorum. Bunun için de Motul'un Motocool Expert ürününü "yalnızca susuz" kullanımlar için en uygunu olarak görüyorum. Su ile karıştırmayınız diye yazar zaten.
5. Tel akort ayarı. Tel jant sahipleri için kabus. Ustası çok az. Yapılırsa stabil sürüş keyfi insanı ekstra mutlu eder. Yapılmaz ise ciddi bir sorun teşkil etmese de sürüş konforu değişecektir. İyi bir usta, bilen bir adam olmadan buna pek yeltenmemek lazım.
6. Karbüratör hava/yakıt karışım ayarı. Mutlaka kontrol edilmelidir.
7. Yağ filtresi ve hava filtresi değişimi. Ben pimpirikli bir adamım alır almaz değiştirdim. Eski sahibi hep dışarıda tuttuğundan özellikle hava filtresi oldukça tozlanmıştı.
8. Yağ değişimi. Eh bunu artık söylemeye gerek bile yok. İnsan için kan neyse, motosiklet için de yağ odur. Yazın Ipone 15w 50 V-Twin, kışın Motul 10w40 5100 gerçekten başarılı yağlar.
9. Zincir bakla kontrolü ve gergi ayarı. Gergi ayarının sen motosiklet üzerindeyken kılavuzdakine uygun salınım miktarı tutacak şekilde yapılması lazım.
10. Akü voltaj kontrolü. Bunu artık söylemeye bile gerek yok ama yeni motosiklet almayı düşünenlerin aklında bulunsun.
11. Ön süspansiyon keçe ve yağ kontrolü de yapılmalı. Benimkiler upside down olduğundan keçe patladığında rahat anlaşılıyor. Ama sende mutlaka bakılması lazım. Patladıysa bile fark edilmemiş olması muhtemel.
Ben şaft tahrikli aktarma sayesinde zincir derdinden, çelik jantlar sayesinde tubeless lastik ve akort ayarından, yakıt enjeksiyon sistemi sayesinde karbüratör ayarları dışındakilerin hepsini yaptım.
P.S: T gidon candır, windshield olmadan sürmek özellikle de yazın inanılmaz keyifli. Tabii bunlar hep subjektif değerlendirilecek şeyler. Herkese hitap etmeyebilir.[COLOR="Silver"]
Babuş şu linkten bakabilirsin:
http://www.motosiklet.net/forum/moto...ml#post3803767
Road never ends but life does. Ride to live, live to ride.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)