PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Honda NT 700V Deauville (resimli)



Ghost Smoker
22 Aralık 2006, 20:17
Sahibi olduğum Honda Deauville ile ilgili izlenimlerimi sizlerle de paylaşmak istedim. Kıyaslamalarım daha önceki motorum Honda CBF 500’e göredir, farklı marka ve modellerde değişiklik gösterebilir. Aşağıdaki tüm eleştiriler şahsi görüşümdür, ilki haricinde diğer resimler tarafımca çekilmiştir.


Motor/Şanzıman/Yürüyen Aksam:

1998 yılından beri üretilen ancak Türkiye piyasasına 2006 yılında sunulan Deauville (‘dövil’ okunuyor), Honda’nın touring sınıfındaki en küçük hacimli temsilcisi. 680 cc hacme sahip, V tipi 2 silindirli elektronik enjeksiyonlu bir motora sahip olan Deauville, 8000 devir/dakikada 66 HP güç ve 6500 devir/dakikada 66 Nm tork üretiyor. Devir bandındaki kırmızı çizgi 8500’de başlıyor. Otomatik jikleye sahip olan motor, soğuk havalarda bile marşa ilk basışta rahatlıkla çalışıyor. Honda’nın tescilli H.I.S.S. (Honda Ignition Security System) immobilizer sistemi, ek güvenlik sağlıyor ve kontak anahtarı olmadan motorun çalıştırılmasına izin vermiyor.

http://img135.imageshack.us/img135/7864/deauvillegl2.jpg



5 vitesli bir şanzımana sahip olan Deauville’de, vites oranları nispeten uzun tutulmuş. Bu sayede en üst viteste 5000 devir/dakikada 120 km/s hızla seyredilebiliyor. CBF 500 aynı şartlarda 100 km/s hıza ulaşabiliyordu. 8000 devir civarlarında fabrika verisi olan 185 km/s azami hızına ulaşan Deauville, bu hıza çıkma konusunda tereddüt göstermiyor ve yüksek hızda bile düz gidişini koruyor. Ancak 160 km/s hızdan sonra elciklerde hissedilir bir titreşim başlıyor. Asıl amacı sürat yapmak olmayan bir motor için bu titreşim bence normal kabul edilebilir.



Hızlanma isteği konusunda CBF 500’e göre daha zayıf kalmasına rağmen, 4000 devirden itibaren canlı bir karakter sergileyen motor, sakin ve pürüzsüz bir şekilde üst devirlere tırmanıyor. CBF 500’de gördüğümüz, 6000 devirden sonraki güç patlaması Deauville’de yaşanmıyor, her devir bandında kararlı bir şekilde hızlanmaya devam ediyor. Yakıt deposu 20 litre hacme sahip. Artçılı kullanımda 100 km.de ortalama 5,5-6 lt tüketiyor, ağırlığı göz önünde tutulduğunda oldukça başarılı bir değer. Sadece sürücü ve sabit hızla yapılacak sürüşlerde tüketim daha da düşük gerçekleşecektir.



Aktarım organı olarak şaftlı sistem tercih edilmiş. 239 kg kuru ağırlığın belki de önemli bir kısmını şaftlı aktarma oluşturuyor. Zincire göre en önemli avantajları bakım gerektirmemesi, daha uzun ömürlü olması ve daha şık görünmesi. Dezavantajı ise motorun ürettiği gücün bir kısmının aktarma esnasında kaybı olarak düşünülebilir. İlk harekette uğultuya benzer bir ses çıkaran şaft sistemi, biraz hızlandıktan sonra kendini unutturuyor ve sesi duyulmaz oluyor.

http://img226.imageshack.us/img226/1453/deauville013bv3.jpg



Vites geçişleri pürüzsüz ve akıcı. CBF 500’e göre çok daha rahat, yumuşak ve net vites geçişlerine sahip. Şehir içi kullanımlarda uzun vites oranının da yardımıyla sadece 2.viteste ilerlemek mümkün.



Kombine ABS fren sistemine sahip olan Deauville, çok güven verici ve düz çizgide duruşlara olanak sağlıyor. Lastiklerin sert frenajda dahi kilitlenmemesi, özellikle şehir içinde ciddi bir avantaj. Yeri gelmişken kombine ABS sistemini de açıklamak istedim. Bu sistemde sadece arka freni sıktığınızda, arkadaki çift kaliperin tamamı ve öndeki üç kaliperin birisi devreye girerek frenleme yapıyor. Bu sistemin en büyük avantajı ani frenlerde öne dalma ve yığılmayı en aza indirmesi. Her iki fren de sıkıldığında inanılmaz bir geri ivmeyle motoru düz bir çizgide ve yığılmadan durdurabiliyor. Frenler gerçekten övgüyü sonuna kadar hak ediyor. Çoğu kez sadece arka frenle durduğumu söyleyebilirim, ani frenaj dışında ön freni sıkma ihtiyacı hissetmedim çoğu zaman.

http://img264.imageshack.us/img264/2138/deauville001tm3.jpg



Yol tutuş konusunda da oldukça başarılı buldum Deauville’i. Gerek şehir içinde, gerekse uzun yol ve otoban kullanımlarında sürücüsünü rahat ettiren bir kullanım karakteri sergiliyor. Deauville ile viraj almak gerçekten çok keyifli, viraja girerken sanki kendisi yatıveriyor hissine kapılıyorum. Limitleri zorlandığında arkadan hafif bir kayma eğilimi sergilese de, tehlikeli bir durum yaratmıyor ve tekrar yoluna dönüyor. Başarılı rüzgar korumasının, düz gidişe katkısı oldukça yüksek, yan rüzgarlardan CBF 500’e göre çok daha az etkileniyor.



Konfor/Ergonomi/Kullanım:

Önde 120, arkada 150 tabanlı Bridgestone marka lastiklerin kullanıldığı Deauville, sınıfından beklendiği gibi konfor odaklı bir süspansiyon sistemine sahip. Geniş ve rahat selesi ile her türlü yol koşulunda konforu en üst seviyede tutmayı başarıyor. Arka süspansiyonda kullanılan HMAS tipi havalı amortisörün bu konfora katkısı büyük. Vana tipi ayarlama kumandasıyla zahmetsizce süspansiyon sertliği ayarlanabiliyor.

http://img242.imageshack.us/img242/6129/deauville011or6.jpg

http://img96.imageshack.us/img96/9330/deauville012ey8.jpg



Farlar çok başarılı bir aydınlatmaya sahip. CBF 500’de kullanılan yuvarlak far önünde yine yuvarlak bir alanı aydınlatabilirken, Deauville’de kullanılan çift reflektörlü far sistemi, arabalara benzer şekilde düz bir çizgide ve daha geniş alanda aydınlatma sağlıyor. Tamamen karanlık ve virajlı yollarda da kullanma imkanı bulduğum Deauville, aydınlatma konusunda frenlerden sonra benden tam not aldığı ikinci özellik. Arka stop ve sinyal grubu da özgün bir tasarıma sahip. Tamamen kırmızı renkte plastikle kaplı olan arka stop grubu, sinyal verildiğinde sarı renkle yanıp sönüyor. Arka stop lambası yeterince parlak ve fren yapıldığında oldukça etkili bir ışık yayıyor.

http://img147.imageshack.us/img147/6274/deauville002zm5.jpg

http://img264.imageshack.us/img264/608/deauville007sk8.jpg

http://img302.imageshack.us/img302/285/deauville008pu9.jpg



Gösterge tablosu çok şık ve fonksiyonel. Kontağı ilk çevirdiğinizde tüm göstergeler sonuna kadar gidip gelerek sürücüyü selamlıyor, bu esnada tüm uyarı ışıkları da yanıyor. Ortadaki dijital ekranda saat, toplam ve iki adet günlük kilometre sayacı ile anlık ve ortalama yakıt tüketimini gösteren minik bir yol bilgisayarı yer alıyor. Analog hız ve devir saatinin yanında yakıt seviye göstergesine yer verilmiş. Ayrıca yakıt seviyesi uyarı ışığı bulunmayan gösterge tablosunda, diğer tüm uyarı ışıkları rahatlıkla görülebiliyor. CBF 500’de güneşli havalarda sinyal ışıklarını göremezken, Deauville’de her türlü ışık koşulunda rahatlıkla görebildim. Elciklerdeki kumandalar CBF serisi ile aynı yerde, kullanımda o nedenle hiç yabancılık çekmedim.

http://img284.imageshack.us/img284/8611/deauville006yn6.jpg

http://img96.imageshack.us/img96/2406/deauville005lh7.jpg

Gösterge tablosunun hemen altında sağ ve sol tarafta birer adet kapaklı eşya gözü bulunuyor. Yaklaşık 1’er litrelik hacme sahip bu gözlerden sol taraftaki kontak anahtarı ile kilitlenebiliyor.

http://img284.imageshack.us/img284/1949/deauville009ls7.jpg



Touring sınıfının belki de en dikkat çeken belirleyici özelliklerinden birisi de bence yüksek ön cam. Deauville’de kullanılan ön cam başarılı bir rüzgar korumasına sahip. İki kademeli olarak manuel ayarlanabilen ön cam sayesinde, otoyol sürüşlerinde 160 km/s hıza kadar rüzgar hiç rahatsız edici olmuyor. Bu hız aşıldığında ise belki de benim uzun boylu olmamdan kaynaklanıyor olabilir, kaskımda rüzgar sesinin patlamalarına maruz kalmaya başladım. Başımı birazcık öne eğerek bu sesten kurtulmakla birlikte, boyu 185 cm’den kısa olan sürücüler bu durumdan hiç rahatsızlık duymayabilir bile.

http://img242.imageshack.us/img242/6684/deauville003tz5.jpg



Başarılı rüzgar koruması bacak kısmında da kendini gösteriyor. Bacaklara neredeyse hiç rüzgarın ulaşmadığı Deauville ile uzun yolculuklar daha da keyifli hale geliyor. Sadece elciklerde ve kollarımın omzuma yakın, açıkta kalan üst kısmında rüzgar hissettim. Elcikler için opsiyonel olarak satın alınabilen rüzgar korumaları mevcut, ancak kollar için yapacak bir şey yok. CBF 500’de rüzgar almayan yerim kalmıyorken, sadece kollarımın üstünde rüzgarı hissetmek bile büyük bir başarı. Zaten motora binip rüzgarı hiç hissetmeyeceksek ne anlamı kalır ki.



Gövdeye entegre, toplamda yaklaşık 40 litre hacme sahip yan çantalar çok kullanışlı. Kontak anahtarı ile kilitlenip açılabilen yan çantaların arasından, uzun yükleri yerleştirebilmek için bir tünel geçiyor.

http://img143.imageshack.us/img143/2281/deauville020pb9.jpg

http://img97.imageshack.us/img97/8258/deauville010pv0.jpg

http://img302.imageshack.us/img302/2827/deauville018hx0.jpg

http://img264.imageshack.us/img264/990/deauville019nv8.jpg



Gövdenin her iki tarafında da bulunan, küçük bir kanatçığa benzer plastik parçalar ise, motorun devrilmesi durumunda takoz görevi görüyor. Motorun toplam genişliğinden daha geniş olan bu parçalar, aynı zamanda motor koruma demirinin görevini de yerine getiriyor, zira koruma demiri takılamıyor.

http://img313.imageshack.us/img313/6240/deauville014hr4.jpg

http://img242.imageshack.us/img242/8234/deauville017oa1.jpg



Opsiyonel olarak satın alınabilen orijinal topcase ile toplam taşıma hacmi arttırılabilirken, artçı konforu da tam olarak sağlanmış oluyor. Orijinal topcase iki adet full face kask alabiliyor. Geniş ve rahat artçı selesine sahip olan Deauville, her türlü yol kuşulunda sürücü ve artçısına yüksek seviyede konfor sunuyor. Topcase takılıyken artçı sürücüye tutunma ihtiyacı hissetmiyor. Yanlardaki geniş tutamaklar ise artçının konforunu bozmadan ve kollarını çok fazla arkaya uzatmadan tutunabilmesini sağlıyor. Ayrıca artçı selesi çok yüksek olmadığından ve dik bir oturuş pozisyonuna imkan sağladığından, artçıya gelebilecek rüzgarı sürücü kesmiş oluyor. Ancak 805 mm sele yüksekliği nedeniyle, boyu 170 cm’den kısa sürücüler için Deauville’in uygun bir motor olmadığını söylemeliyim.



Geniş açıyla yerleştirilen dikiz aynaları ölü nokta sorununu azaltıyor, ancak geniş yapısı nedeniyle şehir içinde sıkışık trafikte aralardan geçerken biraz sıkıntı yaratabiliyor. Aynaların ayarları rahat yapılıyor.



Motorun ağırlığı hareket halindeyken hissedilmiyor, sadece park manevraları esnasında biraz sıkıntı yaratıyor. Başarılı ağırlık dağılımı ve yere yakın ağırlık merkezi sayesinde kullanım esnasında hiç zorluk yaratmıyor.



Sonuç:

Hem şehir içinde, hem de uzun yolda kullanılabilecek, konforlu bir motor Deauville. Aralık 2006 itibarıyla 20.250 YTL (+ masraflar) fiyat etiketine sahip olması, piyasada az bulunur bir model olmasının bir sebebi gibi görünüyor. Sportif kullanımı sevenleri tatmin etmeyecek, ancak bir 'tourer'dan beklenen tüm özellikleri sergileyen bir motor. Keşke biraz daha seri hızlanıyor olsaydı dedirtse de, başarılı kullanım ve konfor özellikleri, bu serzenişin önüne geçmek için yetiyor da artıyor bile.



Hepinize keyifli sürüşler dilerim.





Teknik Özellikler

Motor Sıvı soğutmalı, 4 zamanlı, 8 sübaplı, SOHC 52 º V2

Motor hacmi (cc) 680.2

Silindir çapı & strok (mm) 81 x 66

Sıkıştırma oranı 10 : 1

Yakıt sistemi PGM-FI elektronik yakıt enjeksiyonu

Max güç (ps @ dev/dak) 66 / 8000

Max tork (Nm @dev/dak) 66.2 / 6500

Ateşleme Dijital transistörlü elektronik avanslı

Çalıştırma Elektrikli

Şanzıman 5 vites

Güç Aktarımı Şaftlı

Boyutlar (UxGxY)(mm) 2215 x 805 x 1320 (yükseltilmiş ön cam ile 1491)

Tekerlekler arası mesafe (mm) 1475

Sele yüksekliği (mm) 806

Yerden açıklık (mm) 156

Yakıt kapasitesi (litre) 19.7 (3.5lt yedek dahil)

Tekerlekler

Ön/Arka S profilli 3 kollu alüminyum döküm

Lastikler Ön 120 / 70 ZR17M/C (58W)

Arka 150 / 70 ZR17M/C (69W)

Süspansiyon Ön 41 mm´lik teleskopik çatal, 115 mm esneme aralıklı

Arka Ön yükleme ayarlı tek amortisörlü, 122.5mm esneme aralıklı

Frenler Ön Kombine 3 piston kaliperli 296x4,5mm´lik çift hidrolik disk ve cüruflu metal balatalı, ABS

Arka Çift piston kaliperli 276x6mm´lik hidrolik disk, cüruflu metal balatalı, ABS

Ağırlık 239 kg

Renk seçenekleri Gri, Siyah, Bej

prelude
22 Aralık 2006, 20:49
eline sağlık güzel bir çalışma teşekkürler...

dfa
22 Aralık 2006, 20:51
gercekten guzel alet kullanımının keyifli oldugu göruntusunden belli ama sıkısık trafıkte motor olmasının avantajını kullanamayacak kadar buyuk bir motor bence:cat:

praetorian
22 Aralık 2006, 21:01
cok tesekkurler guzel bı tanıtım olmus
ılerıde almak ıstedıgım motorlardan bırı
:)

firtina110
22 Aralık 2006, 21:07
bence bmw k1200 bundan daha güzel kişisel görüşüm!

touring konusunda bence bmw bir numara ,racindede honda ve diğer japonlar.

N_O_S
22 Aralık 2006, 21:09
oyal budur honda fan nayiiiii

BLaCK_j.W.a
22 Aralık 2006, 21:24
Anlatım süper abi güle güle kullan.....

goya
22 Aralık 2006, 22:09
alper bey tekrardan hayırlı olsun.resimdeki motorun eski sahibi olarak gerçekten parası na göre hakkını veren bir motor benim satmam daki sebep ise daha hızlı bir makine almak tı daha alamadım XL 1000V VARADERO ABS yi almayı düşünüyorum.yani bu motor gerçekten çok rahat ve bindiğin zaman güven veren bir yapısı var.bence kusurları şunlar

1) çabuk hızlanmıyor.ancak buna karşılık müthiş bir tork var hissediyorsunuz.

2) 180 km hızın üstünde eğer ön cam fazla yüksekte ise motor türbülansa giriyor gerçi bu sorun turıng camı yüksek her modelde var.çözümü belli fazla yükseğe almıyacaksın ama aklınızda olsun.

başkada bir şey yok kusru yok çünki her bir şey var motorda aranan.inanın bu motordan indikten sonra motor beğenemez oldum gerçekten yeri dolduralamıyacak bir motor.

yasin08
22 Aralık 2006, 22:37
çok güzelmiş

lodos
22 Aralık 2006, 22:58
gercekten guzel alet kullanımının keyifli oldugu göruntusunden belli ama sıkısık trafıkte motor olmasının avantajını kullanamayacak kadar buyuk bir motor bence:cat:

sen büyük motora hiç binmedin galiba 600 cc üzeri hangi motor ile sıkısık trafikte at oynatırsın (mecazi anlamda :) ) hem gerçek hayatta bindin yada dünya gözüyle gördünmü ,bence gör hatta şansın varsa bin derim ne demek istediğimi anlarsın saygılar :cat:

ErTech
22 Aralık 2006, 23:01
Çok güzel ve başarılı bir anlatım. Kendi adıma çok teşekkür ederim...

Musstii
22 Aralık 2006, 23:46
güle güle kullan, çok güzel bence

Ghost Smoker
22 Aralık 2006, 23:55
Goya çok teşekkürler, motordan son derece memnunum. Özellikle artçılı kullanım için aradığım motoru buldum diyebilirim. Çok temiz bakmışsınız, ayrıca teşekkür ederim :)


gercekten guzel alet kullanımının keyifli oldugu göruntusunden belli ama sıkısık trafıkte motor olmasının avantajını kullanamayacak kadar buyuk bir motor bence:cat:

Bundan daha büyük motorlar da var, sıkışık trafikte o kadar da sorun yaratmıyor. Dediğim gibi sadece aynalara biraz dikkat etmek gerekiyor özellikle kapalı kasalı ticari araçlara yaklaşırken.

OKD
23 Aralık 2006, 00:02
Benim fazla tecrübem yok. Şimdilik 150 cc motor kullanıyorum. boyumda 1.71. Tabi herkesin kendi kabileyetidir diyebilirsiniz ama benim sormak istediğim, bir süre sonra direkt, ara bir motor kullanmadan, bu motor kullanılabilir mi? Yoksa ara hacimli bir motorda pişmek daha mı güvenlidir? Benim, beklentilerimi karşılayacak bir motor olarak görüyorum. Ve eğer orta hacimli bir enduro almazsam almayı isteyeceğim tek motor diyebilirim. Saygılar.

Serpico
23 Aralık 2006, 00:13
gerçek bir yol motoru... Paylaşım için teşekkürler. iyi çalışma olmuş emeklerine sağlık...

ogulcan
23 Aralık 2006, 00:26
cok guzel bır motorr bu modelı dusunebılırımmmm belkııı :cat:

goya
23 Aralık 2006, 00:33
Benim fazla tecrübem yok. Şimdilik 150 cc motor kullanıyorum. boyumda 1.71. Tabi herkesin kendi kabileyetidir diyebilirsiniz ama benim sormak istediğim, bir süre sonra direkt, ara bir motor kullanmadan, bu motor kullanılabilir mi? Yoksa ara hacimli bir motorda pişmek daha mı güvenlidir? Benim, beklentilerimi karşılayacak bir motor olarak görüyorum. Ve eğer orta hacimli bir enduro almazsam almayı isteyeceğim tek motor diyebilirim. Saygılar.

bence yüksek cc motora geçerken grenajı az olan ve koruma demirli bir motora geçmen çünki en büyük sorun dur kalk ve parklarda oluyor.eğer elinin ayarını biliyorsan başka bir sorun yok.

[QUOTE=Ghost Smoker;529418]Goya çok teşekkürler, motordan son derece memnunum. Özellikle artçılı kullanım için aradığım motoru buldum diyebilirim. Çok temiz bakmışsınız, ayrıca teşekkür ederim :)



sizin gibi biri bence bu motoru fazlasıyla hak ediyor hakkını vereceğinizden eminim.:)

netbecks
23 Aralık 2006, 04:52
Paylaşımınız için çok teşekkür eder, yeni motorunuzu kazasız belasız kullanmanızı dilerim.

Ghost Smoker
25 Aralık 2006, 14:29
Benim fazla tecrübem yok. Şimdilik 150 cc motor kullanıyorum. boyumda 1.71. Tabi herkesin kendi kabileyetidir diyebilirsiniz ama benim sormak istediğim, bir süre sonra direkt, ara bir motor kullanmadan, bu motor kullanılabilir mi? Yoksa ara hacimli bir motorda pişmek daha mı güvenlidir? Benim, beklentilerimi karşılayacak bir motor olarak görüyorum. Ve eğer orta hacimli bir enduro almazsam almayı isteyeceğim tek motor diyebilirim. Saygılar.

Bana sorarsanız Deauville'den önce 150 cc'den daha hacimli ve ağır bir makine kullanmanızı tavsiye ederim. Yazımda da değindiğim gibi, hareket halindeyken ağırlığını hiçbir şekilde hissettirmeyen bir motor, ancak park manevralarında ve şehir içi sıkışık trafikteki düşük seyir hızlarında, durmaya yakın çok dikkat gerektiriyor. Hele artçılı biniyorsanız daha da bir dikkat istiyor.

Goya'nın da dediği gibi, daha az grenajlı ve koruma demiri olan 500 cc civarında bir motorla tecrübe kazandıktan sonra böyle bir motora geçmenin daha avantajlı olduğuna inanıyorum.

mabetil
13 Şubat 2007, 02:29
Anlatım güzel ama bu motorun pahalılığına (gereğinden fazla ) bi çözüm değil

ortomoto
27 Şubat 2007, 23:55
:) bu motoru yakından gördüm , yüksek bir selesi var, benim gibi 175 boyunda birinin ayakları yere basamayacakmış gibi geldi,

a vagrant
28 Şubat 2007, 00:51
eline sağlık ghost smoker.hayalini kurduğum motor bu işte.avatar ım zaten herşeyi anlatıyor.

eroldayı
03 Mart 2007, 19:28
paylaşımın için saol honda nt 700v dövil:cat:

army_0666
22 Mart 2007, 15:37
hızlanmama konusu çok önemli olmasa gerek.Kullanmadım ama.Hızlanmak isteyeb performans motoru alsın bence.

Ciddi şekilde düşünüyorum.

umarım bir gün yakından inceleme fırsatı bulubilirim toplantıda falan

gupilya
25 Mart 2007, 22:53
650 cc nin üzerinde olması yıllık vergilerinin yüksek olmasına neden oluyor. sadece 30 cc nedeniyle.

eroldayı
25 Mart 2007, 23:43
22bin ytl lik fiyatı az değilmiş

esesboston
15 Mayıs 2007, 09:42
Ben 6 sene F650 kullandim. Gecen yil sattim. Simdi tekrar bir motosiklet alacagim. Kesinlikle off road yapmiyorum. Uzun yola gitmeyi seviyorum. 3 kere Yunanistana gittim. F650 de encok vibrasyondan sikayetciydim. Hatta bilenler vardir Atina Larissa arasinda bir TDMle beraber gittik. 3 saat yaklasik 140km ile. Ben oldum adam devam etti. Rahatlik ve wind buffeting olmamasi aradigim ozellikle. Cok suratli olmasi gerekmiyor.

Deauville oldukca ilgimi cekiyor. Ama kafama takilan birkac soru var. Yasim daha 32. Motorsikleti sehircinde de kullanacagim. Acaba simdiden bir touring almak icimi bayiltabilir mi? Rahatligi cok guzel ama araba gibi bir motor almakta istemiyorum. Alternatif olarak dusundugum motorlar TDM900, Suzuki DL650. Deauville bana hizlanma olarak F650yi aratir mi?

Ghost Smoker
15 Mayıs 2007, 10:09
Ben 6 sene F650 kullandim. Gecen yil sattim. Simdi tekrar bir motosiklet alacagim. Kesinlikle off road yapmiyorum. Uzun yola gitmeyi seviyorum. 3 kere Yunanistana gittim. F650 de encok vibrasyondan sikayetciydim. Hatta bilenler vardir Atina Larissa arasinda bir TDMle beraber gittik. 3 saat yaklasik 140km ile. Ben oldum adam devam etti. Rahatlik ve wind buffeting olmamasi aradigim ozellikle. Cok suratli olmasi gerekmiyor.

Deauville oldukca ilgimi cekiyor. Ama kafama takilan birkac soru var. Yasim daha 32. Motorsikleti sehircinde de kullanacagim. Acaba simdiden bir touring almak icimi bayiltabilir mi? Rahatligi cok guzel ama araba gibi bir motor almakta istemiyorum. Alternatif olarak dusundugum motorlar TDM900, Suzuki DL650. Deauville bana hizlanma olarak F650yi aratir mi?

Merhaba esesboston,

Ben de Deauville almadan önce TDM900 ve DL650 arasında çok gidip geldim. Ancak yol konforu, standart yan çantaları ve şaftlı olması nedeniyle Deauville'i seçtim. Çoğunlukla artçımla beraber kullandığım için, konfor açısından diğerlerine göre belki bir miktar daha rahat bir motor. Saatlerce şehirlerarası yollarda kullandım, aşırı bir yorgunluk yaratmıyor. Vibrasyon ise neredeyse yok gibi. Hızlanma konusunda bence F 650'yi aratmaz, zira Deauville yavaş bir motor değil. Sadece hızlanırken belli bir devirden sonra bir güç patlaması yaşatmıyor, 3500-4000 devirden sonra çok istikrarlı bir şekilde hızlanıyor.

Deauville hakkında söyleyebileceğim tek olumsuz özelliği, şehir içi sıkışık trafikte yaşattığı zorluk olabilir. 240 kg boş ağırlığı olan bir motor, eğer artçı da varsa çok sıkışık trafikte araçların arasında kalındığında dur-kalklar esnasında zorlayabiliyor. Ancak ağırlığını hissettirmeyen dengeli bir motor olduğunu da söylemeliyim. Sadece eğimli zeminde artçı varken ayağı sağlam basmak gerekiyor :)

İçinin bayılması konusunda haklısın, uzun yolda hiç böyle bir hisse kapılmadım ancak şehir içinde kullanırken keşke DL650 gibi kıvrak bir motor alsa mıydım diye de düşünmedim değil.. Test etme imkanın varsa kullanmadan karar vermemeni öneririm.

esesboston
15 Mayıs 2007, 11:14
Cok tesekkurler verdigin bilgiler icin. Aslinda yazdiklarin hepimizin icinde oldugu ikilemi yansitiyor. Ben kac defa F650 ile cok yorulacagimi dusundugum icin uzun yola arabayla ciktim. Deauville ile cok daha rahat "Birak arabayi atlar giderim motorsiklete diyebilirim." Karar verirken benim icin birinci oncelik bu olacak.

Sehirici icin dediklerin cok dogru. Ama orada da cogu zaman tek basima binecegim. Test edip karar vermek dedigin gibi en iyisi. Ama Deauville almaya cok sicak bakiyorum. Tabi bunda esimin etkisi de cok buyuk. F650 ile hasatimiz ciktiktan bir daha gelmem seninle uzun yola tatile diye tutturdu. :)

Uzu yolda bildigim kadariyla 140km surate kadar vucuduna cok fazla ruzgar almiyorsun Deauville de. Bir de sonradan isitmali elcik takilabiliyor bildigim kadariyla.

Ghost Smoker
15 Mayıs 2007, 11:47
Deauville aldığımdan beri arabaya binmeyi unuttum desem yalan olmaz :) Şehir içinde tek başımayken çok daha rahatım, sonuçta bundan daha ağır motorlar da var ve aynaları kurtardıktan sonra her boşluktan geçiyor, sadece aynalara biraz dikkat etmek gerekiyor. DL650'nin gövdesi daha ince olduğundan kıvrak olabilirdi diye düşünüyorum, sonuçta Deauville tam grenajlı bir motor ve sökülemeyen arka çanatalara da dikkat etmek gerekiyor. Kafayı kurtarmak yetmiyo, kafa geçtikten sonra mutlaka arka çantaları da akılda tutmak önemli.

Ben de tamamen eşimin baskısıyla bu motoru aldım ve keyifle biniyoruz. Benim boyum 188 cm, 140-150 km hıza kadar rüzgar sorun yaratmıyor, ama daha üstünde kaskımın üst tarafındaki rüzgar baskısını hissetmeye başlıyorum. 185 cm'den kısa olanlar için hiç sorun olmayacaktır zira ön cam yüksek pozisyondayken görevini çok iyi yerine getiriyor. Başımı biraz öne eğerek 180-190 km sabit hızda otobanda uzun süre sorunsuz gidebildim, ancak o süratlerde elciklerde hissedilir bir titreşim oluşuyor. Sonuçta bu bir sürat motoru değil, 160 km civarları ideal yüksek hız seviyesi diyebilirim. Elcik ısıtması orijinal ekipman olarak Honda bayilerinde satılıyor. Ayrıca elciklere gelen rüzgarı kesen bir parça, radyo/mp3 müzik sistemi, sis farı gibi birçok orijinal ekipman da takılabiliyor.

Kaiser
15 Mayıs 2007, 14:39
Heleki artçılı binildiğinde 140-150 km bence Türkiye yolları için yeterli bir hız. Uzun yol yapmayı çok seven biri olarak hayalim bu motor benim.Hatta motosiklet almama neden olan makina diyebilirim.Şehiriçi içinse ayrı bir 250'lik iş görür bence.Bununla arabadan farkın pek kalmıyor

esesboston
15 Mayıs 2007, 18:31
Verdigin bilgiler icin cok tesekkurler tekrar. Bu sekilde kullanan kisilerden bilgi almak cok yararli oluyor. Tercihim kesinlikle Deauville'den yana olacak. Motosikletin bence en guzel yani fiyat/kazanc oraninin cok yuksek olmasi. 20 bin YTLye aldiklarin cok cok iyi. Bir de acikcasi daha yuksek bir fiyata da cikmak istemiyorum.

Arti sehiricinde kullanacagim icin Pan European gibi daha buyuk Touringleri dusunmuyorum. Mesela BMWnin RTsini ikinci el cok uygun fiyatlara alabiliyorsunuz. Ama bir arkadasim da var. Sehirci icin bana buyuk gelecek.

bilgebay
06 Haziran 2007, 09:20
Merhaba dostlar,

Ben de Deauvill, TA ve Varadero aeasında gidip geliyorum. Boyum 1.78 ve hep artçılı kullanacağım motoru.

Kullanacağım yer Marmaris merkezli olmak üzere güney sahillerimiz. Motorla uzun yol gideceğimiz gibi dağ, bayırda dolaşmak istiyoruz.

Tam TA da karar kılmak üzereyken (yeni çıkacak enjeksiyonlusunu bekliyorum bu arada) Deauville'i farkettim. Şaftlı olması, konforu enjeksiyonlu olması vs gibi nedenlerle aklımı çeldi.

Ancak % 50 off-road kullanma isteğimizden de feragat etmek istemiyoruz.

Eğer TA'ın enjeksiyonlusu çıkmakta gecikecek ise Varadero da alabilirim.

Düşündüğüm bütçe Varadero'ya kadar gidiyor gördüğünüz gibi.

Sizler eğer Deauville dağda, arazide kullanılmaz derseniz onu seçenekler arasından çıkaracağım.

Bana yardımcı olabilirseniz sevinirim.

Bu arada 4 haftadır Xmax 250 ile yapmadığımız kalmadı diyebilirim. Kesinlikle bir asfalt aracı olduğu kullanma kılavuzunda yazan bu makina arazide keçi gibi çekiyor. Bir kere patinaj yaptığını ya da kaydığını görmedim. Son derece dengeli ve keyifli sürüşler yaptık. Son olarak da Marmaris - Dalaman arası uzun yol yaptım. Bu da gayet keyifli idi. Bana kalsa enduro scooter sınıfına koyardım bu modeli :)

Selam ve sevgilerimle,

Ghost Smoker
06 Haziran 2007, 09:38
Sizler eğer Deauville dağda, arazide kullanılmaz derseniz onu seçenekler arasından çıkaracağım.

Deauville ile Kastamonu'da Daday-Azdavay arasındaki 1550 mt rakımlı Ballıdağ geçidini Nisan ayında zemin tamamen çamur ve yer yer buz kaplı haldeyken geçmeyi başardım. Ama 40 km.lik yol 2,5 saat sürdü. Altımda bir TA olsaydı eminim ki en fazla 1 saatte geçebilirdim.

Bana göre Deauville %100 asfalt motorudur, off road hevesleri hüsranla sonuçlanabilir. Kaldı ki arazide motorun hafifliği ve çevikliği çok daha önemli, 240 kg ağırlığında ve şaftlı bir motorla araziye girmek gereksiz bir macera olur kanaatindeyim.

bilgebay
07 Haziran 2007, 10:19
Cevabınız için çok teşekkür ederim.

TA ya da Varadero arasında düşünmeye devam edeyim o zaman. Varadero biraz ağır geliyor bana sanki... ama Deauville alacaksam Varadero da alabilirim demiştim... ikisi de 240 kilo civarında zira..Transalp ise 190 kilo... 50 kilo da benim için önemli...

Yeni motorlu versiyonu çıkacağını bile bile de eski TA almak istemiyorum. Muhtemelen kombine ABS vs gibi yenilikler de olacaktır.

Sabırla bekleyip Xmax 250 ile Funduro'ya devam etmekten başka çare görünmüyor şimdilik.

Selam ve sevgilerimle

Sedat

OKD
07 Haziran 2007, 11:06
T.A. in yeni versiyonu hep konuşulur. Kişilerin kendi istekleride bu motor için enjeksiyon, ABS ve alçak sele opsiyonları olmuştur. Genelde yeni neslin bu özellikleri olacağı ön görülmekte. Ancak somut bir çalışma var mı yoksa ütopya mı belli değil. Bilgisi olan var ise lütfen yazsın. Deauville benim de düşündüğüm motor ama başta ağırlık olmak üzere düşündüren yanları yok değil. Bir de tecrübe konusu var. Şimdiye kadar bu motora sahip olup ''ben şu kadar tecrübeden sonra aldım rahat ettim'' diyen olmadı. Malum başkalarının tecrübeleri önemli. Alıpta tecrübeyi kendi motorunda yapıp pişman olmak bizim ülkemiz için biraz lüks. Motor şirketlerinin deneme sürüşü yaptırmak gibi bir alışkanlıkları da yok. Halbuki bu yolla kişiler kendi korku ve çekincelerini yeneceklerinden satışları dahada iyi olabilir.

tubis
07 Haziran 2007, 11:13
Valla haddinden fazla güzel ama çok ağır....

Ghost Smoker
07 Haziran 2007, 11:24
T.A. in yeni versiyonu hep konuşulur. Kişilerin kendi istekleride bu motor için enjeksiyon, ABS ve alçak sele opsiyonları olmuştur. Genelde yeni neslin bu özellikleri olacağı ön görülmekte. Ancak somut bir çalışma var mı yoksa ütopya mı belli değil. Bilgisi olan var ise lütfen yazsın. Deauville benim de düşündüğüm motor ama başta ağırlık olmak üzere düşündüren yanları yok değil. Bir de tecrübe konusu var. Şimdiye kadar bu motora sahip olup ''ben şu kadar tecrübeden sonra aldım rahat ettim'' diyen olmadı. Malum başkalarının tecrübeleri önemli. Alıpta tecrübeyi kendi motorunda yapıp pişman olmak bizim ülkemiz için biraz lüks. Motor şirketlerinin deneme sürüşü yaptırmak gibi bir alışkanlıkları da yok. Halbuki bu yolla kişiler kendi korku ve çekincelerini yeneceklerinden satışları dahada iyi olabilir.

Deauville almadan önce Honda CBF 500 ile 6.500 km tecrübem vardı. Ancak şunu söylemeliyim, tecrübe çok göreceli bir kavram. Bu motoru kullanabilmek için herhangi bir motor kullanmış olmak yeterli, önemli olan hangi amaçla kullanılacağı. Ben ağırlıkla uzun yolda ve hemen her zaman artçımla bindiğim için bu motoru tercih ettim. Benim kriterlerim uzun yol ve artçı konforu idi. Sadece şehir içinde kullanmayı düşünüyorsanız, bir daha düşünmenizi öneririm. Bu fiyat bandında şehir içi kullanıma daha uygun motorlar var, misal Honda CBF 600, Suzuki DL 650. Ağırlığının yarattığı en büyük olumsuzluksa, yana devrilme eğilimine girdiğinde tutamayacak olmanız..

tubis
07 Haziran 2007, 11:30
Ağırlığının yarattığı en büyük olumsuzluksa, yana devrilme eğilimine girdiğinde tutamayacak olmanız..

Eeee ya sonra :mrgreen::mrgreen:
Düşünemiyorum gerisini.... :santa::santa:

Ghost Smoker
07 Haziran 2007, 11:36
Eeee ya sonra :mrgreen::mrgreen:
Düşünemiyorum gerisini.... :santa::santa:

Gerisini Honda mühendisleri düşünmüş :wiinkk:
Yan taraftaki yüzgeç benzeri plastik kanatçıklar, motor düz bir zemine düşerse grenajının zeminle temas etmesini engelliyor. Tecrübeyle sabittir :cat:

stunc
07 Haziran 2007, 12:12
hoşuma giden ve sahip olmak istediğim motosiklet
bilgiler için teşekkürler.