Özledim memleketimi...
Arkadaşlar merhaba, yaşadığım bir talihsizlik sonucu motosikletim ile konyadan erzurum-karaçobana gelirken bingöl-kovancılarda motosiklet yatak sardı traktör gibi çalışmaya başlayınca hiç çalıştırmadım. Orada sağlam bir yere emanet ettikten sonra görev yerine döndüm mecburen. Tahminimizce motosikletin fan müşürü bozuldu yada tamirci yanlışlıkla oynayınca bozuldu ve motor hararet yaptı, hararet yapınca 750 km de 4 lt yağı yaktı. Yağ kalmayınca da yatak sardı. Normalde 1500 km de 1 lt kadar anca yağ yakıyor idi. Şansımıza yatak sardırtmak da varmış.
Sizden ricam Elazığda veya yakın illerde (motosikletin nakliyesi çok pahalı olduğundan yakın iller dedim) iyi bir motosiklet ustası varmıdır.
Bakımlarını yaptırdığım usta saolsun iyi oynamış motosiklet ile, tekrar güvenemem allahından bulsun diyerek sağlam bir büyük makina tamircisi arıyorum. Varsa tanıdık bana ulaşırsanız minnettar kalırım.
Tekeriniz Düz Bassın dostlar.
Palu Gezimiz. 02.06.2013
1.-Hareket
Elazığ Motosiklet ve Motor Sporları Kulübü olarak Palu Kalesi ve civarını gezme programı yaptık.
02.06.2013 Pazar günü sabahı tren garı yakınındaki benzinlikte toplandık.
Tuncay GENÇOĞLU Honda Cbf 150 ile
Veysi AYDURAN Kawasaki R5 ile
Yunus SUGÖZÜ Honda Cbf 150 ile
Erol Bey
Tayfun SOYUYÜCE Suziki İnazuma 250 ile
İçme beldesi yakınlarında Ergün Ustanın balık lokantasında mola veriyoruz.
Artçım, şeref konuğum Arif KABAKLI Ustam
Zülfü DAL Ustam da Suzuki Hayabusa 1300 ile mola yerinde katıldı bize
Yola devam. Tuncay GENÇOĞLU
Halil Can İŞVARLAR Haysong GTR 250 ile
Tayfun SOYUYÜCE
Serdar SERTDEMİR BMW 1200 GS (Artçısı Arif KABAKLI)
Erol NAMLI Mondial 125 ile
Veysi AYDURAN
[URL=http://s678.photobucket.com/user/serdar23_bilgem/media/palu53.jpg.html][/URL
[URL=http://s678.photobucket.com/user/serdar23_bilgem/media/palu67.jpg.html][/URL
[URL=http://s678.photobucket.com/user/serdar23_bilgem/media/palu82.jpg.html][/URL
Palu ilçemize doğru tepeden inişe geçiyoruz.
Ey Palu Kalesi ben çocukken de böyle görünüyordun, hala aynısın.
Sen böyle kaldıkça ben de hep çocuk kalacağım buralarda.
[URL=http://s678.photobucket.com/user/serdar23_bilgem/media/palu90.jpg.html][/URL
[URL=http://s678.photobucket.com/user/serdar23_bilgem/media/palu100.jpg.html][/URL
2.- Palu'dayız. (Yemek Molası)
3.-Türbe Ziyaretleri
İlkokul arkadaşım Palu'lu Hürrem GÜLYÜZ (Karayolları 8. Bölge Müdürlüğünde Mühendis) ile görüşme fırsatım oldu.
Ben ayrıldıktan sonra hızını alamayanlar bir de Pertek turu yapmışlar.
Moto23 olarak güzel bir geziyi daha geride bırakmanın keyfini yaşadık.
.
Ağrı Doğubeyazıt Gezisi.
5.Temmuz.2013 Cuma günü saat 16.00’da Elazığ'dan yola çıktım. Yaklaşık 300 Km yol yapıp Muş’ta bir otelde geceledim.
Çocukluğumun iki yılını geçirdiğim bu şehirde caddelerinde eskiyi anarak dolaştım.
Ertesi gün Nemrut Krater Gölünü hedefleyerek Tatvan’a doğru yola koyuldum. Nemrut yolunun bozuk olduğu söylenmişti ama bu kadarını da beklemiyordum.
Zemin sert olmadığı için çok yorucu bir enduro tecrübesini yaşamış oldum.Bir defa sağa bir defa da sola olmak üzere motosikletimi iki kez yan yatırdım.
Ağır olduğundan tek başıma kaldıramadım. İlkinde bir aile otomobiliyle geçerken durdu ikincisinde ise baktım ki AKUT ekibi imdada gelmiş.
Güçlükle küçük krater gölüne ulaştım. Araçlarıyla gelen veya minibüs kiralamış kişilerle 15-20 kişiye yakın vardı.
Oralı olduğunu tahmin ettiğim bir amcamın derme çatma yerinde çayımı suyumu içerek dinlendim. Büyük göle yürüyerek gidip gezdim.
Ahlat yolu üzeri dönüşe geçtim. Van gölü kıyısına kadar yine çok dikkatli ve yavaş gitmek zorunda kaldım.
Sert zemin başımın tacı ama yumuşak zeminden ödüm patlıyordu.
Bir daha yan yatsam kiminle kaldıracağım motosikleti.
Ahlat Selçuklu mezar taşlarını gezip dinlendim.Buradaki mezar taşları, Orhun Abidelerinin İslamlaşmış şeklidir diyebiliriz. Bütün Ahlat mezarlıkları içerisinde Meydanlık Mezarlığı en büyüğü olup 210 dönümdür. En önemli mezar taşları ve en ünlü sanatkarların eserleri bu mezarlıktadır. Bu mezarlıkta Xll. asır başından XVl. asra kadar tarihlenen mezarlar bulunmaktadır.
Ahlat’ın en büyük ve muazzam mezarlığı olan bu mezarlık doğudan batıya doğru İkikubbe Mahallesi ile Harabeşehir arasındaki geniş düzlüğü kaplamaktadır. Meydanlık Mezarlığında XII. asrın başından XVI. asra kadar tarihlenen muhletif tiplerde takriben bin kadar mezartaşının bulunduğunu belirten Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı bunun dışında yedi tanesi meydana çıkarılmış olan ve kazılarla sayılarının daha da artması muhtemel olan halkın “Akıt” dediği tümülüs tarzında mezarlarında mevcudiyetinden bahsetmektedir. En önemli mezartaşlarının ve sanatkarların bulunduğu bu mezarlık adeta Anadolu’nun Türk yurdu olduğunun ispatı açısından tapu mahiyetindedir. (Alıntı)
Adilcevaz, Muradiye derken yukarı yönelip Doğubeyazıt’a vardım. Bir otelde geceleyip sabahleyin kahvaltı sonrası İshakpaşa Külliyesine geldim.
Güzel bir yapı. İnşallah çevresine betonla doldurmazlar da dağlar arasında hüzünlü yalnızlığıyla mistik görüntüsünü devam ettirir.
İshak Paşa Sarayı, saraydan öte bir külliyedir. İstanbul Topkapı Sarayı'ndan sonra son devirde yapılmış sarayların en ünlüsüdür.
Doğubeyazıt İlçesi'nin 5 km. doğusunda, bir dağın yamacındaki tepe üzerine kurulan Saray, Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devrindeki son büyük anıt yapısıdır. 18. yy. Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri büyüktür. Sarayın Harem Dairesi Takkapı kitabesine göre yapılış tarihi Hicri 1199, Miladî 1784'tür.
Saray binasının bulunduğu zemin vadi yakası olduğundan, kayalık ve sert bir yerdir. Eski Beyazıt şehrinin merkezinde olmasına rağmen, bu yapının üç tarafı (kuzey, batı, güney) dik ve meyillidir. Sadece doğu tarafında müsait bir düzlük vardır. Sarayın giriş kapısı buradadır. Aynı zamanda en dar cephesidir.
Saray, kalelerin özelliğini kaybettiği; ateşli silahların bulunduğu bir çağda yapıldığından, doğu yönündeki tepelere karşı müdafaası zayıftır. Cümle kapısı müdafaa bakımından en zayıf noktasıdır. Cümle kapısı bölümü, İstanbul ve Anadolu'da kurulan saraylarınkinden farksız olup, taş işçiliği ve oymacılığı yönünden muntazamdır.
Türklere özgü tarihi saray örnekleri bugün ülkemizde pek az sayıda kalmıştır. Bunlardan biri de İshak Paşa Sarayı ve Külliyesi'dir.(Alıntı)
İshak Paşa Sarayı şu mimari bölümlerden meydana gelir:
1- Dış cephe,
2- Birinci ve ikinci avlu,
3- Selamlık dairesi,
4- Cami binası,
5- Aşevi (Darüzziyafe),
6- Hamam,
7- Harem dairesi odaları,
8- Merasim ve eğlence salonu,
9- Takkapılar,
10- Cephanelik ve erzak odaları,
11- Türbe binası,
12- Fırın,
13- Zindan,
14- İç mimariden bazı bölümler (kapılar, pencereler, dolaplar, şerbetlikler, şömineler vs.) (Alıntı)
Saray Osmanlı, Fars ve Selçuklu uygarlığının mimari üslubunu bünyesinde toplayan bir özellik taşır. Cildıroğullarından II. İshak Paşa ile Çolak Abdi Paşa'ca 1685'te yaptırılan saraya, 1784'te son şekil verilmiştir. Yapı yaklaşık olarak 115x50 m. ölçülerinde bir alana kurulmuştur. Kesme taştan yapılan sarayın doğu cephesindeki portali kabartma ve süslemeleriyle Selçuklu sanatının özelliklerini yansıtır. (Alıntı)
Saray iki avlu ve bu avluda bulunan yapılar topluluğundan meydana gelmiştir. Birinci avludaki yapıların bazıları yıkılmıştır. Dört tarafı yapılarla çevrili ikinci avlu dikdörtgen planlıdır. Girişe göre sağ tarafta selamlık ve onun arkasında haremlik vardır. Bunların sonunda cami ve türbe bulunmaktadır. Türbe Selçuklu kümbet mimarisi üslubunda inşa edilmiştir. Saray bölümü iki kattan oluşmaktadır. 366 oda da bu iki kat içinde yer almaktadır.
Her odada taştan yapılmış ocaklar vardır. Taş duvarlardaki boşluklar bütün yapının merkezi bir ısıtma sistemine sahip bulunduğunu göstermektedir. Divan salonu 20x3 m. boyutlarındadır. Duvarları ve tabanı taştandır. Duvarları Türk hat sanatının örnekleriyle, sülüsle yazılmış ayet ve beyitlerle süslüdür.
Burada yer alan "İshak meram üzere kerem kıldı cihanı-Binyüzdoksandokuz buna oldu tarih" beytinden sarayın miladî 1784 yılında tamamlandığı anlaşılmaktadır. Sarayın ikinci avlusundaki türbe, kesme taştan yapılmıştır. Bu sekizgen türbe, Selçuklu türbe mimarisi geleneğinin tipik örneği olan kümbet şeklindedir ve iki katlıdır. Duvarları geometrik motiflerle süslüdür. Bu türbede Çolak Abdi Paşa, İshak Paşa ve yakınları yatmaktadır.
7.Temmuz.Pazar günü Ağrı-Erzurum-Tunceli üzeri Elazığ'a gelmiş oldum. O gün de 600 Km yol yaptım.
Bu güzel geziyi sizlerle paylaşmak istedim.
Erzincan Motosiklet Festivali 2013
30.Ağustos.2013 Cuma günü yola çıkmak üzere sabahın erken saatinde motosikletimin yanına geldim.
Bir gün önceden hazırlık yaptığım için telaşlı değildim. Annem ve kedileri beni yolcu ettiler.
Kulübün afişini almak için Elazığ Sürücü Kursu eğitim pisti binasına uğradım
Malatya TED Koleji matematik öğretmeni arkadaşımız Ayhan DİKMEN yeğeni ile benden önce gelmişti toplanma yerine.
Orkun OKYAY'ın kamyonetle geleceğini bilseydim yanıma fazla eşya alırdım.
Araç çok makbule geçti. Bütün yüklerimizi oraya yığdık hemen.
Pertek minibüs garajında çay ocağı işleten dostumuz İhsan Bey'in yerinde çaylarımızı yudumlarken, geciken arkadaşlarımızı bekledik.
Pertek feribotunda toplu olarak günün anısına fotoğraf çektiriyoruz.
Salih ŞİMŞEK
Muhlis Zafer BİLDİK yeni motosikleti 1150 GS'i almak için İstanbul'a gittiğinden eşi Fatma Hanım Erzincan'a kadar artçım oldu.
Ayhan DİKMEN
Beden Eğitimi öğretmeni Alper AKİPEK
BP Akaryakıt istasyonu işletmecisi Tayfun SOYUYÜCE
Özel Bilgem Okullarınca İngilizce öğretmeni olarak Elazığ'a getirtilen Harry MILLER.
Kendisi M.Zafer BİLDİK arkadaşımızın Honda Transalp'ını satın alarak bu gezimize katıldı.
Sün köyünde üreticilik yapan arkadaşımız Moto23'ün gözbebeği Veysi Baba.
Motosiklet Ustası Yılmaz AKKUZU ve amcası Alaattin Bey (solda)
Ve karizma yollarda. Uğurlar olsun Veysi.
Pertek Tunceli arasındaki yol motosiklet için ideal virajlara sahip.
Bu yolu büyük bir zevkle alıyoruz.
Maden ilçemizde öğretmenlik yapan Mahmut AKILOTU arkadaşımız Moto23 ile ilk defa bir geziye katıldı.
Mutluluktan uçuyorum .
Tunceli Erzincan arasındaki Kuytu Dereyi, çığ tünellerini geçerek yolun bitiminde mola verdik.
Az ileride Erzincan Erzurum karayolu var.
Salih ŞİMŞEK ve oğlu Baran ŞİMŞEK
Arkası Yarın.
.
Erzincan Motosiklet Festivali 2013-Şehir Turu
Erzincan-Erzurum yoluna girmek için hareket ediyoruz.
Orkun OKYAY'ın kamyonetine geçtim, kendisi de benim motor ile Erzincan merkeze kadar oğlu Orçun ile seyahat etmiş oldu.
Allah rızası için el fatiha der gibiyim.
Festival için kaydımızı yaptırıyoruz.
Kaan ve babası Muzaffer GÜRTAŞ bizden çok önce orada olduklarından Erzincanlı olmuşlardı bile.
Saat kulesi bitişiğindeki parkta dinleniyoruz. Toplu sürüş saatini bekliyoruz.
Derken İstanbul'dan 1150 GS ile hareket eden Muhlis Zafer BİLDİK ile Halil Can İŞVARLAR da festival toplanma alanına geldiler.
Eşi Fatma hanımın bizlerle geldiğinden haberi olmayan Zafer arkadaşımız için güzel bir sürpriz oldu bu.
Festival için büyük bir emeğin içinde olan Serkan AKPINAR, Metin ÖZDEMİR ve Nevzat Beyler katılımcıların motosikletlerini bayrağımız ile süsletmişlerdi.
Ya Allah bismillah deyip şeref turuna çıkıyoruz.
Dünya yamaç paraşütü müsabakaları da Erzincan'da yapılacağından il çapında geniş hazırlıklar vardı.
Seyyah arkadaşımız Muzaffer GÜRTAŞ'ın, Honda Varedero motosikleti aldıktan sonra Elaziz havalisinde görülmediği rivayet edilir.
Küçük sürücülerimiz Baran ŞİMŞEK ve Orçun OKYAY grubun maskotu oldular, ayrı bir renk kattılar.
Şehir turu sonrası çadırlarımızı kurmak üzere kamp alanı Ergan Dağı kayak merkezine doğru gidiyoruz.
Bu kadar fotoğraf içinde en sevdiğim, en sıcak kare bu işte.
Tanışmadığımız bir genç ile iki teker dostluğu adına aynı anda selamlaşıyoruz.
.
geziler mükemell imrenmemek imkansız,Tekerinize saglık
Erzincan Motosiklet Festivali 2013- Kamp Kuruyoruz
30.Ağustos.2013 Cuma günü akşamı Ergan Dağı kayak merkezinde çadırlarımızı kurmaya başladık.
Derken Zülfü DAL ve amcası Sabahattin DAL gözüküverdi ufukta.
Yemek organizasyonu ücretsiz ve güzeldi. Teşekkürler Erzincan.
31.Ağustos.2013 Cumartesi günü sabahı kahvaltıdan sonra Dünya Yamaç Paraşütü Müsabakalarının açılış törenine katıldık.
Törenler sonrası hep birlikte Ekşisu'ya hareket ettik.
Saat kulesi yakınlarında toplanarak öğlen yemeği kumanyalarımızı keyifle yedik.
Küçük bir drag yarışı organizasyonu gerçekleştirildi.
Hem heyecan yarattı hem de renk kattı günümüze.
Arkası Yarın.
Erzincan Motosiklet Festivali 2013 - Plaket Töreni ve Dönüş
Çağlayan'a giderek gezmiş ve görmüş olduk. Arzu eden arkadaşlar yemek yediler.
Drag yarışı 600 cc şampiyonu Fethi TAN kupasını alırken
İlk gelen katılımcı Muzaffer GÜRTAŞ katkılarından dolayı plaket alırken
Moto23 adına katılımcı kulüp plaketini aldım.
Minikler renk kattıkları için ödüllendirildiler.
En uzak mesafeden gelen katılımcı plaketi, İstanbul'dan geldiği için Muhlis Zafer BİLDİK'in oldu.
Katılımcı kartı numaralarıyla yapılan çekilişte çeşitli hediyeler verildi.
1.Eylül.2013 Pazar günü çadırlarımızı toplamaya başladık.
Amerikalı arkadaşımız Harry MILLER çöp poşetini alarak mıntıka temizliği yapmaya başladı.
Bu örnek davranışa biz de katıldık.
Batum'a gitmek üzere arkadaşlardan ayrılmaya karar verdim.
Hazır çıkmışken biraz yol yapayım istedim.
Tek başına yolculuk yapmak bir motorcu için önerilebilecek bir durum değil tabii. Yine de yola çıkmaya kararlıydım.
Erzincan Gümüşhane yolunda mola verdiğim bir an.
Çay ve orcik ikram edildi, ücretini almadılar. Teşekkür ediyorum dükkan sahibine, hayırlı kazançlar diliyorum.
Gümüşhane Zigana geçidini yağmur altında geçtim. Yağmurluğum olduğu için sıkıntı yaşamadım.
Kışlık montumu almadığımdan biraz üşüdüm. Karadeniz kıyısında balık çorbası içerken.
Aynı günün akşamı Hopa'da bir otelde kaldım. Batum'a, yoğunluğun azaldığı pazartesi günü sabahı giriş yapmayı tercih ettim.
Hopa'daki otel görevlisinden bana Batum'u gezdirebilecek biri olup olmadığını sordum.
Roberto isimli taksicinin telefonunu vererek irtibat kurmamı sağladı. Türkçe bildiği için iletişimde zorlanmadık Roberto ile.
Sanayileri ilkel olduğundan kendi Mercedes taksisine lazım olan fren halatını başka bir araçtan söküyordu.
Batum caddelerini geziyorum.
Roberto, beni evine kahve içmeye davet etti. Kapı önünde çocukların ilgi odağı olduk hemen.
Roberto'nun küçük kızı, evdeki kahve ziyaretimiz çıkışı motosikletimle poz verirken.
Gecelemek için bir otele para ödediğim halde yalnızlık canımı sıkmaya başladı.
Zafer BİLDİK için beş karton sigara aldıktan sonra Roberto ile vedalaşıp akşam saat 18.00'de Sarp'tan çıkış yaptım.
Ateş almaya gitmişim sanki.
Yağmurlu bir havada Trabzon'a kadar geldim. Yakınlarda yemek molasındayım.
Otel bulmak için dolaşırken bir otomobilden genç bir arkadaş eliyle işaret ederek durdurdu beni.
Kendisinin de Honda CBF 1000 kullandığını söyleyerek yakınlık gösterdi bana. Otel aradığımı öğrenince Üniversite misafirhanesine götürdü beni.
Kemal ARAZ arkadaşımızın aslen Gümüşhaneli olduğunu, Trabzon'da üniversiteliler için apart evler işlettiğini öğrendim.
Erzincan'dan Serkan AKPINAR ile de tanışıyormuş, hemen aradık Serkan'ı. Konaklama ücretimi dahi ödeyerek mahcup etti beni.
Kendisini Elazığ'da ağırlama arzusu ile davet ettim. Uygun bir zamanda gelmeyi çok istediğini söyledi.
02.09.2013 Pazartesi günü kahvaltı salonundan Karadeniz Teknik Üniversitesinde kayıt kuyruğu.
Niçin randevu verilmez, süre uzatılmaz da gençler böyle kuyruklarda kayıt çilesi çeker anlayabilmiş değilim.
Aynı gün üç saattlik bir yolculukla Erzincan'a Serkan AKPINAR'ın iş yerine vardım. Öğlen yemeğinden sonra Elazığ'a hareketlendim.
Üç saatlik bir yolculukla da Kuytu Dereyi geçip Pertek üzeri Elazığ2a dönmüş oldum.
Bu hikaye de böyle oldu işte. Kalın sağlıcakla.
.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
rapsy_09 adlı üyeden alıntı
