Bilalancer
12 Mart 2012, 02:19
Merhabalar.
Havaların yavaş yavaş ısınmaya başladığı şu günlerde motosiklete merak salmış, yeni başlamayı düşünen bütün genç arkadaşlarımıza yol göstermek, onlara kafalarındaki soru işaretleri hakkında cevaplar verebilmek için böyle bir yazı kaleme aldım. Keyifle okumanız dileğiyle.
Ülkemiz trafiğinde bırakın motosiklet sürmeyi, otomobil kullanmak bile büyük cesaret isterken motosiklet kullanmak paranoyaklık derecesinde dikkatli olmayı gerektiriyor. Çünkü trafikte sadece kendileri varmış gibi hareket eden saygısız insanlar saymakla bitmez.
Yeni başlayacak arkadaşlara öncelikle şunu söylemeliyim; A2 Ehliyetiniz mutlaka olsun. Aksi takdirde cezası, 2011 yılında; 606 TL, İndirimli 456 TL idi. Ruhsat sizin üzerinize değilse ayrıca 290TL, İndirimli 217,5 TL daha ceza vardı. (Bu sene yüzde on daha zamlı.)
İkinci önemli konu; koruma ekipmanları. Ekipmanlarınızın kaliteli olması, ucuza kaçılmaması çok önemli. Korunmak demek sadece kask takmak demek değildir. Kask ile beraber mutlaka bir boyunluk, sırt, bel ve göğüs koruma, dirseklikler ve dizlikler, iyi bir deri ceket, pantolon ve bot hangi tip motosiklet kullanılırsa kullanılsın her zaman kullanılması gereken ekipmanlardır. (Ben yaklaşık 70 km hızla motosikletimden düştüm, önce Allah, sonra da koruma ekipmalarım beni korudu.) Ayrıca yanınızda bir çantada ya da motosikletinizde; Yangın Söndürme Tüpü, İlkyardım Çantası, El Feneri, Çakı mutlaka bulunması gereken nesnelerdir.
Diğer araçların ve yayaların trafikte neler yapabileceğini tahmin etmek, kaçış yerlerini ve manevralarını hesaplamak ancak tecrübeyle mümkündür. Gereken bu tecrübeyi kazanmak için de aşağıda bahsedeceğim başlangıç motorlarıyla en az 15000-20000 km yol yapmak gerekir. Ondan sonra daha büyük hacimli, daha güçlü motosikletler düşünmeliyiz.
Motosiklet seçiminize gelince; bundan sonraki yaşamınızda Manuel Vitesli Motosikletler mi kullanacaksınız, yoksa Otomatik Vitesli (Scooter )motosikletler mi kullanacaksınız öncelikle onu belirlemeniz gerekir. (Her iki tür içinde küçük hacimli motosikletlerle başlamanız can ve mal güvenliğiniz açısından şiddetle tavsiye edilir.)
Peki Scooter ile Vitesli motosikletler arasında ne fark var?
Eğer Scooter seçerseniz;
+ Artıları; vites değiştirmek zorunda kalmadığınızdan daha az yorulacaksınız, muhtemelen dizleriniz ve gövdeniz daha az rüzgar alacak ve daha rahat oturacaksınız, yağmurda ve çamurda üzeriniz pis olmayacak ve muhtemelen daha büyük bir bagajınız olacak. Ayrıca scooterların neredeyse tamamı zincirli aktarım yerine kayışlı aktarım kullandığından zincir de olduğu gibi bakım için uğraşmayacaksınız.
- Eksileri; bir çoğu küçük çaplı tekerlekler kullandığından kasislerde, çukurlarda ve virajlarda çok dikkatli olmak gerekir. Bir çoğunun ağırlık merkezi arkada olduğundan sert fren kullanımında kayma problemi yaşarlar. Plastik aksamları çok olduğundan kaza sırasında çok hasar alırlar. Kalkışlarda ani gaz verilmesi durumunda kontrol edilmeleri zordur. Aynı hacimdeki vitesli bir motosiklete göre yarım litre ile bir litre arasında daha fazla yakıt harcarlar.
Vitesli bir motosiklet kullanacaksanız;
+ Artıları; Neredeyse tamamı büyük çaplı tekerlekler kullandığından kasislerde ve çukurlarda kontrolu kolay, dengeli ve konforludurlar. Ağırlık merkezleri ortada olduğundan frenlemelerde ve virajlarda daha dengelidirler. Yüksek süratlerde daha güvenlidirler. Aynı hacimdeki Scooterlara göre ortalama yarım litre ile bir litre daha az yakarlar.
- Eksileri; Zincirli aktarım kullananların zincirinin her 500 km’de bir yağlanması ve her 1000 km’de bir iyice temizlenip yağlanması gerekir. Dizleriniz ve gövdeniz scooterlara göre genellikle daha çok rüzgar alır ve üstünüz daha çok pis olur.
Görüldüğü üzere Otomatik Vitesli Motosiklerler (Scooter) ile Vitesli Motosikletler arasında kullanım ve teknik olarak baya bi fark var.
Motosiklet Tavsiyesi
(Burada sadece kullandığım, kullanmakta olduğum ve yakından incelediğim modeller hakkında fikir belirteceğim.)
Scooter ile başlayacaklar için; Honda PCX125, Kymco Agility City125, Suzuki AN 125HK, Yamaha Cygnus X125 i önerebilirim.(Bu modeller oldukça kaliteli malzemelere sahip gördüğüm kadarıyla.)
Vitesli motosikletlere başlayacaklar için Commuter tarzı motorlardan; Honda CBF150, TVS Apache RTR150 ya da Yamaha YBR125 i önerebilirim. Bu motosikletlerin diğer Commuter modellerinden ayrılan özelliği kullanımlarının konforlu olmasıdır. (Titreşimleri azdır, vites geçişleri ve debriyajları yumuşaktır. Parça sorunları yoktur. Alım-satımları daha hızlıdır.)
Başlangıç için düşük hacimli ancak yinede Sport/Racing olarak adı geçen modelleri önermiyorum çünkü bunlar hem parçaları pahalı hem de oturuş ve sürüş pozisyonu olarak sürmesi zor motosikletlerdir. Biraz tecrübeden sonra ikinci ya da üçüncü motosiklet olarak tercih edilebilirler. (Honda CBR125R, Yamaha YZF-R125.)
Gelelim hemen hemen herkesin hayallerini süsleyen Supersport/Racing motosikletlere…
Racing motosikletler hız için tasarlanmış motosikletlerdir. 600 CC ile 1400 CC arasında motor hacimlerine sahiptirler. Dolayısıyla oldukça yüksek beygir gücüne sahiptirler ayrıca oldukça hafif malzemelerden üretilirler. Örneğin 2012 Ducati Panigale 1199; 195beygir ve sadece164kg(kuru).
Bu Supersport motosikletler hata affetmez motosikletlerdir. Kullanımları tecrübeli ve sıkı bir eğitim almış, fiziği ve psikolojisi sağlam sürücüler gerektirir. Peki niçin herkes aynı şeyi söylüyor? Şimdi motosiklete Supersport ile başlamayı düşünen hevesli arkadaşlara küçük bir örnek vereyim de kulaklarına küpe olsun. 2011 Honda CBR 600RR (119,8 hp) ın 0-100 km hızlanması 3,22 saniyedir. Yeni kurallarla patinaj sistemleri kaldırılmış Formula 1 araçlarının da 0-100 km hızlanmaları ortalama 3,00 saniyedir… Şimdi nasıl bir araçla karşı karşıya olduğumuzu bir düşünelim…
Bu motosikletlerin periyodik bakımları ve parçaları çok pahalıdır. Her yerde ustası yoktur.
Lastik takımının fiyatları 600TL’den başlar 1000 TL’nin üzerine kadar çıkar…
Benzin fiyatlarının 5 tl’ye yaklaştığı ülkemizde 100km’de ortalama 7 ile 8 litre benzin yakarlar.
Devirli kullanılmadıklarında arıza yaparlar (yani sakin kullanır az yakarım demeyin), şehir içinde kullanımları zordur, yorgunluk verirler, motor ömürleri kısadır. Bozuk yolları sevmezler.
Ancak eğitimini alır, tecrübe edinir, kendinize ve cebinizede güvenirseniz tadından yenmez makineler oluverirler.
Okuduğunuz için teşekkürler. Herkese kazasız, belasız sürüşler.
Havaların yavaş yavaş ısınmaya başladığı şu günlerde motosiklete merak salmış, yeni başlamayı düşünen bütün genç arkadaşlarımıza yol göstermek, onlara kafalarındaki soru işaretleri hakkında cevaplar verebilmek için böyle bir yazı kaleme aldım. Keyifle okumanız dileğiyle.
Ülkemiz trafiğinde bırakın motosiklet sürmeyi, otomobil kullanmak bile büyük cesaret isterken motosiklet kullanmak paranoyaklık derecesinde dikkatli olmayı gerektiriyor. Çünkü trafikte sadece kendileri varmış gibi hareket eden saygısız insanlar saymakla bitmez.
Yeni başlayacak arkadaşlara öncelikle şunu söylemeliyim; A2 Ehliyetiniz mutlaka olsun. Aksi takdirde cezası, 2011 yılında; 606 TL, İndirimli 456 TL idi. Ruhsat sizin üzerinize değilse ayrıca 290TL, İndirimli 217,5 TL daha ceza vardı. (Bu sene yüzde on daha zamlı.)
İkinci önemli konu; koruma ekipmanları. Ekipmanlarınızın kaliteli olması, ucuza kaçılmaması çok önemli. Korunmak demek sadece kask takmak demek değildir. Kask ile beraber mutlaka bir boyunluk, sırt, bel ve göğüs koruma, dirseklikler ve dizlikler, iyi bir deri ceket, pantolon ve bot hangi tip motosiklet kullanılırsa kullanılsın her zaman kullanılması gereken ekipmanlardır. (Ben yaklaşık 70 km hızla motosikletimden düştüm, önce Allah, sonra da koruma ekipmalarım beni korudu.) Ayrıca yanınızda bir çantada ya da motosikletinizde; Yangın Söndürme Tüpü, İlkyardım Çantası, El Feneri, Çakı mutlaka bulunması gereken nesnelerdir.
Diğer araçların ve yayaların trafikte neler yapabileceğini tahmin etmek, kaçış yerlerini ve manevralarını hesaplamak ancak tecrübeyle mümkündür. Gereken bu tecrübeyi kazanmak için de aşağıda bahsedeceğim başlangıç motorlarıyla en az 15000-20000 km yol yapmak gerekir. Ondan sonra daha büyük hacimli, daha güçlü motosikletler düşünmeliyiz.
Motosiklet seçiminize gelince; bundan sonraki yaşamınızda Manuel Vitesli Motosikletler mi kullanacaksınız, yoksa Otomatik Vitesli (Scooter )motosikletler mi kullanacaksınız öncelikle onu belirlemeniz gerekir. (Her iki tür içinde küçük hacimli motosikletlerle başlamanız can ve mal güvenliğiniz açısından şiddetle tavsiye edilir.)
Peki Scooter ile Vitesli motosikletler arasında ne fark var?
Eğer Scooter seçerseniz;
+ Artıları; vites değiştirmek zorunda kalmadığınızdan daha az yorulacaksınız, muhtemelen dizleriniz ve gövdeniz daha az rüzgar alacak ve daha rahat oturacaksınız, yağmurda ve çamurda üzeriniz pis olmayacak ve muhtemelen daha büyük bir bagajınız olacak. Ayrıca scooterların neredeyse tamamı zincirli aktarım yerine kayışlı aktarım kullandığından zincir de olduğu gibi bakım için uğraşmayacaksınız.
- Eksileri; bir çoğu küçük çaplı tekerlekler kullandığından kasislerde, çukurlarda ve virajlarda çok dikkatli olmak gerekir. Bir çoğunun ağırlık merkezi arkada olduğundan sert fren kullanımında kayma problemi yaşarlar. Plastik aksamları çok olduğundan kaza sırasında çok hasar alırlar. Kalkışlarda ani gaz verilmesi durumunda kontrol edilmeleri zordur. Aynı hacimdeki vitesli bir motosiklete göre yarım litre ile bir litre arasında daha fazla yakıt harcarlar.
Vitesli bir motosiklet kullanacaksanız;
+ Artıları; Neredeyse tamamı büyük çaplı tekerlekler kullandığından kasislerde ve çukurlarda kontrolu kolay, dengeli ve konforludurlar. Ağırlık merkezleri ortada olduğundan frenlemelerde ve virajlarda daha dengelidirler. Yüksek süratlerde daha güvenlidirler. Aynı hacimdeki Scooterlara göre ortalama yarım litre ile bir litre daha az yakarlar.
- Eksileri; Zincirli aktarım kullananların zincirinin her 500 km’de bir yağlanması ve her 1000 km’de bir iyice temizlenip yağlanması gerekir. Dizleriniz ve gövdeniz scooterlara göre genellikle daha çok rüzgar alır ve üstünüz daha çok pis olur.
Görüldüğü üzere Otomatik Vitesli Motosiklerler (Scooter) ile Vitesli Motosikletler arasında kullanım ve teknik olarak baya bi fark var.
Motosiklet Tavsiyesi
(Burada sadece kullandığım, kullanmakta olduğum ve yakından incelediğim modeller hakkında fikir belirteceğim.)
Scooter ile başlayacaklar için; Honda PCX125, Kymco Agility City125, Suzuki AN 125HK, Yamaha Cygnus X125 i önerebilirim.(Bu modeller oldukça kaliteli malzemelere sahip gördüğüm kadarıyla.)
Vitesli motosikletlere başlayacaklar için Commuter tarzı motorlardan; Honda CBF150, TVS Apache RTR150 ya da Yamaha YBR125 i önerebilirim. Bu motosikletlerin diğer Commuter modellerinden ayrılan özelliği kullanımlarının konforlu olmasıdır. (Titreşimleri azdır, vites geçişleri ve debriyajları yumuşaktır. Parça sorunları yoktur. Alım-satımları daha hızlıdır.)
Başlangıç için düşük hacimli ancak yinede Sport/Racing olarak adı geçen modelleri önermiyorum çünkü bunlar hem parçaları pahalı hem de oturuş ve sürüş pozisyonu olarak sürmesi zor motosikletlerdir. Biraz tecrübeden sonra ikinci ya da üçüncü motosiklet olarak tercih edilebilirler. (Honda CBR125R, Yamaha YZF-R125.)
Gelelim hemen hemen herkesin hayallerini süsleyen Supersport/Racing motosikletlere…
Racing motosikletler hız için tasarlanmış motosikletlerdir. 600 CC ile 1400 CC arasında motor hacimlerine sahiptirler. Dolayısıyla oldukça yüksek beygir gücüne sahiptirler ayrıca oldukça hafif malzemelerden üretilirler. Örneğin 2012 Ducati Panigale 1199; 195beygir ve sadece164kg(kuru).
Bu Supersport motosikletler hata affetmez motosikletlerdir. Kullanımları tecrübeli ve sıkı bir eğitim almış, fiziği ve psikolojisi sağlam sürücüler gerektirir. Peki niçin herkes aynı şeyi söylüyor? Şimdi motosiklete Supersport ile başlamayı düşünen hevesli arkadaşlara küçük bir örnek vereyim de kulaklarına küpe olsun. 2011 Honda CBR 600RR (119,8 hp) ın 0-100 km hızlanması 3,22 saniyedir. Yeni kurallarla patinaj sistemleri kaldırılmış Formula 1 araçlarının da 0-100 km hızlanmaları ortalama 3,00 saniyedir… Şimdi nasıl bir araçla karşı karşıya olduğumuzu bir düşünelim…
Bu motosikletlerin periyodik bakımları ve parçaları çok pahalıdır. Her yerde ustası yoktur.
Lastik takımının fiyatları 600TL’den başlar 1000 TL’nin üzerine kadar çıkar…
Benzin fiyatlarının 5 tl’ye yaklaştığı ülkemizde 100km’de ortalama 7 ile 8 litre benzin yakarlar.
Devirli kullanılmadıklarında arıza yaparlar (yani sakin kullanır az yakarım demeyin), şehir içinde kullanımları zordur, yorgunluk verirler, motor ömürleri kısadır. Bozuk yolları sevmezler.
Ancak eğitimini alır, tecrübe edinir, kendinize ve cebinizede güvenirseniz tadından yenmez makineler oluverirler.
Okuduğunuz için teşekkürler. Herkese kazasız, belasız sürüşler.