Orijinalini görmek için tıklayınız : MV AGUSTA NAKED LARI İLE İLGİSİ BİLGİSİ OLAN ??
bistraa61
13 Eylül 2016, 21:29
MERHABALAR HAYIRLI BAYRAMLAR
Agusta nın naked motorları görünüşü tarzı hoşuma gidiyor.
ama bilgim yok nasıl gider arıza durumu parça fiyatları ve bulunma kolaylığıgibi konularda bilgisi olanların yorumlarını bekliyorum
EmreKocyigit
13 Eylül 2016, 21:47
Bilgim yok.... Fakat baktığımda içimde uyanan tek düşünce ''heykeltıraş taşı yonta yonta sanat eseri çıkarmış''
Salurbey
13 Eylül 2016, 21:55
Selam,bende bir ara f3 düşündüm,bayiler ve benden daha tecrübeli arkadaşlar japonda kal servis bakim parça ve 2.el satışta japon a göre daha yorucu süreç yaşarsın dediler. Gerçi bende alfa 147 var 0 km almıştım , tek istediğim arabaydi alırken aynılarını söylemişlerdi sene 2016 ,8 yıl olmuş hala gözüm gibi bakıyorum ve çok seviyorum :) Alfa birmot a gecmisti hicbir servis parca sıkıntısı yaşamadım. Agusta nın karşılığı olmasada alfa da araba piyasasında ona benzer şekilde yorumlardan nasibini alır. Şimdi gsxr600 e iyice yakinlastim bakalım kafa değişmezse f3 rafa kaldırdım gibi
bistraa61
13 Eylül 2016, 22:01
racing de japondan şaşmam da naked larda japonlar parçadan çalıyor gibi.o yüzden ital dedi.yani piyasada çok ta yok o motorlar bilmek lazım servisi vs
Salurbey
13 Eylül 2016, 22:27
Ducati nispeten daha çok,etrafta görüyorum panigale monster. Çok büyük sorun sıkıntı yaşansa italyanlarda bu kdr çok gormezdim ama yinede yukarda yazdıklarımda kafada soru işareti
EmreOnder
30 Haziran 2017, 15:03
Bende MV Agusta Brutale 989 R vardı. Sana tavsiyem İtalyana bulaşma motorları hızlı kaliteli fakat, parça sıkıntın oluyor ve motor sıkıntı çıkarınca parçanın gelmesi de 1 ayı bulabiliyor. Ayrıca parçaları "KAZIK"
Monty
30 Haziran 2017, 15:20
monster 696 mono kapak 260euro mu neydi yanlış hatırlamıyorsam. Az çok bir fikir vermiştir :D
Brutale 800 Dragster modelini kısa mesafede olsa kullanma fırsatım oldu, her yönüyle hayran kaldığım bir motosiklet diyebilirim.
Ülkemizde pek bilinmemesine rağmen aslında 50 senedir pistlerin en hızlı motorlarını üretiyorlar. Üst segment bir motosiklet üreticisidir, bu yüzden kalite ve performans bakımından hele ki egzotik motorlarla pek bir geçmişiniz yoksa daha seleye oturur oturmaz farkı anlarsınız. Kalite, performans vb konular hakkında fazla söze gerek olmadığını düşünüyorum. Eskilere bir sorun, onlar size anlatır derim. Her zaman yüksek hacimli SS kullanan tecrübeli bir büyüğüm en son MV Agusta sahibi olduktan sonra, yıllardır "eşeğe" biniyormuşum meğer demişti.
Yaklaşık 12 senedir İtalyan kullanıcısıyım, parça tedarik süreci konusunda eskiden bir yavaşlık vardı. Ancak son dönemde yedek parça ve servis konusunda en ufak bir problem yaşamadım. Bu yüzden artık camiadaki Avrupa motorları hakkında söylenen "parçasını bulamazsın" laflarına itibar etmeyin. Hem Ducati hemde Yamaha sahibi olarak yeni yaptırdığım sezonluk bakım maliyeti arasında çok cuzi bir fark olduğunu belirtmek isterim. Yedek parça konusundada MT-07 için aldığım mono sele orjinal kapak için servis fiyatı olarak 220 euro ödemiştim. Devir internet devri, parça fiyatlarını internetten sizde karşılaştırıp görebilirsiniz..
Zaten ülkemizde Japondan şaşma diyerek bütün kullanıcıyı Japon motorlarına yönelten anlayışı hala anlamış değilim ki Japonlar motosiklet piyasasına Avrupa modelleri taklit ederek girmiştir. Yurt dışı, yurt içi olsun piyasada hala 30 yaşında diri Harley, Ducati, Triumph, BMW görebilirken 10 yaşın üzerinde diri Japon görmeniz pek mümkün değildir. Ülkemizde kullanıcının Japon motorlara tapmasının sebebide sık servis periyodundan ve maliyetinden kaçmak istemesidir.
Avrupa motorlarının servis periyodları daha sıktır. Kısa vadede daha maliyetli gözüksede uzun vadede parça kalitesi yüzünden daha az üzülürsünüz. Bu yüzden gözünüz kapalı bir şekilde MV Agusta alabilirsiniz.
hasmet
17 Nisan 2019, 17:35
Yurt dışı, yurt içi olsun piyasada hala 30 yaşında diri Harley, Ducati, Triumph, BMW görebilirken 10 yaşın üzerinde diri Japon görmeniz pek mümkün değildir. Ülkemizde kullanıcının Japon motorlara tapmasının sebebide sık servis periyodundan ve maliyetinden kaçmak istemesidir.
Avrupa motorlarının servis periyodları daha sıktır. Kısa vadede daha maliyetli gözüksede uzun vadede parça kalitesi yüzünden daha az üzülürsünüz. Bu yüzden gözünüz kapalı bir şekilde MV Agusta alabilirsiniz.
Senelerdir Japon'dan sonra Avrupaliya gecen bir surucu olarak katilamiyorum malesef. Avrupali ust seviye motosikletler kaliteli ve performansli, ancak Japonlar kadar dayanikli ve guvenilir degil. Forumlarina bakinca da acikca gorunuyor zaten.
Bu arada yurt dışı piyasasinda 30 yaşında diri Japon gormenin cok mumkun olmadigi yanlis. Amerika'da ornekleri cok, duzenli olarak ta gormekteyim. 4 silindirli ilk Goldwing'ler, 6 silindirli CBX, ilk power naked olan V65 Magna, CB400 Hawk, CB750 gibi bir cok ornek verebilirim. Her yerdeler. O kadar populerler ki CB1100 gibi hava sogutmali retro modelleri yapildi. Hatta zamaninda Japonlar Harley'i iflasa surukleyecegi icin Amerikan hukumeti yurt disindan 750cc ve ustu motosiklet ithalatini yasaklamis, o derece.
KityVity
17 Nisan 2019, 18:24
konut hortlatılmış fakat bende iki kelam edeyim . F3 RC ve F4 RR gibi şaheserlerin çıktığı bir marka MV agusta. Bütün modelleri kendi sınıflarından bana göre güzellikte top seviyeye oynarlar. Parça kaliteleri ise japonlara felan benzemez kawasaki ve suzuki dahil. Bir agusta sahibiyim ve şundan kesinlikle eminim bir işçilik ancak bu kadar güzel yapılır. Uzun km lerde ne gibi sorun yaşatır hiç bilmiyorum fakat ilgili sitede yüksek km agustalar mevcut , servisle ettiğim muhabbetdede genelde sarf malzeme dışında parça gereksinimi çıkmıyormuş. Fakat kaza yapan araçlar vs için genelde pert sayılıp geçildiği söyleniyordu parça fiyatlarından ötürü. Şöyle söyliyim Türkiyeden aldığınız herhangi bir mv agustanın kallavi bir parçasının fiyatı aldığınız fiyatın yanında hatrı sayılır derecede oranlı kalır çünkü bütün parçalar euro üzerinden fiyatlandırılıyor. Eğer Mv agusta almak isteyen olursa tavsiyem bakımlı olduğu ispatlanabildiği sürece mekanik aksamdan dert çekmezsiniz. Bu makinaların kullanma kılavuzunda amortisör bakımından her türlü ıvır zıvırına detayları yazmakta. Bu arada bende Mv agusta rivale sahibiyim.
Senelerdir Japon'dan sonra Avrupaliya gecen bir surucu olarak katilamiyorum malesef. Avrupali ust seviye motosikletler kaliteli ve performansli, ancak Japonlar kadar dayanikli ve guvenilir degil. Forumlarina bakinca da acikca gorunuyor zaten.
Bu arada yurt dışı piyasasinda 30 yaşında diri Japon gormenin cok mumkun olmadigi yanlis. Amerika'da ornekleri cok, duzenli olarak ta gormekteyim. 4 silindirli ilk Goldwing'ler, 6 silindirli CBX, ilk power naked olan V65 Magna, CB400 Hawk, CB750 gibi bir cok ornek verebilirim. Her yerdeler. O kadar populerler ki CB1100 gibi hava sogutmali retro modelleri yapildi. Hatta zamaninda Japonlar Harley'i iflasa surukleyecegi icin Amerikan hukumeti yurt disindan 750cc ve ustu motosiklet ithalatini yasaklamis, o derece.
Avrupalı motosikletlerin kalite, performans, dayanıklılık ve güvenilirlik konusunda hala daha iyi olduğunu düşünerek size katılamıyorum. Belirttiğiniz istisnalar elbette ki burada da mevcut ancak sizin söylediğiniz doğru olabilseydi bugün Amerikan yollarında Harley Road Glide'lar yerine Honda Goldwing'ler görüp kaideyi bozabilirdiniz. Hatta biraz daha ileri gidiyorum, Harley kulüpleri değilde Honda Goldwing kulüpleri, çeteleri görürdünüz. Yanlış anlaşılmasın, burada herhangi birine fanatiklik anlamında bir övgü yok. Yıllardır hem avrupa hemde japon motosikletlerini simultane bir şekilde kullanımın verdiği tecrübelerime dayanarak ifade ediyorum. Yani Sezar'ın hakkı Sezar'a.
Avrupa markalarının Brembo, Ohlins vs gibi ekipmanları stok bir şekilde sunmasını bir kenara bırakın, çelik fren hortumlarından tutunda kullanılan elektrik tesisatı kablolarının materyallerinin kalitesine kadar bir hatta iki gömlek üstünün kullanıldığı motosikletlerde dayanıklılığın daha uzun olduğunun savunulması zaten bir çelişki. Daha uygun maliyetli parça kullanılan bir motosiklet nasıl olur da daha dayanıklı ve güvenilir olabilir, mantığım maalesef almıyor.
Aynı dönemde alınmış aynı yaşta hem japon hem avrupa motosikletlerimde, japon olanda elektrik tesisatı yenilenmesi, elektronik kontrollerin, enjeksiyon problemleri, boya atması, parça solması vb sayacağım bir sürü problem yaşarken aynı yaşta avrupa periyodik bakımlar dışında en fazla ömrünü tüketmiş keçeleri değişmiştir. Bununda bariz sebebi birisinin elektrik tesisatı daha uzun ömürlü olsun diye altın alaşım kablolama kullanılması diğerininde bakır kullanılması gibi örneklendirilebilir. Peki malzeme kalitesi daha düşük olan bir motosiklet nasıl olur da daha dayanıklı olabiliyor, yine mantığım alamıyor maalesef.
Yıllardır söylerim, yine söylüyorum, Japon motosikletlerin daha dayanıklı olduğu sadece bir algıdan ibaret. İnsanların tercih etmesinin tek sebebide tümüyle daha erişilebilir olması fiyat ve bakım maliyetleri bakımından. Her zaman iddia ediyorum ve yine edeceğim, siz BMW'leri, Ducati'leri veya Triumph'ları Japonlarla aynı fiyat yapın bakalım Japon'a binen kalıyor mu.
elessartt
17 Nisan 2019, 19:38
Avrupalı motosikletlerin kalite, performans, dayanıklılık ve güvenilirlik konusunda hala daha iyi olduğunu düşünerek size katılamıyorum. Belirttiğiniz istisnalar elbette ki burada da mevcut ancak sizin söylediğiniz doğru olabilseydi bugün Amerikan yollarında Harley Road Glide'lar yerine Honda Goldwing'ler görüp kaideyi bozabilirdiniz. Hatta biraz daha ileri gidiyorum, Harley kulüpleri değilde Honda Goldwing kulüpleri, çeteleri görürdünüz. Yanlış anlaşılmasın, burada herhangi birine fanatiklik anlamında bir övgü yok. Yıllardır hem avrupa hemde japon motosikletlerini simultane bir şekilde kullanımın verdiği tecrübelerime dayanarak ifade ediyorum. Yani Sezar'ın hakkı Sezar'a.
Avrupa markalarının Brembo, Ohlins vs gibi ekipmanları stok bir şekilde sunmasını bir kenara bırakın, çelik fren hortumlarından tutunda kullanılan elektrik tesisatı kablolarının materyallerinin kalitesine kadar bir hatta iki gömlek üstünün kullanıldığı motosikletlerde dayanıklılığın daha uzun olduğunun savunulması zaten bir çelişki. Daha uygun maliyetli parça kullanılan bir motosiklet nasıl olur da daha dayanıklı ve güvenilir olabilir, mantığım maalesef almıyor.
Aynı dönemde alınmış aynı yaşta hem japon hem avrupa motosikletlerimde, japon olanda elektrik tesisatı yenilenmesi, elektronik kontrollerin, enjeksiyon problemleri, boya atması, parça solması vb sayacağım bir sürü problem yaşarken aynı yaşta avrupa periyodik bakımlar dışında en fazla ömrünü tüketmiş keçeleri değişmiştir. Bununda bariz sebebi birisinin elektrik tesisatı daha uzun ömürlü olsun diye altın alaşım kablolama kullanılması diğerininde bakır kullanılması gibi örneklendirilebilir. Peki malzeme kalitesi daha düşük olan bir motosiklet nasıl olur da daha dayanıklı olabiliyor, yine mantığım alamıyor maalesef.
Yıllardır söylerim, yine söylüyorum, Japon motosikletlerin daha dayanıklı olduğu sadece bir algıdan ibaret. İnsanların tercih etmesinin tek sebebide tümüyle daha erişilebilir olması fiyat ve bakım maliyetleri bakımından. Her zaman iddia ediyorum ve yine edeceğim, siz BMW'leri, Ducati'leri veya Triumph'ları Japonlarla aynı fiyat yapın bakalım Japon'a binen kalıyor mu.
Bu konuda sayın @hasmet e katılıyorum. Çevremde birkaç arkadaşımda (Ducati,Triumph) ve şuan çalıştığım yerdeki bir abimin MV Agusta 'sı vardı. Hepsinde de garip garip sorunlar baş göstermişti en nihayetinde hepside motorları yaptırıp(tabi bu süre zarfında o kadar çile ve para harcamaya dayanamayarak) sattılar ve şu an da hepsinde Japon üretimi motorlar mevcut. Hepside sıkıntısız mutlu ve mesut kullanmaya devam ediyorlar.
Sadece kullanmak gerekmiyor motorların sıkıntısını görmek için(bu egzotik motorların kullanıcı forumlarına bakmak yeterli) aynı şekilde sorunsuz olanları da zaten çoğunlukta fakat güvenilirlik,sağlamlık açısından BMW ayrı tutaraktan hiçbiri Japon motorlarına yaklaşamaz. Şöyle örnek vereyim Honda VFR,CBF, Suzuki SV,Vstrom, Yamaha Tenere,FZ1,Vmax gibi motosikletlerin klasik ve ağır bakımları haricinde engine rebuild edilmeden 100k,200k mil yapanlarını görebilirsiniz fakat bunu Avrupa'lı motorlar için söylemek ve görmek(BMW yine harici tutaraktan) çok zor.
hasmet
17 Nisan 2019, 19:53
Avrupalı motosikletlerin kalite, performans, dayanıklılık ve güvenilirlik konusunda hala daha iyi olduğunu düşünerek size katılamıyorum. Belirttiğiniz istisnalar elbette ki burada da mevcut ancak sizin söylediğiniz doğru olabilseydi bugün Amerikan yollarında Harley Road Glide'lar yerine Honda Goldwing'ler görüp kaideyi bozabilirdiniz. Hatta biraz daha ileri gidiyorum, Harley kulüpleri değilde Honda Goldwing kulüpleri, çeteleri görürdünüz. Yanlış anlaşılmasın, burada herhangi birine fanatiklik anlamında bir övgü yok. Yıllardır hem avrupa hemde japon motosikletlerini simultane bir şekilde kullanımın verdiği tecrübelerime dayanarak ifade ediyorum. Yani Sezar'ın hakkı Sezar'a.
Avrupa markalarının Brembo, Ohlins vs gibi ekipmanları stok bir şekilde sunmasını bir kenara bırakın, çelik fren hortumlarından tutunda kullanılan elektrik tesisatı kablolarının materyallerinin kalitesine kadar bir hatta iki gömlek üstünün kullanıldığı motosikletlerde dayanıklılığın daha uzun olduğunun savunulması zaten bir çelişki. Daha uygun maliyetli parça kullanılan bir motosiklet nasıl olur da daha dayanıklı ve güvenilir olabilir, mantığım maalesef almıyor.
Aynı dönemde alınmış aynı yaşta hem japon hem avrupa motosikletlerimde, japon olanda elektrik tesisatı yenilenmesi, elektronik kontrollerin, enjeksiyon problemleri, boya atması, parça solması vb sayacağım bir sürü problem yaşarken aynı yaşta avrupa periyodik bakımlar dışında en fazla ömrünü tüketmiş keçeleri değişmiştir. Bununda bariz sebebi birisinin elektrik tesisatı daha uzun ömürlü olsun diye altın alaşım kablolama kullanılması diğerininde bakır kullanılması gibi örneklendirilebilir. Peki malzeme kalitesi daha düşük olan bir motosiklet nasıl olur da daha dayanıklı olabiliyor, yine mantığım alamıyor maalesef.
Yıllardır söylerim, yine söylüyorum, Japon motosikletlerin daha dayanıklı olduğu sadece bir algıdan ibaret. İnsanların tercih etmesinin tek sebebide tümüyle daha erişilebilir olması fiyat ve bakım maliyetleri bakımından. Her zaman iddia ediyorum ve yine edeceğim, siz BMW'leri, Ducati'leri veya Triumph'ları Japonlarla aynı fiyat yapın bakalım Japon'a binen kalıyor mu.
1. Daha egzotik malzemeler kullanilmis bir motosiklet nasil daha dayaniksiz olabiliyor? Cunku o egzotik malzemeler dayaniklilik icin degil, performans icin orada. KTM Superduke'ta magnezyum silindir kapagi, elde uretilmis Tirellis sasi ve kompozit depo kullanilmis. Hepsi de normal muadillerinden cok daha pahali. Dayaniklilik icin mi? Tabii ki hayir. Performans icin. Performans ve dayaniklilik birbirinin aksine ozellikler. Motosikleti cok performansli uretebilirsiniz, ancak toleranslar cabuk bozulur, parcalar cabuk yipranir, bakim araliklari darlasir. Superduke'in sikistirma orani 13.6! buyrun burdan yakin :) Bir karistan az genis 2 silindir motordan 180 beygir havadan cikmiyor tabii ki.
2. Amerika'da Goldwing niye Harley kadar yaygin degil? Farkli tercihleri olan musterilere hitap etmekteler. Bir Goldwing ve bir Sportster ayni sey degil. Goldwing, ses ve stil motosikleti de degil. Ustelik fiyati da cok pahali. Ancak uzun yol icin kendini ispatlamis durumda. Zaten dune kadar Amwerika'da uretiliyordu, ve satis orani olarak kendi turunun lideri, BMW K1600 GTL bile yetisememekte Amerika'da.
3. Insanlar niye dayaniksiz oldugu halde Avrupa ve ya Amerika mali motosikletler tercih edebiliyor benim gibi? Performansi daha iyi, ya da verdigi his daha farkli oldugu icin. Mesela hep derim, eger Superduke'u Honda yapsaydi, $3000 daha verip onu alirdim. Cunku daha dayanikli olacagindan emin olurdum. Bugun motosiklet aliyor olsam MT10 SP'yi ciddi ciddi dusunurdum sahsen. Gel gelelim 2015'te Superduke'un Japon muadili yoktu. Problemli olacagini forumlardan gordugum icin de para verip ekstra 3 sene garanti aldim, basim agrimasin diye. 1 sene sonra piston ve silindirler degisti, 4 ay serviste kaldi. Cok takmadim, hazirlikliydim cunku :) basima gelen istisna bir durum, ancak bu tur istisnalar Avrupa mallarina daha cok oluyor hep. Forumlara bakin, anlarsiniz. Almadan once bayagi baktim cunku. Multistrada da alternatiflerden biriydi.
Bakin MC Commute'da hic bir motosikletin basina gelmeyen bir sey MV Agusta Brutale 800'un basina geldi. Yolda test edilen yepyeni motosikletin vites pedali koptu... Tabii ki istisna, ama yine bir Avrupali'nin basina geldi.
http://www.youtube.com/watch?v=92KoPng0JI8
Kisaca: Motosikletler guzel. Performansli. Zevkli. Ancak butceniz yeterince genis degilse bulasmanizi tavsiye etmem. Ikinci el almasi ucuz olsa da kullanmasi kesinlikle oyle degil. O yuzden ikinci elleri ucuz. Sadece Turkiye'de degil, burada da oyle.
YasinC
18 Nisan 2019, 09:45
Malzeme kalitesi, üretim kalitesi ve tasarım anlayışı çok etkili bir ürünün ömründe.
Bence en etkili olanı ise 1 üretim kalitesi, 2 tasarım.
Tasarım derken de mühendislikten bahsediyorum. Mesela sovyet yapımı araçlar basittir. Arıza yapmaz, yapsa dahi tamiri de basittir. Japon'lar da keza öyle daha basit olacak mekanik bir düzenden yanalar genellikle.
Avrupa menşei ürünler Japon'lar dan çok farklı kulvarda. Kesinlikle daha iyi donanımlara sahipler. Ama kesinlikle basit yapıları yok :)
Mesela bir Alfa Romeo, Toyota kadar dayanıklı durmaz. Çünkü biri deri döşeme kullanır, biri plastik :) Birisin de en kötü multi-link bağımsız süspansiyon vardır hatta bazılarında elektronik desteklidir. Diğeri torsiyon kullanır vs, biri motordan 200hp çıkarmaya çalışır diğer 110 çıkarsa öpüp başına koyarsın. :)
Bence MV Agusta, Ducati ile Honda vs kıyaslaması bazı istisnalar dışında pek olacak iş değil.
hasmet
18 Nisan 2019, 15:36
Bu konu daha önce de tartışılmıştı. Aslında genel olarak katılıyorum da. Ancak Japonlar komplike makina ürettiklerinde de dayanıklı dizayn edip üretiyorlar. Gerekirse performanstan fedakarlık yapıyorlar, ama hedef yüksek olunca yine iyi gidiyor araç, ama Civic gibi de dayanıklı oluyor, çok daha komplike olmasına rağmen. Yani dizayn kültürü olarak kolay kolay dayanıklılıktan ödün vermiyorlar.
Mesela BMW'nin zamanındaki M5 için ürettiği V10 motoru Japonlar o haliyle piyasaya sürmezdi. Sürülmesi de bariz hataydı. Toyota'nin BMW M3'e rakip olarak ürettiği Lexus IS-F'in baş mühendisiyle yapılan bir röportajı okumuştum. Herif kafayı yemiş resmen, performans için üretilen aracı Toyota'nin tüm ürünlerine uyguladığı standarda tabi tutunca, yani bir Corolla kadar güvenilir ve dayanıklı üretmeye çalışınca 500 küsür beygir araç olmuş 420... Ama ikinci eli hâlâ çok yüksek aracın. Açıkçası Japonların tüm performanslı ürünlerinin ikinci eli yüksek. Çünkü hem zevkli, hem de bozulmuyor. Ama çok yok malesef :)
Aynı şekilde Valkyrie Rune'u üretirken de dizayn ekibi ve mühendisler radyatör boyutu için birbirlerine girmişler... :) eninde sonunda ikisini de tatmin edecek bir sonuca ulaşmışlar, ama kolay olmamış...
Infaustus
18 Nisan 2019, 15:58
Konuya farklı bir bakış açısı da ben ekleyeyim. Özet bir yorum olacak ama uzatmaya gerek yok;
MV Agusta gibi fantastik markalar alınmasındaki en önemli sakıncalardan birisi, iki gün sonra satmak istediğinizde alıcı bulamamanız, para ihtiyacı vs. nedenle acil satmak isterseniz ölü fiyatlara vermek zorunda kalmanızdır. Ben motora ömür boyu bineceğim, son kullanıcısı olurum sorun değil diyor, ikinci eli hiç umrumda değil diyorsanız birşey diyemem tabii ki.
Ben fransa'da bile lanet gelsin italyandan demeye başlamışken siz oralarda ne yaparsınız bilemem.
Gerçek şu ki MV Agusta muhteşem bir tarihe sahip ve harika motosikletler üretiyor. Fakat fiyatları olmasa da kendileri çok spesyal modeller. Sürüden farklı olmak, değişik bir motosiklete binmek için tercih edilecek gerçekten güzel motosikletler üretiyor.
Ama!
Şu amayı anlatmak için daha geçenlerde yaşadığım bir olayı anlatayım.
Arkadaşım Mv Agusta'nın buradaki bayii idi.
Aynı zamanda aynı galeride 2. el lüks otomobiller satıyor.(Ferrari, Mustang vs.)
Tabi 2. el motosikletlerde satıyor.
Servisi de olduğu için ve benim işlerime özen gösterdiklerinden motorumu oraya götürürüm.
Geçtiğimiz günlerde de hem yağ değişimi hem de ufak tefek bakım için oraya gittim.
Bir baktım tek bir motosiklet bile yok.
Naaptın sattın mı hepsini diye şaşkınlıkla sorarken beni eskiden servis olarak kullandığı bölüme götürdü.
14-15 motosikleti duvarın dibine dizmiş, üstlerine de birer bez örtmüş.
Benim içim acıdı.
Mv Agusta'nın naked modellerini ve diğer markaların farklı modellerini satabilmiş ama spor modeller elinde kalmış.
Şu aşağıda gördüğünüz motoru bana 9bin euroya teklif etti. Daha önce 14.750 euroya satmaya çalışıyordu.
https://scontent-cdt1-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/57209117_1997212737252656_3567262830895824896_n.jp g?_nc_cat=100&_nc_ht=scontent-cdt1-1.xx&oh=9817fcd3d6fa27f42222b1468b39111a&oe=5D2C86A2
Biliyorsunuz zaman zaman avrupanın çeşitli yerlerinde motosikletçi dostlarla bir araya geliyoruz.
İnanın Mv Agusta tek tük görebiliyoruz. Yani sorun sadece Fransa'nın değil.
Neden böyle meselesine girmeyeceğim fakat bişey hatırlatayım.
Avrupa motosikletler, bizim sonradan taktırdığımız donanım üstlerinde hazır olarak geliyor ve dolayısıyla bir miktar daha pahalıya satılıyorlardı. Japonların ikibinli yılların ortalarında motosikletleri tek versiyon üretmelerinin avrupa motosikletlere çok getirisi oldu.
Örneğin Bir CBR 1000 RR alıp, fren ve egzoz sistemini daha iyi biriyle değiştirmeye kalktığınızda japon motosikletler avrupalılardan daha pahalıya patlıyordu. Hele janta filan girerseniz Allah muhafaza!
Bu da avrupa motosikletlere yönelimi arttırdı.
Fakat daha sonra Bmw kaliteli malzemeyi standart donanım olarak S1000RR'a takıp japonlarla aynı fiyata satınca, Japonlar'da modellere donanım eklemeye ya da 2 versiyon üretmeye başladılar. Örneğin bugün CBR 1000 RR, iyi donanımlı SP modelini, Yamaha M1 modelini standart versiyon yanında piyasaya sürdü. Ona keza Kawasaki de öyle.
Kısaca avrupa demeyelim de italyan motosikletlerin pek esprisi kalmadı.
Tabi Ducati bu yıl büyük sükse yapıp V4 motorlu bir Panigale piyasaya sürdü onu ayrı tutuyorum. Belki 2 yıl daha süksesi devam eder, ardından japonlardan V4 karşılığı gelir ve sükse sona erer.
Kısaca maddi gücünüz varsa gönül rahatlığı ile bir Mv Agusta alıp keyfini çıkarın.
Fakat 2-3bin lira gideri dert edecek kadar durum bozuksa uzak durun.
Ben fransa'da bile lanet gelsin italyandan demeye başlamışken siz oralarda ne yaparsınız bilemem.
Gerçek şu ki MV Agusta muhteşem bir tarihe sahip ve harika motosikletler üretiyor. Fakat fiyatları olmasa da kendileri çok spesyal modeller. Sürüden farklı olmak, değişik bir motosiklete binmek için tercih edilecek gerçekten güzel motosikletler üretiyor.
Ama!
Şu amayı anlatmak için daha geçenlerde yaşadığım bir olayı anlatayım.
Arkadaşım Mv Agusta'nın buradaki bayii idi.
Aynı zamanda aynı galeride 2. el lüks otomobiller satıyor.(Ferrari, Mustang vs.)
Tabi 2. el motosikletlerde satıyor.
Servisi de olduğu için ve benim işlerime özen gösterdiklerinden motorumu oraya götürürüm.
Geçtiğimiz günlerde de hem yağ değişimi hem de ufak tefek bakım için oraya gittim.
Bir baktım tek bir motosiklet bile yok.
Naaptın sattın mı hepsini diye şaşkınlıkla sorarken beni eskiden servis olarak kullandığı bölüme götürdü.
14-15 motosikleti duvarın dibine dizmiş, üstlerine de birer bez örtmüş.
Benim içim acıdı.
Mv Agusta'nın naked modellerini ve diğer markaların farklı modellerini satabilmiş ama spor modeller elinde kalmış.
Şu aşağıda gördüğünüz motoru bana 9bin euroya teklif etti. Daha önce 14.750 euroya satmaya çalışıyordu.
https://scontent-cdt1-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/57209117_1997212737252656_3567262830895824896_n.jp g?_nc_cat=100&_nc_ht=scontent-cdt1-1.xx&oh=9817fcd3d6fa27f42222b1468b39111a&oe=5D2C86A2
Biliyorsunuz zaman zaman avrupanın çeşitli yerlerinde motosikletçi dostlarla bir araya geliyoruz.
İnanın Mv Agusta tek tük görebiliyoruz. Yani sorun sadece Fransa'nın değil.
Neden böyle meselesine girmeyeceğim fakat bişey hatırlatayım.
Avrupa motosikletler, bizim sonradan taktırdığımız donanım üstlerinde hazır olarak geliyor ve dolayısıyla bir miktar daha pahalıya satılıyorlardı. Japonların ikibinli yılların ortalarında motosikletleri tek versiyon üretmelerinin avrupa motosikletlere çok getirisi oldu.
Örneğin Bir CBR 1000 RR alıp, fren ve egzoz sistemini daha iyi biriyle değiştirmeye kalktığınızda japon motosikletler avrupalılardan daha pahalıya patlıyordu. Hele janta filan girerseniz Allah muhafaza!
Bu da avrupa motosikletlere yönelimi arttırdı.
Fakat daha sonra Bmw kaliteli malzemeyi standart donanım olarak S1000RR'a takıp japonlarla aynı fiyata satınca, Japonlar'da modellere donanım eklemeye ya da 2 versiyon üretmeye başladılar. Örneğin bugün CBR 1000 RR, iyi donanımlı SP modelini, Yamaha M1 modelini standart versiyon yanında piyasaya sürdü. Ona keza Kawasaki de öyle.
Kısaca avrupa demeyelim de italyan motosikletlerin pek esprisi kalmadı.
Tabi Ducati bu yıl büyük sükse yapıp V4 motorlu bir Panigale piyasaya sürdü onu ayrı tutuyorum. Belki 2 yıl daha süksesi devam eder, ardından japonlardan V4 karşılığı gelir ve sükse sona erer.
Kısaca maddi gücünüz varsa gönül rahatlığı ile bir Mv Agusta alıp keyfini çıkarın.
Fakat 2-3bin lira gideri dert edecek kadar durum bozuksa uzak durun.
Sayın COQ, mesajınızda dert mi yanmışsınız yoksa iltifat mı etmişsiniz pek belli değil. En başta lanet gelsin İtalyan'dan dedikten sonra yaşadığınız türlü türlü dertleri yazacağınızı beklerken, ikinci el satıcı bir bayii'nin elindeki modelleri satamayışından dert yanmışsınız.
Ben burada İtalyan motorlarının ya da Avrupa motorlarının bir eksiğini yada noksanlığı göremedim. Yani benim anladığım, Ferrari, Lamborghini gibi otomobil markalarının Renault Clio'dan daha az satması onların lanet, uzak durulması gereken arabalar olduğunu söylemekle aynı şey sizin söyleminize göre. Halbuki arkadaşımız MV Agusta motorlarının arıza durumu, parça fiyatları ve bulunabilirliği gibi şeyler hakkında tavsiye istemişti.
Lanet etmenize rağmen neden hala Ducati 1198 kullandığınızı anlatmanızı ve ne gibi lanet ettiğiniz problemler yaşadığınızı dinlemek isterim.
O kadar şeyi yazacağıma "Satılmıyor" yazsam daha anlaşılır olacakmış.:P
Yani bir şeyi övmek ya da gömmek bana göre değil. İyi yanları ve kötü yanları birlikte değerlendirmek gerek.
Bu arada 1198'i sattım.(profilden kaldırmak aklıma gelmedi) Benim ki elektroniksiz son modeldi o nedenle kolay alıcı buldum ama benden önce ilana konup hala satılmaya çalışılan bir sürü Ducati var.
Bu arada hiç bir motorumda sorun yaşamadım ki bunların çoğu japondu.
Fakat italyanların bakım masrafı gerçekten fazla.
Türkiye'yi düşünemiyorum bile.
Fakat hafta sonları çıkıp biraz hava atayım hevesiyle motor alınacaksa İtalyan iyidir.
Benim açımdan olayı performans olarak ele alacak olursak,
Şu an paraya kıyabilsem V4 alırım.
Fakat normal modeli 23-24 bin euo iken piste çıkabileceğin model 40-45bin euro civarı.
Bayide ellemeye bile korktum motora.:)
Yani 19bine bir ZX-10 R alıp 10bin euro masraf yapsam o ducatiyi pistte öttürürüm.
Benim sürüşüme göre bana yarım saniye bile kazandırmaz.
Uff içim şişti.
Zaten içim gidiyor şerefsize!
Velhasıl bizim gibi orta bütçeli elemanlar için totalde lüks kaçıyorlar.
Bir senelik kazancımı ayda bir bilemedin iki kez gireceğim pistte kullanacağım bir motora gömemem.
Kimse gömmez.
Cadde için ise japonların standartları italyanlardan daha yüksek şu an.
Üstelik 18-21bin bandında sahip olabiliyorsun.
Ama mevzuya tip olarak bakacak olursak hiç bir japon italyanlardan daha göz alıcı değil.
Bir ara AMG replika yapmıştı Mv Agusta için tek geçerim.
Şimdi buranın ünlü bir 2. el sitesinde ilanlara baktım.
200 adet satılık Mv Agusta var.
2000 civarında Aprilia var
3212 adet Ducati var
8596 Bmw var.
Şimdi japonlara geleyim.
14.843 Honda
8.663 Kawasaki
11.197 Suzuki
20.714 Yamaha
Düşünün tüm Avrupalıların toplamı bir yamaha etmiyor.
Yani alıcı az. Bu nedenle satış dertli.
Muhtemelen aynı araştırmayı Türk 2. el sitesinde yapsak yakın sonuçlar çıkacak.
Avrupalı motorların küçük segmentte az modeli olmalarından dolayı 750-1000cc arası arattırdığımda da japon markaların avrupalardan 2 kat fazla sattığını gördüm.
Bu arada bir diğer avrupa markası Triumph'u unuttuk.
Bu marka Street Triple modeliyle çok sattı.
Hatta kategorisinde galiba en çok satan model.
Hakkını teslim edelim.
Her avrupalı bir değil.
Mesela Bmw ve Ktm'nin bazı modellerinin japon rakibi bile yok denilebilir.
ÇELİKKAYA
18 Nisan 2019, 19:55
Sonuc olarak alinirmi? Alinmazmi?
matay
18 Nisan 2019, 20:11
Şu anki ekonomik(kur,işletme maliyeti,ikinci el) yapıda alınmaz...
dyavol-77
18 Nisan 2019, 20:58
Ben fransa'da bile lanet gelsin italyandan demeye başlamışken siz oralarda ne yaparsınız bilemem.
Gerçek şu ki MV Agusta muhteşem bir tarihe sahip ve harika motosikletler üretiyor. Fakat fiyatları olmasa da kendileri çok spesyal modeller. Sürüden farklı olmak, değişik bir motosiklete binmek için tercih edilecek gerçekten güzel motosikletler üretiyor.
Ama!
Şu amayı anlatmak için daha geçenlerde yaşadığım bir olayı anlatayım.
Arkadaşım Mv Agusta'nın buradaki bayii idi.
Aynı zamanda aynı galeride 2. el lüks otomobiller satıyor.(Ferrari, Mustang vs.)
Tabi 2. el motosikletlerde satıyor.
Servisi de olduğu için ve benim işlerime özen gösterdiklerinden motorumu oraya götürürüm.
Geçtiğimiz günlerde de hem yağ değişimi hem de ufak tefek bakım için oraya gittim.
Bir baktım tek bir motosiklet bile yok.
Naaptın sattın mı hepsini diye şaşkınlıkla sorarken beni eskiden servis olarak kullandığı bölüme götürdü.
14-15 motosikleti duvarın dibine dizmiş, üstlerine de birer bez örtmüş.
Benim içim acıdı.
Mv Agusta'nın naked modellerini ve diğer markaların farklı modellerini satabilmiş ama spor modeller elinde kalmış.
Şu aşağıda gördüğünüz motoru bana 9bin euroya teklif etti. Daha önce 14.750 euroya satmaya çalışıyordu.
https://scontent-cdt1-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/57209117_1997212737252656_3567262830895824896_n.jp g?_nc_cat=100&_nc_ht=scontent-cdt1-1.xx&oh=9817fcd3d6fa27f42222b1468b39111a&oe=5D2C86A2
Biliyorsunuz zaman zaman avrupanın çeşitli yerlerinde motosikletçi dostlarla bir araya geliyoruz.
İnanın Mv Agusta tek tük görebiliyoruz. Yani sorun sadece Fransa'nın değil.
Neden böyle meselesine girmeyeceğim fakat bişey hatırlatayım.
Avrupa motosikletler, bizim sonradan taktırdığımız donanım üstlerinde hazır olarak geliyor ve dolayısıyla bir miktar daha pahalıya satılıyorlardı. Japonların ikibinli yılların ortalarında motosikletleri tek versiyon üretmelerinin avrupa motosikletlere çok getirisi oldu.
Örneğin Bir CBR 1000 RR alıp, fren ve egzoz sistemini daha iyi biriyle değiştirmeye kalktığınızda japon motosikletler avrupalılardan daha pahalıya patlıyordu. Hele janta filan girerseniz Allah muhafaza!
Bu da avrupa motosikletlere yönelimi arttırdı.
Fakat daha sonra Bmw kaliteli malzemeyi standart donanım olarak S1000RR'a takıp japonlarla aynı fiyata satınca, Japonlar'da modellere donanım eklemeye ya da 2 versiyon üretmeye başladılar. Örneğin bugün CBR 1000 RR, iyi donanımlı SP modelini, Yamaha M1 modelini standart versiyon yanında piyasaya sürdü. Ona keza Kawasaki de öyle.
Kısaca avrupa demeyelim de italyan motosikletlerin pek esprisi kalmadı.
Tabi Ducati bu yıl büyük sükse yapıp V4 motorlu bir Panigale piyasaya sürdü onu ayrı tutuyorum. Belki 2 yıl daha süksesi devam eder, ardından japonlardan V4 karşılığı gelir ve sükse sona erer.
Kısaca maddi gücünüz varsa gönül rahatlığı ile bir Mv Agusta alıp keyfini çıkarın.
Fakat 2-3bin lira gideri dert edecek kadar durum bozuksa uzak durun.
Sayin Coq; Oralarda (AB) Benelli markası nasıl bilinir? Çin mi İtalyan mı?...
Arkadaşlar,
alınır mı alınmaz mı kişisel bir konu.
Ben genel maddi durumu göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yaptım.
Yoksa alıp şunu yapan var.
https://scontent-cdt1-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/57624930_1182742158575310_1470796758647832576_n.jp g?_nc_cat=1&_nc_ht=scontent-cdt1-1.xx&oh=b2bf0ef3a6ccac70a8da59c69de5ca08&oe=5D76A242
Yani cebinize güveniyorsanız her şey alınır.
Ünlü Türk düşünürü Cem Yılmaz'ın da dediği gibi.
Porche pahalı değil.
Sizin paranız yok!
Sayin Coq; Oralarda (AB) Benelli markası nasıl bilinir? Çin mi İtalyan mı?...
Benelli burada hiç görmedim ama fransızca bir web sitesi var.
Fakat ne bayi var ne de fiyat.
Benelli bildiğiniz gibi eski bir İtalyan markası.
Fakat artık uzakdoğuda üretiliyor.
Şu an üretilen modeller avrupa standartlarına uygun olmayabilir.
Bir de burada Mash diye bir marka var.
Bunlar oldukça ucuz ve euro4 standartında motosiklet üretiyorlar.
Bir nevi çinli ürünlerin avrupa pazarına girmelerini engelleyici bir durum yaratıyor.
Bu tip üreticiler başka ülkelerde de var.
Örneğin şu güzel bebek 2695€
http://www.mash-motors.fr/3322-access_large/mash-cafe-racer-125cc-silver-mat.jpg
Daha ucuz modeller de var.
Bu da Çinliler standarda uygun modeller üretse bile sert bir rekabetle karşılaşma ihtimalini doğuruyor.
Özetle,
Benelli bende güvenilir bir marka imajına sahip.
İmkanım ona yetse almaktan çekinmezdim.
Sonuc olarak alinirmi? Alinmazmi?
Sayın ÇELİKKAYA, konuşmalardan anlayacağınız üzere avrupa/italyan motorlarının kötü olduğu konular farazi konuşmalardan öteye gidemiyor. Yani elle tutulabilir bir şeyler pek yok, farklı açılardan görüşlerle konu dağılıyor. Zaten göreceğiniz üzere bakım maliyetleri ve parça pahalılığından dert yanılsa bile yine daha öncedende belirttiğim gibi elinde olsa yine avrupa/italyan alınacağı fikri devam etmekte.
Ben size elle tutulur bir durumu belirteyim, hem japon hem italyan motorlarımı bu ay içerisinde periyodik/sezonluk bakıma soktum. Japon servis masrafı 800 TL tuttu, İtalyan olan 890 lira tuttu. Aralarında pek yaş/km farkı yok ancak Japon olan fren balataları çoktan tüketmiş bile. İtalyan Brembo dayanmaya hala devam ediyor. Siz yinede bana inanmayın, yetkili servisleri arayıp her ikisi içinde servis fiyatı alın zaten göreceksiniz. Dediğim gibi durum sadece algıdan ibaret, gerisi size kalmış. Temiz bir MV Agusta bulduğunuz taktirde gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.
hasmet
18 Nisan 2019, 22:31
Sayın ÇELİKKAYA, konuşmalardan anlayacağınız üzere avrupa/italyan motorlarının kötü olduğu konular farazi konuşmalardan öteye gidemiyor. Yani elle tutulabilir bir şeyler pek yok, farklı açılardan görüşlerle konu dağılıyor. Zaten göreceğiniz üzere bakım maliyetleri ve parça pahalılığından dert yanılsa bile yine daha öncedende belirttiğim gibi elinde olsa yine avrupa/italyan alınacağı fikri devam etmekte.
Ben size elle tutulur bir durumu belirteyim, hem japon hem italyan motorlarımı bu ay içerisinde periyodik/sezonluk bakıma soktum. Japon servis masrafı 800 TL tuttu, İtalyan olan 890 lira tuttu. Aralarında pek yaş/km farkı yok ancak Japon olan fren balataları çoktan tüketmiş bile. İtalyan Brembo dayanmaya hala devam ediyor. Siz yinede bana inanmayın, yetkili servisleri arayıp her ikisi içinde servis fiyatı alın zaten göreceksiniz. Dediğim gibi durum sadece algıdan ibaret, gerisi size kalmış. Temiz bir MV Agusta bulduğunuz taktirde gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.
Sizin deneyiminiz pozitif olmus olabilir. Benimki olmadi. Otomatik Civic'ten yuksek fiyatli yepyeni Superduke'un, aldiktan 1 sene 5000km sonra piston ve silindirleri degisti, ve 4 ay serviste kaldi. Bence yeterince elle tutulur bir durum, oyle degil mi? :)
Tabii ki her Superduke'un motoru ilk senesinde inmiyor. Peki hangi deneyim daha cok yasaniyor?
Bu sorunun en guzel cevabi, dusunulen motosiklet modelinin kendi forumunda bulunur. Tum kronik problemler orada yazilidir.
Sadece bakimla ilgili onemli bir nokta koymak istiyorum:
Evet, her Avrupali motosikletin bakimi, muadili Japon'dan farkli olmayabilir. Ancak sahi tecrubem su yonde:
1. Japonlar motosikleti daha kolay servis edilebilir sekilde dizayn ediyorlar. Mesela: Bazi Ducati'lerde subap bakimi icin radyator ve depo sokulmesi gerekiyor. Ancak eski Hornetimde bir civatayi gevsetip menteseli deponun onunu kaldirdiginiz anda subaplara ulasabiliyorsunuz. Arada ciddi iscilik farki soz konusu, ki zaten iscilik fiyati arttiran faktor.
2. Bakim araliklari ayni olsa dahi, Japonlar bakima o kadar hassas degil. Mesela, Iki nesil onceki Fireblade motorlu Hornet'lerde zaten araliklari cok uzak olan subap bakimlarini yaptirmaniza bile gerek kalmiyor, cunku yaptiranlarin hemen hemen hepsinde toleranslar fabrika verileri icinde cikiyor. Ancak Avrupali bazi modellerin, benimki dahil, daha bakim vakti gelmeden motor sesi degismeye basliyor.
ÇELİKKAYA
18 Nisan 2019, 22:50
Sayın ÇELİKKAYA, konuşmalardan anlayacağınız üzere avrupa/italyan motorlarının kötü olduğu konular farazi konuşmalardan öteye gidemiyor. Yani elle tutulabilir bir şeyler pek yok, farklı açılardan görüşlerle konu dağılıyor. Zaten göreceğiniz üzere bakım maliyetleri ve parça pahalılığından dert yanılsa bile yine daha öncedende belirttiğim gibi elinde olsa yine avrupa/italyan alınacağı fikri devam etmekte.
Ben size elle tutulur bir durumu belirteyim, hem japon hem italyan motorlarımı bu ay içerisinde periyodik/sezonluk bakıma soktum. Japon servis masrafı 800 TL tuttu, İtalyan olan 890 lira tuttu. Aralarında pek yaş/km farkı yok ancak Japon olan fren balataları çoktan tüketmiş bile. İtalyan Brembo dayanmaya hala devam ediyor. Siz yinede bana inanmayın, yetkili servisleri arayıp her ikisi içinde servis fiyatı alın zaten göreceksiniz. Dediğim gibi durum sadece algıdan ibaret, gerisi size kalmış. Temiz bir MV Agusta bulduğunuz taktirde gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.
Cevap icin tesekkur ederim,zira gonlumde yatan Ducati 821 veya Triump street triple800 idi ancak servis,yedek parca ve bakim maliyetleri hakkinda cok soylentiler oluyor iyiden iyiye kararsiz kaldim.
Kullananlara rastlarsam bizzat yuzyuze bilgi alicam artik
Sizin deneyiminiz pozitif olmus olabilir. Benimki olmadi. Otomatik Civic'ten yuksek fiyatli yepyeni Superduke'un, aldiktan 1 sene 5000km sonra piston ve silindirleri degisti, ve 4 ay serviste kaldi. Bence yeterince elle tutulur bir durum, oyle degil mi? :)
Tabii ki her Superduke'un motoru ilk senesinde inmiyor. Peki hangi deneyim daha cok yasaniyor?
Bu sorunun en guzel cevabi, dusunulen motosiklet modelinin kendi forumunda bulunur. Tum kronik problemler orada yazilidir.
Sadece bakimla ilgili onemli bir nokta koymak istiyorum:
Evet, her Avrupali motosikletin bakimi, muadili Japon'dan farkli olmayabilir. Ancak sahi tecrubem su yonde:
1. Japonlar motosikleti daha kolay servis edilebilir sekilde dizayn ediyorlar. Mesela: Bazi Ducati'lerde subap bakimi icin radyator ve depo sokulmesi gerekiyor. Ancak eski Hornetimde bir civatayi gevsetip menteseli deponun onunu kaldirdiginiz anda subaplara ulasabiliyorsunuz. Arada ciddi iscilik farki soz konusu, ki zaten iscilik fiyati arttiran faktor.
2. Bakim araliklari ayni olsa dahi, Japonlar bakima o kadar hassas degil. Mesela, Iki nesil onceki Fireblade motorlu Hornet'lerde zaten araliklari cok uzak olan subap bakimlarini yaptirmaniza bile gerek kalmiyor, cunku yaptiranlarin hemen hemen hepsinde toleranslar fabrika verileri icinde cikiyor. Ancak Avrupali bazi modellerin, benimki dahil, daha bakim vakti gelmeden motor sesi degismeye basliyor.
Sayın hasmet, maalesef öyle değil, sizin başınıza gelen istisnai bir durum, tıpkı son konularda başlığını görebileceğiniz sıfır aldığı Yamaha mt-25 motosikletinde fabrika veya montaj hatası yüzünden ciddi gidon problemiyle boğuşan Japon kullanan bir arkadaşımızın başına gelen durum gibi. Bu yaşadığınız durumun Avrupa yada Japon'u yok, talihsizliktir sadece.
Başından beri açıklamaya çalıştığımız durum, Avrupa motosikletlere karşı yersiz bir önyargının olduğu idi. İnsanlar bu motorlara binmek istiyor ve güçleri yetiyor, ancak sırf yanlış algı yüzünden çekiniyorlar. Bunların ciddi çoğunluğu da kulaktan dolma bilgiler, hayali abiler ve bende vardılardan oluşuyor. Hayatında İtalyan sahibi olmamış adam bile servisi çok pahalı diyor, tezatlığı siz düşünün.
Sizin verdiğiniz örneklerin yine konuyla bir alakasını kuramadım maalesef. Elimde iki servis ücretininde faturası var, baktığımda aynı rakamı görüyorum. Kimse bir fazla radyatör ya da depo söktüm diye ekstra 50 TL masraf yazmaz! Nerede bu ciddi işçilik ücreti lütfen bizi aydınlatın?
Yine bakım aralıkları konusunda da yanlış yönlendiriyorsunuz! Japonların öyle bir toleransı olduğunu kim çıkarttı. Yine elimdekilerle örnek veriyorum, Japon motorumun subap ayarı manual'de 26.000km olarak gösteriliyor ki bu büyük bakımı. Yine İtalyan motorumda da bu rakam 25.000km ki bu da onun büyük bakımı. Gördüğünüz üzere ikiside aynı zamanda subap ayarı istiyor. Ben hayatımda her ikisi içinde subap ayarının zamanı gelse bile şimdi yapmana gerek yok, tolere eder kafana takma diyen ne bir usta ne de bir servise rastladım. Ayrıca KTM Super Duke ile Honda Hornet'i karşılaştırmanız çok manidar. Tıpkı önceki mesajınızda Honda Goldwing ile Harley-Davidson Sportser karşılaştırmanız gibi. 1300cc hacimli sarf performans bir canavar ile amacı commuting ve ekonomi olan Hornet'in bırakın bakım maliyetlerini hiçbir kulvarda aynı kefeye koyamazsınız.
BAIIHAN
19 Nisan 2019, 00:13
Şöyle birşey de var. 'Sorunsuzluk Endeksi' denilebilir sanırım.
11000 kullanıcı - 4 yıl sahiplik.
http://i66.tinypic.com/wksf7m.png
hasmet
19 Nisan 2019, 00:22
Yine bakım aralıkları konusunda da yanlış yönlendiriyorsunuz!
Ciddi problemler tabii ki istisna. Ancak kullanicilarin kaci bu istisnayi yasiyor? Baska ne tur istisnalar mevcut?
Parasini akillica kullanacak insanin yapmasi gereken, bastan beri verdigim tavsiye, almayi dusundugunuz motosikletin modelinin uluslararasi forumunu incelemeniz. Ben bunu CB900F Hornet, CB1000R, Superduke, Multistrada ve Zero SR icin yaptim. Durum cok net.
Bunun icin de Avrupa motosikletlere karşı önyargının yersiz oldugunu dusunmuyorum. Zaten ikinci el fiyatlari da durumu destekliyor.
Subap bakimina gelince, kullandiginiz modelin subaplarina ulasim zor degilse fiyatlar bir Japon'a yakin olabilir. Ancak her Avrupa model icin oyle degil. Cunku duz 4 silindir motora tek kafa acmak yerine V motora 2 kafa acmasi gerekecek, silindirler 90 derece aciliysa biri deponun arkasinda digeri radyatorun onunde oldugu icin kafalara ulasmak icin hem depo hem de radyatoru sokmek gerekecek, desmoysa subap basina 2 kat daha fazla şim kontrolu gerekecek, vs. Birinde sadece subap ayari 1.5 saat surerken digerinde 4 saat surecek, bu da Amerika icin $300 iscilik farki demektir.
Subap ayari kullandiginiz Japon motoru icin 26.000km'dir, İtalyan motor yeniyse o da yakindir, dogru. Simdi gidip forumlari okuyun. 12 sene once aldigim CB900F Hornet'e 16000mil'de kafayi acip ayar yapan hic cikmadi forumda. 32000 mil'de cok nadir. 48000 mil'e bir kisi ulasti, o da ayar yapmaya gerek kalmadan kapatti. 1. el tecrubeden konusuyorum. Durum boyle olunca ayar yaptirmadim. Cunku sifir modeli ile benimkinin motor sesi arasinda fark hic yoktu. Simdi de Ducati'nin bakim araliklarini uzattigi ilk modelin forumuna bakin. Daha subap bakimi gelmeden bir cok kullanicinin motor sesinin degistiginden, performansin dustugunden sikayetci oldugunu goreceksiniz. En yeni modeller nasildir bilmiyorum. Cunku 3-4 sene once bakmistim.
Bu arada CB900F Hornet zannettiginiz gibi "commuting ve ekonomi" amacli degildir :) 200 kilo'dan hafif, 110 beygir, 0-100 hizlanmasi 3 saniye motosiklettir. Ayni sekilde Superduke "sarf performans canavari" da degildir. Gunluk kullanim icin uygun, suspansiyonu fazlasiyla yumusak ve rahat bir motosiklettir.
Son olarak, insanlari yanlış yönlendirdigimi iddia ediyorsunuz. Niye boyle bir sey yapayim? Ne gibi bir kazancim olabilir? Bilakis tam tersi. Su anki motosikletim Avrupa mali ve problemlerine ragmen severek kullaniyorum. Ancak almayi dusunen insanlara fikrimi durustce soylemeyi bir borc biliyorum. Halbuki zaten piyasasi dar olan sahip oldugum bir motosiklete ilgi olusturmak icin forumda pozitif seyler de yazabilirim. Ya da forumda kullanan az oldugu icin "muhtesem, dehset" yazip kendime pay cikarmaya calisabilirim. Ne gerek var? Pozitifini de yazarim, negatifini de. Bakin Levent yeni GS aldi, forumda milletin yere goge koyamadigi bir motosiklet. Cok net yazmis pozitiflerini de, negatiflerini de. Guvenilir olup oyle yapmak lazim.
Pushrod'lu, hava soğutmalı, v twin bir cruiser motoru ve performans kelimeleri yan yana gelince bir garip oldum :)
Ciddi problemler tabii ki istisna. Ancak kullanicilarin kaci bu istisnayi yasiyor? Baska ne tur istisnalar mevcut?
Parasini akillica kullanacak insanin yapmasi gereken, bastan beri verdigim tavsiye, almayi dusundugunuz motosikletin modelinin uluslararasi forumunu incelemeniz. Ben bunu CB900F Hornet, CB1000R, Superduke, Multistrada ve Zero SR icin yaptim. Durum cok net.
Bunun icin de Avrupa motosikletlere karşı önyargının yersiz oldugunu dusunmuyorum. Zaten ikinci el fiyatlari da durumu destekliyor.
Subap bakimina gelince, kullandiginiz modelin subaplarina ulasim zor degilse fiyatlar bir Japon'a yakin olabilir. Ancak her Avrupa model icin oyle degil. Cunku duz 4 silindir motora tek kafa acmak yerine V motora 2 kafa acmasi gerekecek, silindirler 90 derece aciliysa biri deponun arkasinda digeri radyatorun onunde oldugu icin kafalara ulasmak icin hem depo hem de radyatoru sokmek gerekecek, desmoysa subap basina 2 kat daha fazla şim kontrolu gerekecek, vs. Birinde sadece subap ayari 1.5 saat surerken digerinde 4 saat surecek, bu da Amerika icin $300 iscilik farki demektir.
Subap ayari kullandiginiz Japon motoru icin 26.000km'dir, İtalyan motor yeniyse o da yakindir, dogru. Simdi gidip forumlari okuyun. 12 sene once aldigim CB900F Hornet'e 16000mil'de kafayi acip ayar yapan hic cikmadi forumda. 32000 mil'de cok nadir. 48000 mil'e bir kisi ulasti, o da ayar yapmaya gerek kalmadan kapatti. 1. el tecrubeden konusuyorum. Durum boyle olunca ayar yaptirmadim. Cunku sifir modeli ile benimkinin motor sesi arasinda fark hic yoktu. Simdi de Ducati'nin bakim araliklarini uzattigi ilk modelin forumuna bakin. Daha subap bakimi gelmeden bir cok kullanicinin motor sesinin degistiginden, performansin dustugunden sikayetci oldugunu goreceksiniz. En yeni modeller nasildir bilmiyorum. Cunku 3-4 sene once bakmistim.
Bu arada CB900F Hornet zannettiginiz gibi "commuting ve ekonomi" amacli degildir :) 200 kilo'dan hafif, 110 beygir, 0-100 hizlanmasi 3 saniye motosiklettir. Ayni sekilde Superduke "sarf performans canavari" da degildir. Gunluk kullanim icin uygun, suspansiyonu fazlasiyla yumusak ve rahat bir motosiklettir.
Son olarak, insanlari yanlış yönlendirdigimi iddia ediyorsunuz. Niye boyle bir sey yapayim? Ne gibi bir kazancim olabilir? Bilakis tam tersi. Su anki motosikletim Avrupa mali ve problemlerine ragmen severek kullaniyorum. Ancak almayi dusunen insanlara fikrimi durustce soylemeyi bir borc biliyorum. Halbuki zaten piyasasi dar olan sahip oldugum bir motosiklete ilgi olusturmak icin forumda pozitif seyler de yazabilirim. Ya da forumda kullanan az oldugu icin "muhtesem, dehset" yazip kendime pay cikarmaya calisabilirim. Ne gerek var? Pozitifini de yazarim, negatifini de. Bakin Levent yeni GS aldi, forumda milletin yere goge koyamadigi bir motosiklet. Cok net yazmis pozitiflerini de, negatiflerini de. Guvenilir olup oyle yapmak lazim.
Öncelikle biz burada, Türkiye'de saat başına işçilik ödemiyoruz, dolayısıyla sizin uzun uzun tekrardan yazdığınız şeylerin burada bir anlamı yok, tekrarlıyorum hem japon hemde italyana aynı servis ücretini ödedim. Mesela bu bile buradaki kullanıcı kitlesi için yanlış bir yönlendirme!
Sübap konusunda sahip olduğunuz meşhur CB900F motorunuza bir hayli üzüldüm çünkü manual'inde, yani Honda'nın kendi ürettiği ve motoruna özel hazırladığı kitapçığında subap ayarı 16.000mil yani 25.000km olarak söylüyor ki benim yeni Japon motorumla sizin söylediğinizin aksine aynı. Siz bu durumu "gerekiyorsa" sübap ayarı yapılmalı olarak da değerlendirebilirsiniz ama neticede o adam bunun 25000km olacağını belirtmiş. Dolayısıyla Honda'nın kendisine mi yoksa çok met ettiğiniz forumlara mı/size mi inanayım? Dolayısıyla bu da yanlış bir yönlendirme! Çünkü sizi dinleyen Hornet sahibi insanlar "aa bak subap ayarına gerek yokmuş, adam 77.000 km'ye kadar ayarsız gelmiş " diyecekler, bu mudur sizin güvenilirliğiniz?
hasmet
19 Nisan 2019, 01:58
Öncelikle biz burada, Türkiye'de saat başına işçilik ödemiyoruz, dolayısıyla sizin uzun uzun tekrardan yazdığınız şeylerin burada bir anlamı yok, tekrarlıyorum hem japon hemde italyana aynı servis ücretini ödedim. Mesela bu bile buradaki kullanıcı kitlesi için yanlış bir yönlendirme!
Tek Japon ve tek Avrupa motosiklet yok. Modelden modele ciddi farklar mevcut. Olabildiğince net yazdım, anlamanız lazımdı. Tabii ki işçilik saate göredir. Hiç bir servis 1.5 saat sürecek iş ve 4 saat sürecek iş için aynı fiyatı kesmez, akıl var mantık var.
Ekleyecek yeni bir şeyim yok. Amacım sizi ikna etmek değil. İyi niyetle okuyan herkes anlamıştır ne demek istediğimi diye düşünüyorum.
Pushrod'lu, hava soğutmalı, v twin bir cruiser motoru ve performans kelimeleri yan yana gelince bir garip oldum :)
Çaktırmayın ama kimse öyle bir iddiada bulunmadı aslında. Sadece Goldwing alacak kitleyle Sportster alacak kitlenin farklı olduğunu belirttim. Arkadaş nedense bu şekilde anlamış. Ben de anlam veremedim.
elessartt
19 Nisan 2019, 09:47
Japon ve Avrupa'lı egzotik motorlar için son olarak şöyle küçük bir not bırakayım. 2008-2012 Honda 600RR 'da hiçbir şekilde geri çağırma(recall) olmamış. Sanırım Japonlar Avrupa'lılara göre bu yüzden güvenilebilirlik,sağlamlık konusunda fazla tartışmaya yer vermiyor.
Ben şunu anlamadım; madem sesi daha bakımı gelmeden değişiyorMUŞ, neden Ducati Desmo'da bu kadar ısrarlı? Olay motor yeni bakımdan çıktığında mümkün olduğu kadar zorlanabilsin ve tasarımdan mümkün olan en yüksek performans alınabilsin midir? Yani bu durumda performans için longevity'den (dayanıklılıktan) ve/veya işletme maliyetinden ödün mü veriliyor?
Böyle ise hitabet farklı kitlelere Japon ve İtalyan'da; bu konuda anlaşmak zor olur...
hasmet
19 Nisan 2019, 11:47
Ben şunu anlamadım; madem sesi daha bakımı gelmeden değişiyorMUŞ, neden Ducati Desmo'da bu kadar ısrarlı? Olay motor yeni bakımdan çıktığında mümkün olduğu kadar zorlanabilsin ve tasarımdan mümkün olan en yüksek performans alınabilsin midir? Yani bu durumda performans için longevity'den (dayanıklılıktan) ve/veya işletme maliyetinden ödün mü veriliyor?
Böyle ise hitabet farklı kitlelere Japon ve İtalyan'da; bu konuda anlaşmak zor olur...
Subap ayarinin daha cabuk bozulmasinin sebebi desmo olmak zorunda degil. O kadar cok farkli etken var ki. Mesela desmo olmamasina ragmen 2019 Superduke'un subap ayar araliklari 15000 km. 2002 model Honda CB900F Hornet'in 25000 km. Isin garibi 5000km'de baska nedenle acilan Superduke motorunun bir şim'i degisti bile! 2010 oncesi Ducatilerin subap bakim araliklari cok dardi Japonlara gore. Sonra dan diye ikiye katladilar :) Bu arada Ducati forumlarini en son 4 sene once ayrintili olarak incelemistim. Simdi cok daha iyi olabilirler.
Ben şunu anlamadım; madem sesi daha bakımı gelmeden değişiyorMUŞ, neden Ducati Desmo'da bu kadar ısrarlı? Olay motor yeni bakımdan çıktığında mümkün olduğu kadar zorlanabilsin ve tasarımdan mümkün olan en yüksek performans alınabilsin midir? Yani bu durumda performans için longevity'den (dayanıklılıktan) ve/veya işletme maliyetinden ödün mü veriliyor?
Böyle ise hitabet farklı kitlelere Japon ve İtalyan'da; bu konuda anlaşmak zor olur...
Sayın Cyan, öncelikle son cümlenizde bahsettiğiniz hitabet konusuna şiddetle katılıyorum, kesinlikle farklı kulvarlar çok farklı teknolojiler. Dolayısıyla bu motosikletlerin subap ayarlarını karşılaştırmadan önce barındırdığı teknolojiyi bilmek, anlamak gerekir. Zaten bunu yaptığınızda birisinin elma diğerinin armut olduğunu görürsünüz.
Sorunuza gelecek olursak, Ducati desmodromic subap denilen, başka herhangi bir motosiklet markasında olmayan bir teknoloji kullanır. Bu sebeple DESMO adını verdiğimiz bakımda da bu özel teknolojinin barındırdığı bir parça olan "cam belt" adında triger kayışı benzeri bir kayışında gerekirse değişimi yoksa ayarlaması yapılır. Bu Ducati'ye özel desmodromic subaplar ile simultane çalışan bir sistemdir. Dolayısıyla bu subap ayarını yapmak Ducati'de önemlidir. Buradaki durum bir ısrardan ziyade çalışan bir sistemin sürekliliği için yapılması gereken periyodik bir bakımdır. Ve bu subap/kayış kombinasyonu Ducati'nin bu kadar performanslı olmasının önemli bir sebebidir. Tıpkı klimalarınızın filtre temizliğini yapmak zorunda olduğunuz gibi. Hayır ben yapmıyorum, dayanıklı olmak zorunda gibi bir ısrar içerisinde olmanız, klimanın teknolojisini yok saymanız gibi bir şeydir. Dolayısıyla burada herhangi bir durumdan ödün verilmiyor. Bu durumu belkide en iyi özetleyen durum Porsche'nin Boxer motor teknolojisi, Mazda'nın Vankel motor teknolojisi gibi örneklendirebilir. Neticede bu motorların hepsinde de subap kullanılır ve subap ayarı gereklidir. Ama bu demek değildir ki Boxer motorları DOHC motorlardan daha dayanıksız veya ömürsüzdür.
Yine belirtmekte fayda var, bugün sahip olduğunuz herhangi bir Japon motosiklette de aynı km'lerde subap ayarı yapılması gerekiyor. Aslında ortada farklı bir durum yok. Hep söylediğim gibi, durum algıdan ibaret.
Benim motosikletin (eğer gerekirse) süpap ayarları 24.000'de bir. Bir sonraki bakımda bakılacak (daha 6-7 ay rahat var...), o zaman ücretini buraya yazacağım. Ducati'de 4-5.000TL tutuyor diye yazılıyor. Ödün verilen yer tam da burası olsa gerek. (Honda da Ducati de kendi servisinde, özel değil...)
hasmet
19 Nisan 2019, 12:59
Sayın Cyan, öncelikle son cümlenizde bahsettiğiniz hitabet konusuna şiddetle katılıyorum, kesinlikle farklı kulvarlar çok farklı teknolojiler. Dolayısıyla bu motosikletlerin subap ayarlarını karşılaştırmadan önce barındırdığı teknolojiyi bilmek, anlamak gerekir. Zaten bunu yaptığınızda birisinin elma diğerinin armut olduğunu görürsünüz.
Sorunuza gelecek olursak, Ducati desmodromic subap denilen, başka herhangi bir motosiklet markasında olmayan bir teknoloji kullanır. Bu sebeple DESMO adını verdiğimiz bakımda da bu özel teknolojinin barındırdığı bir parça olan "cam belt" adında triger kayışı benzeri bir kayışında gerekirse değişimi yoksa ayarlaması yapılır. Bu Ducati'ye özel desmodromic subaplar ile simultane çalışan bir sistemdir. Dolayısıyla bu subap ayarını yapmak Ducati'de önemlidir. Buradaki durum bir ısrardan ziyade çalışan bir sistemin sürekliliği için yapılması gereken periyodik bir bakımdır. Ve bu subap/kayış kombinasyonu Ducati'nin bu kadar performanslı olmasının önemli bir sebebidir. Tıpkı klimalarınızın filtre temizliğini yapmak zorunda olduğunuz gibi. Hayır ben yapmıyorum, dayanıklı olmak zorunda gibi bir ısrar içerisinde olmanız, klimanın teknolojisini yok saymanız gibi bir şeydir. Dolayısıyla burada herhangi bir durumdan ödün verilmiyor. Bu durumu belkide en iyi özetleyen durum Porsche'nin Boxer motor teknolojisi, Mazda'nın Vankel motor teknolojisi gibi örneklendirebilir. Neticede bu motorların hepsinde de subap kullanılır ve subap ayarı gereklidir. Ama bu demek değildir ki Boxer motorları DOHC motorlardan daha dayanıksız veya ömürsüzdür.
Yine belirtmekte fayda var, bugün sahip olduğunuz herhangi bir Japon motosiklette de aynı km'lerde subap ayarı yapılması gerekiyor. Aslında ortada farklı bir durum yok. Hep söylediğim gibi, durum algıdan ibaret.
1. "cam belt" özel desmo teknolojisinin barındırdığı triger kayışına benzer bir parça falan değildir. Üstten egzantrikli her motorda bulunan triger kayışı ya da zincirinin ta kendisidir. "DESMO bakımı" da sübap ayarıdır. :)
2. Ducati'lerin günümüzde "yüksek performanslı" olmasının sebebi desmo sübap kullanmaları değil. Ki zaten tipik sübap kullanan benzer hatta daha performanslı motosikletler de mevcut.
3. Desmo ilk çıktığında faydalıymış, çünkü o zamanlar tipik subaplar özellikle yüksek devirde sorunlu çalışıyormuş. Ancak gelişen malzeme teknolojisi ve bilgisayar simülasyonlu motor dizaynı sayesinde uzun süredir elle tutulur bir faydası kalmış değil. Ducati niye kullanıyor? Tarihinin bir parçası olduğu, ve ürünlerini "özel" kıldığı için. Yoksa desmo zaten Ducati'nin bulduğu bir şey de değil. Diğer markaların bugün desmo kullanmalari için hiç bir engel de yok. Kullanmıyorlar, çünkü gerek yok.
4. "Mazda'nın Vankel motor teknolojisi gibi örneklendirebilir. Neticede bu motorların hepsinde de subap kullanılır ve subap ayarı gereklidir." Değildir. Wankel motorda pistonlu motor gibi sübap olmaz.
1. "cam belt" özel desmo teknolojisinin barındırdığı triger kayışına benzer bir parça falan değildir. Üstten egzantrikli her motorda bulunan triger kayışı ya da zincirinin ta kendisidir. "DESMO bakımı" da sübap ayarıdır. :)
2. Ducati'lerin günümüzde "yüksek performanslı" olmasının sebebi desmo sübap kullanmaları değil. Ki zaten tipik sübap kullanan benzer hatta daha performanslı motosikletler de mevcut.
3. Desmo ilk çıktığında faydalıymış, çünkü o zamanlar tipik subaplar özellikle yüksek devirde sorunlu çalışıyormuş. Ancak gelişen malzeme teknolojisi ve bilgisayar simülasyonlu motor dizaynı sayesinde uzun süredir elle tutulur bir faydası kalmış değil. Ducati niye kullanıyor? Tarihinin bir parçası olduğu, ve ürünlerini "özel" kıldığı için. Yoksa desmo zaten Ducati'nin bulduğu bir şey de değil. Diğer markaların bugün desmo kullanmalari için hiç bir engel de yok. Kullanmıyorlar, çünkü gerek yok.
4. "Mazda'nın Vankel motor teknolojisi gibi örneklendirebilir. Neticede bu motorların hepsinde de subap kullanılır ve subap ayarı gereklidir." Değildir. Wankel motorda pistonlu motor gibi sübap olmaz.
Bakın neyin ... yarışına girdiğinizi anlayamıyorum, sanırım uzun süre Amerika'da yaşamanın verdiği sebep ile Türkçe anlama kavramada da ufak problemler baş göstermiş olabilir. Yazdığımı aynen aşağıya kopyalıyorum;
"Sorunuza gelecek olursak, Ducati desmodromic subap denilen, başka herhangi bir motosiklet markasında olmayan bir teknoloji kullanır. Bu sebeple DESMO adını verdiğimiz bakımda da bu özel teknolojinin barındırdığı bir parça olan "cam belt" adında triger kayışı benzeri bir kayışında gerekirse değişimi yoksa ayarlaması yapılır."
Yani "benzeridir" kelimesinin yerine "Hayır, ta kendisidir" gibi kelime oyunlarıyla bir şeyler ispat ettiğinizi mi sanıyorsunuz? Evet benzeridir, neden? Çünkü arabalarda kullanılan egzantrik/triger zincirle ile triger kayışları genel ismiyle aynı olsalar dahi motosiklet teknolojilerinde farklılaşırlar gerek yapısal, gerek işlevsel, buda benzer kılar durumu, ta kendisi yapmaz!
DESMO sadece bir sübap ayarı değildir, DESMODROMIC VALF teknolojisinin sürdürülebilirliği için gereken tüm elemanların servis gördüğü bir bakımdır. Bu yüzden DESMO BAKIMINDA SİZİN SÖYLEDİĞİNİZİN AKSİNE SADECE SUBAP AYARI YAPILMAZ TIMING BELT'DE DEGISIR YADA GERGINLIGI AYARLANIR. Lütfen ducati servisine gidip "merhabalar ben TRIGER KAYIŞINI değiştirmek istiyorum" diye söyleyin, bakalım size ne cevap verecekler.
Diğer yazdıklarınıza cevap bile verme gereği duymuyorum, mış muş diye gidiyor bir çoğu. Cevaplarınızı okurken nedense aklıma "ha baş örtü kurban olduğum ya resulallahtan gelebilir amma lakin ki öyle değildir" repliği geliyor sürekli. 75.000km'de motoruna subap ayarı yaptırıp, bunun doğru olduğunu savunan birisine fazla bile yazdığımı düşünüyorum.
RoofRoof
19 Nisan 2019, 14:32
Öncelikle biz burada, Türkiye'de saat başına işçilik ödemiyoruz, dolayısıyla sizin uzun uzun tekrardan yazdığınız şeylerin burada bir anlamı yok, tekrarlıyorum hem japon hemde italyana aynı servis ücretini ödedim. Mesela bu bile buradaki kullanıcı kitlesi için yanlış bir yönlendirme!
Sübap konusunda sahip olduğunuz meşhur CB900F motorunuza bir hayli üzüldüm çünkü manual'inde, yani Honda'nın kendi ürettiği ve motoruna özel hazırladığı kitapçığında subap ayarı 16.000mil yani 25.000km olarak söylüyor ki benim yeni Japon motorumla sizin söylediğinizin aksine aynı. Siz bu durumu "gerekiyorsa" sübap ayarı yapılmalı olarak da değerlendirebilirsiniz ama neticede o adam bunun 25000km olacağını belirtmiş. Dolayısıyla Honda'nın kendisine mi yoksa çok met ettiğiniz forumlara mı/size mi inanayım? Dolayısıyla bu da yanlış bir yönlendirme! Çünkü sizi dinleyen Hornet sahibi insanlar "aa bak subap ayarına gerek yokmuş, adam 77.000 km'ye kadar ayarsız gelmiş " diyecekler, bu mudur sizin güvenilirliğiniz?
Reis merak ettiğim Türkiye'de nasıl saat başına işçilik ödenmiyor?Bi yetkili servise git saniyenin bile parasını alıyorlar.Özel servisler rastgele bi işçilik belirler ama yetkili servis olup saatlik işçilik yazmayan duymadım.
Ayrıca hocam Japon'ların Avrupa'lılara göre daha uzun ömürlü olduğu dünyaca kabul görmüş bir gerçekken niye bu kadar agresif şekilde yaklaşıyorsun anlamadım.
Reis merak ettiğim Türkiye'de nasıl saat başına işçilik ödenmiyor?Bi yetkili servise git saniyenin bile parasını alıyorlar.Özel servisler rastgele bi işçilik belirler ama yetkili servis olup saatlik işçilik yazmayan duymadım.
Ayrıca hocam Japon'ların Avrupa'lılara göre daha uzun ömürlü olduğu dünyaca kabul görmüş bir gerçekken niye bu kadar agresif şekilde yaklaşıyorsun anlamadım.
Sayın RoofRoof, bu ay yaptırdığım bakımların hem Japon hem İtalyan ilk elden yetkili servis faturalarına baktığım zaman, her ikisinde de servis işçilik ücreti = ... şeklide yazıyor. Burada ne parantez içerisinde ne de herhangi bir yerinde "saatlik" diye bir kavram belirtilmemiş ve meblağlar neredeyse aynı. Bugüne kadar da hiçbir yetkili servis faturasında "saatlik" ibaresine de rastlamadım.
Bakın baştan beri anlatmaya çalıştığım hadise Japon ve Avrupa karşılaştırılmalarında, Avrupa motorlara olan önyargının yersiz olduğunu belirtmekti. Ara ara yapılan yorumlar ve cevaplar maalesef konuyu dayanıklılığa, çok farklı yerlere kadar getirdi. Halbuki anlatmak istediğim hem Japon hemde Avrupa motosiklet kullanan biri olarak bu durumun farksız olduğunu, bir Avrupa motosikletin en az Japon kadar dayanıklı olduğunu aktarmaktan ibaret. Bunuda birebir yaşadığım tecrübeleri özetleyerek aktarmaya çalıştım.
Daha geçtiğimiz ay aynı Japon motosiklet kullandığımız arkadaşım ile Nissin balataların ne kadar dayanıksız olduğundan bahsedip, keşke stock olarak Brembo kullansalar diye bir sohbet gerçekleştirdik. Bunun sebebi de ikimizde birebir kullanıcı olarak dayanıklılığından ve ömründen şikayetçi olduğumuz ile ilgili. Bu örnekleri daha da çoğaltabilirim. Ancak asıl mesela bu dayanıklılık mevzusunun bir ön yargıdan ibaret olduğu. Zaten son 6-7 senedir de etrafımızda daha çok Avrupa motosiklet görmemizin sebebide bu, ve daha da çok göreceğiz.
Yoksa Japon mu Avrupa mı sohbetleri sabaha kadar bitmez. Konunun en başına baktığınızda arkadışımız 3 tane şey sormuş arıza durumu, parça, bulunabilirlik. Bende kullanıcı olarak, içi dolu bir şekilde, istisnalara mahal vermeden ve en önemlisi uzun bir süredir hem Japon hemde Avrupa simultane kullanıcısı olarak tecrübelerimi paylaştım. Arkadaşımıza da korkmayın, öcü değil bunlar, taş gibi makinaları özetlemek istedim.
Paralel evrenler sözkonusu burada... İş karışık, bildiğin gibi değil RoofRoof :)
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:24 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:22 ----------
Yanlış hatırlamıyorsam her iki fatura da 800-900TL arasıydı. Desmo bakımlıları kaç para acaba Ducati'lerin?
hasmet
19 Nisan 2019, 15:43
Çünkü arabalarda kullanılan egzantrik/triger zincirle ile triger kayışları genel ismiyle aynı olsalar dahi motosiklet teknolojilerinde farklılaşırlar gerek yapısal, gerek işlevsel, buda benzer kılar durumu, ta kendisi yapmaz!
Yazmama kararınızı kutluyorum. Çünkü "cam belt" ile triger kayışı arasında işlevsel bir fark bulmanız mümkün değil, çünkü aynı işi yapıyorlar.
Anlamadığım, Ducati servislerinde mi okuyorlar insanlara bu hikayeleri? Zannetmiyorum. Belki de servise 5000TL bayıldıktan sonra "çok çok özel şeyler yapılmış olmalı" hayaliyle kendi kendilerine uyduruyorlar... Kim bilir?
Tavsiyem bir motor nasıl çalışır, desmodromik subabın tipik subaplardan farkı nedir, timing belt ne işe yarar, öğrenin. Motosikletlerin uluslararası forumları herkese açık, subap bakımını kendisi yapanlar illa ki vardır, belki fotoğraflarla anlatmış olanlar, ya da video yapmış olanlar bile vardır. Okuyun, öğrenin, bilgi her yerde.
Sonra Wankelin subaplari tadında Japondan farksiz Avrupa motosikletler okuyoruz... Neymiş "Kullanıyorum ikisi de aynı". E ben de kullanıyorum, 1 sene sonra pistonu silindiri elime aldım, n'olacak şimdi? Anekdotla bilgiye ulaşılmaz ki. Forumları açıp bakın, kaç kişi ne sorun yaşamış belli.
elessartt
19 Nisan 2019, 16:28
Sayın RoofRoof, bu ay yaptırdığım bakımların hem Japon hem İtalyan ilk elden yetkili servis faturalarına baktığım zaman, her ikisinde de servis işçilik ücreti = ... şeklide yazıyor. Burada ne parantez içerisinde ne de herhangi bir yerinde "saatlik" diye bir kavram belirtilmemiş ve meblağlar neredeyse aynı. Bugüne kadar da hiçbir yetkili servis faturasında "saatlik" ibaresine de rastlamadım.
Bakın baştan beri anlatmaya çalıştığım hadise Japon ve Avrupa karşılaştırılmalarında, Avrupa motorlara olan önyargının yersiz olduğunu belirtmekti. Ara ara yapılan yorumlar ve cevaplar maalesef konuyu dayanıklılığa, çok farklı yerlere kadar getirdi. Halbuki anlatmak istediğim hem Japon hemde Avrupa motosiklet kullanan biri olarak bu durumun farksız olduğunu, bir Avrupa motosikletin en az Japon kadar dayanıklı olduğunu aktarmaktan ibaret. Bunuda birebir yaşadığım tecrübeleri özetleyerek aktarmaya çalıştım.
Daha geçtiğimiz ay aynı Japon motosiklet kullandığımız arkadaşım ile Nissin balataların ne kadar dayanıksız olduğundan bahsedip, keşke stock olarak Brembo kullansalar diye bir sohbet gerçekleştirdik. Bunun sebebi de ikimizde birebir kullanıcı olarak dayanıklılığından ve ömründen şikayetçi olduğumuz ile ilgili. Bu örnekleri daha da çoğaltabilirim. Ancak asıl mesela bu dayanıklılık mevzusunun bir ön yargıdan ibaret olduğu. Zaten son 6-7 senedir de etrafımızda daha çok Avrupa motosiklet görmemizin sebebide bu, ve daha da çok göreceğiz.
Yoksa Japon mu Avrupa mı sohbetleri sabaha kadar bitmez. Konunun en başına baktığınızda arkadışımız 3 tane şey sormuş arıza durumu, parça, bulunabilirlik. Bende kullanıcı olarak, içi dolu bir şekilde, istisnalara mahal vermeden ve en önemlisi uzun bir süredir hem Japon hemde Avrupa simultane kullanıcısı olarak tecrübelerimi paylaştım. Arkadaşımıza da korkmayın, öcü değil bunlar, taş gibi makinaları özetlemek istedim.
Arkadaşımızın CBR650F Honda EFE'ye götürdük 3s28dk lık kısmı fatura edilmiş vaziyetteydi. Ayrıca Koluman,Toyota,Doğuş Oto,Borusan'a şirket araçlarımızın hepsini ben servise götürdüm hepsinde de tek tek dakikasına kadar işçilik alıyorlar.
wetehan
19 Nisan 2019, 17:53
Tel jantlı dragster800rr fena olmazdı, hazır ilana düşmüşken :)
Tecrübe eden arkadaşlar parça/servis algısının yanlış olduğunu belirttiğine göre ikinci el piyasası kabul edildiğinde gönül rahatlığı ile alınabilir. Ben kabul ettiğim vakit sdr1290, tuano veya drg800rr için kolları sıvayacağım.
Tel jantlı dragster800rr fena olmazdı, hazır ilana düşmüşken :)
Tecrübe eden arkadaşlar parça/servis algısının yanlış olduğunu belirttiğine göre ikinci el piyasası kabul edildiğinde gönül rahatlığı ile alınabilir. Ben kabul ettiğim vakit sdr1290, tuano veya drg800rr için kolları sıvayacağım.
Sayın wetehan, bahse konu Dragster'ı bende gördüm, keşke imkanlar şuanda el verseydi demeden edemedim:) Vaktiniz olursa hazır showroom'dayken beraber gidip görelim derim.
wetehan
19 Nisan 2019, 18:48
Bodrum'dayım gelemem, iyi ki de gelemem :) Bir önce ki düz jantlı modelini canlı gördüğümde bile çok beğenmiştim. Yeni 212 lik B4 de mayısta teslimata başlıyor ancak bu kardeşi daha estetik.
Drg800rr alıp hemen teker çamurluğunu söküp 200 lik lastiği özgürlüğe kavuşturup, yolcu ayak iptali ve mono kapak ile sezona hazırım :)
vBulletin v4.2.2, Copyright ©2000-2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by
vBSEO