0zan
18 Ağustos 2008, 18:05
Arkadaşlar, öncelikle motorsiklet.net e teşekkür ederek yazıma başlamak istiyorum.
Not: yazım biraz uzun olacak ama okuyan arkadaşlara yararlı olacağını umuyorum.
----------
Motorsiklet sevdasına 2004 yılında başladım, başlama sebebim açıkçası araba alacak param olmaması ve bir ulaşım aracına ihtiyaç duymamdı. Zar zor kredi kartıyla aldığım Mondial 150zat marka motorumla başladım.Bu motoru alana kadar toplamda 20km bile motor kullanmamış biriydim.(mobilet) Motorumu ilk aldığım gün nakliye aracıyla eve teslim ettiklerinde nasıl çalıştırılacağını dahi bilmiyordum. Deneye deneye bulduktan sonra, 4-5 km düz gitmeyi başardım ve sonunda yokuş aşağıya 10km kadar hızla giderken ön frene basarak asfaltla tanışmış oldum :)
Bu ufak kazayı sıyrıklarla atlattıktan sonra motorsikletin ne denli ciddi bir tehlike olduğunu farkettim. Ve günlerce boş alanlarda çalıştıktan sonra motorumla trafiğe çıkmaya başladım. Açıkçası öğrenme aşaması benim için hem zorlu hem acılı geçti (çok düştüm kalktım, 4 tane kask kırdım) Derken kilometre saatim 600km yi gösteriyordu, motorum akıl almaz derecede arıza yapmaya başladı (düşmelerden değil, tamamen çin malı olmasından kaynaklanıyor) artık motordan illalah etmiştim, hergün elimde yaklaşık 10 km servise kadar motor itmekten gına geldi, derken servis çıkışında evime giderken ciddi sayılacak bir kaza yaptım az kalsın üzerimden kamyon geçiyordu son anda durdu :pr: Bu motorumla toplamda 2500km yol yapmış oldum.
Bu olaydan sonra motorun brandasını çekip çürümeye terkettim, etrafta kalan paralarımı toplayınca bir araba satın aldım (honda civic) ve 1 yıl kadar arabayla devam ettim trafik hayatıma. Araba bana trafik konusunda çok şeyler öğretti diyebilirim, bu "anlatılmaz yaşanır" diye tabir edilebilecek birşey.
Tabiki motorsikletin berbat zevki damarlarıma işlemiş durumdaydı ve yerimde duramıyordum artık, uzun araştırmalar sonucu Honda marka bir motorsiklet almaya karar verdim ve parasını ayarladım. Günlerce motor baktım, yorumları okudum v.s. v.s. En sonunda Kahramanlardan Honda CBR600RR, benim için uçuk derece güçlü sayılabilecek bir SS satın aldım. Aldım ama birde bana sorun hangi akla hizmet aldın?
Motoru aldığımda, 150cc lik mondialdan başka motor kullanmamış biriydim Ve bu canavarı nasıl kullanacağıma dair hiçbir fikrim yoktu açıkçası. Sadece bir sevda uğrunaydı belkide herşey. Motoru aldığım arkadaşa, bana biraz göstermesini rica ettim, izmir fuardaki 30 dk lık antremandan sonra (motorun debriyajı nerede? vites hangisi? arka fren hangisi? gibi sorular soruyordum) çıktım fuardan, yaklaşık 4-5 km ötedeki iş yerime kadar yavaş yavaş gittim. (çok yoğun trafikte) Tam iş yerinin önünde park ederken motoru ağırlığından dolayı devirdim ama üzerime devirdim :cat: Yani motora birşey olmadı, allaha şükür banada birşey olmadı. Ama içimdeki korku aşırı derece büyümüştü. Tabiiki hemen gittim, ne kadar koruma varsa aldım ve giydim üzerime. Düştüm yollara, biraz kullandıktan sonra, olayın hızlanma değil, DURABİLME ile alakalı olduğunu geç olmadan çözdüm :D Motor kullanan arkadaşlarımın dediği laf hep aklımdaydı "Ne zaman, BEN BU İŞİ ÇÖZDÜM dersen, ozaman %95 ölüsündür" Motoru çok dikkatli şekilde kullanmaya devam ediyordum, heleki 3-5 ciddi kazayı pas geçtikten sonra herşey çok daha farklı oldu benim için, hemen gidip lastikleri değiştirdim ve DURABİLECEĞİM HIZLARDA gitmeye çalıştım. Olayın ana felsefesi, sağ elinize hakim olmayı bilirseniz, gaza gelmez ve ortalama zeka seviyesinin biraz üstündeyseniz sizde rahat rahat 600RR kullanabilirsiniz. Şu an 3500 km yi devirdim (2 ayda) ve gayet memnunum tercihimden. Ama bu herkes 600RR la başlasın demek değil, ciddi anlamda çok tehlikeli ve 2. hakkının olmadığı bir oyun bu. Ekranda sadece birkere Game Over yazar ve bir jetonunuz daha yoktur.
Birde merak edilen bir konudan bahsetmek istiyorum sizlere, 150CC bir scooter ve 600 RR arasındaki farklar! (teknik farklar değil tabiiki)
Öncelikle benim fikrim, 600RR bir 150cc lik makinadan daha güvenli!!!
150CC lik motorla trafikte sadece bir HİÇSİNİZ. Kimse sizi takmaz, görmez ve ciddiye almaz. Bu motorlar maximum hız bakımından şehir içinde bile çok yetersizdir. Gerektiğinde motorsikletle yeteri hıza çıkabilmek hayati önem taşır!
150 cc lik motorlar genelde ucuz olması için üretildiğinden, birçok hayati önem taşıyan sistem ya yoktur ya kalitesizdir.
150CC lik bir motorun FREN MESAFESİ, 600 RR a göre çok kötü ve FRENAJI sorunludur. Maliyeti düşük olsun diye kullanılan lastikler yeterli değildir.
Ve en önemlisi, Aerodinamik olarak scooter lar, SS lere göre çok çok kötü durumdalardır. Yanınızdan geçen büyük bir araç şerit değiştirmenize neden olabilir. Yada güçlü bir rüzgar sizi bariyerlerle akraba olmanızı sağlayabilir.
Gelelim 600RR ın iyi ve kötü yanlarına,
Bu makinalar scooterlara göre, hareket kabiliyeti daha DÜŞÜK olan makinalardır. Bu da size şehir içinde büyük dezavantaaj sağlar.
SS motorlar, trafikte herzaman saygı görür ve bir araç muamelesi görürler. İnsanların gözü hep üzerinizde olur (aman gaza gelmeyin) Ancak SS ler sıkışık trafikte dur kalk yapabileceğiniz motorlar değildir çünkü ISINMA problemleri vardır.
SS lerin aerodinamikleri çok başarılı olduğundan frenleme ve ivmelenme birçok motor çeşidine göre daha başarılıdır. Ancak oturuş pozisyonu ve hırçın olmaları sebebiyle kullanmak aşırı yorucu olduğu kadar zevklidir.
Yarış motorları artçılar için hiç konforlu değildir ve çok tehlikelidir. Aynı zamanda SS motorlarda, artçıyla kullanım sürücü içinde çok zordur. Aksine scooter yada endro yada chupper motorlar bu konuda mükemmellerdir.
SS motorlar bana göre, şehir içinde yada şehir dışında rahat kullanılabilir, ama olay yerden önce SÜREYLE ALAKALI. Benim görüşüm maximum 2-3 saat kullanılabilir aralıksız. Ve 3 saatin sonunda, 5 tane adamla kavga etmiş gibi hissetmenize neden olur. SS motorlar tamamen DÜZGÜN ASFALT MOTORUDUR. Ufak tümsekler yada küçük taşlar bile size zor anlar yaşatabilir bu tarz motorlarda.
SS i neden tercih ettim?
Tamamen adrenalin ve herkesin yapamadığını yapacak kadar cesaretli olma duygusu diyebiliriz. SS te bana zevk veren çok yüksek hızlarda gitmek DEĞİL, ivmelenme ve frenlemedir. Tabi ses ve görüntü ayrıntılarına girmeye gerek yok.
Emniyetimiz motorluları pek sevmezler (izmirde) o yüzden SS motorlar özellikle göze battığından Polis teşkilatımızla çok fazla haşır neşir olmanızı sağlayabilir.
-------------------
Anlatabileceklerim bunlardır, bu yazıyı yazan kişi yani ben TAMAMEN AMATÖR ve MOTORSİKLETE TAM HAKİM OLMAYAN biriyim. Lütfen değerlendirme yaparken bu ayrıntılara dikkat edin arkadaşlar.
Son ayrıntı olarak, motorsiklette 20km hızla korumasız yere düşmek ALLAH KORUSUN ölümle yada sakatlıkla sonuçlanabilecek birşeydir. Sakın ama sakın, 150-250 lik motordan düşsemde BİRŞEY OLMAZ kanısına KAPILMAYIN.
Motorlarımıza güvenliksiz binmeyelim, onlar süs değil, can simididir. Trafik kurallarına lütfen uyalım. Kurallar zevk için değil hayat kurtarmak için var.
-------------------
Okuyan arkadaşlara umarım yararlı olur, eksik gediğim varsa affola. iyi forumlar, keyifli kazasız belasız sürüşler diliyorum. :cat:
Not: yazım biraz uzun olacak ama okuyan arkadaşlara yararlı olacağını umuyorum.
----------
Motorsiklet sevdasına 2004 yılında başladım, başlama sebebim açıkçası araba alacak param olmaması ve bir ulaşım aracına ihtiyaç duymamdı. Zar zor kredi kartıyla aldığım Mondial 150zat marka motorumla başladım.Bu motoru alana kadar toplamda 20km bile motor kullanmamış biriydim.(mobilet) Motorumu ilk aldığım gün nakliye aracıyla eve teslim ettiklerinde nasıl çalıştırılacağını dahi bilmiyordum. Deneye deneye bulduktan sonra, 4-5 km düz gitmeyi başardım ve sonunda yokuş aşağıya 10km kadar hızla giderken ön frene basarak asfaltla tanışmış oldum :)
Bu ufak kazayı sıyrıklarla atlattıktan sonra motorsikletin ne denli ciddi bir tehlike olduğunu farkettim. Ve günlerce boş alanlarda çalıştıktan sonra motorumla trafiğe çıkmaya başladım. Açıkçası öğrenme aşaması benim için hem zorlu hem acılı geçti (çok düştüm kalktım, 4 tane kask kırdım) Derken kilometre saatim 600km yi gösteriyordu, motorum akıl almaz derecede arıza yapmaya başladı (düşmelerden değil, tamamen çin malı olmasından kaynaklanıyor) artık motordan illalah etmiştim, hergün elimde yaklaşık 10 km servise kadar motor itmekten gına geldi, derken servis çıkışında evime giderken ciddi sayılacak bir kaza yaptım az kalsın üzerimden kamyon geçiyordu son anda durdu :pr: Bu motorumla toplamda 2500km yol yapmış oldum.
Bu olaydan sonra motorun brandasını çekip çürümeye terkettim, etrafta kalan paralarımı toplayınca bir araba satın aldım (honda civic) ve 1 yıl kadar arabayla devam ettim trafik hayatıma. Araba bana trafik konusunda çok şeyler öğretti diyebilirim, bu "anlatılmaz yaşanır" diye tabir edilebilecek birşey.
Tabiki motorsikletin berbat zevki damarlarıma işlemiş durumdaydı ve yerimde duramıyordum artık, uzun araştırmalar sonucu Honda marka bir motorsiklet almaya karar verdim ve parasını ayarladım. Günlerce motor baktım, yorumları okudum v.s. v.s. En sonunda Kahramanlardan Honda CBR600RR, benim için uçuk derece güçlü sayılabilecek bir SS satın aldım. Aldım ama birde bana sorun hangi akla hizmet aldın?
Motoru aldığımda, 150cc lik mondialdan başka motor kullanmamış biriydim Ve bu canavarı nasıl kullanacağıma dair hiçbir fikrim yoktu açıkçası. Sadece bir sevda uğrunaydı belkide herşey. Motoru aldığım arkadaşa, bana biraz göstermesini rica ettim, izmir fuardaki 30 dk lık antremandan sonra (motorun debriyajı nerede? vites hangisi? arka fren hangisi? gibi sorular soruyordum) çıktım fuardan, yaklaşık 4-5 km ötedeki iş yerime kadar yavaş yavaş gittim. (çok yoğun trafikte) Tam iş yerinin önünde park ederken motoru ağırlığından dolayı devirdim ama üzerime devirdim :cat: Yani motora birşey olmadı, allaha şükür banada birşey olmadı. Ama içimdeki korku aşırı derece büyümüştü. Tabiiki hemen gittim, ne kadar koruma varsa aldım ve giydim üzerime. Düştüm yollara, biraz kullandıktan sonra, olayın hızlanma değil, DURABİLME ile alakalı olduğunu geç olmadan çözdüm :D Motor kullanan arkadaşlarımın dediği laf hep aklımdaydı "Ne zaman, BEN BU İŞİ ÇÖZDÜM dersen, ozaman %95 ölüsündür" Motoru çok dikkatli şekilde kullanmaya devam ediyordum, heleki 3-5 ciddi kazayı pas geçtikten sonra herşey çok daha farklı oldu benim için, hemen gidip lastikleri değiştirdim ve DURABİLECEĞİM HIZLARDA gitmeye çalıştım. Olayın ana felsefesi, sağ elinize hakim olmayı bilirseniz, gaza gelmez ve ortalama zeka seviyesinin biraz üstündeyseniz sizde rahat rahat 600RR kullanabilirsiniz. Şu an 3500 km yi devirdim (2 ayda) ve gayet memnunum tercihimden. Ama bu herkes 600RR la başlasın demek değil, ciddi anlamda çok tehlikeli ve 2. hakkının olmadığı bir oyun bu. Ekranda sadece birkere Game Over yazar ve bir jetonunuz daha yoktur.
Birde merak edilen bir konudan bahsetmek istiyorum sizlere, 150CC bir scooter ve 600 RR arasındaki farklar! (teknik farklar değil tabiiki)
Öncelikle benim fikrim, 600RR bir 150cc lik makinadan daha güvenli!!!
150CC lik motorla trafikte sadece bir HİÇSİNİZ. Kimse sizi takmaz, görmez ve ciddiye almaz. Bu motorlar maximum hız bakımından şehir içinde bile çok yetersizdir. Gerektiğinde motorsikletle yeteri hıza çıkabilmek hayati önem taşır!
150 cc lik motorlar genelde ucuz olması için üretildiğinden, birçok hayati önem taşıyan sistem ya yoktur ya kalitesizdir.
150CC lik bir motorun FREN MESAFESİ, 600 RR a göre çok kötü ve FRENAJI sorunludur. Maliyeti düşük olsun diye kullanılan lastikler yeterli değildir.
Ve en önemlisi, Aerodinamik olarak scooter lar, SS lere göre çok çok kötü durumdalardır. Yanınızdan geçen büyük bir araç şerit değiştirmenize neden olabilir. Yada güçlü bir rüzgar sizi bariyerlerle akraba olmanızı sağlayabilir.
Gelelim 600RR ın iyi ve kötü yanlarına,
Bu makinalar scooterlara göre, hareket kabiliyeti daha DÜŞÜK olan makinalardır. Bu da size şehir içinde büyük dezavantaaj sağlar.
SS motorlar, trafikte herzaman saygı görür ve bir araç muamelesi görürler. İnsanların gözü hep üzerinizde olur (aman gaza gelmeyin) Ancak SS ler sıkışık trafikte dur kalk yapabileceğiniz motorlar değildir çünkü ISINMA problemleri vardır.
SS lerin aerodinamikleri çok başarılı olduğundan frenleme ve ivmelenme birçok motor çeşidine göre daha başarılıdır. Ancak oturuş pozisyonu ve hırçın olmaları sebebiyle kullanmak aşırı yorucu olduğu kadar zevklidir.
Yarış motorları artçılar için hiç konforlu değildir ve çok tehlikelidir. Aynı zamanda SS motorlarda, artçıyla kullanım sürücü içinde çok zordur. Aksine scooter yada endro yada chupper motorlar bu konuda mükemmellerdir.
SS motorlar bana göre, şehir içinde yada şehir dışında rahat kullanılabilir, ama olay yerden önce SÜREYLE ALAKALI. Benim görüşüm maximum 2-3 saat kullanılabilir aralıksız. Ve 3 saatin sonunda, 5 tane adamla kavga etmiş gibi hissetmenize neden olur. SS motorlar tamamen DÜZGÜN ASFALT MOTORUDUR. Ufak tümsekler yada küçük taşlar bile size zor anlar yaşatabilir bu tarz motorlarda.
SS i neden tercih ettim?
Tamamen adrenalin ve herkesin yapamadığını yapacak kadar cesaretli olma duygusu diyebiliriz. SS te bana zevk veren çok yüksek hızlarda gitmek DEĞİL, ivmelenme ve frenlemedir. Tabi ses ve görüntü ayrıntılarına girmeye gerek yok.
Emniyetimiz motorluları pek sevmezler (izmirde) o yüzden SS motorlar özellikle göze battığından Polis teşkilatımızla çok fazla haşır neşir olmanızı sağlayabilir.
-------------------
Anlatabileceklerim bunlardır, bu yazıyı yazan kişi yani ben TAMAMEN AMATÖR ve MOTORSİKLETE TAM HAKİM OLMAYAN biriyim. Lütfen değerlendirme yaparken bu ayrıntılara dikkat edin arkadaşlar.
Son ayrıntı olarak, motorsiklette 20km hızla korumasız yere düşmek ALLAH KORUSUN ölümle yada sakatlıkla sonuçlanabilecek birşeydir. Sakın ama sakın, 150-250 lik motordan düşsemde BİRŞEY OLMAZ kanısına KAPILMAYIN.
Motorlarımıza güvenliksiz binmeyelim, onlar süs değil, can simididir. Trafik kurallarına lütfen uyalım. Kurallar zevk için değil hayat kurtarmak için var.
-------------------
Okuyan arkadaşlara umarım yararlı olur, eksik gediğim varsa affola. iyi forumlar, keyifli kazasız belasız sürüşler diliyorum. :cat: