ok sanırım bu hafta yoksunuz. o halde kendi proğramımı yapayım. mersin içinde katılmak isteyen olursa beklerim
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
BEDDUALARI DENEDİM, HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR!!!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
Arkadaşlar bir süreliğine Antalya Serikte görevli olarak bulunuyorum. Yok mu antalya da tanıdığı olan.akşam olunca can sıkıntısından patlıyorum.Uzun sure kalacağımı bilseydim motorumla gelirdim ama.
Teklifimle birlikte yapılan yorumları ve kendimin de bu konuda yapmak zorunda kaldığım savunmaları okudukça üzülüyorum. En başta, basit bir şekilde, "biz de diğer illerde yapılan resmi gün kutlamalarını yaşamalıyız" diye bir fikir atmıştım ortaya, "sen fikri büyüt" dendi, ben de büyütmek için organize olunması gerektiğini öğrendim ve sizlerle paylaştım, sonra bunun sadece küçük bir grup olarak değil, tüm Adanalı motorseverleri de biraraya getirerek yapılması gerektiğini düşündüğümü ekledim. Konu birden başka şekil aldı. Ben genel olarak buradan haberleşenlerden oluşan küçük grubumuzun bozulması, kalabalıklaşarak yozlaşması, yönetimsel olaylara sıçraması taraftarı değilim. Sadece ilk baştaki anafikirde olduğu toplumsal olaylara duyarlı olmamız gerektiğine, bunun için de daha fazla sesimizi duyurmaya hazır olmamız gerektiğine inanıyorum. Bu tartışma da bunu dile getirmeme vesile olduysa gam yemem.
Dikkat ederseniz ben MersinMT değil hep Mersin Motor Kulubü'nü örnek veriyorum. MersinMT zaten bizleri beğenmeyip muhatap almayan bir gruptan oluşuyor. Onların hangi işte fiyaskoya uğradıkları kendilerini ilgilendirir. Bizim aramızda da Adana'da farklı girişimlerin amaç dışına çıktığını ve çıkar amaçlarına döndüğünü çok iyi bilenler var. Hatta Mersinli arkadaşlarımızla aramızın bozulmasına kadar giden olaylara bile sebep olunmuştur geçmişte.
Peki Mersin'de fiyasko olan ne? Bu mu?
http://www.mersinmotor.com/
MersinMotorKulubü olarak biraraya gelen insanların öncelikle kendilerine ait özel bir haberleşme siteleri mevcut.
Buraya isteyen üye olabiliyor, ki üye olduktan sonra aktivitilerinin detaylarını inceleyebilirsiniz. Haftalık buluşmalarının resimlerine bakarsanız bizden farklı olmadıklarını görürsünüz, onlar da aile gibi, onlar da çoluk-çocuk buluşuyorlar, sadece bizden biraz kalabalıklar, ama tartıştığınız gibi birkaç yüz kişi değiller. Ne hepsi çok zengin, ne hepsi SS motor kullanıyor, ne hepsi genç, ne de yaşlı, fakat ehliyet yaşını doldurmamışla 70 yaşına kadar olan bir pergel var üyeler arasında.
Ancak daha detaya girerseniz aralarında görev dağılımı yaptıkları, birkaç kişinin bazı işlerden sorumlu olduğu, organizasyondan tutun da bakkaldan ekmek almaya kadar görevleri paylaştıklarını anlarsınız. Daha da detaya girerseniz bu grubun yaptıklarını okuyabilirsiniz, sadece resmi günlerde geçit yapmıyorlar, birbirlerinin doğumgünü için buluşuyorlar, yaza merhaba-kışa merhaba geceleri yapıyorlar, yıllık balo düzenliyorlar ve birbirlerine ödüller veriyorlar, MMK ormanı bile yapmış adamlar.
Bu mu fiyasko yani?
Biz neden hep kötü örnekleri baz alıyoruz. Neden bir kez olsun "daha iyiyi" başarabileceğimizi düşünmüyoruz? MMK'nın yaptıklarına imrenirken ÇMK'ın hiçbiryere varamadığının da farkındayım. Aksine Adanalı motorseverlerin gruplaşmasına sebep olunmuştur. MMK'nın yaptıklarını yapmak için 100 kişi olmaya gerek yok. Organize olmamız için de ille kulüp-dernek olmamız lazım değil, MMK da değil bildiğim kadarıyla, yönetici, sayman gerekmez, sadece görev paylaşımı yapılır, gönüllüler çıkar ortaya, becerikli olanlar tespit edilir. MMK gibi işler yapmak zorunda da değiliz, ormanımız olmasın, lokalimiz veya sabit buluşma yerimiz olmasın, ama insan imreniyor doğrusu. Kurallar koyalım da demiyoruz, fakat bazı çizgiler belirlense daha zevkli, daha güvenli, daha tedbirli, daha hazır, daha rahat, daha mutlu olmaz mıyız?
"Biz şöyle iyiyiz, böyle rahatız, aman bunu bozma" deniyor, ama asıl şimdi yerliyerine oturan grubumuzun düzenli, düzeyli işler yapması gerekmez mi? Bunu daha rahat başarmaz mı? Daha dün (geçen yıl) yeni tanıştığımızda bana birisi deseydi ki "vaktin varsa git bilmemne Kafeye, bizim için pazarlık et" dese gülüp geçerdim, ama şimdi öyle mi? Hem ben tanınıyor-tanışıyorum-kendimizi tanıyorum, hem de artık böyle işler için uğraşmamız için gerekli sebeplerimiz mevcut. Kalabalıklaştık, büyüdük, samimiyetimiz arttı, öyle "bugün orada, yarın burada" sayfalarını geride bıraktık. Ben görev icabı değil gönüllü olarak Çarşamba akşamları buluşacak bir yer aramaya çıkayım, onlarda da öngörüşme yapayım, peki ne diyeceğim onlara? "Biz 10-15 halinden çok memnun motorcu arkadaşız, kış akşamları buluşacak yer arıyoruz, sadece dileyen gelecek, işi olan gelemeyecek, bu şartlarda bize ne gibi teklifiniz" olur mu diyeceğim? Yoksa "ben bilmemne Kulubü üyesiyim, 10-15 tane üyemiz var, haftalık toplantılarımızı yapacağımız düzgün bir yer arıyoruz" desem çok mu rahatımız bozulacak. Sayımız yine aynı, kişiler yine aynı, sadece işin ucu benim savunduğum noktaya geliyor, kimliğimiz olsun, kimin kim olduğu, ne yaptığı belli olsun.
Demek istediklerimi oldukça iyi anlamış olan Ahmet ve Haluk arkadaşlarıma destekleri için teşekkür ederim. MMK'yı örnek veriyorum ama demek istediğim, kulup olalım, dernek olalım, başkan seçelim değil, siz doğru anlıyorsunuz. Kalabalık olmak da istemiyorum, daha önce dediğim gibi biz zaten yeterince kalabalığız, fakat bu kalabalığı bir şekilde organize etmeyi de başarabilirsek o zaman herkes bize imrenmeye başlayacaktır. Bugün beğenmeyerek eleştirdiğimiz insanlar, sözüm ona kendileri bizi beğenmediği için ayrılan, uzak kalan, caddenin diğer tarafında oturan, sokağın diğer ucunda buluşan insanlar belkide yaptıklarımızı duydukça, gördükçe, okudukça imrenecek, utanacak, kendini düzeltecek, herşey tüm doğallığıyla büyüklüğümüze büyüklük katacak.
Tabii bu bir hayalden ibaret de olabilir, kedi ulaşamadığı ciğere mundar dermiş misali, meyve veren ağacı taşlarlar misali, her zaman eleştiri alabiliriz, belki bizim de farkında olmadığımız yanlışlarımız mevcuttur. Kim bilir, bu yazımı okuyan birileri halime kıskıs gülüyordur, kendimi boşuboşuna heba ettiğimi düşünüyordur, yarın gittiği gezide bol bol geyiğimi yapacaklardır. İnsanlar değişir, değişmez, ona ben karar veremem, belki de eliminasyon sistemimiz kendi çarklarını döndürmeye devam eder, uygun olmayan bireyleri sistemin dışına atar, fakat bu bireylerin değişip de geri dönmesine sebep olunuyorsa da bu olumlu bir davranıştır, grubun kendi mekaniğinden doğan doğal bir sebep-sonuç ilişkisidir.
Aslında bütün bu olayı Birkan tetiklemişti bende yıl kadar önce. Aklımda olan fikri yazıya, söze dökmekte temkinli olduğum bir dönemdi. Birkan'cığım, senin ilk ortaya koyduğun anafikre sadık kalıyor ve bu konunun da fikirbabası sayılmak istemiyorum. Aynen bugün olduğu gibi, o gün de motosikletçilerin biraraya gelerek bazı işler başarması gündeme gelmişti, fakat kısa zaman içinde birbirini kısmen tanıyan ve telefonla toplantıya davet edilen kişi ve grupların gerçekte biraraya gelemeyeceği ortaya çıkmıştı. Maalesef Birkan da askere gidince bu oluşum kendiliğinden rafa kalkmıştı.
O günlerde ben de birkaç gündür burada yazan ağabey ve kardeşlerim gibi düşünüyordum, hani "organize olsak, telefonlarımızı alsak, geziler düzenlesek, eğitim alsak-versek, dikkat çeksek, gibi fikirler iyi hoş da bu insanları biraraya getirmek imkansız gibi bir şey, kimse bu işler için rahatını bozmak istemez." Doğru, o toplantılara katılan herkesin telefonunu aldım, ama yarısını bir daha görmedim, göremem de muhtemelen. Fakat diğer yarısı içinden doğal süreçte tanışıklığımızın devam etmesiyle arkadaşlığımızın bugüne geldiği başkaları da çıktı. Gürsel (Demir) bunlardan en başta geleni, ki kendisini bu gibi girişimlerin rahatımıza gölge düşüreceğine inananlardan birisi olarak kınıyorum, o toplantılar olmasa ben senin gibi delikanlı bir arkadaşı tanımayacaktım.
Tamam, işin genel katılımlı toplantı kısmını aşalım, çünkü geçmişte başarılı olamadı, ve bunu tekrar etmeye lüzum yok. Benim gelmek istediğim, bizim şu anki grubumuzun zaten davete-toplantıya bile gerek olmadan çok daha sağlıklı bir vücuda kavuştuğu, ve bu vücudun gücüyle hem etrafımıza örnek olunabileceği, hem de daha iyi işler başarabileceğinin zamanının geldiği.
Birkan'ın yeniden işaret ettiği konu, eğitim, gerçekten yapılması gerekenlerin en önemlisi. Gece düzenlemesek olur, zaten her hafta buluşuyoruz. Ormanımız olmasın, lokalimiz olmasın, biz gittiğimiz yeri güzelleştirir, zenginleştiririz. Internet sitesi, yönetim yapısı, görev dağılımına gerek yok, hepimiz bir elden çözüm üretiyoruz sorunlara. Ancak bence artık biraz düzenli bir eğitim konusu üzerinde durabilecek kapasiteye ulaştık. Yani birbirimizin dilinden daha iyi anlıyor, kimin hangi konuda bilgi sahibi olduğunu biliyor, birbirimize bu konularda saygı duyuyoruz. Eğitim deyince çok farklı amaca hizmet edebilir, ama akla en başta motosiklet ile ilgili olanlar geliyor doğal olarak. Birkan'ın da dediği gibi aramızdaki doktor arkadaşlarımızı saymazsak kaçımız ilkyardımdan anlıyor, bir gezide başımıza birşey gelse kim kime düzgün bir şekilde yardım edecek? Trafik kazalarında halkın bilinçsizce davranarak kazazedeye zarar verdiğini hepimiz biliyoruz, ama kaza yapma ihtimalimde hanginizin kaskımı çıkarmaya, kırık yerimi bağlamaya yetkin olduğunu bilmiyorum. Teknik konularda da öğrenebileceğimiz bir çok şey var halen. Motoruma atlayıp gidiyorum, eğer markası da sağlam, servisi de düzgün yapılıyorsa derdim yok, ama keşke biraz daha anlasam şu meretin teknolojisinden, sürüşünden, yatışından-kalkışından, hatta duruşundan. Sohbet esnasında bunları hep konuşuyor olabiliriz, ama arada çay gelir, bebek ağlar, çocuk düşer, hanım üşür, çay biter, birisinin kuyruğu düzelirken diğerinin eğrilir, vb sebeplerle sağlıklı bir eğitim olduğunu savunamayız hiçbir zaman. Eğitim derken Birkan'ın da kendi aramızda birbirimizi eğitmemizi kastettiğini sanmıyorum. Konu başlığına göre aramızda bu konuda tecrübeliler varsa belirlenir, diğerlerimize katkıda bulunur, yoksa da dışarıdan takviye alabiliriz. Ki yine geliyoruz en başa, bunun için Ç.Ü.Tıp Fak.Dkn. Ahmet Mehmet Bey'i arayıp randevu alırken "ben kimim?" diyeceğiz.
oderint dum metuant
MURATIM HAYALETİM
buraya uzun uzun yazmaya gerek görmüyorum, çarşamba günü kısmet olursa hep beraber konuşuruz irdelemek istediğin konuları.
murat abi bu kadar uzun yazma korkutuyosun beni
BEN DEGİL,BİZ DİYE ÇIKTIK BU YOLA
Bu çarşamba bu yazdıklarınızı kağıda döküp okuyalım bol çekirdek eşliğinde
Buradan bakınca herkesin dediği doğru gözüküyor.
biraz da gülelim.
1-)iş buralara geldi!
Temel, Idris ve Dursun göl kenarına pikniğe giderler..
Rakıyı evde unuttuklarını anlayınca Temel arkadaşlarını bırakıp eve döner.
Geri geldiginde arkadaşlarını bıraktığı yerde bulamaz.
Bir muddet arandıktan sonra çalıların arasından bazı sesler geldiğini farkedip yaklaşır.
Gördüklerine inanamaz...
Idris Dursun'un arkasına geçmiş uygunsuz bir vaziyette ilişki halindedir.
Temel sorar :
Ula napiysunuz siz?
Idris :
Hava çok sıcak , sen gelinceye kadar biraz gole girelim dedik ama bizim Dursun yuzme bilmiyormuş, boğulma tehlikesi geçirdi...ben de ona yardımcı oluyorum.
Temel :
Ula bogulma tehlikesi geçirene benim bildiğim suni teneffus yapılır!!
Idris cevap verir :
Biz de oyle başlamıştık ama iş buralara geldi...
MUHTESEM )))]
>>orta iki ingilizce sınavı. soru:what is your mother's telephone
>> >>number?
>> >>cevap:annemin telefonunu veremem.
>> >>
>> >>soru: selcuklu devletinin kurucusu kimdir?
>> >>cevap: imparator birinci selcuk
>> >>
>> >>soru:akıl ile ilgili bir hadis-i şerif yazınız.
>> >>cevap:akıllı ol, canımı ye...
>> >>
>> >>biyoloji soru: döllenme nasıl meydana gelir?
>> >>cevap: erkeğin zigotu, kadının amotuna girince.
>> >>
>> >>soru: kazim karabekir kimdir?
>> >>cevap: kazim karabekir askerdir. mustafa pasanin en yakin
>>
>> >>arkadasidir. londros, mondros ve sivas kongrelerine katilmistir.
>> >>
>> >>soru:dag basini ...... almis,gumus dere durmaz akar' yukarıdaki
>> >>cumledeki nokta ile gosterilen yere ne yazilmalidir?
>> >>cevap:babam
>> >>
>> >>konu: aydınlanma çağı soru: ütopya'nın yazarı kimdir? beklenen
>> >>cevap: thomas more
>> >>cevap: fatih sultan mehmet bir diğer cevap: mona lisa
>> >>
>> >>soru: maki nedir?
>> >>cevap: akdenizde yaşan kısa boylu cüceler
>> >>
>> >>muhasebe sınavı: soru: kasa sayımında 100bin tl eksik çıkmıştır.
>> >>bunu büyük defterde*muhasebeleştiriniz.
>> >>cevap: tekrar sayın, eksik çıkmaması lazım.
>> >>
>> >>soru:ebu suud, yazdığı bütün eserleri ............ .... adlı
>> >>kitabında toplamıştır.'
>> >>cevap: the best of ebu suud. alınan not:
>>90.
>> >>
>> >>soru : hz. x 'in tıp bilimi hakkında çıkardığı kitabın adını
>>nedir?
>> >>cevap : tubitak-ul-tı bbül-mecit. ..
>> >>
>> >>ilkokul 3. sınıf, sınıfa müfettiş gelmiştir. soru: isa kimdir?
>> >>cevap: geçen sene bizim sınıftaydı, artık gelmiyo.
>> >>
>> >>bir ilkogretim okulunda 4. sinif bilgisayar sinavi: soru:
>>microsoft
>> >>word programini nasil calistirisiniz? adim adim anlatiniz.
>> >>cevap: baslata tiklanir otesi kolaydir.... ..
>> >>
>> >>bir türk dili sınavından soru ve yanıt: soru: yazara göre toplum
>> >>içindeki davranişlarimiz nasil olmalidir? nelere dikkat
>>edilmesini öneriyor.
>> >>cevap: yazar diyor ki nerde nasil davranacağimizi bilmeliyiz.
>> >>oturmasini kalkmasini bilmeliyiz. yırtık dondan cikar gibi her
>>lafa atlamamaliyiz.
>> >>
>> >>soru:ülkemizde ilk nüfus sayımı hangi yılda yapılmıştır?
>> >>cevap:1927 yılında ikinci mahmut zamanında yapılmıştır. (oha)
>> >>
>> >>soru: calculus'u kim bulmustur?
>> >>cevap: adams calculus
>> >>
>> >>soru: ismet inonu'nun batı cephesine bakısı nasıl idi,
>>acıklayınız
>> >>cevap:200 metreden durbunle..
>> >>
>> >>milli güvenlik sınavı: 'rütbeleri artan sıralamada yazın''
>> >>cevap: yüzbaşı, binbaşı, albaşı, yarbaşı....
2008 Regal Raptor 250 2009 Hyosung GV 650 2010 Bianchi 150
2011 Honda Transalp XL700 2013 Kymco Xciting 250 2015
45km yol + 90km/h = 30dk. 45km yol 180km/h=15dk. kazancımız 15dk, peki kaybedeceklerimiz
haluk,allah da seni güldürsün emi akşam vakti koptum gülmekten,hele ensondaki albaşı,yarbaşı muhteşem di teşekkürler
ooo bende daha neler var cengiz abi
2008 Regal Raptor 250 2009 Hyosung GV 650 2010 Bianchi 150
2011 Honda Transalp XL700 2013 Kymco Xciting 250 2015
[QUOTE=demirgursel;1298097]MURATIM HAYALETİM
buraya uzun uzun yazmaya gerek görmüyorum, çarşamba günü kısmet olursa hep beraber konuşuruz irdelemek istediğin konuları.[/QUOT doğrudur..
mersin motor klübü hakkında yorum yapmayı pek istemiyorum ama görüntü herşey değildir.
mersin Mt sizleri muhatap almıyor değil ( zaten ben oradan ayrıldığımı genel ilanla bildirdim) artık öyle bir grup kalmadı zaten.
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
BEDDUALARI DENEDİM, HİÇ BİR İŞE YARAMIYOR!!!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
haydaaaaaaaaaaa
BEN DEGİL,BİZ DİYE ÇIKTIK BU YOLA
sevgili arkadaşlarıma duyurulur.
bu çarşamba,t.özal bulvarı üzerinde,itfaiye kavşağındaki edo pastahanesinde buluşuyoruz.bilgilerinize.
(t.özal'da,anadolu lisesine doğru giderken,sağda,itfaiye kavşağı olarak bilinir.köşe başında.)
DÜNYADA ÖLÜMDEN BAŞKASI YALAN. BORA KARAKAŞ (BEN)
KİMSEYE KİN DUYMAM,DÜŞMANIM KİNDİR BENİM.....YUNUS EMRE
İlk defa duyuyorum itfaiye kavşağını; sora sora Bağdat bulunur herhalde.
Şu an bu konu içerisinde 32 kullanıcı var. (0 üye ve 32 misafir)